İlk baskıyı kitap çıktıktan baya bir süre sonra görmüştüm. Haliyle dört ay önce çıkan 2. baskıyla ilk defa bugün karşılaşmam da pek şaşırtıcı değil. Gerçekten heyecanım göz dolduruyor… Ne diyeyim darısı yeni baskılara (ne diyordunuz manifest yediyediyedi mi?)!
Bilmiyorum belki erken davranan, zamanını benim gibi harcamak isteyen birileri yapmış olabilir ama aramaya üşendim. New York Times’ın 21. Yüzyılın En İyi 100 kitabı listesinden Türkçe’ye kazandırılan eserleri yayınevi ve baskı durumu bilgisiyle listeleyim dedim, buyrunuz:
Sadece ilk cümlesi bile okumam için yeterliydi ya yine de bu romanı tüm sahnelerini bir yaz akşamüstü incecik tülün ardından izler gibi okuyacağımı tahmin etmiyordum. Ruhun şad ola Melih Cevdet Anday.
Heyecanımı sanırım ancak bu kuru sözlerle bastırabileceğim:
İlk öykü kitabım, Battığımız Bataklar önümüzdeki haftadan itibaren satışa çıkıyor. Başta editörüm
@m_cevikdogan
ve
@canyayinlari
çalışanları olmak üzere emeği geçen herkese sonsuz şükran.
10. Gilead – Marilynne Robinson (Kyrhos Yayınları - Baskı yok.)
11. Oscar Wao’nun Tuhaf Kısa Yaşamı – Junot Díaz (İthaki Yayınları)
12. O Yılın Büyüsü – Joan Didion (Arkadaş Yayınları - Baskı yok.)
13. Yol – Cormac McCarthy (İthaki Yayınları)
@GurkaynakGonenc
Gönenç bey varmaya çalıştığınız noktada haklısınız, fakat kendinizden örnek vermeye çalıştığınızda pek inandırıcı olmuyor. Zira ailenizin yalnızca devlet memuru geliri olmadığı çok açık :)
@nojnest
Bunlar yola çıktıkları zamanki iddialarını bırakalı zaten çok uzun zaman olmuştu. Ancak şimdi kendilerini var eden sosyo-ekonomik sınıfla dalga geçmeye, yokluk nedeniyle intiharları küçümsemeye başladılar. Bu ülkede yaptıkları zulümler değil ama bunlar sonlarını getirebilir işte.
14. Çerçeve – Rachel Cusk (Yapı Kredi Yayınları)
15. Paçinko – Min Jin Lee (Epsilon)
16. Kavalier ve Clay’in Akıl Almaz Maceraları – Michael Chabon (Everest Yayınları - Baskı yok.)
17. Seri Sonu – Paul Beatty (Hep Kitap - Baskı yok.)
Akif Emre'nin erken göçmesine ne kadar üzülsem de İslamcı söylemin muhafazakar-milliyetçi pespayeliğe dönüşümündeki en ürkütücü, en rezil safhaları görmek zorunda kalmamış olmasına içten içe mutlu oluyorum galiba.
18. Arafta – George Saunders (Delidolu)
19. Hiçbir Şey Söyleme – Patrick Radden Keefe (Yakamoz Yayıncılık - Baskı yok.)
22. Sonsuz Güzelliklerin Ardında – Katherine Boo (Sonsuz Kitap - Baskı yok.)
23. Nefret, Arkadaşlık, Flört, Aşk, Evlilik – Alice Munro (Can Yayınları)
40. Atmacanın A’sı – Helen Macdonald (Monokl Yayınları)
41. Böyle Küçük Şeyler – Claire Keegan (Jaguar Kitap)
42. Yedi Cinayetin Kısa Tarihçesi – Marlon James (Pegasus Yayınları)
43. Savaş Sonrası – Tony Judt (Yapı Kredi Yayınları - Baskı yok.)
75. Batı Çıkışı – Mohsin Hamid (Pegasus Yayınları)
77. Bir Amerikan Evliliği – Tayari Jones (Eksik Parça Yayınları)
79. Temizlikçi Kadınlar İçin El Kitabı – Lucia Berlin (Siren Yayınları)
80. Kayıp Kızın Hikâyesi – Elena Ferrante (Everest Yayınları)
62. 22:04 – Ben Lerner (Yapı Kredi Yayınları - Baskı yok.)
65. Amerika’ya Tuzak – Philip Roth (Monokl)
66. Biz Hayvanlar – Justin Torres (Doğan Kitap - Baskı yok.)
67. Armut Dibine Düşmeyince – Andrew Solomon (Yapı Kredi Yayınları - Baskı yok.)
91. İnsan Lekesi – Philip Roth (Yapı Kredi Yayınları)
92. Sen Gittin Gideli – Elena Ferrante (Everest Yayınları)
93. İstasyon On Bir – Emily St. John Mandel (Pegasus Yayınları)
94. Güzelliğe Dair – Zadie Smith (Everest Yayınları - Baskı yok.)
İlk kitabın heyecanını eski yayıncı babam benden daha fazla yaşıyor olabilir mi? Hatta yağmurda çamurda basılı gazete arayacak kadar? Sadece soruyorum. Neyse en azından kitaplığından çaldığım kitapların işe yaradığını düşünsün yeter.
Ataol’a ithafı daha sonraki baskılarda göremezsiniz çünkü babam 1981’in Haziranında almış bu kitabı. Ömrün uzun olsun demeyeceğim, zaten uzun olmuş sürekli zihnimde kavga ettiğim adam ama “sağlığın yerinde mi?”
@aliececom
Abi Beşiktaş’ın elini kolunu sallayarak 5 atmasının bizi sevindirme nedeni sezon boyunca iddia ettiğimiz şeyin ayan beyan ortaya serilmesiydi. En basit örnek olarak Torreira’nın görmesi gereken kartı gördüğünde nasıl oynamak zorunda olduğunu gördük. Yoksa sizinle de rekabet baki.
Gecikmiş bir Sezai Karakoç tanıklığı:
Her ne kadar çocukluğum babamın çalıştığı sektörün de etkisiyle kitaplarla iç içe geçmiş olsa da lise yıllarımda ergenliğin getirdiği haylazlık ve yatılı okumanın verdiği başıboşluk etkisiyle kitaplardan, okumaktan uzaklaşmıştım.
Bayıldım. Bu kadar beğenmemin nedeni son haftalarda parça parça okuduğum Hobsbawm’ın Aşırılıklar Çağı’nda tanık olduğum dönüşümü böylesi bir tanıklıkla izleme fırsatı bulmuş olmamdır belki. Sonuçta artık asla olmayacağımız zamandan bir şey kurtarmak değil mi amaç?
Uzuuuun bir aradan sonra İzmir’e gidiyorum. Hem de yine bir bahar ayında hem de fuara hem de kendi imza günüm için. Teşrifleriniz beni sadece mutlu etmez aynı zamanda onurlandırır da efendim.
Bruce Dickinson nasıl bir performans izlettin sen bize? Dün gece biz ne yaşadık? Kusursuzun tanımı tam da böyle yapılırdı. Etkisi öyle çabucak geçecek gibi değil…
Harika bir seçkide benim için çok anlamlı olan bir öykümle yer almak mutluluk verici. Rezalet bir yılı en azından güzel bitiriyoruz. 2021 güzelliklerle gelsin.
2020'de bizleri yalnız bırakmayan yazar ve okur dostlarımıza gönülden teşekkür ediyoruz. Yılı güzel bir seçkiyle uğurlamak istedik. Umarım seversiniz.
"İshak Edebiyat 2020 Öykü Seçkisi"
Keyifli okumalar dileriz.🦉
Sağ olsun sözü bir noktada “çaldığı kitaplarımı geri versin”e getirmemiş…
Ve elbette sayfasını bize ayırdığı için
@MltmDgc
ve
@EdebiyatHaber
‘e teşekkürler.
@mnsarac
Senenin ilk kitabı Umberto Eco’dan Anlatı Ormanlarında Altı Gezinti oldu. Eco eşsiz üslubuyla anlatının uçsuz bucaksız dünyasında; kurgu, yazar, okur, gerçek yaşam ve kurmacanın iç içe geçen sınırları üzerine harika dersler veriyor.
Geçenlerde bir öykü yazmaya başladım. Başı, zirvesi, sonu her şeyi hazır sanıyordum. Dün gece öykünün başına tekrar oturunca sonuna dair hiçbir şey bilmediğimi fark ettim. Daha kötüsü sanırım başlangıcınını da bilmiyormuşum.
35- Flannery O’Connor - İyi İnsan Bulmak Zor
“Mülteci ha…Bakın hele. O ne demek ola ki?”
“Doğup büyüdükleri memlekette değiller ve gidecek hiçbir yerleri de yok demek - say ki sizi buradan kapı dışarı etmişler, kimse de yanına almamış, açıkta kalakalmışsınız, aynı öyle işte.”
Bir yandan Salah Birsel okumak istiyorum, masada Agota Kristof’un iki kitabı duruyor. Demin Saroyan geldi aklıma, onu mu okusam dedim. Ne zamandır Cheever okumak istiyordum o da var. Kitaplığa gözüm takıldı Erlend Loe gördüm. Hepsi başka, hepsi güzel. Allah başka dert vermesin.
Babam yayın sektöründe çalışmanın ekmeğini hiç yiyememişti. Tabii ekmekten ne anladığımıza bağlı biraz da bu. Ama bana oldukça iyi malzeme kalmış durumda. Mesela şunlarla başlayayım, şu efsane kapaklar:
Acının farklı yüzlerini, hiçbir filtreden geçirmeden, saklamadan, olabildiğince somut halleriyle karşımıza çıkaran, cesur bir ilk kitap.
“Battığımız Bataklar”
’da ve bu haftadan itibaren tüm kitapçılarda.
#Can
Çağdaş
#AhmetErkamSara
ç
#Batt
ığımızBataklar
Sadık Aslankara bugün Cumhuriyet Kitap’taki köşesine Battığımız Bataklar’ı da konuk etmiş ve çok kıymetli şeyler söylemiş. Kendisine saygılarımı ve teşekkürlerimi sunuyorum.
Bayram, tatil vs derken gözden kaçmış fakat en iyi yerli öykü kategorisinde harika birçok kitabın yanında Battığımız Bataklar da adaylar arasındaymış. Keşke oylama sonuçlarını anlık görebilseydik de “Öndeyiz.” twitini alıntılayıp travmalarımızı tetikleseydim…
@munferitfikir
Madem hiçbir şekilde 15 Temmuz’un arkasında değildiniz, haberler yavaş yavaş düşmeye başladığında ve bu FETÖ tarafından yapılan bir kalkışma dendiği zaman neden -en azından youtube üzerinden- kalkışma aleyhine beyanatta bulunmadınız?
Yazarlar İskelede: İlk Kitabım söyleşi serimizde yazarları, okurlarıyla bir araya getirmeye devam ediyoruz.
Öyküleri çeşitli dergilerde yayımlanan, ilk kitabı ‘Battığımız Bataklar’ı okurlar buluşturan Ahmet Erkam Saraç, Beşiktaş İskele Kütüphanesi’ne konuk oluyor. Bilindik
Demin Azra yanıma yaklaştı sarı-kırmızı ve bordo-mavi formalı iki çocuğu göstererek, “Baba arkada FENERBAHÇE DÜŞMANLARI VAR” dedi. Önder Özen’in oğlu gel de gerçek Fenerbahçeli gör…
Duygu Terim’le Battığımız Bataklar üzerine yaptığımız söyleşi bugün Cumhuriyet Kitap’ta. Bu güzel söyleşi vesilesiyle Duygu’ya da yeniden teşekkürlerimle🎈
@DuyguTerimTop
@CumKitap
Turkuvaz Medya’nın kanatları altında dergi çıkartıp Akif Emre’li kapak yapmak da muktedir dervişlere yaraşırdı zaten. Hoş kime ne anlatıyorsam, kurduğu vakfa el konulan Mustafa Özel bile yazıyor dergide. Aynılar aynı yerde ya da kaybedenler kaybetti, hangisini isterseniz.
Güray Süngü, Aykut Ertuğrul ve Necip Tosun’un yeni kitapları çıkmış. Bu ay yine belirlediğim kitap sınırını aşmam gerekecek. Üzgünüm ki üzgün değilim.
@aykutertugrul
@guraysungu
@necipt
Halkın büyük kısmı temel ihtiyaçlarını bile taksitle karşılayabilirken bakanı çıkar “Batıda kredi kartına taksit yok” der, istatistik kurumunun başındaki adam, “%45 ile %75 arasında fark yok” der. Halka düşmanlıkta her gün seviye atlıyorlar.
TÜİK Başkanı Çetinkaya: Enflasyonun yüzde 75 olmasıyla yüzde 45 olması arasında fark yok
💬"Fiyatlar artıyor. 100 TL olan ürünün fiyatı bir yıl sonra 175 veya 145 TL olacak, arasında can yakıcılığı açısından bir fark yok. Psikolojik olabilir belki.”
Özgür Özel, New York’ta Türkevi’nin önünde New York Belediye Başkanı’na rüşvet iddialarını değerlendirdi:
“Türkiye rüşvet vermeye ihtiyaç duyacak bir ülke değil. Binanın kazandırılması sürecinde jest gördüysek fazlasını ABD'nin Büyükelçiliği'ne tahsis edilen o muhteşem alan için
Zarifoğlu’nun güncesi “Ne çok acı var” diye başlıyordu. Basit bir cümle değildi, tek boyutlu bir acıyı değil ayrıksılığı, gönüllü bir sürgünlüğü de imliyordu. Son birkaç gündür Ahmet Uluçay’ın güncesini okudukça hep o söz dolandı zihnimde. Her sayfada, neredeyse her cümlede.
Üzerine çokça yazıldı çizildi. Eminim ki ileride de sıklıkla bahsedilecek Sus Barbatus!’tan. Sözün kısıldığı bir dönemde büyük roman geleneğinin tüm unsurlarını içinde barındıran bir şaheser yazmış Faruk Duman.
@faruknduman
İsmail Pelit’in bu kitabını biliyor musunuz? Bu kitabı okuyan şanslı azınlıktaysanız belki benim ismimi de görmüşsünüzdür. Zira edebiyat dünyasıyla ilk temasım da bu kitap sayesinde oldu.
Son bir ayda üç
@sselcukorhan
romanı okudum, yok etmek istediği ilk kitabı dışında basılmış tüm kitaplarını bitirmiş oldum, onu da yakın zamanda edineceğim merak etmesin :) Türk Edebiyatı’nda deha diye bir şeyden bahsedecekseniz ıskalıyor olmanız çok yazık, haberiniz olsun.
Battığımız Bataklar üzerine ilk yazı.
İncelikli değerlendirmeleri için Hatice’ye, yazıya yer verdikleri için Yazı İşleri’ne teşekkürler.
@htctsn
@yaziisleritr
Hatice Tosun, Ahmet Erkam Saraç’ın Battığımız Bataklar kitabı üzerine yazdı. Kırıklar ve Oyunlar: Battığımız Bataklar’ı Yazı İşleri’nde okuyabilirsiniz.
@aesarac
@htctsn
@canyayinlari
Sevgili
@DuyguTerimTop
ile ilk öykü kitabı Aslında Her Şey Yolunda hakkında ve sair konularda söyleştik. Biz zaten normalde de oldukça keyifli söyleşiyoruz da bu defa başkaları da tanık olsun istedik :)
@Oggitocom
Sözcükler’in son sayısında “Battığımız Bataklar”la yer aldım. İsim birazcık
@buyukevablukada
‘dan alıntı olmuş olabilir. Ama olsun nihayetinde onlar da ikimizindi Hoşçakal Kadar…
@DergiSozcukler
Ömrümde okuduğum en büyük beş kitabı sayayım desem ‘yaşamak’tan başlarım. Sizi Görmeliydim öyle etkilemişti ki adını alıp bir öykü yazmıştım. Sonra da o öyküyü romanlaştırmıştım. Ve elbette hiç bu kadar büyüğünü görmemiştim. Yalnızlığın.
@ketebe
Hayattayken ölüme mahkum edenler şimdi ardından methiyeler dizecek, yalan gözyaşlarıyla. Diriliş, medeniyet lafları dillerinden düşmeyecek. Hayatımın bir dönemine yön verdiğin için yaradan senden razı olsun Sezai Karakoç. Şahidiz.
Hafta sonu gibi hafta sonu:
#TrendekiYabanc
ı’nın yeni sayısı, "Hafıza-i Beşer” yayında!
İstanbul Araştırmaları Enstitüsü ile ortak hazırladığımız özel sayı “Hafıza-i beşer" için uygulamayı hemen indir:
/
@Ist_Arast_Enst
Sevgili
@canereler
çok saygı duyduğum, işlerini gıptayla takip ettiğim bir isim. “Çok İyidir, Çok Severim” programında Battığımız Bataklar’dan bahsetmiş, mutlu olmam için bu yeterli ama bir de beğenmiş daha da mutlu oldum. Çok teşekkürler 🚵🏻
Geçtiğimiz günlerde sahaftan aldığım oldukça eski bir kitapta bir hediye notu gördüm. Kitabın hediye edildiği kişinin ismini google’da aratınca bu kişinin de bir yazar olduğunu gördüm. Ama daha ilginci ise ikinci görselde. Bu tür karşılaşmaların hastasıyız:
“Kalk Appiah Kalk Allah’ın Dediği Olur” isimli bir öyküye başladım. Bu cümlenin geçtiği video kesitini onbinlerce kez izlemiş hayatının hatırladığı ilk berbat günü o gün olan çocuklar için.
Çekilin, neredeyse ilk taslaklardan bu yana her bir öyküye şahit birisi olarak en çok ben heyecanlanıp en çok ben sevineceğim. Nihayet. Okurda iz bırakacak öyküler geliyor.
Okuru bol, yolu uzun olsun.
Sonunda benim de sabitleyecek bir gönderim oldu:)İlk öykü kitabım Aslında Her Şey Yolunda
@NotosKitap
etiketiyle şimdi ön satışta,8 Mart'tan itibaren raflarda.Emeği,ruhu değen herkese kucaklamalı teşekkürler.Ömrü uzun bahtı açık, tadı daim olsun🌻
#aslindaherseyyolunda
Afşin Kum - Kübra
Sevgili Netflix çarpıcı bir dizi daha çıksın istiyorsanız Türkiye’den, bu romanı bir düşünün derim. İnanç, iktidar, teknoloji ve insan ilişkileri üzerine harika bir roman. Ne yalan söyleyeyim sürekli erteliyordum romanı, gecikmişim.
@afsinkum
@AprilYayincilik
Direnen Trendyol işçilerinin yanındayım, açıklanan enflasyon ile gerçek enflasyon arasında bile uçurum varken, çalışanlara reva görülen zam insanlık ayıbıdır.
#Haklar
ıVerTrendyol
Schopenhauer: “Bir insan daha doğduğunda ölmek için yeterince yaşlıdır”
Anneannem: “Ana karnından pazara düştüm/ kefen alıp mezara gittim.”
Schopenhauer dalgana bak karşiim.
Ben bugün hiç bu üç kitaptan hangisini okusam tereddütü yaşayacakmışım gibi uyanmamıştım ya. Üçlüye bak. Ha bir de arkadan Graeber’in Borç kitabı da ufak bir dürtüyor da o kadar abartmayayım artık.
Mustafa Çevikdoğan toplumun panoramasını çıkarıyor, sokakların, evlerin, dükkânların içine girip ayrıntılı insan portreleri sunuyor. Temiz Kâğıdı çok yakında tüm kitapçılarda! 🔥
Geçenlerde bir öykü yazmaya başladım. Başı, zirvesi, sonu her şeyi hazır sanıyordum. Dün gece öykünün başına tekrar oturunca sonuna dair hiçbir şey bilmediğimi fark ettim. Daha kötüsü sanırım başlangıcınını da bilmiyormuşum.