Ben, “cehennemin kapılarını kapayasın” diye imza vermiştim; “cehenneme odun taşıyasın” diye değil!
Arzuladığın ikbali ‘tek adam’ın iradesinden devşirebileceğini umuyorsan; eklemlenmeye çalıştığın geleneği hiç tanıyamamışsın demektir!
Cuma'lar, 10 Kasım'lara, 23 Nisan'lara, 19 Mayıs'lara, 29 Ekim'lere denk geldi; Atatürk'ün adını bile anmadın! Mursi için salalar okuttun, gıyabi cenaze namazları kıldırdın; seni kim kurdu ey Diyanet, sen kimin kurumusun?!
Şerefsiz bir pusuda can veren, eski Ülkü Ocakları Genel Başkanı Sinan Ateş kardeşime Allah’tan rahmet, ailesi ve sevenlerine sabır diliyorum.
Ülkücü camianın başı sağolsun!
Türk milliyetçiliğini, Türklüğün güvencesi görenler, onu ayak altına almaya kalkanlara Türklüğün bekasını emanet edemez!
'Millet Aklı', milletin adını söylemekten imtina edeni işaret edemez!
Kendi egemenliğini tek adama devreden iradeye 'Milli İrade' denemez!
Basın açıklamam:
40 yılın özeti:
ABD, 12 Eylül darbesini yapan cunta için "bizim çocuklar" dedi.
O çocuklardan biri "ihtilalin olgunlaşmasını bekledik" dedi.
O çocukların başı "asmayalım da besleyelim mi?" dedi.
Ülkücüleri, devrimcileri astılar; İslamcıları beslediler.
İyi beslemişler; yaramış!
Samsun'a atılan o ilk adıma ve Amasya, Erzurum, Sivas'ı dolaşarak Ankara'ya varan ayak izlerine bir bakın bakalım; 'Gazi' olmak için nasıl adım atmak, 'Başkomutan' olmak için nasıl yürümek gerekirmiş! Sarışın kurdun ayak izlerini takip edenlerin bayramı kutlu olsun!
Araplar, İslam’la “Arap” olmadı, öncesinde de sonrasında da Araptılar; Farslar da öyle... Ama Türkler ancak İslamlaştıktan sonra “Türk” oldular, öyle mi?!
Kuteybe ordusu sizin kadar zarar vermedi Türklüğe.
Düşün yakasından!
Madem dediğiniz gibi; İslamcılık neyinize yetmiyor?!
"2200 yıllık devlet, 1400 yıllık medeniyet" diyen kafa da kutlayacak Malazgirt Zaferi'ni, biz de... Türklerin devleti varken medeniyeti yoktu ama Arapların devleti yokken medeniyeti vardı, öyle mi?! Türk Milliyetçileri'nin kutladığı şeyin, bunlarınkiyle aynı olma ihtimali yoktur!
Şu AKP'nin Genel Başkanı her kimse, Meclis Gurubu'na bir talimat versin de, idam yasasını çıkartıp Cumhurbaşkanı'nın önüne götürsünler; adam 1,5 yıldır getirirlerse onaylayacağını söyleyip duruyor!
Yine Samsun'da olacağız; Erzurum'da, Sivas'da. Yine Kocatepe'de sarışın bir kurt gibi duracağız. İşbirlikçi Saray'ın, Damat Ferit'lerin, Dürrizade'lerin, Ali Kemal'lerin karşısında olacağız. Dağbaşını duman aldığında, başını göğe kaldıran Bozkurt olacağız.
Bugün, yarın ve daima!
Desteğinden medet umdukları terörist başını "yerli ve milli" ilan etmeler;
Barzani'yi el üstünde tutmalar;
Fetö'nün Sesi'ne destek tweetleri attırmalar...
"Yaptık; yine biz yaparız" afişlerinin ne anlama geldiğini şimdi anladınız mı?!
MHP'den ihraç edilenin sadece ben olduğumu düşünen hata eder. MHP'den ihraç edilen; Türk milliyetçiliğinin, milliyetçiliği rabiacılığa ve millet egemenliğini tek adam sultasına dönüştürmek isteyenlere direnme azmidir.
Yıldönümünde, 12 Eylül’ün ruhunu en iyi yansıtan fotoğrafı paylaşıyorum. Daha önce de paylaştım, bundan sonra da paylaşacağım; ne ‘asan’ ne de ‘asılmayıp beslenen’ unutulsun diye!…
Bu muydu "Türk tipi" başkanlık?!
Türk için ne Çin'e ne ABD'ye ses çıkarabiliyor; İhvan'ın kılına zarar gelse, Kudüs'te hava bozuk olsa kıyameti kopartmıştı.
Ulusal çıkarı dinî çıkara önceleyen bir islamcı politika olabilir mi?
Kimden neyi umduğunuzun farkında mısınız sahiden?!
Erdoğan, AKP Mersin il kongresinde, parmaklarıyla 'Rabia'sını sayarken araya Bozkurt işaretini de sıkıştırmış; buna da sevinenler olmuş... Allahtan, zamanında bizi uyarmıştı: "gerekirse papaz elbisesi bile giyerim" diye de, şaşırmadık!
Dedem Korkut'un dediği gibi; Türklüğün başına gelen her musibet, uyuması yüzünden. Uyanan doğanın Türklüğü de uyandırmasını dileyelim Tanrı'dan. Demir dağlar gibi çevremizi saran gaflet ve ihanet -varlığımızı Türk varlığına armağan edelim ki- umuda dönüşsün!
Nevruz kutlu olsun!
Bugün taburcu oldum. Tedavim evde devam edecek. Bu süreçte, doktor tavsiyesine uyarak, telefon kullanmayacağım. Bir süre daha görüşemeyeceğiz.
Tedavimin başlangıcından taburcu olduğum ana dek destek ve ilgisini esirgemeyen Genel başkanımız Sn. Devlet Bahçeli başta olmak üzere;
"Keşke Yunan galip gelseydi" diyebilen zihniyetin, "halkın genelini ilgilendiren bir bayram değil" dediği gün geldi...
'Bayram' kiminse 'Zafer' de onundur!
Türklüğün yaşamasına hizmet eden her çabayı onuru bilenlerin 30 Ağustos Zafer Bayramı kutlu olsun!
Doğru demiş; 30 Ağustos, sadece, Türk tarihine aidiyet bilincine sahip, gönlünde başka milletin sevincini duymayan, Türk Devleti'nin bağımsızlığı için ödenen bedelleri ve Cumhuriyet kazanımlarını göğsünde şeref madalyası gibi taşıyan onurlu insanları ilgilendiren bir bayramdır!
O günlerde ne mafya dekoruydu milliyetçilik ne de siyaset pazarında çığırtkan ünlemesi.
O günlerde er kişinin harcıydı milliyetçilik.
Ülküsü için, nasıl ölüneceğini de nasıl yaşanacağını da bilenler çağıydı.
Gün Sazak ve tüm Ülkücü şehitlerimizi rahmet ve minnetle anıyorum.
Şerefsizce katledilen Sinan Ateş’in babası oğluna kavuşmuş. Ruhu şâd, mekânı cennet olsun. Ailesine sabır ve baş sağlığı diliyorum. Onun hesabı mahşere kaldı ama biz hâlâ buradayız; bekliyoruz!
Devlet işlerini yürütmekle sorumlu olanların ilk ve öncelikli görevi toplumsal barışı sağlamaktır; toplumu kamplaştırarak provokasyonlara açık hâle getirmek değil! Sayın Kılıçdaroğlu'ya yapılan saldırıyı ve şehit cenazesinin böylesine adi bir olaya alet edilmesini kınıyorum!
Ordumuzun savaştığı, şehitlerimizin can, gazilerimizin kan verdiği bir dönemde Erdoğan'a gazilik unvanının verilmesini teklif edebilmek o askerlere saygısızlıktır. Bu nasıl bir aymazlık, nasıl bir ruhsuzluktur? Öykündüğünüz Atatürk o unvanın bedelini cephede ödedi, sarayda değil!
9 Işık'ta 'Hürriyetçilik' ile 'Şahsiyetçilik' neden aynı ilkede, birlikte vardır bilir misiniz?
Biri olmadan diğeri de var olamaz da ondan!
'Hürriyet'in olmadığı yerde 'Şahsiyet' gelişmez; 'Şahsiyet' korunamazsa, 'Hürriyet' de kaybedilir!
Hiçbir Ülkücü unutmamalı!
Mahir Ünal "AKP Türkeş'in bu millete dair iddiasıydı" deme densizliğinde bulunmuş. Oysa Başbuğ, Türk Milletini, sokaklarda ıspanak fiyatına satılan demokrasiye, çiğnenen hukuk düzenine, ahlaksız iktisadi yapıya çağırmıyordu. Başbuğ'un çağrısının bugünkü anlamı AKP'ye direnmektir!
Muhacir-Ensar romantizmini bir kenara bırakırsanız, tarihte olan biteni daha net görebilirsiniz: örnek gösterilen olayın sonunda, Ensar’ın yurdunda Muhacir hâkim oldu; Ensar, bir daha, yönetimi hayal bile edemedi!
“Yerel halk”a “yeni anayasa” yapmak için, sağdan soldan, hizaya girmeye başladılar.
Bizim de safımız belli olsun:
Biz yanında duruyoruz; 23 Nisan’ın da, 24 Nisan’ın da!
"Allah'a dayandım!" diye sen çıkma yataktan...
Manâ-yı tevekkül bu mudur? Hey gidi nâdan!
Allah'a değil, taptığın evhâma dayandın;
Yandınsa eğer, hakk-ı sarîhindi ki yandın.
Elverdi masal dinlediğim bunca zamandır;
Ben kanmıyorum, git de sen aptalları kandır!
Mehmet Akif Ersoy
Allah aşkına, bir kez olsun düşünün; bizim günümüz "3 Mayıs Türkçüler Günü".
Peki ya onlarınki?!
Atsız'ın, Türkeş'in, Togan'ın ayak izleri sizi Ötüken'e, Kaşgar'a, Söğüt'e götürür; Kahire'ye, Cidde'ye, Kudüs'e götürmez!
Biz Türkçüyüz!
3 Mayıs Türkçüler Günü kutlu olsun!
TÜİK'in açıklamasına göre, 2017'de doğan çocuklara en çok verilen adlar: Zeynep, Elif, Defne, Hiranur, Ebrar, Yusuf, Eymen, Ömer, Emir, Miraç. İlk on adın biri bile Türkçe değil. Türkçüler, sorunun, siyasal islamcılara kırmızı elma yedirmenin çok ötesinde olduğunu kavramalılar!
"O artık yok" diyerek, kolayca at oynatabileceğini sananlar yanılıyor! Sadece naçiz vücûdu toprak oldu, ülküsü yaşıyor; yaşatıyoruz!
"Varlığım Türk varlığına armağan olsun" sözündeki ruhun müşahhas timsali, büyük Türkçü Mustafa Kemal Atatürk'ü saygı, minnet ve özlemle anıyorum!
Herkes ölür ama Enver gibi değil! Enver gibi ölmek için, Enver gibi yaşamak; Enver gibi yaşamak için, Enver gibi inanmak gerek! "İdealist" olduğunu söyleyip pragmatistce yaşayanlar bilsin ki; onu "Enver" yapan idealizmi idi. Turan soylu yiğit savaşçıyı saygı ve rahmetle anıyorum!
Saldırdığınız bir ülkücü değil, bizatihi 'Ülkücülük'tür.
Suat Başaran'a saldırmakla ülkücülük arasında bağ kurmayı denemek, kurtluk değil -olsa olsa- çakallıktır!
Ramin’e sahip çıkın!
Göndermeyin!
Kurda kuşa yem etmeyin!
Biz de anlayalım;
Türkiye’ye sığınan Türklere de sahip çıkıyor musunuz yoksa ensarlığınız sadece Araplara mı?!
Türk milliyetçileri, dantelli kefen giymiş “dindar ve kindar” beslemelerinize benzemez!
Türklük savunmasında geri adım atmalarını beklemek, doğalarına aykırıdır.
Arapçılık-hilafetçilik oynarken seslerini duymak istemiyorsanız, bundan çok daha fazlasını yapmanız gerekecek!
Ülkücülere yol gösteren Bozkurt;
Keşke yine düşsen önümüze, çıksak dağların ardından!
Yine versek gençliğimizi ideallerinin uğrunda!
Yine kükresen Söğüt'te, Bozkurtların Başbuğ'u...
Çankaya yokuşunda, yüreklerde aynı ülkü olsa; dudaklarda aynı türkü: "Tanrı korusun Türk'ü!"
Atatürk, fikir babası olarak, "padişahım çok yaşa" diye bağırması istenen yerde, "milletim çok yaşa" diye haykıran Gökalp'ı seçtiği için; 'Padişah İradesi'nin yerini 'Millet İradesi'nin almasının onurunu yaşayabildik.
Türkçü fikir babaları ve liderlerin özlemiyle!
Kutlu olsun!
Sen, ey her savaşın soylusu!
Senin tohum olarak düştüğün toprakta, kanınla yeşeren fidanların adı hep "Enver"!
Sen öyle bir hayal kurdun ki; hayali oldun hepimizin!
Sen öyle bir bayrak oldunki bize; bütün Turan coğrafyası gölgendedir!
Türk soyunun yiğit evladı;
Seni unutmadık!
Hem “Türk milliyetçisi” hem de “Erdoğan destekçisi” olunabileceğini sananlar;
Gafletten uyanmanız için daha ne demesi gerekiyor?!
Kendinizi de milleti de kandırmayın!
Millî birliğe yönelik tehdit sadece “dış güçler”den gelmez!
Açın gözünüzü;
Bundan daha “büyük resim” yok!
Türklüğün en eski çağından bugüne dek kesintisiz izlenebilen yegane çizgi 'Devlet Geleneği'dir. Bunu hiçe sayarak, kastının Türk Devleti'ni şirket gibi yönetmek olduğunu açıkça söyleyen biri neden "Devlet Adamı" olarak görülmek istenir de, gerçekte "Şirket Adamı" olduğu görülmez?
'Tarih'i 'Menkıbe'den, 'Töre'yi 'Racon'dan ayırt edebilenler için bir tarih sorusu: Budizm'i devlet dini olarak kabul etmek isteyen Bilge Kağan mı yoksa kağanına itiraz ederek, onun yanlış bir tercihte bulunmasını engelleyen Tonyukuk mu töreye aykırı hareket etmiştir?
Türkçülerin de Türkçülüğün de üstadı bellidir!
Sadece Türkçülüğün ne olduğunu değil nasıl yapılması gerektiğini de öğretti: eğilmeden, bükülmeden, dimdik!
Dava adamlığının ne örtülüden beslenmekle ne de muktedire eğilmekle olacağını yaşamıyla örnekleyen Atsız'ı saygıyla anıyorum!
"haliç'te bir vapuru vurdular dört kişi
demirlemişti eli kolu bağlıydı ağlıyordu
...
cinayeti kör bir kayıkçı gördü
ben gördüm kulaklarım gördü
vapur kudurdu kuduz gibi böğürdü
hiçbiriniz orada yoktunuz"
Attila İlhan
Hepsi onun paltosundan çıktı!
Cumhurbaşkanı tarafından “Necip Fazıl Ödülleri” verilen bir ülkede; Şeyh Said, Said Nursî, İskilipli Atıf, Vahdettin vs. güzellemeleri sadece teferruattır.
Üstadı Necip Fazıl olanların, Atatürk’e ve Türkiye Cumhuriyetine sevgi duyması olanaksızdır.
Atsız Bey, çekilen onca acıya rağmen 3 Mayıs'ın kutlanmaya değer olduğunu; çünkü sadece bir "uyarma" değil, aynı zamanda bir "uyanma" olduğunu söylemişti. Uyanık kalın! Türkçüler Günü'nüz kutlu olsun!
Şunu bir açıklayın; biz de öğrenelim: "Türk" adından, Türklüğün ülküleştirilmesinden rahatsız olan biri nasıl Türklüğün bekasının güvencesi olabiliyor?!
Varlığını "Türk varlığına armağan" eden nesil sayesinde varız, hürüz ve egemeniz!
Bir nesil can verdi; yeni bir nesil doğsun diye.
O günden beri;
Türk çocuklarının baş üstünde tutacakları ne tek adam sultası ne de ümmet hayalidir; ancak millet egemenliği ve sembolü albayraktır!
Mustafa Kemal’in Samsun’a ayak bastığı gün, Millî Mücadele karşıtı “Artin Kemal” de Dahiliye Nazırı yapıldı.
Türk Milliyetçiliğinin kurucu babalarından Ziya Gökalp’ın, Damat Ferit hükûmetinin İçişleri Bakanı’na hitaben yazdığı “Ali Kemal’e” başlıklı şiirden:
Başında "sarışın bir kurt"un olduğu Türk ordusu Batı emperyalizmine karşı bütün mazlum milletlerin umudu olan bir zafer kazanmıştır. Milletinin adı "Türk" olanlar kendini şanslı saymalıdır; Tarih, böylesi zaferleri milletlere sunmada her zaman cömert davranmaz. Kıymetini bilelim!
Yolunu da yol göstericisini de Türk tarihinin dışında arayanlardan değiliz; yönümüz de yolumuz da kılavuzumuz da bellidir!
Yaşımız kaç olursa olsun, onun Türk istiklalini ve Türk Cumhuriyetini emanet ettiği Türk gençleriyiz!
Bizim için Cumhuriyet bizatihi bayramdır; kutlu olsun!
Bugün, bu topraklarda adımlarımızı güvenle ve gururla atabiliyorsak; bunu, senin attığın o ilk adıma borçluyuz.
Sana olan borcumuzu ödemenin tek yolu, adımlarının takipçisi olmaktır.
19 Mayıs Atatürk’ü Anma, Gençlik ve Spor Bayramı kutlu olsun!
Geçmişte, etnik kökeninin "Gürcü" olduğunu söyleyen Cumhurbaşkanı'nın bugün "Türküm" diyebilmesi, 'Türk' kavramının içeriğinin ırkla sınırlandırılmadığının-başlıbaşına- bir göstergesidir. Erdoğan, kendi kaydettiği aşamayı, neden başkalarından esirgemek istemektedir?!
Bir ülkenin çocuklarına verilebilecek en değerli şeydir 'Ulusal Egemenlik' ve ulusal egemenliği en anlamlı kılan şeydir, ülke çocuklarının onu bayram coşkusuyla kutlaması. Ulusal egemenliğe sahiplenmek, tek adamlığa direnmek çocukluktan öğrenilsin diye 23 Nisan var! Kutlu olsun!
Asırlarca, sadece toprak değil, hayallerimizi de yitirdik. Hayallerimizin en geniş sınırlarını kanıyla çizen, idealistliğin bedelini canıyla ödeyen adamdır Enver Paşa.
"Bir güneş gibi doğdu" -doğru- fakat "bir gurûb ihtişamıyla" batmadı; bizim göğümüzde hâlâ en yüksek noktadadır!
Dimdik durdumu; kırmızı plakası, turkuaz halısı olmuyor insanın; parası pulu, sarayı köşkü de olmuyor...
Ama unutulmuyor da işte!...
Hacıyatmaz “üstad”lara benzemedi hiç...
O, “bir ülkünün mehâbetinin zirvesinde”ydi...
Siz neredesiniz?!...
Eğer kurucusu Atatürk olmasaydı; bu islamcı/neo-osmanlıcı tayfa, 1 Muharrem’den 30 Zilhicce’ye dek kutlardı cumhuriyetin 100. yılını.
“Atatürk” adındaki “TÜRK” iledir bütün dertleri.
Cumhuriyetimizin 100. yılı kutlu olsun!
Ebedî yaşasın Türk’ün Cumhuriyet’i!
Türklük var olsun!
Gölgelere sığınmış kalabalıklardan, 9 Işık'la aydınlanmış Bozkurtlar çıkarttın!
Türklüğün; demokrasi, hukuk, ekonomi ve dinin birer sömürü ve baskı aracına dönüştürülmesine direnişin kaynağı olabileceğini öğrettin!
Yerin dolmuyor Başbuğum;
Seni özlem, minnet ve rahmetle anıyorum!
O, her şeyin üstüne bir bardak ejder meyveli smoothie içebilir; yeter ki, iktidarı sarsılmasın! Peki ya siz? "Yanılmışım, Rabbim affetsin" dediğinizde, nelerin kaybedilmiş olabileceğinin farkında mısınız?!
Dışişleri atamalarında, liyakat çıtasını "Bakara-makara" ile 'çikolata kutusu' arası bir yere sabitlediniz madem; Egemen Bağış'ın büyükelçi olarak atandığı yere Zafer Çağlayan maslahatgüzar, Muammer Güler de katip olarak atansın; maksat, takım bozulmasın!
"Türkçüler Günü" adıyla kutlanmaya değer olan 3 Mayıs, Türkçülerin iktidara açıktan ve kitlesel ilk direniş günüdür. Kendini "tek parti" ve "millî şef" olarak sunan iktidara başkaldıran 1944 nesli, saraya başkaldıran kurucu nesle layık olduğunu göstermiştir.
3 Mayıs Kutlu olsun!
Önce, bizleri buluşturacak fikirlere çevirdin dikkatimizi; doktrinimiz oldu.
Sonra, bizleri birleştirecek 'ocak' tütmeye başladı; teşkilatımız oldu.
Ve sen; Türk milliyetçiliğine inanan bizlerin önünde bir Bozkurt gibiydin; liderimiz oldun.
Hâlâ da öylesin...
Ruhun şad olsun!
Her Türk milliyetçisinin yapması gerektiği gibi; Başbuğ Türkeş’in, idamını isteyen 12 Eylül mahkemesinde haykırdığı sözleri tekrarlıyoruz: “Milliyetçiliği suç olarak kabul ediyorsanız, ölünceye kadar bu suçun faili olacağım!”.
50 şehidimiz var!
Türk coğrafyasının hangi parçasını savunuyor olursa olsun, o savunmada can veren öncelikle Türklüğün askeridir; şehididir.
Azerbaycan şehitlerimize Tanrı’dan rahmet, ailelerine sabır diliyorum.
Yüreğimizin nasıl soğuyacağını biz de biliyoruz onlar da biliyor!
Hırsızlıkla, yolsuzlukla, soysuzlukla, mafya ile onun bürokrasi ve siyasetteki yozlaşmış işbirlikçileriyle mücadelenin de milliyetçiliğe/Ülkücülüğe dâhil olduğunu yaşamı ve ölümüyle gösteren Gün Sazak'ı saygıyla anıyorum.
Tüm Ülkücü şehitlerimizi rahmet ve minnetle yâd ediyorum.
Keşke her şey sen varmışsın gibi olabilseydi!
Keşke Çankaya yokuşunda, yüreklerimizde aynı ülkü, hepimizin dudaklarında aynı türkü olabilseydi de; biz, gençliğimizi tekrar tekrar verseydik o ideallerin uğruna.
Yerin dolmuyor Başbuğum;
Seni özlem, minnet ve rahmetle anıyorum!
30 Ağustos sadece Yunan ordusuna karşı değil; emperyalizme, işbirlikçi saraya ve dini ve etnik ayrılıkçı heveslere karşı da kazanılmış bir zaferdir. Zafer ordusunun başkomutanı Atatürk'ü ve Türklüğün şanlı askerlerini rahmet ve minnetle anıyorum.
Zafer Bayramı'mız kutlu olsun!
Atatürk'e hitabını "senin askerin" diye imzalamıştı. Her biri Türklüğün askeri idi. Onların yolundayız! Bu yolun sonunda bizleri beklediklerini bilmek, hem yolda kalma azmimize hem de yokluklarına katlanma direncimize güç vermektedir. Elçibey'i saygı ve rahmetle anıyorum!
Dedem Korkut demişti: "Oğuz yiğitlerine ne kaza gelse, uykudan gelir idi". Doğanın uyanışı, Oğuz yiğitlerinin de uyanışına vesile olsun! Türk yurtlarındaki tüm soydaşlarımızın Nevruz'u kutlu olsun!