cemilokumus_94 Profile Banner
Cemil Okumuş Profile
Cemil Okumuş

@cemilokumus_94

Followers
7K
Following
867
Statuses
3K

Libertarian, minarchist, advocate of laissez-faire capitalism Tweets in English and Turkish

Ankara
Joined February 2021
Don't wanna be here? Send us removal request.
@cemilokumus_94
Cemil Okumuş
3 hours
1 - Kimse sigara içmezse devlet senin ve bilmem kaç milyon imamın maaşını ödemekte hayli zorlanır. 2 - Sigara haram değil. Kuran'da sigaranın haram olduğuna dair bir ifade yok.
@HaberKupur
Kupür
20 hours
Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş: "Sigara içmek haram. Bu davranışa bir son verelim."
Tweet media one
1
0
2
@cemilokumus_94
Cemil Okumuş
3 hours
Köklü çözüm: Afuera!
@BirGun_Gazetesi
BirGün Gazetesi
20 hours
Mehmet Şimşek'ten enflasyon açıklaması: "Kolaycı bir çözümü yok, köklü çözüm peşindeyiz"
0
0
2
@cemilokumus_94
Cemil Okumuş
2 days
KFC Türkiye şubelerini kapatıyormuş. İşin gülünç yanı, bu firmaları boykot etme çağrısı yapanların buradaki işçilerin işten çıkarılacak olmasına ağlamaları. Sahiden ne olmasını bekliyordunuz zeki varlıklar? KFC'nin Türkiye şubelerinin kapanmasında bir boykot etkisi varsa bu insanlar hem kendi ayaklarına sıktıklarının, hem de bir yığın insanın ekmeğiyle oynadıklarının farkında değiller. Yabancı yemek zincirleri, Türkiye gibi zaten ekonomisinin beli kırılmış, iş kurmanın çok zor olduğu, enflasyonun ve vergilerin alıp yürüdüğü ülkeler için can damarı niteliğinde. Bu firmalar hem pek çok niteliksiz işçiye iş imkanı sağlayarak onlar için bir geçim kapısı oluyor, hem de devlet bu firmalar sayesinde gereksiz harcamaları için kullanabileceği ciddi bir vergi geliri elde ediyor. Bu tarz firmaların Türkiye'den çekilmesi demek, hem işsizliğin artması, hem de devletin vergi geliri kaynakları azalacağı için çalışan insanların sırtına binecek daha çok vergi demek. Uçuruma doğru son sürat ilerliyoruz.
7
5
48
@cemilokumus_94
Cemil Okumuş
3 days
İslamcılar ve solcular tarafından sıklıkla dile getirilen "kolonyalist Batı" retoriği, bütünüyle anlamsız ve bu insanların çifte standardını çok iyi yansıtan bir popülist anti-propaganda retoriğidir. Kolonyalizm, Batılılar tarafından icat edilmiş bir şey değildir. İslami kolonyalizm çok daha geçmişe dayanır. İslam tamamen kolonyalizm aracılığıyla, işgal, yağma, zorla Müslüman yapma uygulamalarıyla yayılmıştır. İslami imparatorluklar yüzyıllarca hem Avrupalı, hem Afrikalı insanları köleleştirmiş, bundan büyük kazançlar elde etmişlerdir. İslami kolonyalizmin konuşulmuyor olması, sadece tarihsel olarak daha geçmişte olması ve özellikle de o dönemde herhangi bir görüntülü kayıt teknolojisinin bulunmuyor olmasıyla ilgilidir. Ve tabi ki burada tarih eğitimindeki ideolojik anlatım da etkilidir. Örneğin İslam kolonyalizmi, "İslam'ın yayılması" şeklinde anlatılır. Nasıl yayıldığına değinilmez. Osmanlı kolonyalizmi "Osmanlı kaynakları yağmalamıyordu, inanç özgürlüğü tanıyordu" gibi gülünç gerekçelerle saldırı ve zorlamadan farklı bir şeymiş gibi gösterilir. Kendi atalarının başkalarına yönelik saldırısı, "fetih, yurt tutmak, adalet götürmek" vs'dir. Başkalarının aynı amaçlarla kendilerine saldırması ise "işgal, zulüm, katliam" vs'dir. İslam, çok daha ciddi bir kolonyal geçmişe sahiptir ve bunun sonucunda hiçbir insancıl değer de üretmemiştir. Batı ise sürekli hatalarından ders çıkarmış, kendini yenileyip geliştirmiş ve bugün özgürlükçü değerlerin merkezi olmuştur. Müslümanların Afganistan, Pakistan, Somali, Cezayir gibi ülkelerde yaşamaktansa ABD, Kanada, Hollanda, Avustralya gibi ülkelerde yaşamak için can atmaları da bunun göstergesidir.
Tweet media one
Tweet media two
48
57
314
@cemilokumus_94
Cemil Okumuş
4 days
İslamcıların ve ulusalcıların önemli bir ortak noktaları var: Her ikisi de kendilerine aykırı bir fikirle karşılaştıklarında o fikri ifade eden kişinin birilerinin adamı, ajan vs. olması gerektiğini düşünüyor. Peki, bu düşünceleri neden kaynaklanıyor? Elbette kolektivist kafa yapısından. Kolektivist ideolojilere mensup olan bu insanlar, fikirlerin de bireysel değil, kolektif karakterli olması gerektiğini düşünüyorlar. Onlara göre Müslümanların Müslümanlara özgü, Türklerin Türklere, İngilizlerin İngilizlere özgü, Yahudilerin Yahudilere özgü fikirleri olması gerekiyor. Bu yüzden, örneğin Türk olup kendileri gibi düşünmeyen biriyle karşılaştıklarında bunu kendi paradigmaları içerisinde anlamlandıramıyor, o kişinin gerçekten de kendi bireysel muhakemesiyle o fikre ulaşmış olabileceğini tahayyül edemiyor, o kişinin olsa olsa "gizli X, Y, Z" "zart zurt ajanı" "birilerinin paralı adamı" olması gerektiğini düşünüyorlar. Birey olmayı başaramadıkları için aklın bireysel olduğunu da anlayamıyorlar.
1
5
40
@cemilokumus_94
Cemil Okumuş
4 days
@FSYuksek Dediğim gibi, bir argüman bulmayı başarabilirseniz her zaman söyleyebilirsiniz. Ben tartışmaya kapalı biri değilim.
2
0
7
@cemilokumus_94
Cemil Okumuş
4 days
@FSYuksek Argüman bulduğunuz zaman gelebilirsiniz. Ben tartışmaya açığım.
1
0
12
@cemilokumus_94
Cemil Okumuş
5 days
Evet sevgili İslamcılar, Gazze sorununuz nihayet çözülüyor. Bunca yıl İsrail'le masaya oturup, iki devletli çözümü kabul edip, tatlı tatlı yaşamak ve Gazze'yi ikinci bir Dubai'ye çevirmek varken İsrail'i yok etme saplantınızın ve 7 Ekim'de sivil insanlara yönelik yaptığınız akıl almaz katliamın sonucunda önce kendi üzerinize yıkım getirdiniz, sonra da tüm çözüm ihtimalini ortadan kaldırdınız. Ateşkes oldu, yine akıllanmadınız. Yemek yok, su yok bilmem ne ajitasyonu yapıyordunuz. Ama her nasılsa yemek ve su bulamayan teröristleriniz, ateşkesten hemen sonra silahlarıyla ortaya çıktılar ve bir kez daha İsrail'i ve Yahudi halkını yok edeceklerini söylediler. Bunun hep bu şekilde devam edeceğini, sonsuza kadar İsrail'i terörize edebileceğinizi düşünüyordunuz. Şimdi sorununuz kökten halloluyor. ABD Gazze'yi devralacak, siz de istediğiniz kadar Filistinli kardeşinizi yanınıza alabileceksiniz.
44
67
447
@cemilokumus_94
Cemil Okumuş
6 days
İnsan nasıl bu kadar kötü olabilir? Cevap: Kolektivizm
@RojhelatTekin
тэкин Агаджык...Tekin Agacik
8 days
"hiç bir ceza almayacağını bilseydin hangi suçu işlerdin" sorusuna verilen cevap, korkunç. İnsan nasıl bu kadar kötü olabilir...
2
3
29
@cemilokumus_94
Cemil Okumuş
6 days
İşte mesele tam olarak budur. İslam'ın hoşgörü dini olduğuna inanan ortalama sağcı ya da seküler Türk, bir sayfa Kuran okumuş değildir. "Rasyonel Müslüman" tayfası da aslında gerçeği bilen, fakat süslü akademik söylemler ve retorik yoluyla bunu gizleyen, Işid, El Kaide, Taliban, Boko Haram gibi oluşumların eylemleriyle karşılaştığında ise entelektüel sorumluluk üstlenmek istemediği için "o gerçek İslam değil" "bir grubun yaptıklarını İslam'a mâl edemezsin" şeklinde geveleyen insanlardır ki bunlar aslında cihatçılardan daha tehlikelidirler. İslam bir yayılma dinidir. Cihadın anlamı budur. Müslümanlar, Müslüman olmayan bir toplulukla karşılaşınca onlardan Müslüman olmalarını ister. Olmazlarsa cizye, yani "Müslüman olmama vergisi" ödemeleri istenir. Bunu da kabul etmezlerse savaşılır ve savaş esirleri köle ve cariye yapılır. İslam budur. Zira Kuran'da da kölelik ve cariyelik kurumunun kaldırılmasından söz edilmez. Kuran'da belli günahların kefareti olarak köle azad etmekten ve bir erkeğin sahip olduğu cariyelerle ilişkiye girebileceğinden söz edilmesi, zaten kölelik kurumunun İslam tarafından kabul edildiğini gösterir. Elbette Müslüman olduğunu söylemekle birlikte bu eylemlere kalkışmayan, hatta inandıkları şeye aykırı hareket eden insanlarla bir sorunumuz olamaz. Ancak İslam, onların öyle olduğunu zannettikleri ya da öyle olduğuna inanmak istedikleri şey değildir.
@dinbirmasal
Turan Dursun
7 days
Cübbeli Ahmet: “İslam’ı halka doğru anlatsak, insanların çoğu kâfir olur. İslam’da tabii ki cariyelik var. Müslümanların esir aldıkları kadınlar cariye yapılır, pazarda cariye satılır. Bunları açıkça halka anlatsak, halk kâfir olur.”
1
2
14
@cemilokumus_94
Cemil Okumuş
6 days
Liberteryen ideolojide herhangi bir patlama göremedim. Bir insan, çocuğu yetişkin olana kadar çocuğunu ona gelebilecek aktif zararlardan koruma yetkisine sahiptir. Çocuk, ebeveyninin eyleminin doğrudan sonucu olduğu için bu yetki en başta çocuğun ebeveynine aittir ve ebeveyn çocuğa aktif bir zarar vermedikçe onda saklı kalır. Burada dikkat edilmesi gereken nokta, ebeveyn tarafından çocuğun bedenine, yani öz-sahipliğine yöneltilmiş aktif bir saldırı ile çocuğu onun için yararlı olabilecek bir şeyden mahrum bırakmanın aynı şey olmadığıdır. Devlet, çocuğun bedeni üzerinde onun için yararlı olabilecek bir takım işlemleri uygulayacağı gerekçesiyle ebeveyninin rızasına rağmen ebeveynin çocuk üzerindeki yetkisini ihlal edip çocuğa yapmak istediği şeyi yapamaz. Eğer devletin çocuklar üzerinde onlar için yararlı olabilecek bir takım işlemler yapacak olması, ebeveynlerin kendi çocukları üzerindeki kontrol haklarını ihlal etmek için bir gerekçe ise, devlet, çocuklar için yararlı olduğunu ileri sürdüğü her şey için ebeveynlerin çocukları üzerindeki kontrol yetkisini ihlal edebilir. Örneğin çocuk için yararlı olduğu ileri sürülen şey, belli bir dinî ya da ideolojik eğitim de olabilir. Ayrıca aşı gibi konularda da devletin hatasız hareket edeceğini çocuklara hiçbir zarar vermeyeceğini düşünmemize neden olan şey nedir? Ebeveynlerin çocuk üzerindeki kontrol yetkileri, ancak çocuğun bedenine aktif bir şekilde zarar verirlerse, çocuğa saldırırlarsa, yani dayak, eziyet, cinsel saldırı, zorla evlendirme vs. gibi durumlarda ortadan kalkar. Çünkü ebeveyn otoritesini meşru kılan şey, çocuğu başkalarından gelebilecek bu zararlardan korumaktır. Aynı zarar ebeveynin kendisinden geliyorsa o ebeveynin çocuğu üzerindeki kontrol yetkisi ortadan kalkar ve o zaman devlet buna müdahale edebilir. Fakat dikkat edilmesi gereken nokta, devletin böyle bir durumdaki müdahalesinin çocuk üzerindeki aktif zararı ortadan kaldırmaya yönelik bir müdahale olduğudur. Devlet zaten sınırları içerisindeki insanları onların öz-sahipliğine yönelik saldırılardan korumakla görevli olduğu için buradaki müdahale meşrudur. Ancak çocuğa yönelik aktif bir saldırının var olmadığı, ebeveynin kendi tercihleri ve kendi değerleri doğrultusunda çocuğunu belli faaliyet ve uygulamalardan uzak tuttuğu durumda devlet, çocuğun yararına olacağı gerekçesiyle çocuk üzerinde ebeveynlerinin rıza göstermediği bir işlem yapamaz.
@emrahgulsunar
Emrah Gülsunar
11 days
Liberter ideolojinin patladığı nokta. Adam "bu benim bireysel özgürlüğüm, çocuğumdan topuk kanı aldırmak istemiyorum" diyor. Hayır kardeşim, kendi cehaletinden ötürü çocuğunun sağlığını riske edemezsin. Çocuğun menfaati için devlet bireysel özgürlüğüne müdahale edecek ve o kan alınacak.
1
0
11
@cemilokumus_94
Cemil Okumuş
7 days
Sol ideolojinin en temel problemlerinden biri, "hak" kavramının doğası gereği negatif karakterli olduğunu anlamayıp herhangi bir hakkın insana, hak olduğu söylenen şeyi sağlayanların rızalarından bağımsız olarak sağlanması gerektiğine inanmasıdır. Solcuların "ücretsiz eğitim" "ücretsiz sağlık" gibi şeylerin hak olduğuna inanmaları bu yanılgıdan kaynaklanır. Halbuki hak kavramı, hak olduğu söylenen şeyin başkalarının rızasından bağımsız olarak insanlara başkaları tarafından sağlanması gerektiği anlamına gelmez. Haklar başkaları tarafından, onların rızasından bağımsız olarak, gerçekleştirilmeyi içeriyorsa herkes her türlü talebinin başkaları tarafından gerçekleştirilmesi gereken bir hak olduğunu ileri sürebilir. Fakat hak kavramı, bunu ifade etmez. Hak kavramı, başkalarının saldırısı ve zorlamasından bağımsız olarak gönüllü ilişkiler içerisinde hareket edebilmeyi ifade eder. Örneğin, ev sahibi olma hakkınız var mıdır? Evet. Fakat ev sahibi olma hakkınızın var olması ne anlama gelir? Ev sahibi olma hakkınızın var olması, sahip olmak istediğiniz bir evin sahibiyle anlaşıp, ona eve karşılık istediği ücreti ya da herhangi bir şeyi verebildiğiniz sürece aranızdaki anlaşmanın devlet ya da başka insanlar tarafından engellenemeyeceği anlamına gelir. Yoksa ev sahibi olma hakkı, istediğiniz herhangi bir eve el koyabileceğiniz ya da bir başkasını size bir ev vermeye ya da sizin için bir ev inşa etmeye zorlayabileceğiniz anlamına gelmez. Eğitim ve sağlık örnekleri için de aynı şey geçerlidir. Eğitim ve sağlık hizmeti alma hakkınız var mıdır? Evet. İstediğiniz eğitim ya da sağlık hizmetini sunan bir kişi ya da kurumla anlaşıp talep ettikleri ücreti (ya da genel olarak karşılığı) ödediğiniz sürece, buna karşılık sundukları hizmetten yararlanma hakkınız vardır. Fakat bir öğretmeni ya da doktoru size eğitim ya da sağlık hizmeti vermeye zorlama hakkınız yoktur. "İyi ama 'ücretsiz eğitim' ve 'ücretsiz sağlık' hizmetinde doktoru ve öğretmeni buna zorlamıyorum ki. Onlar zaten devletten maaş alıyor." Milyon kere anlattığımız, fakat hâlâ pek çok insanın anlayamadığı bir mevzu. "Ücretsiz eğitim" ya da "ücretsiz sağlık" denen şey, "ücretsiz" değildir. Devlet bunların adına "ücretsiz" dediği zaman bunlar sihirli bir şekilde yoktan var olmaz. "Ücretsiz" denilen her kamusal hizmet, devletin insanlardan aldığı vergilerle karşılanır. Fakat hiç kimse kendi kazancının belli bir kısmıyla sizin eğitim ya da sağlık masraflarınızı karşılamak zorunda değildir. Devlet başkalarından zorla aldığı parayla sizin belli bir ihtiyacınızı karşılıyorsa onlara saldırıyor demektir. İşte bu yüzden herhangi bir "ücretsiz X, Y, Z" hakkınız yoktur. Özetle, başkalarını ihtiyaç duyduğunuz herhangi bir şeyi size vermeye zorlama hakkınız yoktur. Sadece onlarla anlaşma yapma hakkınız vardır.
2
5
51
@cemilokumus_94
Cemil Okumuş
8 days
@NihilistDisci Zaten temel olarak teorik ittifak yapılmaması gerektiğinden söz ediyorum. Yoksa, örneğin, seçim zamanı ne kadar zoruma gitse de Kılıçdar'a oy çağrısı yaptım. Söylemek istediğim şey, fikir düzeyinde kendimizi her zaman sol liberalizmden ayrı tutup bunu vurgulamamız gerektiği.
0
2
3
@cemilokumus_94
Cemil Okumuş
9 days
Basitçe anlaman gereken şey: İnsanlar bir noktadan sonra belli nitelikleri talep etmekten büyük ölçüde vazgeçmişlerse talep edilen yeni nitelikleri edinmelisin. Örneğin makineleşme, basit fiziksel işlerde ihtiyaç duyulan kol emeğini gereksiz kıldıysa bu yeni koşullarda daha çok talep edilen makine mühendisi niteliğini edinmelisin. Bunu edinip edinememek sana kalmış bir şeydir. Serbest piyasa, edinebileceğin nitelikler konusunda önüne bir engel koymaz. Kendilerini piyasanın taleplerine göre yenileyemeyen insanlar elbette piyasadan silinirler. Bunda bir problem yoktur. Zira kimse kimseye karşılıksız bir şey borçlu değildir.
2
1
2
@cemilokumus_94
Cemil Okumuş
9 days
@machthesecond Tam olarak bu. Esas problem, devletin sebep olduğu sorunların piyasadan kaynaklandığını zannetmeleri.
0
0
5
@cemilokumus_94
Cemil Okumuş
10 days
İlk olarak bu veriler, genel zenginlikteki bir düşüşe işaret etmedikleri gibi işçilerden bir fazlalığın "alıkonuyor" olduğu anlamına da gelmezler. Teknoloji ve üretim teknikleri geliştikçe verimlilik de artar, fakat işçi ücretleri buna paralel olarak artmak zorunda değildir. Zira üretimde teknoloji ve makineleşme arttıkça fiziksel insan gücünün değeri de otomatik olarak düşer. Önceki koşullarda herhangi bir şeyin üretilmesi daha çok fiziksel insan gücüne bağlıysa bu durumda elbette fiziksel emeğe daha çok ödeme yapılır. Fiziksel insan emeğinin değeri düştükçe buna ödenen ücret de düşer. Burada bir problem yoktur. İkinci olarak, tam olarak hangi işçiden söz edilmektedir? İşçi ücreti denilen şey, herhangi bir iş yapıp herhangi bir talebi karşılayan herkes için aynı oranda düşüp yükselmez. Piyasada pek çok farklı nitelikte talep vardır ve farklı talepleri etkili bir şekilde karşılayan ve bu doğrultuda kendilerini geliştirip yenileyen insanlar, her zaman ortalamadan yüksek ücret kazanabilirler. "Üretkenlikteki artışa karşılık saatlik ücret artmamış" dediğinizde ne ekonomideki ne de herkesin alım gücündeki bir gerilemeye işaret etmiş olmazsınız. Öyle olsaydı genel tüketimin sürekli düştüğünü gözlemlememiz gerekirdi. Fakat böyle bir durum yoktur.
1
1
2