Liseyi, lisansı ve yüksek lisansı özel üniversitede okumuş, doktorayı devlet üniversitesinde yapmış ve halen özel üniversitede çalışan biri olarak söyleyeceğim, eğitimin kalitesini kamu belirler. Kısa flood.
Kendi ecdadım diye demiyorum, felsefesiz, fiziksiz, part-time yeniçerilerle, altyapıya ve üretime falan da çok fazla yatırım yapmadan, toprakların doğal güzelliğiyle 600 sene dayanmışlar. İmparatorlukların Toyota’sı bizimkisi.
Bakıyorum bu gece bir yurtdışında yaşama muhabbeti dönüyor. Denilecek çok şey var ama azıcık katkım şu olsun: insanı doğduğu, büyüdüğü ülkeden kaçırmak özel bir başarıdır. Herkes yapamaz. Trump bile yapamadı. O derece.
@truganhatan
Bilmediğiniz bir batıyla bilmediğiniz bir doğu arasında bilmediğiniz bir Osmanlı'yı oturtmaya çalışıyorsunuz. Medeniyet algınız dev bir boşlukta ufak bir boşluk.
O cildin inceliği malzemenin az olmasından değil, analizin cılız olmasından, malzemeye yapışmamasından, klişelere kayıp gitmesinden. Bu İslam bilim tarihinde de genelde böyle, Osmanlı tarihçiliğinin geneli de bu durumda. Esasen okunacak bir şey yok değil, söylenen bir şey yok.
AKM nedir ki? Bir bina. Yenisi yapılır. Daha güzel ve daha anlamlısı da yapılır. Ama bu söylemlerin hepimize verdiği en büyük zarar, içimizdeki en kötü his ve istekleri dışarıya çıkarması. Herkesi olabileceği en kötü insana çevirmesi. Ben eskiye göre daha kötü biriyim.
Şahsi kanımca Osmanlı’da kapitalizmin olumlu yönlerinin gelişmemesinin sebebi Osmanlı’daki model ekonomik aktörün tok gözlü olmasından değil, fazla aç gözlü olmasından kaynaklanıyor. Bir şeyleri iyileştirmeye gerek duymadan mala mülke çökme, rant var.
Galileo’nun teleskobu icat ettikten sonra 1610’da Venedik’ten aldığı senelik maaş 1000 florin, az çok 200,000 akçe. Aynı dönemde Süleymaniye Darülhadis'inde müderrislik yapan Musa Çelebi'nin yevmiyesi 40 akçe, seneliği ise 15,000 akçeden biraz daha az.
Ben bu kitabı neden daha evvel okumadım? (Yani, vaktim olmadı ondan okumadım da bu kadar önemli olduğunu bileydim daha evvel okurdum) Cayır, cayır, cayır ve cayır. Ayrıca neden tüm Osmanlı tarihçileri bu kitabı konuşmuyor?
Osmanlı’nın kendi dinamikleriyle gerilediğine inanmıyorsanız, Avrupamerkezci her analizi kategorik olarak reddediyorsanız, bir de Osmanlı tarihini İslam tarihi çerçevesinden okuyorsanız varacağınız yer tam olarak burası.
Osmanlı'yı önünü kesen Avrupalı devletlerden ziyade arkadan vuran iki devlet, Rusya ve İran, yüzünden ümmet-i Muhammed'in tarihî yürüyüşü durduruldu.
Bugün de tarih tekerrür ediyor ama
yeni bir Endülüs trajedisi olmayacak, bu tarihî yürüyüş tamamlanacak Allah'ın izniyle...
The Middle East Center is proud to announce that our new director, beginning in July 2021, will be Harun Küçük, Associate Professor in the Department of History and Sociology of Science. Read the full announcement here:
@bharunkucuk
@PennSAS
@Penn
Hasıl-ı kelam, eğitim standardını bedava ve kamuya açık eğitim belirler. Kamu yüksek standart sunmazsa, parayla eğitim veren de sunmaz. Eğitim tamamen paralı olursa o zaman da eğitimin kalitesi kalmaz. Özel, devlet her kurumda çalışanlar için bedava iyi eğitim önemlidir.
Beşik uleması, hatta ulemanın çoğu tam da böyleydi. Alim hanedanlarına mensup olanlar işlerini yapsalar da olurdu, yapmasalar da. Dalga geçiyoruz ama neo-Osmanlıcılık tam da böyle birşey. Tarih bilmiyorlar deniyor ama ecdadı çok iyi anlamışlar.
Tam bir diriliş dönemindeyiz ya, batı medeniyetini tir tir titretiyoruz bilim ve akademi alanında. Kayınçolar, bacanaklar, kızlar, yeğenler, eltiler, hep böyle akrabalar atanınca kurumlardaki uyum artıyor ve dış güçler bu durumdan oldukça rahatsız
Eğitimde seviyeyi kamu tarafından fonlanan eğitim belirler. Yani nedir, devlet size belli seviyede bir eğitimi bedavaya sunar. Bu da evrensel bir pratiktir. Sebebi de çoktur. En kötü açıdan bakarsak, eğitim uysallaştırır. Uysal insanları hem devlet hem sermaye sever.
Şimdi ise kamu iyi eğitim veremediği için yine kötü ama görece iyi bir eğitime çok para vermek zorunda kalıyorsunuz. Neden, çünkü kamu “standart” diyebileceğimiz bir seviyeyi sağlayamayacak durumda. Kamusal eğitim çökerse, tüm eğitim çöküyor. Devam...
Seküler projeler bizi bizden kopardı,doğayı tahrip etti,insani yanımızı çürüttü,Rabbimizden uzaklaştırdı ve ruhsuz cesetlere dönüştürdü.İrademiz iradesiz kılındı.O kadar kanıksadık ki kolayca manipüleye açık,kontrol ve denetim mahkûmu kalabalıklara dönüştük.
Eğitimle bize verilen vatan, millet sevgisi belki eğitimimizin tek başarısı. Bunun tam olarak ne anlama geldiğini kendi aralarında epey tartışabilirler ama bu ülkede çoğu kişi kendi meşrebince ve bazen de kendilerine zarar verecek ölçüde vatansever.
Sahan falan dalga geçiyorsunuz ama Williams Sonoma onu önünüze Turkish specialty cookware diye koyar, en ince alüminyumuna $29.95'i de çakar. İbn Rüşd'ü Renan'dan duymuş Osmanlı düşünürü gibi kalakalırsınız.
Kaliforniyalının da derdi var be kardeş. Dört yan alev alev. Kiralar almış yürümüş. İş yok, güç yok. Vergiler yüksek. Her yerde bin kural var — hele kumsallarda -, bir türlü rahat edemiyorsun.
Arkadaşlar, spor olarak yapmıyorsanız (şimdi Berlinde, Amsterdada 2-3 sene tatlı şey, yalan değil) epey zor bir şey bu, evet. Zaman geçtikçe daha da ayıyorsunuz bu gerçeğe.
Siz bu yurtdışında yaşamayı, göçmen olmayı ne sanıyorsunuz ya?
Kimsesiz, önemsiz, çevreyle bağlantı kuramadan üç kuruşa yaşayıp gitmek...
Batı kültürüne hakim sayılırım, dil engelim hiç olmadı, türkü, şiş kebap, baklava sevdam yok, yani çok lokal sayılmam, ben bile yapamadım
@taha_hatice
@truganhatan
Akademisyenler bu ülkenin en az saygı gören ve kalifikasyonlarına göre en düşük maaşla çalışan insanları. Sebebi de sen ve senin gibiler. Cahil diktatoryası.
Hayatı film olsa psikolojik dram tarzı olurdu herhalde. Aytaç Arman oynar. Sahneler uzun. 10 dk bir minderde. 10 dk başka minderde. Seslerin çoğu iç ses.
Kamunun seviyeyi belirlemesi de şundandır. Şayet iyi bir eğitimi bedava alabiliyorsanız, eğitim için sizden para isteyen kurumların bir katma değer sunması gerekir. En kötü açıdan bakarsak, devlet üniversitesine yeterince başarılı olamadığı için giremeyenlere eğitim şansı diyelim
The syllabus for the graduate seminar Reform and Revival in Islam as taught by the late Şerif Mardin in 2004 at Sabancı University. I am sure there are some out there who will appreciate the find.
D. Gürpınar'ın yazısını okuma ve üzerine düşünme fırsatım oldu. Yer yer doğru tespitler yaptığını, ancak sistemik sorunlara kendi çapında çözüm getirmeye çalışan (özellikle genç) akademisyenlere biraz haksız çıkıştığını düşünüyorum.
Ya arkadaşlar, Twitter’da hangi ili aratırsanız ilk üç heşteg pasif ve travesti çıkıyor muhakkak. Yani nedir buradaki olay, ben anlamıyorum. Çok katmanlı ama bir bilen vardır muhakkak.
Penn community members described former
@UPennMEC
Director Harun Küçük as a “bridge-builder” and “heroic” to
@dailypenn
.
@Penn
Prof. Karen Redrobe classified the lack of a MEC director as a “real threat” to academic freedom.
My latest with Ethan Young:
Eğitimli cumhuriyet eliti olmak kadar yalan, kendini yeniden üretemeyen bir elitlik yok şu dünyada. Böyle bir kesim var ama elit değil. Türkiye’de özel bir yeri veya Türkiye’ye karşı özel bir sorumluluğu yok. Herkes gibi canı ve istikbali için savaşan insanlar var fakir ve mutsuz
Bilim için bizden para çıkmıyor. Yani nedir, 16. yy sonundan itibaren vakıfların doğasından ötürü, bir miktar da kanun-ı kadimcilikten ilim yapanlar genel olarak aç kalıyor. Bu arada dolandırmadan da söyleyeyim, kanun-ı kadim tam anlamıyla eski bütçedir.
Daha önce hiç duymadığım birşey: İbrahim Müteferrika, 1731 senesinde Fransızca-Türkçe bir sözlük basmayı ciddi ciddi planlıyormuş. Acaba müsveddesi falan var mıdır bir yerlerde? (Villeneuve'den Maurepas'ya, Ekim 1731)
Arkadaşlar, herkes daha az çalışsın ama daha çok insan çalışsın. Daha az çalışınca daha verimli oluyorsunuz. Herkesin iş güvenliği olsun. Kahveleri içip içip 12 saat çalışarak, stres çekerek olmuyor. Şakacı dille yazıyorum ama bir taraftan da ciddiyim. Alman düzeni bu.
Aynı nüfusta 2 ülke
İşsizlik
Almanya 🇩🇪%3,1
Türkiye 🇹🇷%14,0
Çalışan sayısı
Almanya 🇩🇪45.131.000
Türkiye 🇹🇷28.529.000
İşsiz sayısı
Almanya 🇩🇪 2.234.000
Türkiye 🇹🇷 4.650.000
Genç İşsizlik
Almanya 🇩🇪 : %5,9
Türkiye 🇹🇷: % 27,4
İstihdam Oranı
Almanya 🇩🇪%76,5
Türkiye 🇹🇷%46,3
Çünkü Cumhuriyet’ten çok daha eski problemleri var bu ülkenin. Sorun arıyorsanız, bence sorun herkesin esnaflığa zorlanması, eşitliğin yukarı sosyal hareketle değil aşağı sosyal hareketle sağlanması gibi şeyler. Ama sorduğunuz sorunun safça ve tekraren sorulması lazım.
Bizim niçin Robert Koch Enstitüsü gibi bir kuruluşumuz yok? Niçin bir Cumhuriyet projesi olan Refik Saydam Hıfzısıhha Enstitüsü’nü etkisiz hale getirdik? Bunların hesabını kim verecek? Niçin zayıf liderlerin yönetiminde yüzlerce bilime katkısı düşük üniversiteye mahkum olduk?
Biz de flört ederken Tarkovskyler, Bunueller havada uçuşuyordu. Şimdi Equalizer 2, John Wick 3, bir sonraki Jason Statham filmi ne zaman HD Film Cehennemine düşecek diye bekliyoruz.
on yıl önce londra'da bir sci-fi film festivalinde tanıştığım değerli eşim az önce ipad'i bana uzatarak şöyle dedi, "oğlana uzaylı muzaylı bir şeyler aç"
@agahpamukov
💯 Hatta 19. yy kırsalı. Ayakkabın da yırtık potur olacak, montun değil yırtık ceketin olacak, vs. 21. yy şehir yoksulluğunu yazan roman yok mu?
Ekonomist değilim. Şu aralar Keynes külliyatını okuyorum ve bu alanın ahlaki hedeflerine dönüp tekrar bakmamız gerektiğini düşünüyorum. Kalkınma bence büyümeden daha önemli. Toplumsal rahatlık ham zenginlikten veya üretkenlikten daha önemli.
Akademik olarak en canavar gençlerin temel bilimlere gitmesi gerekirken, bizde bu alanlar belli üniversitelere düşük puanla girme yolu olarak görülüyor.
Ha o zaman nedir, algıda kamu üst bir seviyedir. Özel eğitim de bu üst seviyeye ulaşamayanlar içindir. Ülkemizde özellikle üniversite seviyesinde bu algı çok yaygındır. Devlet en iyi eğitimi verir.
Arkadaşlar, iyi yapabildiğim çok az şey var ama bir hizmet olarak pankek işini anlatmak istiyorum. Çok pankek yedim. En iyisi Boston’daki Friendly Toast’ın verdiği idi. Çok pankek de yaptım. Lezzetli, kabaran bir pankek şöylece oluyor.
Bu insanların çeviri yapması eğitimli insan azlığından mı, çevirinin asil bir uğraşı olarak görülmesinden mi yoksa erken cumhuriyet döneminde entelektüellerin çok fakir olup her işi yapmasından mı?
Did you know that an Italian captain who turned Turk later married the widow of the King of Morocco and had Cervantes as a slave? I sure didn’t. This one is from late Maria Pia Pedani:
Herkesin bildiği gibi, Osmanlı’da ve hatta öncesinde konuşulan Türkçe bugünkü dilimizden çok farklı değildir. Osmanlı Türkçesi denilen dilin de bir sürü farklı perdesi ve dönemi var. Herkesin divan şiiri okuyarak yaşadığı bir dönem asla olmadı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan: Dil devrimi adı altında Türkçemiz tatsız, tuzsuz, ruhsuz, renksiz kelimelerin tasallutuna sokularak milletimizin kadim medeniyeti ile arasındaki bağ zayıflatılmaya hatta kopartılmaya çalışıldı
Bu konuda ABD'nin iyi olmasının bir sebebi, Soğuk Savaş'ın başında Vannevar Bush'un 'bilim adamlarını rahat bırakın' modelinin, enstitüleşme fikrini yenmesidir. Bu konuda şöyle güzel bir makale mevcuttur. Harold Cook'un yazdıkları da çok önemlidir.
Bugün size şahane bir haberim var. Çiya Sofrası şefi Musa Abi’nin Turkish Cookbook isimli kitabı yemek kitaplarının Nobel’i kabul edilen Gourmand 2020 ödülünü aldı.
Eğitimin alt kademelerde bu artık böyle değildir. Devletin eğitimi pek güven vermediği için özel okullar devlet okullarının fevkindedir. Benim zamanımda öyle değildi. İstanbul Erkek ve Robert arasında tercih yapmak zordu.
Kimse vermeyecek. Öğretmensiz kalacak bu toplum. Bilimden sanata şarlatanla işini iyi yapanı ayırt edemeyecek hale gelecek. Tıptan felsefeye her alanda üçkağıtçıya yem olacak. Evde üçkağıtçı bitince fırsat peşinde yabancısı gelecek. Öğretmenine kötü davranan topluma kimse acımaz.
Eskişehir'de silahlı saldırıdan şans eseri kurtulan Prof. Dr. Ayşe Aypay; "Defalarca dilekçe verdik, işlem yapılmadı. Volkan Bayar'ı korumanın bedelini kim ödeyecek? Bu canların hesabını kim verecek?"
Burada ne olmuyor? Teori olmuyor. Temel bilim olmuyor. Ne oluyor? Mühendislik oluyor, hastalara bakılıyor, vs. Bugüne çok benzer bir dağılımı var yazılan kitapların ve yapılan işlerin. Para neredeyse iş orada. Başka ne olmuyor? Yoğun din deneyimi de olmuyor.
Valla benim desteğimi hiç kaybetmiyorlar. İlk 3 gün ben de destekledimcilik yapmaya gerek yok. Beni o kadar ezseler, gözüm görmez çıkarım sokağa. Beni destekleyene toplum, desteklemeyene de eşkiya derim.
Çok üzgünüz. İyi bir insanı, güzel bir dostu, nitelikli genç bir mimarlık tarihçisini kaybettik. Yavuz Sezer. Allah rahmet eylesin. 18. yy İstanbulunda kütüphane türü yapıların ortaya çıkışını ele aldığı ve
@MIT
'de yaptığı doktora tezi +
Sabri Ülgener'in Iktisadi Inhitat Tarihimizin Ahlak ve Zihniyet Meseleleri kitabı Ingilizceye çevrilse, mesela ben çevirsem, okuyan olur mu? Küreselde sosyal bilime katkısı olur mu? Kimse basar mı?
Amerika’da ilk ve orta öğretim konusunda görüşler bizimkine azıcık benzer. İyi “okul bölgeleri” vardır. Oradaysanız zaten emlak vergisini yüksek vererek okulları fonlarsınız. İyi okul bölgesi olmayan yerler genelde fakir veya fazla cumhuriyetçi yerlerdir.
I just want to share the wonderful news that my colleague Projit Mukharji was promoted to full professorship. He’s not in these parts, so I’m coming to you with the good word.
Ve bu yapısal durumların başka tür araştırmaları zor kılması. Başka işler yapanlardan sıradışı idealizm ve feragat beklemesi vs. Benim gördüğüm kadarıyla bizim özelimizde bilim yokluğunda çıkan şey din değil, mühendislik, tıp ve muhtelif pratik şeyler.
“Çalışmak dua etmektir.”
Bilim Tarihi Sohbetleri iki basamaklı sayılara ulaştı “10”🔝
Dr. B. Harun Küçük
@bharunkucuk
hocamızın konuk olacağı sohbetimize bekliyoruz🔜
Görselde genç Boris Hessen’i görüyorsunuz📸
@TheAfrasiyab
Kullanışlılık kendime yıllarca söylediğim bir yalandı. Şimdi sadece çalışma zevkimi ve şevkimi artırmak amaçlı bakıyorum böyle şeylere, kırtasiyeye, elektroniğe. Yoksa çalışacak adam dala tüner, orada da çalışır. :)
3. Fildişi kulelelerin (ki tam da böyle bir kuledeyim) amacı, diğer insanların günlük hayat gailesiyle düşünmediği, önemsemediği, kafa yormadığı konularda bilgi ve fikir üretmektir. Hepimiz aynı günlük hayat gailesiyle kavrulurken kim niye bilim yapsın? Dükkan açar, işine bakar.
Örneğin bugün bir İslam düşünce geleneği olduğunu düşünmemizin sebebi, tamamen Alman oryantalizmidir. Çünkü metinleri üst üste okuyarak bir “intertextuality” inşa etmişlerdir. Yoksa, öyle bir İslam düşünce geleneği mefhumu 17., 18. ve hatta 19. yy’ın çoğunda bizde yoktur.
Beytü'l-Hikme Mütercim Maaşları:
''Beni Musa 'tamgün çevirmenlik' yapanlara ayda 500 dinar ödüyordu.
O sıralarda bir dinar hemen hemen 4.25 gram saf altın değerindeydi;
yani aylık ücret 2125 gr veya 75 ons altın demekti. Bugünün fiyatlarıyla
(ons başına 320$) 24.000 dolar.''
Bu, bana sorarsanız Türkiye’de bir şeylerin kendi başlarına kıymetli ve emeğe değer görülmemesinin, görülememesinin resmidir. Para yoksa müzik için müzik, spor için spor, sanat için sanat gibi şeylere inanmak zor. Futbol bile bahislerle ve televizyon karlarıyla palazlandı.
Türkiye gibi batı emperyalizminden asgari zarar görmüş bir ülkenin (Müslüman ülkeler arasında bir istisna), ülkedeki eşitsizlik ve zulmü emperyalizme fatura etmesi ne kadar doğru? Emperyalizm kötü bir şeydir ancak belki ülkemizdeki kötülük emperyalizmden değildir.
Osmanlıya bir erdem olarak atfedilen pragmatizm bu. Kısa vadeli, günlük hayata yönelik şeylerin her şeyi belirlemesi. Bu da tanıdık geldi mi? Bana geldi. Yani bilimi endüstriyel AR-GE'ye, sosyal bilimi sosyal reforma, her şeyi de diğer geçer akçe işlere bağlayınca da sonuç aynı.
Yani nedir, Osmanlı'da genel olarak maaşlar akçe üzerinden ve genelde 15. ve 16. yy seviyelerinde sabit kalmış, alım güçleri (ki ulema da buna dahil) çökmüştür. Tanıdık geldi mi? Osmanlı'daki ağır tağşiş, bizdeki (neredeyse hiper) enflasyon. Günlük hayata etkisi benzeşiyor.