Çimentoda büyük fırsatçılık! Çimento karteli amortisman hariç 900-1.200 TL arasında değişen çimentoyu iç piyasaya 2 bin 600- 2 bin 800 bin TL'den satıyor. Böyle büyük bir vurgun hangi sektörde yapılabilir? 11 ili etkileyen depremler neticesinde, o bölgelerden başka şehirlere göç dalgası oluşmuştur. Bu göç dalgası ile beraber diğer şehirlerde konut açığı oluşmuş ve hızlı bir inşaat (Özellikle Ankara, Konya, Kayseri, Kırşehir gibi illerde ) faaliyeti başlamıştır. 2023 yılının ortasından itibaren özellikle Toki ve Emlak Konut deprem bölgesinde hızlı bir şekilde inşaat projelerine başlamış ve bu da özellikle çimento tüketimini artırmıştır. Ayrıca deprem algısı nedeniyle özellikle İstanbul başta olmak üzere birçok ilde kentsel dönüşüm, yerinde dönüşüm ve depreme dayanıklı konut talebi artmış ve bu da tüketimleri aşırı şeklide yükseltmiştir. Çimento sektörü başta olmak üzere bu yaşanan durumu fırsata çevirmiş ve özellikle başta deprem illeri olmak üzere hızlı bir şekilde fiyat artışlarına girişmişlerdir. O günden bugüne bakıldığında fazlaca bir enerji maliyeti ve kur artışı olmamasına rağmen fiyatlar kademeli bir şekilde maliyet artış hızından çok daha fazla artmıştır. Bu ülkede o dönemlerde ÜFE fiyat endeksi TÜFE'nin çok üzerinde gerçekleşmiştir. Bu da enflasyonu tetiklemiş yine üreticiler lehine haksız kazançların gerçekleşmesine neden olmuştur. Çimento üreticileri bugün yüzde yüze yakın kar etmekte ve bu durumu fırsata çevirmektedirler. Çimento sektörünün önemi FİYAT ARTIŞLARI oradan başlamakta ve devamında Hazır Beton, Bims, Seramik, sıva vb. birçok ürününde aynı oranlarda fiyat artışına neden olmakta, inşaat maliyetlerini yükseltmekte ve halkın konut alım gücünü düşürmektedir. Bunun en basit ölçümü birkaç yıl önceki çimento fiyatları ile Avrupalı üreticilerin fiyatları mukayese edildiğinde arada fiyat uçurumu varken bugün Avrupa’da ki fiyatlarla (Avrupa da karbon emisyon vergisi olmasına rağmen) bizim fiyatlarımız eşitlenmiştir. Ayrıca deprem öncesinde inşaatlarda kaba inşaat maliyetleri %15 civarında iken şu an %30-40’lar seviyesine çıkmıştır. Demir fiyatlarının enflasyonun altında artış gösterdiğinden bu durumda en büyük pay çimento ve hazır beton üreticilerine gitmektedir. Özellikle Ege bölgesinde şu anda çimento ve hazır beton fiyatlarıyla deprem bölgesinin fiyatları arasında ciddi fiyat farkları olmasıdır. Tüm ülke seferber olmuş ve deprem bölgesinin imarı için ek vergiler ve bağışlarla fedakarlıklar yaparken, bu tür büyük üretici firmalar bu durumu fırsata çevirmiş ve ciddi haksız kazanç elde ederek daha da büyümüşlerdir. Söz konusu çimento sektöründe arz-talep dengesizliği varken yani üretim miktarı tüketimin iki katına yakınken fiyatların bu kadar yüksek seyrediyor olması da ayrıca bu sektörle ilgili bir çok soru işaretinin oluşmasına neden olmaktadır. Ama bu konu Ticaret bakanlığı ve Rekabet Kurumunun sorumluluk alanı içerisinde olduğundan bir yorum yapmam yanlış olur. Şunu unutmayalım: Deprem bölgesinde güçlü olan 3 büyük çimento grubu var. Üçünün de patronları deprem bölgesindeki illerde doğmuş insanlar. Yani fırsatçılık yapan el değil. Bu patronlar 1 yıl kadar kısa sürede fabrika yatırım bedelinin fazlasını kazandı. Bunlar olurken ilgili bakanlıklar ne yaptı? İnşaat maliyetlerini durdurmanın yolu çimento ve beton fiyatlarını kontrol altına almaktan geçer!