Stajyerimle beraber dosya inceliyorduk, sayfayı çevirirken elimi kağıt kesti. Hemen "dosyaya kan bulaştı artık bu davayı kazanmak zorundayız" esprisini patlattım. Nasıl güldü nasıl güldü... Sonra bayramdan sonraki perşembe cuma gelmesem olur mu dedi.
Eşim bir anda ısrarla atari salonuna gidelim oyun oynayalım dedi. Çok yorgundum ama onu kırmaktansa düşüp bayılmayı tercih ederim. Gittik, o beni izledi hep ben oynadım. Oradan çıkınca neden oynamadığını sordum. Çok stresliydin çocukça eğlenmeni istedim, senin için geldik dedi.
İdeal çifti açıklıyorum; ticari zekası olan gözü sevgilisinden başka kimseyi görmeyen adam - işinde gücünde astroloji ile ilgilenen manifest yapan kadın
Bir aylık evliliğimden bildiriyorum, hanımefendiyi hiç beklemediği anda tutup havaya kaldırıyorum çok hoşuna gidiyo, kavanoz açıyorum, ağır yükleri kaldırıyorum falan derken zeka gerektirmeyen tüm işleri benim yaptığımı farkettim. Demek ki kadınlar gorillerle de evlenebilirler.
Arkadaşım 2 senedir evli ailesinin haberi yok. Ailesi daha yeni öğrendi diyo ki kanka nişan yapcaz. Resmi nikahlı karısıyla nişan yapacak. Dedim ben de gelcem
Karım az önce mutlu mutlu yanıma geldi. Online ihracat yaptım para kazandım dedi. 85 TL kazanmış. Aile ekonomisine destek olduğu için bana 20 bin liralık Dyson aldırdı şimdi.
Eşim araba kullanırken trafikte kimse taciz etmesin, sıkıştırmasın, rahat etsin diye büyük siyah camlı doğu plakalı aşiret ağası kasa bir araç aldım bu sefer de sürekli polis çevirip kontrol yapıyormuş. 06 plaka alıcaz mecbur.
Eğitim farkını bilmiyorum ama hayatınıza aldığınız insanın sizi çok değiştirdiğini biliyorum. Kadın aynı kocasına benzemiş, hem konuşma tarzı hem de fiziksel olarak… Hayatınıza aldığınız insana çok dikkat edin.
İlkokul öğrencisiydim, hayatımda ilk defa Albay görmüşüm, asker selamı vereyim dedim. Elimi başıma götürerek selam verdim. Albay tüm sınıfın ortasında “ABD askeri misin pzvnk şapka olmadan selam verilmez” diye beni azarlamıştı.
Erkek adam karısından korkar olayı doğruymuş. Yani sevgili/nişanlı iken böyle bir durum yoktu evlendikten sonra hanım kızınca soğuk bir ürperti geliyor. Hayır 50 kilo bir şey nasıl bu kadar korkutuyor (55 ama 50 yazdım dövmesin diye)
Karımın en sevdiğim özelliği bıdı bıdı konuşması. Bazen anlattıkları hakkında en ufak fikrim olmuyor ama dinlemek acayip hoşuma gidiyor. Heyecanlı heyecanlı bıdı bıdı anlatıyor. Anlat kuşum anlamıyorum ama güzel bir şeydir kesin.
Evlenmeden önce hayatınızdaki kişi ile dedikodu yapabiliyor musunuz bir bakın derim. Bir şey öğrendiğimde bir an önce eşime anlatmak için sabırsızlanıyorum, acayip keyifli oluyor. Eşiyle dedikodu yapmadığını söyleyen ya yalan söylüyordur ya da eşiyle iletişim kurmuyordur.
Arkadaşım birinden hoşlanmış hatta baya etkilenmiş. Ne etkiledi seni diyorum “Adam benimle çok ilgilendi” diyor. Çıta baya düşmüş beyler bu şartlarda yalnızsak bizim suçumuz.
Biraz kaba bir tabir kullanacağım kusura bakmayın ama bir arkadaşım “İnce düşünene kalın sokarlar Melih” demişti bir kere. Hakikaten çok ince düşündüğünüz herkes bir gün gelir size büyük kazık atar. İnce olun ama dozunu kaçırmayın.
Batum’a gittiğimde bu heykeli aradım. Paylaşımlarda o kadar büyük duruyor ki ben de devasa bir şey beklemiştim, kafamı yukarı kaldırıp heykel aradım. Sahilde kenarda bir yerde küçücük bir heykelmiş, önünden çok geçmişim ama görmemişim. Hayal kırıklığıydı.
Eşim ara sıra çok gerçekçi kabuslar görür, ona diyorum ki seni canım pahasına korumuyorsam, yalnız bırakıyorsam bil ki rüya görüyorsun ışın kılıcını al savaş.
Benim hayatıma bir kere böyle bir kişi girdi onla da evlendim. Aptal mıyım kaçıracağım… İyi ki evlenmişim keşke daha önce tanısaydım. Dünyaya 100 kere gelsem 100 kere de eşimle evlenirdim.
her erkeğin en az bir kere hayatına böyle güzel seven kız girmiştir ama o kızın kıymetini bilemeyip kaybetmiştir..sonra da gelip burda şov yaparız böyle seven yok diye
Bugüne kadar yaptığım tüm manifestler tuttu. 30 yaşıma kadar şirket kuracağım, ihracat yapacağım dedim yaptım. Temmuzda isteme Ağustosda nikah/nişan Eylülde düğün dedim bunlar tuttu. Hayal ettiğim ev de bulundu. Kafamı toplayıp yöntemimi yazıyorum en geç bugün yarın paylaşırım.
Evlendim, çocuğumuz oldu eşimle her karşılaşmamda böyleyiz. İşten eve geliyorum böyle, misafirler gidip baş başa kaldığımızda böyle, koridorda karşılaşıyoruz yine böyle, aşık olunca heyecan bitmiyor demek ki
Bir yanlış anlaşılma nedeniyle Twitter’dan ve instagramdan engellediğim kişiyle evliyim. Hatta az önce beraber hamburger yapıp yedik. Yediğim en lezzetli hamburger çünkü eşimin eli değdi.
Ben tam bir manifest adamım. Eylülde aşık olduğum kadınla evlenicem dedim. Sevgilimle ilk konuşmamızda seni Temmuzda isterim, Ağustosta nişan Eylülde düğün yaparız dedim. Temmuzda istedik bugün nikahımızı yaptık Eylülde düğünümüz var. Hatırlatın bir ara nasıl yaptığımı anlatayım.
Ben hanımcıysam eşim de beycidir. Birbirimizi bu şekilde tamamlıyoruz. Zaten hanımcılık eşten korkma, eşe biat etme, eziklik vs değildir. Kendine güvenen güçlü erkek hayatındaki kadını el üstünde tutar kıymet verir.
Avukatlığımın ilk yılında maddi durumum çok kötüydü, ailem borcundan dolayı bana aldıkları arabayı satmak zorunda kalmışlardı. Bir iş geldi, araba parası teklif ettiler ama yapmamı istedikleri şey kanuna uygun olsa da ahlaken doğru değildi. Yapmadım, ama sonra öyle işler geldi ki
Eve 350k ile dönebilecekken şimdi bilinmeyen bir vadeye kadar beş parasızım. Ne kadar ince bir çizgi.
Ben dürüstlükle avukatlıkta helal kazanç sahibi olunabileceğine dair inancımı yavaş yavaş(mal olduğum için yavaş idrak ediorum) kaybediyorum.
Açık iletişim dışında diğer hiçbir iletişim şeklini bir “iletişim” olarak kabul etmiyorum. Laf sokmak, ima etmek, dolaylı konuşmak gerçekten kalitesiz insan işi.
Yine bir felaket bize öğretti ki hayat çok kısa, hayatımın geri kalanında sevdiklerime daha sıkı sarılacağım. Aram kimle bozuk ise de hakkım helal olsun. Kimsenin kalbini kırmaya lüzum yok bitiyor işte bir anda
Güzel bir ilişkiniz olduğunda gerçekten mutluluğu çekiyorsunuz her bakımdan, işleriniz bile bereketli oluyor. Çekim yasası dediğimiz şey devreye giriyor aslında mutlu olduğumuz için hep güzel şeyleri çekiyoruz. Toksik ilişki olunca da tam tersi oluyor…
Önemli bir görüşmedeydim, eşim aradı. Eşim ne zaman arasa bir şekilde açarım telefonu. Makyaja gidecekmiş çıkışta beni alır mısın dedi… Son derece önemli bir şeymiş hemen olay yerine geldim.
Gece duası; “Allahım bana beklemediğim bir rızık, aklıma gelmeyen bir güzellik ver ve imkansız olduğunu düşündüğüm hayallerimi yasamayı nasip eyle.”
Amin
Cuma duası.. Allah'ım, bana açılmasını beklediğim kapılardan daha güzel daha hayırlı kapılar aç. Endişe ve kaygılarımın yerine aradığını bulmuş olmanın huzurunu ver. Maddi ve manevi rızkıma bereket ver. Beni isteklerime kolaylıkla ulaştır.
Bir mesaja sadece “tamam” yazıp cevap veremiyorum. Bana çok kaba geliyor nedense, “tamamdır” diyorum. Birisi de bana tamam deyince küfür etmiş gibi geliyor. Çok itici bir kelime, hele tmm yazan olursa engelleyesim geliyor Allah’ın cezası kelime
Sırf eşim yalnız kalıp stres olmasın diye bugün hakimlik sınavına onunla birlikte ben de giriyorum. Hiç çalışmadım, o kazanamaz da ben kazanırsam evde kıyamet kopar..
Çok alakasız, iş yerimin önünde bir teyze karşıma çıktı bebek patiği satıyormuş geçimini sağlamak için. Uzun zamandır çalışıyorum ilk defa gördüm. Kız çocuk için kaldı sadece dedi aldım. Hep kız çocuğum olsun isterdim zaten. Bakalım vardır bir hayır.
Bir insanı beğenmek ile o insana çekilmek arasında ciddi fark var. Birden fazla kişiyi beğenebilirsiniz ama çekim çok güçlü ve nadir bulunan bir his. Eğer bulduysanız bırakmayın yoksa bir daha aynı hissi yaşayamayabilirsiniz.
Hukukla az çok ilgilenen herkese tavsiyedir; Sabahattin Ali'nin hayatı boyunca yargılandığı davalarda, mahkemeye sunulan; davacıların, savcıların, avukatların ve yazarın belgelerinin derlendiği "Mahkemelerde" adlı kitabını okuyun. Böyle savunma görmedim diyeceksiniz.
“Gibi” dizisinde beni en çok etkileyen şey o dizideki arkadaşlık ve bağlılık. Birbirlerini her halleriyle kabullenmişler. Kızsalar da kavga etseler de çok gıcık olsalar da bir şekilde bir arada olmayı başarıyorlar. Çocukluk arkadaşlarımız gibi.
Kimse kusura bakmasın bu şartlarda günlük güneşlik hayat yaşayanların, bir anda dünü unutup günlük neşeli hayatına geri dönenlerin akıl sağlığında ciddi problem olduğunu düşünüyorum.
İdeal çifti açıklıyorum; çok konuşan bıcır bıcır kız ve bu yüzden sürekli ağrı kesici içmek zorunda kalan, efendi, işinde gücünde gözü dışarıda olmayan adam
Şu son bir hafta bana o kadar çok şey kattı ki en az on yaş olgunlaştığımı hissediyorum. Hayata bakışım değişti artık isteklerim konusunda netim. Beklentilerimi zamana bırakmak yerine zaman kaybetmeden gerçekleştirmek çabasında olacağım.
“Evren boşluk sevmez! Sen sana değer vermeyeni hayatından çıkardığında, değer verecek doğru insan gelecektir. Hayatından yanlış çıkınca, doğruya yer açılır.”
Ben buluşmadan önce telefonda konuşurken Haziranda isteriz temmuzda nişan Ağustosta nikah olur demiştim, hanımefendi gülmüştü. Sonuç hepsi tam dediğim tarihlerde oldu :)