Senarist Uygar Şirin ile Kağıt Üstünde başladı!
📍En iyi açılış sahneleri
📍David Fincher’ın simetrisi
📍Kurallara Uymayan Filmler
📍Kurak Günler’in açılışı
📍Back to the Future, Little Miss Sunshine, Stillwater, Due Date, Memento ve daha fazlası…
Kurmaca karakterlerin evrensel bir doğruyu değil, o karaktere ait bir düşünceyi ifade ettiği gerçeğinin anlaşılması ruhsal gelişimde hangi yaşlara tekabül etmektedir? Buna göre ülkemiz ruhsal gelişim açısından kaç yaşındadır?
Hey gidi... Sene 2002. Link-McCann Erickson'da çalışıyordum. Gökhan Erol'la birlikte yazmıştık bu filmi. Bahadır Karataş çekmişti... Kristal Elma cepte diye düşünüyorduk. Hesap etmediğimiz bir şey oldu, Cem Yılmaz'lı Doritos kampanyası yayınlandı. Şerefli ikincilikle yetindik. :)
Bir görüntü yönetmeniydi yanlış hatırlamıyorsam, Türkan Şoray'a gönlünü kaptırmış, "Bana öyle bakıyor ki, o da bir şeyler hissediyor galiba" diyormuş. Sette bir yemek sonrası gelmiş, suratı asık. "Noldu" demişler. Demiş ki, "Boşa ümitlenmişim, Cola şişesine de öyle bakıyormuş".
Geçenlerde de "Son dönemde cesur kıyafetlerinizle dikkat çekiyorsunuz" diyen bir muhabire "Siz genç olduğunuz için sizin son döneminize denk geldi" demişti. Kraliçe.
Eylül'de 20'li dereceler var çok şükür. Ekim, Filmekimi'yle geçer. Kasım zor, dayanacağız. Aralık'ta yılbaşına gün sayıp idare ederiz. Ocak bela, dua etmekten başka çare yok. Şubat kısa. Mart'ta 'Bitti' havasına gireriz... Böyle böyle yeniden varacağız güneşe, kiraza ve karpuza.
Bir film ekibi Wuhan'da çekime hazırlanırken Coronovirus ortaya çıkıyor. Şehirde hayat duruyor, çekim duruyor. Bunun üzerine ekip kamerasını Wuhan'ın boş sokaklarına çeviriyor. Sonuç 4,5 dakikalık bir kısa film, WUHAN: UZUN GECE
Geçen gün bir arkadaşımla sohbet ederken "Amerikan sinemasında 1999 yılı" konusu açıldı, ilk tepkisi "O kadar mı ya?" oldu. Kısa bir google gezintisiyle iş "Nasıl, bu da mı 1999'du? Bu da mı 1999'du?!!!"ya döndü. :) Şöyle ki:
Karadeliğin görüntü kalitesini beğenmeyen bazı arkadaşlar,
dilerseniz bu çözünürlük konusunu önce 520 milyon trilyon (yani 520,000,000,000,000,000,000) km uzakta bir şeyi görüyor olmayı algılayabildiğinizde konuşalım.
☺️
CHERNOBYL izlerken bunları düşündüm en çok. Rakip platformların sürekli tempoyu arttırıp hedef kitle yaşını düşürdüğü bir dönemde böylesine "ağır" ve "yetişkin" bir diziye imza atmak, "Şu izlenir, bu izlenmez", "Seyirci şunu değil, bunu istiyor"u bu kadar umursamamak inanılmaz.
Ana karakterlerin hepsinin 50+ yaşlarda olduğu, upuzun nükleer fizik konuşmalarının bulunduğu, alabildiğine kasvetli, sonu belli ve klasik anlatının dışında bir gramerle işleyen bir diziyle, bu kadar civcivli bir pazarda topa çıkmak büyük cesaret.
Üç perdelik klasik senaryo yapısı - 1. perde
Kahraman sıradan, gündelik hayatını sürdürmektedir. Belli inanç kalıplarına sahiptir ve belli eksikleri/ihtiyaçları vardır. İnançlarına sıkı sıkıya sarılır, eksiğinin ve ihtiyaçlarının farkında değildir. Bu aşamaya "statüko" da denir.
THE IRISHMAN, GOODFELLAS ve CASINO'nun devamı adeta, orası öyle, fakat Scorsese asıl olarak GANGS OF NEW YORK'la açtığı parantezi kapatıyor. GoNY'ta 19. yüzyıl sonundaki çete/polis/siyaset üçgenine bakıyordu. Şimdi aynı ülkenin 20. yüzyıl sonunda geldiği noktaya bakıyor.
Sinema salonlarında gösterime girmemiş Başka Sinema filmleri BluTV'ye geliyormuş. Filmler 2 hafta boyunca gösterimde kalıyor, sinema bileti parasına izleyebiliyorsunuz, BluTV üyesi olmak şart değil. Dahası, bilet parasının bir kısmı kapalı olan salonlara gidiyor. Mis.
İçinde bulunduğumuz krizin sonlanması için üzerimize düşeni yapıp evde kalırken, sinemayı canlı tutmak için elimizden geleni yapıyoruz.🛋️
#Ba
şkaSinemaSalonda ile,
@BluTV
işbirliğiyle yepyeni filmlerle evinize geliyor, biletlerimizle bağımsız sinemalara destek oluyoruz.
"Bir alışveriş sitesine girer bir şey ararsınız, çıkan sonuçlar birbirinden farklı görünür ama aşağı yukarı aynıdır ya, bu sene diziler de öyle" demişti bir Amerikalı TV eleştirmeni. Bir istisna REHEARSAL'sa bir diğeri de Ethan Hawke'nin bu leziz belgeselİ. Zevkten eridim.
Vizyonda sinemada film izlemek en anti-havalı film izleme çeşidi oldu. Festivalde izlemek havalı. Galada, özel gösterimde, ön gösterimde izlemek havalı. Netflix, iTunes'da izlemek havalı. Torrent'in bile bir havası var. Vizyonda sinema besin zincirinin en altında. Enteresan oldu.
Amerika'da iki arkadaş zoom üzerinden film çekmiş, bir sinema salonu kiralayıp gösterime sokmuş, biletleri bizzat satın almışlar. Salonlar kapalı olduğu için gösterimde başka film olmadığından film geçen hafta sonu "Amerika gişesinde 1 numara" olmuş. :\
Online platformlar, youtube ve podcast dünyaları, erişime açılan binlerce film/oyun/kitap derken bugün mubi'nin koleksiyonunu açmasıyla paralize oldum. Bir filmin video kasetini bulmak için İstanbul'un altını üstüne getiren çocukluğum yanıma oturdu, öyle bakıyoruz birbirimize.
@senayildes
@linoge83
"Hep yanlış anlaşıldım. Kimse beni sevmedi. Sinirlerini bozdum herhalde. Sonra her şey değişti. Biri beni olduğum gibi kabul etti. Bu işe girdiğimden beri nihayet faydalı olduğumu hissediyorum" diyor adam. Sonra yazı çıkıyor: "Rüzgar. Onun enerjisini iyi şeyler için kullanalım."
Twitter 2009.
I like apples.
I like pears.
That’s cool.
Yeah.
Twitter 2018.
I like apples.
So you’re anti pears then.
No, I just prefer apples.
So you hate pears.
I never said that.
Fucking pear hater.
I don’t hate pears!
Yes you do. You make me sick. Scum.
Melis Danişmend, "Şimdi Neredeler' serisinde bizim kuşağın çocukluğunun Uzaylı Zekiye'si Seden Kızıltunç'la konuşmuş. Son zamanlarda okuduğum en şahane söyleşi.
Can Kozanoğlu'nun en sevdiğim özelliği kendi sözlerine çekinceler, şerhler koyması. Herkesin kendinden, fikirlerinden, hislerinden kemiksiz emin olduğu bir dönemde insana iyi gelen bir istisna.
Oscar uzmanları der ki Oscar ödülleri açıklandıktan hemen sonra bir sonraki senenin tahmin sezonu açılır. Ben daha ileri gidip 2051 senesi en iyi kadın oyuncu Oscar'ın tahmin ediyorum.
Ancak karantinada olabilirdi, oldu. Oturdum ve bu listeyi yaptım. KARIŞIK KASET'te adı geçen tüm şarkılar, romanda görünme sırasıyla. 304 şarkı, yaklaşık 22 saat.
Biriyle evlenmeden önce kendinize şunu sorun: "Çocukluğumun kaçınılmaz olarak bende bıraktığı arızaların ne kadarıyla yüzleşebildim, ne kadarı üzerimde etkisini sürdürerek bağlanma biçimimin de katkısıyla bu ilişkiyi zehirleyip çürütebilir?"
Trendyol'da çocuk ticareti yapılıyor diye delirenlerin yüzde kaçı "Suriyeli çocukları da taşıyan bot devrildi" haberinin altına "Gebersinler" yazıyordur?
Pazar günü bir sempozyumda, dinleyicilerin arasından biri “Erkekler kadınları öldürüyor, demeyin, bir erkek olarak kendimi ötekileştirilmiş hissediyorum” dedi. Bunu dedi.
Netflix'i RAI'ye çeviren İtalyan filmleri furyasına İŞ'le başladım. Film kılıklı bu küçük mucizeyi bugüne dek izlemediğim için pişman, ilk kez Netflix'te izlediğim için şaşkınım.
Hakkında söylenenlere cevap yetiştiren bir hazımsızlık örneği sanmıştım. Türkiye'nin en önemli yönetmenlerinden ikisini elekten geçirme sanrıları, "yediririm"li, "kat kat ceza"lı apaçık tehditler ve nihayet cinayete meyilli olduğu itirafıyla süslü bir utanç ve ibret vesikasıymış.
Ustam bizi öldürme…
Nuri Bilge Ceylan’ın son filmi Kuru Otlar Üstüne’nin senaristlerinden Akın Aksu’nun Zeynep Ocak’a gönderdiği tehdit içeren mesajını Kıraathane’de analiz ettik.
37 yaşında, şu ana kadar çalıştığı yönetmenlerden bazıları: Scorsese, Coen, Baumbach, Jarmusch, Soderbergh, Gilliam, Spielberg, Spike Lee, Carax, Ridley Scott... Bu kariyer en son Marcello Mastroianni'de, Burt Lancaster'da falan vardı herhalde.
Bu Adam Driver ne yaptı size ya numaranızı umumi tuvalete mi yazdı, ellilik biranızın dibi dururken masadan almaya mı çalıştı, story yanıtınıza like mı attı nedir yani lisede altınıza sakız falan mı koydu. Mis gibi de duygu aktarıyor, hayır 23:48'de iş maili mi attı.
Akşam 9.30'ta filme, konsere gidince dönüş saatinde kapalı olduğu için metro kullanamayan bizlere de bir güzellik düşünür müsünüz? Yoksa böyle Süper Kupa'dan Süper Kupa'ya mı?
14 Ağustos Çarşamba günü, saat 22:00’de İstanbul’da
@LFC
ile
@ChelseaFC
arasında oynanacak olan
@UEFA
#SuperCup
Final Maçı nedeniyle tüm metro hatlarımızda seferlerimiz 04:00’e kadar uzatılmıştır.
Her iki takıma da başarılar dileriz 👏
Detaylar👇
JOKER'e dudak büken Amerikalı 'progresif' eleştirmenlere tek bir sözüm var: öcü gibi korkmuşlar Joker yoldaşımdan. Şahsen uzun zamandır JOKER kadar patlamış mısırımın hakkını veren bir film izlemedim. Scorsese'nin içine Shyamalan atmışsın gibi bir şey.
Binoche'un monoloğunun olduğu bir sahne varmış, Haneke "Fransız oyuncular repliklerini ezberleyemiyor, Almanlar çok iyi ezberliyor" demiş. Binoche "Niye Alman oyuncuyla çalışmadın o zaman" deyince "Öylesi de heyecanlı değil" diye cevap vermiş. "Piç ya" diyor Binoche gülerek. :\
Didaktik olduğunu, direkt, düz, bodoslama olduğunu göremedik, anlayamadık arkadaşlar, Allah razı olsun sizden. "Kadınları öldürmeyin, hayvanlara tecavüz etmeyin" diyen şarkının didaktikliği konusunda bizi uyardınız.
Böyle zamanlarda aklıma gelen birkaç kare: 1957'de Amerika'da özgürce eğitim almak isteyen siyah gençler ve onlara nefretle bakan, ağızlarından köpükler saçan, ağaca astıkları kuklaları yumruklayan yaratıklar. Hayat akıyor, devran dönüyor, herkes tarihteki yerini alıyor.
3. perde
Kahraman eksiklerini kapatmış, ihtiyaç duyduğu yeni değer sistemine kavuşmuştur. Artık başka biridir ve hayata bambaşka bir yerden bakmaktadır. Fakat hayat filmler gibi değildir.
SON
MFÖ ilk kayıtlarını Unkapanı'na götürdüklerinde bir yapımcı "Daha üçünüz aynı tondan söyleyemiyorsunuz" diye çıkışmış. Özkan Uğur bu üç başka sesin en coşkulu ve dokunaklı çığlığıydı. En sevdiğim MFÖ şarkılarının bazılarında imzası vardı. Ruhu şad olsun.
SAG-AFTRA President Fran Drescher sends a message to Hollywood execs: ‘We demand respect and to be honored for our contribution. You share the wealth because you cannot exist without us.’
Ethan Hawke'yle BEFORE ÜÇLEMESİ üzerine leziz bir söyleşi. Projeye nasil dahil olduğuyla başlıyor, entelektüel bir Fransız olan Julie Delpy'nin "futbolsever Teksaslı bir Amerikalı" olan Hawke'yle nasıl sürekli dalga geçtiğine kadar uzanıyor. :\
"Hayatı bilmem ne yapacak kadar çok mu seviyorsunuz" tvitlerinden ikrah ettim. Yav kardeşim, yaşayanlar olarak hepimiz en azından hayatta kalmayı sürdürecek kadar seviyoruz hayatı demek ki uzatma.
Olay anındaki heyecan, taşikardi ve baş dönmesi sebebiyle sisler arasından hayal meyal hatırlıyorum ama evet, Fincher'la konuştuk. Altyazı'nın Fincher/Mank özel sayısı tadındaki yeni sayısında.
'Yedi'den 'Dövüş Kulübü'ne, 'Zodiac'tan
#Mank
'e tüm filmleriyle
#DavidFincher
Aralık sayımıza konuk oluyor.
@uygarsir
'in Fincher'la söyleşisinin yanı sıra diziden müziğe yönetmenin tüm dünyası yeni sayımızda.
#FilmlerleYa
şayanlarınDergisi
Abonelik için:
Siz de haklısınız, sadece Nazım Hikmet deseniz belki daha az tepki gelecek. Alakası olmamasına rağmen Atatürk'ü konuya dahil edeceksiniz ki olay büyüsün, tepki ve tık artsın. Şansınız yaver giderse soruşturma bile açılır.
Ama sorsan covid'in sorumlusu sahilde maskesini çıkaran insanlar. Göstermelik yasaklarla insanların soluklanmasını engelleyen ama her gün toplu taşımaya doluşup fabrikalara, ofislere gitmelerine ses çıkarmayan bu sözümona karantina olabilir mi asıl sorumlu, sesli düşünüyorum.
Yasaklar sebebiyle insanların kafalarını dağıtamaması, hafta içi soluksuz çalışıp mesai dışında da sosyalleşememesi niye bir sağlık sorunu olarak görülmüyor? Her şey COVID mi, başka hiçbir şeyin zararı yok mu?
David Fincher'ın yeni filmi MANK, senaryo yazarı Herman Mankiewicz'in YURTTAŞ KANE'i yazma sürecini konu alıyor. Netflix'in gösterim tarihi açıklamasını beklerken hazırlık yapmak isteyenlere birkaç izleme/okuma önerisinde bulunayım.
VESİKALI YARİM'in tek bir satırı için bile ne kadar teşekkür etsek az. Safa Önal'ı imza attığı sayısız filmin yanı sıra birbirinden güzel bu iki kitapla, nehir söyleşisi NE KADAR GAMLI BU AKŞAM VAKTİ ve VESİKALI YARİM'e dair ÇOK TUHAF ÇOK TANIDIK'la hatırlayacağım. Ruhu şad olsun