1 Temmuz haftasında başlıyoruz!
Fransızcaya ister tamamen sıfırdan başlayın, isterseniz görselde sıralanan ara kurlardan devam edin, sizi
@akademi_FR
'de eğlenerek, konuşarak, okuyarak, çevirerek Fransızca öğrenmeye bekliyoruz.
Ön başvuru için:
Biri gelip diyor ki her ay kazancından belirli bir miktar ver, acil durum için saklayayım. Tamam diyorsun. Acil durum oluyor, bakıyorsun ortada bir şey yok. E hani diyorsun, abi şimdi bunları konuşmanın zamanı mı diyor.
400'er bin dolardan 727 tane öğrenci yurdu yapmak yerine New York'a 291 milyon dolarlık bina dikmek siyasi bir tercihtir. Ve her siyasi tercih gibi sandıkta hesabı sorulmalıdır.
Erzurum halkına provokatör diyen Ekrem İmamoğlu’nun kendisi provokatördür
Bu provokasyonu adım adım nasıl hazırladığını biraz sonra katılacağım Ülke TV canlı yayınında tek tek açıklayacağım
Reklam filminde eksikler var, ben tamamlayayım:
Aldıkları soğanın kilosu 30 TL.
Top oynayan çocukların ailesi asgari ücretle geçinmeye çalışıyor, ev sahipleri onları evden çıkarmak üzere.
T cetveliyle yürüyen üniversite öğrencileri barışçıl bir eyleme katıldıkları için
İzmir'de Tarkan konserine ayrılan bütçe 45 milyon ₺.
İstanbul'da metrobüs kazası yaşayıp insanlar can derdine düşmüşken İBB Başkanı konserde.
Alın size Chp Belediyeciliği.
İşini sevmiyor musun? O zaman istifa et ve kendi hobilerini işin hâline getir. Nasıl yani, ne demek ailem birkaç milyon dolar başlangıç sermayesi veremez?
Erasmus yaparken Fransa'da CouchSurfing ile öğrenci bir çiftin yanında kalmıştım. O sırada onlar 19 yaşındaydı, ben 23'tüm. Bana "Biz bu yaşlarda gezmek istiyoruz, 23 çok geç" demişlerdi. 23. Çok. Geç. Demişlerdi.
Kuşağının hayatta kalan son temsilcilerinden Charles Aznavour söylüyor, "Hier Encore" (Daha Dün).
"Daha dün yirmi yaşındaydım
Zamanı çarçur eder
Onu durdurabileceğimi sanırdım."
Yayınevimizin sosyal medya hesaplarını yönetmek üzere İsveççe bilen, en az 12 yıl Havana'da yaşamış, iş makinesi ehliyeti sahibi, askerliğini korgeneral olarak yapmış, en az üç filmin yapımcılığını üstlenmiş, videolardaki gibi yarım saatte elleriyle toprağı kazarak havuzlu ev yap
İmamoğlu'nun eline koz verecek kararı çıkartıp ters psikoloji uygulayarak ve bizim bu ters psikoloji yönteminin farkına varıp bu işte bir bit yeniği var diyerek aday seçimini iki ters psikolojinin çarpımı sonucu düz psikolojiyle yapacağımızı hesap etm
Son zamanlarda dinlediğim en güzel şey. Emma Stone ve Maya Rudolph; basit enstrümanları eşliğinde "Call Your Girlfriend" (Kız Arkadaşını Ara) şarkısını söylüyorlar. Şarkıya Türkçe altyazı da ekledim. İyi dinlemeler :)
Geçtiğimiz günlerde Belçika'da uluslararası bir şarap yarışmasına 2,5 euro'luk bir market şarabını da dahil etmişler, ama jüri durumu anlamasın diye etiketini pahalı bir şarapla değiştirmişler. Binlerce euroluk şarapların arasından bu 2,5 euroluk şarap birincilik madalyasını
Avrupa'nın herhangi bir ülkesinde bir çocuğu sokaktan alıp üzerindeki tişörtü değiştirebilir misin? Tanzanya'da bunu yapmaya hakkın olduğunu düşünüyorsun, çünkü kendini bu insanların "ruhunu kurtarmaya gelmiş" medeniyet temsilcisi olduğunu sanıyorsun.
Burası Tanzanyanın Darüsselam şehrinin Kondo köyü.
Merkezden 3 saat uzaklıkla ücra bir köy.
Yemek ikramı vermeye gittiğimizde çocuklardan birinin onur yazılı tişörtlü bi şekilde birinin giydirdiğini farkettim.
Gerekeni yaptım lakin bu olay korkunç derecede bu sapkınlığın
Marlon Brando, 1973 yılında en iyi oyuncu Oscar'ını alacaktı. Ancak Amerikan film endüstrisinin, Amerikan yerlilerini filmlerde vahşi barbarlar olarak göstermesini protesto ederek ödülü reddetti. Videoda Sacheen Littlefeather (Küçüktüy), Brando adına ödülü reddediyor.
O yaşa gelmiş insanlara koridorda ayakkabılarını çıkartıp ortada bırakmamaları gerektiğini anlatmak zorunda kaldığınız yer pek de üniversite sayılmaz zaten.
Nüfus Müdürlüğü'nün 1923'ten 2018'e en çok verilen isimler listesinden yola çıkarak bu animasyonu hazırladım. Önce on yıllar hâlinde, sonra yıl yıl en çok verilen kadın ve erkek isimlerini görüyoruz.
Öylesine mi izlersiniz, sosyolojik çıkarım mı yaparsınız, orası size kalmış :)
Shakespeare'in Hamlet'inin "Olmak ya da olmamak" tiradını bir de Benedict Cumberbatch'ten dinleyelim. Çeviri Bülent Bozkurt'a ait, ben yalnızca videoyu hazırladım.
"Kim katlanırdı yoksa zamanın kırbaçlarına, küfürlerine,
Zorbanın haksızlığına, kibirli adamın hakaretine?"
Gibi'yi izliyorum. Zamanında Cem Yılmaz'ın, sonrasında Leyla ile Mecnun / İşler Güçler gibi dizilerin yaptığı gibi kendinden önceki mizah anlayışını demode bırakacak yeni bir şeyleri başlattığı düşüncesindeyim.
Bugüne kadar birçok kez Einstein'ın E=mc² formülünü, bunun ne demek olduğunu ve atom bombasıyla ilişkisini anlatan şey okuyup dinlemiştim. İlk kez bu kadar anlaşılır olanını görünce hemen çevirdim.
Filozof Étienne Klein'dan dinliyoruz, tamamı:
Son zamanlarda dinlediğim en iyi şarkıyı çevirmeden edemedim. Şarkının adı "La symphonie des éclairs" (Şimşeklerin Senfonisi).
Şarkıyı seslendiren Zaho de Sagazan genç bir Fransız yetenek. Kendini "aşırı hassas" biri olarak tanımlıyor. Öyle ki videoda izlediğimiz üzere şarkıya
Muharrem İnce Akbelenlileri çıldırttı
"Sonuç almak istiyorsak bunu şova dönüştürmeden ciddi bir şekilde mücadele etmemiz lazım" sözleri protesto edilince bölgeden ayrılmak zorunda kaldı
Başlayınca zorla ve kekeleyerek de olsa soru soracak zannediyorsunuz. Sonra söyleyecekleri boğazına takılıyor, kelimeleri unutuyor ve "Ben tabii sizin ne dediğinizi anlıyorum da" diye not düşmek zorunda kalıyor. İzlerken yüzüm kızardı.
nobel edebiyat ödülünü aldıktan sonra isveç televizyonu samuel beckett ile bir röportaj yapmak ister. samuel beckett kabul eder ama tek şartı vardır: hiç soru sorulmayacak. tamamen sessizlik.
samuel beckett.
mute - swedish television.
1969.
Seçim gündeminden sıkılanlar için çevirdim:
Ünlü Fransız yazar Marguerite Duras, 1985 yılında verdiği röportajda 2000 yılında hayatımızın nasıl olacağını tahmin ediyor.
"Her şey kuşatılacak. Yine de deniz kalacak, okyanuslar da. Sonra, okumak..."
Geleneksel "Tu vas me détruire" (Beni Mahvedeceksin) dinleyip hüzünlenme, iç geçirme ve hatta mahvolma sezonu açılmıştır. Tüm bile bile lades diyenlere geliyor.
"olacakları ilk günden, ilk geceden tahmin edebilirdim
beni mahvedeceksin"
Burjuva sınıfı genellikle bu kadar aptal olmadığı için sömürüsünü kör göze parmak yapmaz. "Ay canım harika, inş sen de kazanır böyle on tane ev alırsın" der, muffin'leri bol bol ikram eder. Sonra da kızın hayatı boyunca birileri tarafından sömürülmesini uzaktan izler.
İkinci dalga feminizmin öncülerinden kabul edilen Simone de Beauvoir ilişki anlayışını ortaya koyuyor:
"Evlenmeyin ya da çocuk sahibi olmayın demiyorum. Şunu söylüyorum: Belirli bir özgürlük, yalnızlık alanını mutlaka koruyun. Hayal kurmak için, okumak için, müzik dinlemek
Bence buna alım gücü değil de nereye gidersen git arkada bıraktığın insanlara ne kadar iyi bir hayata sahip olduğunu gösterme arzusunu yenememe sendromu diyoruz.
Bu dönemde derslerini halka açan hocalar çok iyi bir iş yapıyorlar. Ben görebildiklerimi yazıyorum, siz de lütfen bu tweet'in altına ekleyin.
1) Uygarlık Tarihi -
@ataozdemirci
()
2) Siyaset Felsefesi Tarihi -
@arkhepolitics
()
@UASonay
Çok var ama ben üç tanesini yazayım: Festivalleri bitirdi, harçlıkla geçinemez hâle getirdi, işsizlik garantili üniversiteleri hayatımıza soktu. Umarım mont bana çıkar 🙏
Aylar önce çevirdiğim şu videoyu dönüp dönüp izliyorum.
Ünlü Fransız yazar Marguerite Duras, 1985 yılında verdiği röportajda 2000 yılında hayatımızın nasıl olacağını tahmin ediyor.
"Her şey kuşatılacak. Yine de deniz kalacak, okyanuslar da. Sonra, okumak..."
Fransa'nın yaşayan son büyük filozoflarından Edgar Morin bugün 102. yaşına girmiş. France Culture de bu vesileyle Morin'in gençlere mesajını içeren bir video hazırlamış. Bu hoş videoyu görünce hemen çevireyim dedim.
Nazilere karşı direnişte yer alan Morin şöyle söylüyor:
Fransız filozof André Comte-Sponville, Arthur Schopenhauer'i anlatırken bu filozofun felsefe tarihinin en üzücü cümlesini kurduğunu söylüyor:
"Tüm hayatımız bir sağa bir sola giden sarkaç gibidir: ıstıraptan sıkıntıya, sıkıntıdan ıstıraba."
Öğrencilere verdiğim destekten dolayı bir grup insan takibi bırakmış. Çok üzüldüm gerçekten, bu insanlar bu kadar zamandır profilimi neden meşgul ettiler diye.
İBB’yi protesto eden taksici: “Bir yolcuyu almadığımızda bizi 153’e şikayet ediyorlar, belediye 1 hafta ceza veriyor. Bizi bu hale getiren Ekrem İmamoğlu’dur.”
Einstein'ın E=mc² formülünün tam olarak ne ifade ettiğini bu video ile kafamda oturtmuştum. Bizim gibi sözelcilerin bile rahatlıkla anlayabileceği videoya buyrun.
Filozof Étienne Klein'dan dinliyoruz, tamamı:
Artık bu iş benden çıktı. "Tu vas me détruire" (Beni mahvedeceksin) hepimizi kendisine esir etti. Dinlemezsek olmuyor, yapamıyoruz.
Haydi, kalpleri bir kez daha dağlamak için hep birlikte söylüyoruz.
"kendimi kış zannederken
işte yemyeşil bir ağaç olduğumu anlıyorum"
Yazarlar, yazma eylemiyle ilişkilerini anlatıyor. France Culture harika bir seçki yapmış.
Sırasıyla Albert Camus, Georges Perec, Italo Calvino, Henry Miller, Louis Aragon, Milan Kundera, Louis-Ferdinand Céline, Françoise Sagan ve Marguerite Duras'yı dinliyoruz.
Bir çocuğun sevinmesi tabii ki çok güzel bir şey. Ama mahrumiyet içinde yaşayan çocukların ufacık hediyelere bu kadar sevinmesi videolarının bu şekilde sunulmasından ben rahatsız oluyorum. Burdaki asıl mesele çocuğun sevincinden çok içinde bulunduğu mahrumiyet durumu olmalı.
Fransa'dan bir akademisyen yıllarca uğraşıp Meksika'da bir uyuşturucu karteli içinde saha çalışması yürütmeyi başarmış.
Le Monde'un katkılarıyla hazırlanan ve Fransa'da büyük ses getiren bu belgeselde Avrupa'yı tehdit etmeye başlayan fentanil uyuşturucu maddesi ile ilgili çok
İstanbul'daki bir anaokulunda düzenlenen mezuniyet töreninde gösteriye alınmayan otizmli anaokulu öğrencisi, bir köşede ailesi ile yalnız başına kutlama yaptı.
Bugün bir "seçenek" olarak açılır, yarın evinize yakın karma eğitim veren okul bulmak güçleşir, öbür gün "talep bu yönde" diye karma eğitim kaldırılır.
Kadınları toplumun dışına itmeyi amaçlayan bu girişime yüksek sesle hayır demek zorundayız, yoksa yarın çok geç olacak.
Ünlü Fransız şarkıcı Renaud, "Mistral Gagnant" şarkısını yeni doğan kızı için yazar ve çok özel bir şarkı olduğu için albümüne koymak istemez. Şarkıyı eşine dinletir ve eşi "Bu şarkıyı albümüne koymazsan seni terk ederim" der. İyi ki de der.
Béatrice Martin'den dinliyoruz.
Şu konuşmayı çevirdiğimden beri elektronik alet kullanırken aklıma Mukwege'nin Nobel ödülü konuşmasında söyledikleri geliyor.
"Akıllı telefonlarınızı kullandığınız zaman (...) bir anlığına da olsa bu nesnelerin üretiminde ortaya çıkan insani maliyet üzerine düşünün."
Bir süre önce varoluşçu psikolojinin öncülerinden Rollo May'in şu konuşmasını çevirmiştim.
May bu konuşmada bize kaygıdan kurtulmayı değil, onu yaratıcılığa ve cesarete dönüştürmeyi öneriyor.
Özellikle bugünlerde izlemek iyi gelebilir:
1909 yılından kalan bu olağanüstü nadir ses kaydında ünlü yazar Lev Tolstoy, "Din nedir" sorusuna Fransızca olarak cevap veriyor.
France Culture'ün bir saat önce yayınladığı videoyu o heyecanla hemen çevirdim.
Tamamı:
Bu kitabı okumaya başladığımdan beri ekrana daha az bakmaya çalışıyorum. Psikolojik bir etki mi bilmiyorum ama sanki odaklanma konusunda olumlu bir etki yarattı gibi.
Yer6 adlı sosyal medya hesabında paylaşılan video içeriğinde Peygamberimizle ilgili kullanılan hakaret içerikli, çirkin ve provokatif ifadeler nedeniyle İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından “Halkı kin ve düşmanlığa alenen tahrik etme” suçundan, paylaşımın yapılmasının
Jean-Paul Sartre, 1970 yılında hapisteki arkadaşlarıyla dayanışmak için La Cause du Peuple dergisinin yönetimini üstlenmişti.
Videoda Sartre'ı, Beauvoir ile bu dergiyi sokakta satarken görüyoruz. Sonrasında polisin gözaltı işlemi ve Sartre'ın kısa röportajı var. INA arşivinden.