Otuz sene kasap vitrini seyretmiş, lokma yiyememiş kedi gibi, otuz sene dünyayı seyrettim lokma yiyemeden, artık canım da bir şey istemiyor.
Şule Gürbüz hevessizliği kısaca ama dolu dolu anlatmış işte.
Biri size karşı bir zamanlar sevgi beslemişse ve sizde bunun karşılığı yoksa sadece susulur. Hem de sonsuza kadar. Biz bunları merak etmiyoruz ayrıca. Konuşan da, konuşturan da neyin peşinde acaba!
Şair Sezai Karakoç'un adına Mona Roza şiirini yazdığı 94 yaşındaki Muazzez Akkaya, yıllar sonra sessizliğini bozdu!
📌Hiçbir yakınlık göstermedim, umut vermedim. Kendisi karşıdan karşıya sevgi beslemiş.
📌Bir tek üzüldüğüm oturup bir kahve içememek oldu.
📌Eşimle evlendiğim
şiir okuduğu için ağır yara almış, hatta bir daha belini doğrultamamış. şiir okuduğu için hem derin bakıyor, bir an çok fazla anlıyor, o anlayışını taşıyamıyormuş. kendini kendine öyle bir yük duymuş ki başka da bir şey taşıyamamış.
-şule gürbüz
İki gündür yaşadığım üzüntüye annem az önce şöyle dedi "bundan sonra kimseyi tanımayacaksın. Tanımak iyi ya da kötü üzüntü getirir. Kitap da okumayacaksın çünkü bilmek de öyle." Keşke söz dinleyen bir çocuk olsaydım dedim içimden...
İnsan bazen aslında zaten bildiği şeyleri sevdiklerinden, hayat tecrübesine güvendiklerinden duymak ister ve bu şifa olur. Zor da olsa bir yolumuz olduğunu hatırlatan insanlar eksik olmasın ömrümüzden.
Haberi aldığımda iş yerindeydim. Rengim atmış, bana ne olmuş, bütün arkadaşlarım sordular, söyleyince o kadar da önemsemediler.. Biri dua et yakınlarına gelmesin dedi. Oysa biz zaten çok yakındık. Allah'ım dedim, harflerle birbirimize akraba olarak biz böyle ne kadar yalnızız...
"İstemeye hakkım var mı bilmem, ama seni yürekten ilgilendiren şeyleri, başkalarına anlatmaktan kaçındığın şeyleri duymak isterdim. Anlat bana...
Seni asıl yaşlılığında görmek isterdim. Durgun, uzak, temizken her şey, barışta."
“seni sevdim çekildim, dedim dünya bu kadar” diyen Süleyman Çobanoğlu’nu çok severim ama “ben şiirlerimdeki adam değilim” diyen Cevdet Karal’a inanırım. Çünkü öyledir, sevip kenara çekilenlerin zamanı değil, yazdıklarımız olmadığımız zamandır.
“Artık çamaşırlar yıkansa da kirlidir. Herkes salonda toplansa bile kimse evde değildir.” diyor ya Sezai Karakoç şiirinde, dünya artık böyle bir yer oldu.
Öyle kırığım ki keşke bir yol olsa da dünyaya geldiğimi inkâr etsem, yaşamamış gibi yapabilsem diye son bir gizli umut içindeyim.
Şule Gürbüz, Zamanın Farkında
soruyorlar hayatı vallahi bilmiyorum
ben ölümden daha
ben ölümden daha
ben ölümden daha hayati bir şey bilmiyorum
alper gencer, yankılandım da duruldum!
Ben bugün çok güzel insanlar tanıdım. Üçü çocuktu. Sitareyle yakından ilgilendim çünkü Sitare! 🌸
Edip ve Nilgün de çok güzel olmuş Allahım, teşekkürler. Ama Sitare.. :)