Aşağı yukarı 21 yaşından sonra Cranberries, Linkin Park, Evanescense, Green Day falan filan grupları dinlemeyi bırakmanız gerekiyor; bırakmıyorsanız gelişiminiz ile ilgili yanlış bir şey vardır, tedavi önerilir..
Çok geniş bir E-Kitap* arşivi var şu linkte, kaydedin bir yere, gün olur işinize yarar. (e-pub fortmatında, pdf döüştürüp de kullanabilirsiniz e-okuyucunuz yoksa)
Uzun süreler Antep’e iş için gittim geldim; her gittiğimde müteahhitlerin güvencesiz ucuza çalıştırdığı Suriyeli mültecilerle sohbet etme şansı buldum. O kadar çok zorluk yaşıyorlarki konuştukları her kelime boğazlarında düğümlenerek çıkıyordu; bitmedi çileleri 12 sene oldu.
Galatasaray son otuz senenin yarısında şampiyon olmuş, iki tane Avrupa kupası kazanmış ama ben hala Bayern gibi 11-12 sezonluk seri şampiyonluklar gibi isteklerde bulunuyorum. Winnerlık hastalık gerçekten, bizi ancak Real Madrid taraftarı ve Akp seçmeni anlar..
Devrimciler bölünmüş ve zayıf bir şekilde örgütlenmiş durumda, gençliğin büyük bir kısmı nihilist ümitsizliğe kurban gitmiş durumda, entelektüellerin büyük bir kısmı maalesef köle ruhlu. Çağımızın portresi..
Biz henüz Türçeyi doğru dürüst konuşmayı bile sökememişken, İstiklal marşını vurgulu okuyamadığımız için parmaklarımızın ucuna sopa ile vuran ülkücü faşist bir hoca vardı köy okulumuzda. Abartmıyorum arkadaşlarımla ayrı köşelere çekilip ellerimizi bir birine sürtüp ağlardık.
Kılıçdaroğlu’na oy vereceğim sanırım. Kendi adıma düşündüklerim açısından biraz tezat bir durum olacak ama bunun ilerde yaratacağı gizli utancı üstleniyorum. Demirtaş sürekli çağrı yapıyor, biraz da onun etkisi var.
Pedagoji mevzusu… Köy okulumuzda okula başladığımız ilk gün ilk kez Türkçe diye bir dilin varlığından haberdar olmuştuk.( yoksulluktan çoğumuzun evine henüz TV girmemişti) Derdimiz asla anlatamama gibi durumumuz vardı; söz gelimi tuvalete gitmemiz gerektiğinde++
Hergün burda Kürtleri PKK’li diyip hedef gösteren, devletine şikayet eden fatih koparan gibi lağım fareleri destek mesajı atıyor Deniz için. Çıldırmamak elde değil
Canlar dört yıllık twitter maceramda öğrendiğim ve önerdiğim bir şey varsa o da slogan atan tiplerden uzak durmanız gerektiğidir; herşeye çok üzülen, en çok tepki gösteren tiplerden.
Mülteciler hali hazırda bölgede büyük ayırımcılığa maruz kaldıkları için bu felaket döneminde bunlar bize yardım etmezler psikolojisini de derinden yaşıyorlardır. Üstüne yetmezmiş gibi ırkçı hesaplar toplumdaki nefreti bir de burdan onların üzerine yöneltmeye çalışıyorlar.
Dünya bu herifler yüzünden bu kadar kötü bir yer. Gerçek hayatta kayıtsız kaldıkları şeyleri sahnede görünce dünyanın en duyarlı insanlarına dönüşüyorlar.
La Haine filminin sonunda filmin trajedisi ortaya çıktığında devasa duvar resimlerinde Rimbaud ve Baudelaire karşımıza çıkıyor. Yönetmen burda iki büyük şair üzerinden Fransız şiirinin istisnasızlığına güvenerek yoksulluk, yoksunluk ve polis şiddeti ile kırılan++
Hergün işe harcadığım zaman git geller ile beraber tam 13 saat. Köle olmak için illa ayaklarımıza zincir bağlanması gerekmiyor. Neo-liberalizmin buna ihtiyacı yok; seni buna hür iradenle ile seçim yaptığına inandırır sadece.
Dışlanıyorlar, ucuza çalıştırılıyorlar, kovalanıyorlar, şiddet görüyorlar. Büyük bir insanlık dramı yaşıyorlar. Hepsinin savaş esnasında kaybettikleri yakınlarını, evlerini bir tarafa bırakıyorum. Hikayeleri insanı insanlığından utandırıyor.
Zaferian’ın aşk tanımı;
Aşk bir çeşit kendini güvenli bir alana alma çabasıdır. Tüm samimiyetsiz insan ilişkilerinden kaçıp bir kişide yurtlanma deneyimidir.
(Şimdi uydurdum, tutar diye umuyorum
Fındık işçiliği bu ülkede en zor koşulların olduğu alanlardan biridir. insanlar biraz para kazanmak için çadırlarda kalıyor; sabah yedi akşam yedi on iki saat tarlalardalar ve üstüne sistemin dokuduğu ırkçılık ile mücadele ediyorlar. Yaşadım çocuk yaşta, hepsi gözümün önünde.
Haluk Levent’e destek çıkarız ama üç saat sonra çıkar iktidara şirin gözükmek için bir açıklama yapar dumur oluruz. Daha önce dengesizliklerini çok gördük, umarım aynısı olmaz…
Bu hesabı çok fazla güncel siyaset ile ilgili kullanmak istemiyorum; acaba seçim özel minvalinde yeni bir hesap mı açsam? Fav açarsan beni de al içeri demektir.
O gece oturup düşündüm. oğlum bekir dedim kendi kendime, yolu yok çekeceksin. İsyan etmenin faydası yok, kaderin böyle, yol belli, eğ başını,usul usul yürü şimdi. O gün bugün usul usul yürüyorum işte.
Kişiyi karakterize eden onu bir kalıba sokan içinde yaşadığı toplum yahut koşullardır. Suç nasıl toplumsaldır diyorsak intihar da gayet bu doğrultudadır.
Yıkılan 7.000 bina, her birinde ortalama 60 kişi yaşasa 420.000 insan ediyor; hepsi uykuda. Kurtulan 80.000, ölen 24.000, 100.000 kişi deprem esnasında binaları terketmiş olsun geriye 200.000 insan daha kalıyor. Nerde bunlar?
Zizek’in tabiriyle iki kötü arasında her zaman daha kötü olanı tercih etmek lazım. Bu bozuk düzeni az restore edip ömrünü artıracak olandansa yıkıma götürecek olanın yanımda yer alınmalı.
Gerçekten aşktan bir bok anladığınızı da düşünmüyorum. Kendi kişisel yetersizliklerinizi, zayıflıklarınızı aşk diye tanımlıyorsunuz. Sizin bildiğiniz anlamıyla olmamak kaydıyla aşk harika bir şey ve siz bu kafayla ona zor erişirsiniz. Size dışardan ne aktarılırsa onu yaşarsınız.
Üç senedir Sovyet hanım ile takipleşiyoruz, ara ara sohbet ettiğimiz olmuştur bir kere merak edip ismini sormadım, burayı kullanma yönetmeni, bildiğim tahmin ettiğim için ama siz tetikçi bozuntuları kadının ismini adresini verince bir bok elde ettiğiniz zannediyorsunuz.
Hayatı karnaval tadında yaşayan insanlar sizin gerçek dostlarınızdır. Hiçbir şey ile hüzün ve üzüntü içinde kalarak mücadele edemezsiniz. Kusturica bunun için Yugoslavya’nın çöküşünü karnaval tadına bir anlatı ile taşıdı bize. Fellini hep buna başvurdu ve SPİNOZA.
Mithat Sancar’ın tavrına bakılırsa HDP aday çıkarmayacak gibi ihtimal hiç de az değil. İYİP’in olduğu denklemde HDP’nin aday çıkarmamasını doğru bulmuyorum. Kürtler için eline koz alarak ikinci tura gidilmesi tarihi önem arz ediyor; böyle fırsat her zaman gelmez ayağa.
Aftersun bize ebeveynlerimizi affetmemizi mi salık veriyor? Yani ben hiçbir zaman, bütün kötü yetiştirme tarzlarına rağmen suçlamadım onları, döngüsel yeniden tedariğe sokulan iki gariban kişi yani; sistemdeki bozukluğu asla onlara yüklemem, bizim gibi kurban onlar da.
Sınıfsız toplumda penis boyu max 15 cm olacak, fazlası olanları keseceğiz evet. Penis boyunun fazlalığı yaratmak istediğimiz ,bir iktidar olmayan toplum pratiğine, oldukça ters bir olgu. Buna izin veremeyiz.
Böyle ülkelerdeki huzurun bedelini fakir ülkeler huzursuzlukları ve sefaletleri ile ödüyor. Kapitalizm nedir, işte budur. Her zaman arka planda aç sussuz huzursuz insanlara ihtiyaç duyar, ayrıcalıklı sınıf için.
En büyüğümüz taş çatlasa 11 yaşındaydı. Hayatım boyunca o marşı andı okurken içimden başka şeyler fısıldadım;zaman geçtikçe ve benliğimizin farkına vardıkça o herifin bıraktığı tahribatı daha net hisseder olduk. Başınıza çalın andınızı marşınızı ve def olun gidin topraklarımızdan
Havaya fırlatılan taş, yarı yolda bilinç kazansa kendi hür iradesiyle yükseldiğini düşünür diyor Spinoza. Taşa da gerek yok, insanlar içine sürüklendiği koşullar içinden önlerine sürülen seçeneklerden birine yöneldiğinde bunu kendi iradeleriyle yaptıklarını düşünüyorlar.
Artaud "beni intihar ettiniz" diyor. Bunda herhangi bir anlatım bozukluğu falan aramayın; herşeyin nasıl dışsal ve koşullar dahilinde olduğunu anlatan gayet güzel bir örneklem bu.