DİYANET İŞLERİ BAŞKANLIĞI’NA BİR TEKLİF:
Başta Yılmaz Özdil ve Cüneyt Akman olmak üzere dinî sembol ve değerlerle, duayla, namazla... alay edenler, kim olurlarsa olsunlar, öldüklerinde cesetleri camilerimize sokulmasın, cenaze namazları kılınmasın.
1. Müslümanların inanç ve değerleriyle dalga geçenler öldüklerinde cenaze namazlarını kılalım diye biz müslümanların önüne getirilmesin dediğim için Sözcü hakkımda suç duyurusunda bulunacakmış.
Haklarıdır.
Ben de hakkımı kullanacağım.
Yapabilse caddelere meydanlara darağaçları kuracak yeniden.
Ama açıkça “sizin dininize inanmıyorum” diyemeyecek kadar korkak ve riyakâr; İslam adına ahkâm kesecek kadar da kadar hin, arsız ve yüzsüz.
Öyle, çünkü ağzından salyalar saçarak istediği her kurbanı aldı bugüne dek.
2. Bana hakaret ettiği için kendisini dava edecek olsam da, Müslüman halkın inanç ve değerleriyle alenen dalga geçerek suç işleyen zevata pervasızca göğüs gerdiği, sahip çıktığı için CHP’li Özgür Özel’i tebrik ediyorum.
Adam olsan, araştırmadan mal bulmuş mağribi gibi atlamazdın bu yalanın üstüne; en az onlarınki kadar kirli emellerine alet etmezdin Allah düşmanlarının bu iğrenç iftirasını.
Gazeteciliği ahlâksızlık sanan
@cumhuriyetgzt
@yenicaggazete
@ismailsaymaz
@ahmethc
Ve diğerleri
Bu tiynetiniz kadar iğrenç kampanyadan her ne umuyorsanız kursağınızda kalacak!
Kararmış ruhunuzdaki vandallığın tek anlamı var: Zavallılık!
Kendi karanlığına hapis zavallılarsınız.
“Delikanlı! Sana birkaç şey öğreteceğim..
- Allah’ı (hukukullahı) gözet ki, Allah da seni gözetsin.
- Allah’ı (hukukullahı) gözet ki, (başın dara düştüğünde) O’nu karşında bulasın...” (İbn Hanbel, Tirmizî...)
Türkiye’de her seçim önemli olmuştur.
Evet, bu bir yerel seçim. Ama farklı ve daha büyük neticelere müncer olabileceği de hepimizin malumu. Dolayısıyla bu sadece bir “yerel seçim” değil..
Ya hakettiğimiz bölgesel ve küresel konumu yakalama hedefiyle yürüyüşümüzü sürdürecek ve
İnnâ lillâh ve innâ ileyhi râci’ûn.
Şehir dışında olmam sebebiyle Mahmud Efendi Hazretleri'nin vefatından gecikmeli olarak haberdar olabildim.
Kabri nur, mekânı cennet, makamı âlî olsun.
1. Dün bir toplantıda Rektör Prof. Dr. Suat Cebeci hocayla aramızda geçen tatsız diyalog salondaki bir katılımcı tarafından görüntülü kayda alınıp Twitter’da paylaşılmış.
Bunun üzerine
#suatcebeciistifa
etiketi ile paylaşımlar yapılmaya başlamış.
->
Bugünlerde dolaşımda bulunan ve Ramazan’ın ilk günü Cuma’ya denk geldiğinde bazı afetler yaşanacağını anlatan rivayetin durumu soruluyor.
Senedinde 2 zayıf 1 yalancı ravi bulunan bu rivayetin “Efendimiz (s.a.v)’in sözü” diye nakledilmesi kesinlikle caiz değildir!
1. İtibar cellatlığını meslek edinmiş güruh yine harekete geçmiş.
Bir seminer esnasında “Misyar nikâhı mut’a mıdır?” sorusuna cevabıma abanmışlar.
Eğer gerçekten benim çok eşliliğe bakışımı merak ediyor olsalardı konuyla doğrudan ilgili beyanlarıma bakarlardı.
->
Hadis hafızlarının ezber kapasitesi konusunda kaynaklarda zikredilen rakamları abartılı bulanlara rastlıyoruz zaman zaman.
23 hadis kitabını baştan sona ezberlemiş bir hadis hafızı:
Nureddin Yıldız hoca hakkında açılan davanın gerekçesi ilginç. Hoca kimi kime karşı kışkırtmış? Kimi tahkir/tahrik etmiş?
İlim adamları arasında tartışılması gereken bir hususun dava konusu yapılması -sonunda mahkûmiyet çıksın çıkmasın- maşeri vicdanı yaralamıştır.
* “Arabı şu üç şey sebebiyle sevin: Ben arabım; Kur’an Arapça’dır; Cennet ehlinin dili Arapça’dır.”
* “Arabı ve Arabın bekasını sevin! Zira Arab’ın bekası İslam’ın nurudur; Arab’ın yok olması ise İslam’ın karanlığıdır.”
* “Benim soyumun, Ensar’ın ve Arab’ın hakkını tanımayan
Yaşadığımız, adı konulmuş bir istiklal savaşıdır.
Bu savaşta tarafsız kalmak, sessiz kalmak düşmanla işbiriliğidir.
Elinde dövizi, altını olanların bozdurup ₺’ye çevirmesi farz-ı aynıdır.
İnnâ lillâh ve innâ ileyhi râci’ûn.
@omerdongeloglu
kardeşimin vefatını az önce haber aldım.
Güzel ölümler güzel insanlara nasip oluyor.
Kabri nur, mekânı cennet, makamı âlî olsun.
Ailesine, yakınlarına, sevenlerine Rabbim sabr-ı cemîl ihsan eylesin.
Ruhuna Fâtiha gönderelim.
Kendisini hitaba değer bulmadığınız için susmuş olsanız dahi, hasmınız bunu “acziyet” olarak görüyorsa, susmak “hak” olmaktan çıkar, “vebal”e dönüşür..
4. Destek paylaşımlarının daha fazla gerginliğe sebep olmadan bu noktada bırakılması hususi ricamdır.
Bir bilim yuvasında asla yaşanmaması gereken olayın yol açtığı bu sonuç, yönetici konumunda bulunanların sorumlu davranmasının ne kadar önemli olduğunu açıkça göstermektedir.
YRP, Milli Görüş davasından uzaklaştığını söylediği SP’nin hatasını tekrarlamamalı.
Gelinen noktada müstakil hareket etme kararıyla ne Cumhur İttifakı’na koştuğu şartlar yerine gelecek, ne de siyaseten somut bir kazanım elde edecek.
Bu karar sadece karşı tarafa yarayacak. Ve
Son 1 haftadır yaşadığım rahatsızlık sebebiyle gündemi anlık takip edemiyorum.
M. Ali Sabuni hocamızın vefatından da gecikmeli olarak haberdar olabildim.
Kabri nur, mekânı cennet, makamı âlî olsun.
Ahmet Hakan
@ahmethc
isimli gazeteciye:
1. Mesleğin okulunda okumuş biri olarak hatırlatmama izin ver:
Gazetecilik, kul hakkının yoğun biçimde ve üstelik “kitlelere yaymak” suretiyle vebalinin katlanarak işlendiği bir meslek dalı değildir. Gazetecilik “sorumsuzluk” değildir!
->
Bugün farklı bir heyecan yaşadık.
Allame Muhammed Avvâme hocamızın elinden Tedrîbu’r-Râvî icazetini aldık elhamdülillah.
Allah Teala hocamıza uzun ve sağlıklı bir ömür, bize de onun ilminden azami istifade nasip etsin.
Sen o yerlerde sürünen Arapçanla Hadis Usulü kitaplarının hepsini okudun; “hadisin kategorileri”nin 36 olduğunu gördün; bu usulün de “yalan söyleme usulü” olduğuna karar verdin öyle mi?
Ben de “küt diye” koyayım:
Yine yalan söylemişsin işportacı!
Kurtuluş savaşında düşman belliydi, karşıdan geliyordu.
Şimdiki daha sinsi bir savaş.
Topla- tüfekle değil medyayla, siyasî aktörlerle, döviz ve borsa spekülasyonlarıyla, Soros’la, Fetö’yle, sokak hareketleriyle geliyorlar.
B A Ş A R A M A Y C A K S I N I Z...
Biz “Aşkelon” dedikçe farkında olmadan İsrail işgalini onayladığımızı ifade etmiş oluyoruz.
Orası “Askalan”.
Bu hassasiyeti gösteren
@anadoluajansi
’na ve
@turgutalpboyraz
’a teşekkürler.
“Peygamber, mü’minlere kendi canlarından daha önce gelir...” (33/6)
“Beni anne-babasından, evladından ve bütün insanlardan daha daha fazla sevmedikçe hiç biriniz hakkıyla iman etmiş olmaz.” (İbn Hanbel, Buhârî, Müslim...)
Hz. Peygamber (s.a.v) şöyle buyurdu:
“Ümmetimden bir grup insan Din’e yardımcı olmaya ve düşmanlarını kahretmeye devam edecek. Başlarına gelecek meşakkat ve sıkıntı dışında muhalifleri onlara bir zarar veremeyecek. Allah’ın emri gelene kadar onlar bu hal üzere devam edecek.”
Allahım,
Berat gecemizi beratımıza vesile eyle.
Sen Rahmân’sın, Rahîm’sin, Vedûd’sun, Kerîm’sin,
başta Filistinli ve Doğu Türkistanlı kardeşlerimiz olmak üzere zulüm altındaki mü’minlere yardım et.
Zulme direnen kardeşlerimizi görünür-görünmez ordularınla teyit eyle,
İsrailoğulları yahudileşip isyana, ifsada ve büyüklenmeye kalkınca Allah onlara iki büyük zillet tattırdı ve onları MÖ. 587’de Babilliler ve MS. 70’de Romalılar eliyle cezalandırdı.
Bu iki sürgüne değinen 17/el-İsrâ 4-7. ayetlerden sonra Allah Teala 8. ayette şöyle buyurur:
->
Müslüman aynı delikten ikinci kere ısırılmaz.
“Abdülhamidsizleştirme” operasyonu ikinci kere sahneleniyor!
İçeride hainler, dışarıda düşmanlar fesadın her türünü devreye sokuyor; sokacak!
Fer’î/cüz’î meseleleri kenara koyup kenetlenme vaktidir!
Diriliş Buluşmaları’nın ilkinde hepimiz öndeki kürsüde konuşup, bitince arkaya çekiliyorduk. Sıra ona gelince -hocalara arkası dönük konuşmuş olmamak için- kürsüyü tutup geriye çekmişti. Has bir mü’mindi, ihlas abidesiydi.
@Edebiyat_perest
Bu problem öyle çözülmez.
Ya her üç kitabın da en kadim nüshalarına ulaşır ve karşılaştırırsınız.
Nüshalar arasında kayda değer farklılık varsa orada insan müdahalesinden bahsedebilirsiz.
Ya da eldeki nüshaların size nasıl ulaştığına bakarsınız. Onları size ulaştıran
İnnâ lillâh ve innâ ileyhi râci’ûn.
Filistin davamızın, Kudüs davamızın şehitler kervanına aziz bir can daha katıldı.
Tertemiz şehit kanlarıyla sulanan mübarek toprak bir mücahidi daha bağrına bastı.
İsmail Heniye önce ailesini feda etti Aksa’ya, sonra kendi canını.
Geldiğimiz noktada dünya ikiye ayrıldı:
- Zalimler (ve yandaşları).
- Mazlumlar (ve destekçileri).
Bir kere daha vurgulayalım:
7 Ekim’den sonra hiçbir şey eskisi gibi olmayacak.
Elon Musk’ın duruşu ve aldığı tepkiler bunun teyidi ve bu büyüyerek devam edecek.
Mustafa İslamoğlu tam da kendisine yakışanı yapmış: Hakaret ve iftira ettiğim gerekçesiyle savcılığa suç duyurusunda bulunmuş...
“Düşmanlarım mert değil” gibi birşeyler gevelemiştin bir ara. Ben de senin, mertlikten söz edecek en son kişi olduğunu söylemiştim. Hatırlıyor musun?->
Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Erbaş’ın Hz. İsa (a.s)’ın ile öldüğünü söylemesi büyük bir hatadır.
Hz. İsa (a.s)’ın ölmediği, göğe çekildiği ve kıyamete yakın yeryüzüne ineceği konusu Kur’an ve Sünnet’le sabittir.
Tarih içinde Mu’tezile’ye mensup birkaç isim dışında bu
İlim talebeleri, dervişler, abit ve zahitler için her sene devletin hazinesinden 600.000 dinar gibi muazzam bir tahsisat ayıran Nizamülmülk’ün bu tutumu, “Bu parayla Konstantiniyye surlarına bayrak dikersin” denilerek Sultan Melikşah’a şikâyet edilir.
Huzura geldiği bir gün
Ayasofya konusundaki talepleri haklı ama zamansız buluyorum.
Papaz Brunson meselesinde maruz kaldığımız ekonomik operasyonun etkileri de, sızlanmazlar da hâlâ devam ediyor.
Ayasofya’nın bedeli çok yönlü ve yıkıcı olur.
Zaten parçalanmaya teşne bu toplum o bedeli öde-yebili-r mi?
H/a/m/as’ın liderliğine Yahya S*nv*r’ın getirilmiş olması Fil*ist*n direnişinin daha sert bir aşamaya geçeceğinin habercisi gibi.
Önümüzdeki süreçte mücadelenin seyrinde bu istikamette bir değişiklik olmasını bekleyebiliriz.
Mevla hayırlara vesile eylesin.
“Kötülük dolu törenlere, Yeni Ay, Şabat Günü kutlamalarına ve düzenlediğiniz toplantılara dayanamıyorum. Yeni Ay törenlerinizden, bayramlarınızdan nefret ediyorum. (…) Ne kadar çok dua ederseniz edin dinlemeyeceğim. Elleriniz kan dolu…” (İşaya, 1/13-15)
->
Japonya’da “tek başına” akımı giderek yayılıyormuş. Giderek daha fazla sayıda insan çevreden tamamen kopup “yalnız ve özgür” yaşamayı tercih ediyormuş.
Modernitenin kaçınılmaz sonucu.
En küçük bir sarsıntıda da intihar!
Fıtrattan koparılmış insan nerelere savruluyor!
3. Ne yaşanmış olursa olsun bu paylaşımların muhatabı, mensubu bulunduğum üniversitenin rektörüdür ve kendisine yönelik bu tarz ifadelerin kullanıldığını görmek hem kendisi adına hem de üniversitemiz ve ilim dünyası adına üzüntü vericidir.
->
Güneydoğu’dan İbn Teymiyye ibtilasına tutulmuş bir molla kendince beni tenkit etmiş.
Bu geceden itibaren YouTube kanalımızdan canlı yayınla mollanın iddialarını teker teker ele alacağım inşaallah.
Dünkü paylaşımım dolayısıyla beni İslam kardeşliğine darbe vurmakla itham edip kafatasçılarla aynı safa koyanlar olmuş.
İmam el-Gazzâlî diyor ki:
“Din’e, Din’in kabul etmediği bir yolla yardım etmek isteyen kimsenin verdiği zarar, Din’e Din’in onayladığı bir yolu kullanarak
* “Arabı şu üç şey sebebiyle sevin: Ben arabım; Kur’an Arapça’dır; Cennet ehlinin dili Arapça’dır.”
* “Arabı ve Arabın bekasını sevin! Zira Arab’ın bekası İslam’ın nurudur; Arab’ın yok olması ise İslam’ın karanlığıdır.”
* “Benim soyumun, Ensar’ın ve Arab’ın hakkını tanımayan
Yeni sistem ülkeye ve millete hayırlı olsun.
Allah Teala başta Başkanımız olmak üzere tüm yöneticilerimizi sırat-ı müstakim üzere sabit kadem kılsın;
Hakka ve halka hizmette muvaffak eylesin;
Hakkı hak gösterip ona ittibayı, batılı batıl gösterip ondan içtinabı nasip eylesin.
Gün birlik ve dayanışma günüdür.
Bu sınavı en az hasarla atlatabilmek için herkes elinden geleni yapmalıdır.
Her şeyi devletten beklemeyelim. Yetkililerin ikazlarına titizlikle uyalım. Ne “bize birşey olmaz” diyerek tedbiri bırakalım, ne de tedbirli olmak adına işi abartalım.
->
Dünküler de Hz. Peygamber (s.a.v)‘i “Kelam’ın sahibi” olarak gördüğü için
���Bu Kur’an’ı götür, başkasını getir, ya da bunu değiştir” (10/15) diyordu.
Ruh hali aynı.
Hz. Mûsâ ve Hz. İsâ ümmetlerini yahudileşerek, hristiyanlaşarak vahyi tahrife götüren de bu psikolojiydi.->
Efendimiz (s.a.v) şu anda karşılarında olsaydı Mekke müşriklerinin dediğini diyeceklerdi: “Ya bize başka bir Kur’an getir ya da bunu değiştir.” (10/Yûnus, 15)
Yurt dışındayım. Elazığ-Malatya depreminden az önce haberdar oldum.
Acı büyük..
Allah Teala’dan, hayatını kaybedenlere rahmet, yakınlarına sabr-ı cemil niyaz ediyorum. Yaralılara acil şifalar diliyorum.
Mevla beterinden muhafaza eylesin.
Leyle-i mevlid mübarek olsun.
Ülkemize ve başta Filistin ve Doğu Türkistan olmak üzere İslam coğrafyasına huzur ve bereket getirsin.
Bugünümüzün ve yarınımızın O’na itaat, ittiba ve muhabbetle aydınlanmasına vesile olsun.
Mahut ahlâksız kampanyada dua ve destek masajlarıyla yanımda duran bütün kardeşlerime gönül dolusu selamlar.
Sağduyusunu kaybetmemiş insanlar bu ülkenin gerçek güvencesidir.
Hepsini okuyamadığım birbirinden değerli mesajlar içinde en çok hangisinden etkilendin 😌 derseniz:
Bir çok konuda kendileriyle ayrı düşünsek de
@farukbeser
ve
@nurettinyildiz
hocalara karşı yürütülen kirli kampanyayı lanetliyorum.
Bu ülkede itimat ve etki sahibi hocalara karşı yürütülen itibar avcılığının gerçek hedefinin bizzat Din olduğu açık.Bundan medet umanlara veylolsun.
Yine canımız yandı…
Mekânları cennet olsun…
Ailelerinin ve milletimizin başı sağolsun.
Türkiye PKK’yla değil, ABD’yle savaşta.
Ve şüphe yok, Afganistan’dan kazınıp atıldıkları gibi bu coğrafyadan da kazınıp atılacaklar.
Birileri malum tayfanın düğmesine basmış yine.
Sorulmuş, İslam alimlerinin görüşlerini özetlemişim.
Zekâ özürlüler görmek istemese de İslam cezâ hukukunun günümüz dünyasında uygulanması konusundaki görüşlerim açık:
Neylersiniz ki iptizalin dibi yok!..
Kur’an ayı; namaz, oruç, infak, muhasebe, arınma mevsimi Ramazan cümleye mübarek olsun.
Ülkemize ve başta Filistin, Doğu Türkistan gibi zulüm altındaki coğrafyalar olmak üzere bütün İslam dünyasına huzur, salah, felah getirsin.
Mevlid Kandilimiz mübarek olsun.
Alemlere rahmet Efendimiz (s.a.v)’i hakkıyla tanımak, anlamak, mesajını yaşayıp yaşatmak, bilhassa “Peygambersiz İslâm” projelerinin dolu dizgin gittiği günümüzde hava kadar su kadar hayatî.
Bizi O’nun ve tâbilerinin yolundan ayırma Yâ Rab!
2. Tamamen bilgim ve iradem dışında oluşan ve giderek artan tepkilerin şu an geldiği nokta endişe vericidir. Özellikle kimi paylaşımlarda hakaret içeren ifadelerin yer almasının tasvip ettiğim bir durum olmadığının özellikle bilinmesini isterim.
->
-> Keşke sana söylediklerimin on katını bana iade edebilecek cesaretin ve ilmin olsaydı.
Ben hayatta olduğum sürece sana rahat yok! Bin dava da açsan yalanlarını, iftiralarını, cehaletini ilmî zeminde ve hukuk sınırları içinde faş etmeye devam edeceğim.
Şu “şehit düştü” tabiri ne kadar uzak, soğuk ve aykırı!
Sıradan insanlar öldüğünde dahi “düştü” demiyoruz. Dilimizin nezaketi buna izin vermiyor, “vefat etti” diyoruz.
Peki şehitler niye “düşüyor”?
Oysa şehit düşmez; “yükselir!”
Sn. Cumhurbaşkanımızın malum konuşmasını -sonradan getirilen tavzihle birlikte- dinî meselelerin, hatta dinin kendisinin istismar konusu yapılmasını istemediği şeklinde anlamak istiyoruz. Ancak etkileri itibariyle farklı bir sürece yol açtığı da açık.->
“İnsanların hadis öğrenmeye şimdikinden daha fazla muhtaç olduğu bir zaman bilmiyorum. Zira birçok bid’at görüş ortaya çıkmış durumda. Hadisten nasibi olmayan bid’ate düşer.” (İmam Ahmed b. Hanbel (ö: 241/855)”
Hoş geldin, hoşnutluk getirdin Yâ Habîballâh!
Senden gelen ne varsa baş-göz üstüne.
Işığı sevmeyen yarasalar rahatsız olsa da, nurunun aydınlattığı bu kutlu yolda ardınca yürümeye devam edeceğiz.
Binlerce salât ve binlerce selam sana.