İlhan Sami Çomak'ın söylediklerine katılırsınız katılmazsınız ama 30 yılını hapiste geçirmiş biri için, keşke çıkmasaydı diyorsanız siz gerçekten ahlak ve vicdan yoksunusunuz. Toplumsal yapımızda sosyal medyanın getirdiği çürüme çok tehlikeli bir seviyede.

Bakırhan: Çanakkale'deki şehitlikte sadece Kürtler yok, Türkler yok, Araplar yok; orada Türkiye'nin bütün renkleri var. Bir çözüm olacaksa Çanakkale ruhuna uygun olmalıdır. Biz diyoruz ki Çanakkale’deki Türk ve Kürt ittifakını yeniden kuralım.

Amed’de düzenlenen “Barış için özgürlük” mitingi sonrası birçok kişi darp edilerek gözaltına alındı.

Sebahat Tuncel #ÇözümBarışta konferansımızda konuşuyor: Sayın Öcalan’ın savunmalarında ilk kitaplarından bugüne bir değişiklik yok. Kapitalizmin aşılması için demokratik modernizmi, ekolojik toplumu ve demokratik ulusu öneriyor.

YRD: Gazeteci Aziz Köylüoğlu şehit düştü Türk devletinin Ranya’da 27 Ocak’ta gerçekleştirdiği saldırıda gazeteci Aziz Köylüoğlu’nun şehit düştüğünü belirten YRD, “Aziz yoldaşın kalemi yerde kalmayacak, sesi-sözü daha gür biçimde yankılanacaktır” dedi. YRD Genel Koordinasyonu açıklaması şöyle: “Türk devletinin 27 Ocak günü Ranya’da gerçekleştirdiği korkakça saldırıda çok değerli arkadaşımız, can yoldaşımız Aziz Köylüoğlu şehit düşmüştür. Öncelikle, başta değerli ailesi olmak üzere, bütün özgür basın kadrolarının, halkımızın başı sağ olsun diyor, Aziz arkadaşın bıraktığı yerden mücadeleyi yükseltme ve mutlaka zaferle taçlandırma sözümüzü yineliyoruz. Kuşkusuz, Aziz Arkadaş Türk devletinin soykırımcı-sömürgeci, işgalci yüzünü teşhir ettiği, bu kapsamda iyi bir gazeteci, yurt sevgisi ile dolu özgürlük militanı olduğu için hedeflenmiş ve katledilmiştir. Aziz Arkadaşın kaleminden, sözünden rahatsızlık duyanlar, korkakça bir saldırı ile kendisine yönelmiş, bu biçimde hakikatin sesini susturmak istemişlerdir. Fakat bilinmeli ki, Aziz de kendisinden öncekiler gibi bu kervana her bedeli göze alarak girmiş, her anında özgürlük davasının yılmaz bir neferi olarak hareket etmiş ve bizlere de bu bayrağı en güçlü şekilde devretmiştir. Aziz Arkadaşın düşman karşısındaki başeğmez duruşu bugün her bir genç yoldaşının duruşudur, tutumudur. Bu saldırılar Aziz’e geri adım attırmadığı gibi bizlere de geri adım attırmayacak, aksine mücadele azmimizi büyütecektir.

Çemé Munzur

Oğlunun cenazesi kutu içinde verilen Halise Aksoy'a 6 yıl ceza verildi 🔴Oğlunun cenazesi bir kutu içerisinde kargoyla kendisine teslim edilen Halise Aksoy'a 6 yıl 3 ay hapis cezası verildi.

ChatGPT yeni bir çağ açtı. Artık yapay zeka kullanmıyorsanız, geride kalıyorsunuz. İşte size yüzlerce saat kazandıracak 10 yapay zeka sitesi:👇🏻

Çok anlattım ama yine anlatırım, sorun değil: İsrail'in kuruluşundan önce İsrail'in bulunduğu bölgede hiçbir zaman "Filistin" adında tam bağımsız bir devlet var olmadı. "Filistin" adı, tarihsel olarak da "İsrail" adından eski değildir. Bu bölgenin adı, Eski Ahit'te de, Yeni Ahit'te de, Kuran'da da "İsrail" olarak deçer. (Evet, bu bölgenin adı Kuran'da da İsrail olarak geçer. Ne tesadüf ama!) Filistin ismi, Roma İmparatorluğunun 2. yüzyıl civarında Yahudileri bu bölgeden sürdükten sonra bölgenin Yahudilerle olan bağını unutturmak için bölgeye verdiği bir isimdir. Bunun sonucunda, bölgesel bir isimlendirme olarak zaman zaman buraya Filistin denmiştir. Ancak modern İsrail devletinin kuruluşundan önce burada hiçbir zaman Filistin diye bir ülke var olmamıştır. İsrail topraklarını içine alan bölge, İsrail'in kuruluşundan önce Britanya İmparatorluğu'nun, ondan önce ise Osmanlı'nın egemenliğindeydi. Britanya İmparatorluğu bu bölgeyi Osmanlı'dan aldıktan sonra bölgeye "British Mandate of Palestine" adını verdi. Yani ortada yine bağımsız bir Filistin devleti yoktu. Burası, Britanya toprağıydı. Bölgede Araplar ve Yahudiler bulunuyordu. İkinci dünya savaşı döneminde Nazi Almanya'sından kaçan pek çok Yahudi de Britanya'nın eliyle buraya yerleştirildiler. Burada da bir sorun bulunmamaktaydı. Zira bölge Brtitanya toprağıydı ve büyük kısmı zaten özel mülk değildi. Burada hem Arapların hem Yahudilerin özel mülkleri vardı. Ancak bugünki İsrail ve Filistin devletlerinin topraklarını oluşturan bölgenin büyük kısmı özel mülk değildi. Yahudiler bir miktar toprağı da Araplardan satın aldılar. (Hemen atlamayın, Arapların bütün topraklarını sattıklarını söylemiyorum, ki hepsini satmadılar. Ancak bir kısım toprağın satıldığı bir gerçektir.) Britanya bölgeden çekilme kararı alınca Araplar ve Yahudiler arasında toprak anlaşmazlığı başgösterdi. Zira söylediğimiz gibi bölgenin büyük çoğunluğu özel mülk değildi. 1947'de BM ilk toprak paylaşımı önerisi sundu. Yahudiler, kendilerine ayrılan bölge büyük ölçüde iyi toprak barındırmasa da (Zira Yahudilere ayrılan toprakların yarısını Negev çölü oluşturuyordu) bu planı kabul ettiler ve kendilerine ayrılan bölgede İsrail'in kurulduğunu ilan ettiler. Arapların yapmaları gereken de kendilerine ayrılan bölgede Arap devletini kurmaktı. Ancak Araplar kendilerine ayrılan bölgede kendi devletlerini kurmak yerine bütün bölgenin kendilerinin olması gerektiği düşüncesiyle İsrail'i yok etmek için İsrail'e saldırdılar. 5 Arap ülkesi (Mısır, Ürdün, Irak, Suriye ve Lübnan) hep birlikte İsrail'e saldırdılar. İsrail hiç kimsenin desteği olmadan bu savaştan galip çıktı. İsrail bu savaşın sonucunda topraklarını genişletti. Bu, meşru bir genişlemeydi; çünkü meşru bir savunma savaşının sonucunda elde edilmişti. İsrail fazladan toprak kazanmak amacıyla bir savaş başlatmadı. Savaşı başlatan Araplardı. Bir ülkeye saldırırsanız, bunun savaşı kaybetmeniz durumunda toprak kaybıyla sonuçlanabileceğini bilmeniz gerekir. 1967'de bir kez daha 4 Arap ülkesi (Mısır, Suriye, Ürdün ve Irak) İsrail'i yok etme amacıyla hep birlikte İsrail'e saldırdılar. İsrail bu savaştan da galip ayrıldı ve o dönem Mısır'ın kontrolünde Gazze ile birlikte tüm Sina yarım adasını ele geçirdi. Ancak İsrail, yine meşru bir savunma savaşının sonunda bu bölgeyi ele geçirmiş olmasına rağmen buradan tamamen çekildi. (Yayılma amacı güttüğü söylenen bir ülke için ilginç bir hareket.) İsrail'in dahil olduğu tüm savaşlar İsrail için savunma savaşıydı. İsrail hiçbir zaman toprak elde etmek amacıyla bir yere saldırmadı. İsrail 2005'te Gazze'den de çekildi. İsrail'in iki devletli çözüm istemediği iddiası, sadece bir yalandan ibarettir. Filistin'e (Araplara) defalarca iki devletli çözüm teklif edildi. Söylediğimiz gibi ilk teklif de 1947 toprak bölüşümüydü. Araplar en başından iki devletli çözümü kabul etmedikleri gibi bundan sonraki teklifleri de kabul etmediler. 1967'de Sudan'da toplanan Arap birliği zirvesi, Hartum kararlarını açıkladı. Bu kararlar şöyleydi: "İsrail ile barış yapılmayacak, İsrail ile müzakere yapılmayacak, İsrail tanınmayacak". Yani İsrail bunca zaman tüm iyi niyetiyle iki devletli çözümden yana olmasına rağmen Araplar kendi tavırlarını İsrail ile barış yapmamak şeklinde ortaya koymuştu. Hamas'ın kuruluş bildirgesinde de Hamas, İsrail'i yok etme niyetini, müzakereyle çözümün mümkün olmayıp tek çözümün cihat olduğunu, İsrail'in sadece İslam onu yok edene kadar var olacağını söyleyerek belirtir. Yani temel amaçları, İsral ile masaya oturup iki devletli çözüm için el sıkışmak değil, İsrail'i yok etmektir ve bunu da zaten açıkça söylemektedirler. Kendi başlarına getirdikleri tüm yıkım, işte bu tavırlarının sonucudur. Tüm bunların detaylarını, isteyen herkes serbestçe araştırabilir. Burada makale ya da kitap yazacak halim yok. Son olarak, boş boş konuşmanın ve karşınızdaki kişiye hakaret etmenin ya da sizin gibi düşünmediği için ona ajan vs. demenin bir argüman olmadığını bilmelisiniz.

Lutfen paylasin. Avrupa Tarihi 1. ders 10 Subat Pazartesi Saat: 14:00 MsTeams linki:

Depremin ikinci yılında Adıyaman'da hala 70 bin depremzede konteyner kentlerde yaşıyor... Binlerce kişi Konteyner kentlerde 21 metrekarelik konteynerlerde yaşamak zorunda çünkü başka çareleri de yok... Konteynerlerde en çok çocuklar etkileniyor.... Rahat ders çalışacakları ortamları yok. İnternet sıkıntılı... Çok sayıda çocuğun tableti yok... Adıyamanlı çocuklar Halk TV mikrofonunu görünce sesimizi duyurun dediler tabi ki duyuracaktık... Çocuklar tablet istedi, kitap istedi ve yayın biter bitmez duyarlı vatandaşlar anında çocukların talebini yerine getirmek için harakete geçti... Birçok CHP'li belediye başkanı ve iş insanı konteyner kentte kalan ve tablet talebinde bulunan dünyalar güzeli bu çocukların tamamının tablet ihtiyaçlarını giderdi... Güzel bir çözüme vesile olduğum için en azında bu gece huzurla uyuyabileceğim....