![Soner Kuru Profile](https://pbs.twimg.com/profile_images/1592579289152618496/NH-Rj51t_x96.jpg)
Soner Kuru
@sonerkuru
Followers
67K
Following
2K
Statuses
3K
Marmara Ünv. Ekonometri. SPF Düzey 3 ve Türev Araçlar Lisanslı. Marbas Menkul GMY
İstanbul
Joined January 2010
Borsa konuşalım. Bir kaç aydır bir sıkışma görüyoruz. Süreci iki ana cepheden takip ediyoruz. Birincisi makro kompozisyon. Düşmekte olan enflasyon ve faiz indirmekte olan bir Merkez Bankası var. Şu zamana kadar 5 puan düşen faizler tasarruf sahibinin yatırım kompozisyonunu değiştirecek güçte değil, yani faiz 50'den 45'e düştü getiri azaldı ben borsaya gideyim diyen yok. Ancak yılın ikinci yarısına geldiğimizde 40'ın altına kaymasını beklediğimiz faizler neticesinde mevduattan borsaya gelecek bir para olduğunu düşünüyorum. Bu sadece yerli değil yabancıyı da borsaya çekecektir. Dikkat etmemiz gereken husus Türkiye'ye çeker demiyorum, içeri zaten faize 30 milyar dolar kadar bir para geldi. Bu paranın bir kısmının borsaya yöneleceğinden bahsediyorum. Bu beklenti neden bugünden fiyatlanmıyor, çünkü bekleme maliyeti çok yüksek. Diğer taraftan siyasi belirsizlikler yüksek. İkinci cephe; Siyaset Daha önce 2025'de fiyatlamanın ana unsurunun siyasi kanat olacağını belirten yazılarım ve söylemlerim var, bu durum geçerli olmaya devam ediyor. Özellikle içeride İmralı ile ilgili süreçten ne çıkacağı belli değil. Dışarıda ise ABD-Türkiye ilişkileri Trump döneminde nasıl şekillenecek burası da iki yönde hem risklere hem fırsatlara açık. Burası netleşmeden orta vadede bir yatırım kararı vermek zor. Zaten bu nedenle ocak ayında iki kredi derecelendirme kuruluşu da Türkiye'yi pas geçti. İlk çeyrek bitmeden Trump-Erdoğan yada ABD-Türkiye ilişkilerinde belirsizlik perdesi aralanacaktır. Peki biz burada nasıl ilerleyelim; takip etmemiz gereken iki konu var zaman ve fiyat. İkinci yarı makro görüntü borsa lehine değişmeye başlayacak daha iyi bir borsa performansı görmemiz muhtemel. Ama yine de trene erken binmenin zamanlama maliyeti var. Kritik direnç seviyesi 10.200 olarak görünüyor, buranın aşılması trenin kalkması anlamına geliyor, hacimli aşarsak yukarıda bahsettiğimiz beklentilerle katılım yoğunlaşacaktır. Buradan yıl sonuna doğru düz bir çizgi çektiğimizde endeks için 14.500 ortalamalar görünüyor, ancak siyasi tansiyon iniş ve çıkışlara sebep olacak. @safaktukle ile Cnbc-e'de konuştuk. #xu100 #borsa #ekonomi #hisse #dolar #döviz #usdtry #faiz #enflasyon #merkezbankası #trump #erdoğan #amerika
3
8
98
TÜİK aralık ayı işsizlik oranlarını %8,5 olarak açıkladı. Geçen sene aynı dönemde %8,8 imiş. Yani manşet rakama baktığımızda uygulanan programa rağmen işsizlik düşmüş gibi görünüyor. Mümkün değil. Atıl işgücü oranı üzerinden geniş tanımlı işsizlik geçen seneden bu yana %24'den %28'e yükselmiş. Doğru rakam bu.
1
1
42
Aylık enflasyon %5 geldi, yine moraller bozuldu. Gelin enflasyona faiz ve para politikası üzerinden değil de asıl bakmamız gereken yerden bakalım. Yapısal Reformlar Öncelikle yüksek enflasyon yüksek ateştir, yüksek ateş hem anlık keyifsizlik verir üşürsün halsizleşirsin hem de uzun vadede beyin vs farklı zararları olur. Doktor hem ateş düşürücü verir, hem de ateşi yükselten asıl konuyla ilgili tedavi uygular. Ateş düşürücü ilacı çok uzun kullanamazsın, kullandığın süre boyunca ateşi yükselten asıl konuyu çözmeye çalışırsın. Enflasyona karşı TCMB politika faizi ateş düşürücüdür, sonsuza kadar süremez, faizi bir gün olması gerektiği yere çekmen gerekir, iş ki; faiz düştüğünde enflasyona sebep olan asıl nedenleri tedavi edebilmiş ol. İşte bu kısım Yapısal Reformlar. Öncelikle bizim neden sürekli ateşimiz çıkıyor? Neden koskoca bir nesil sadece 3 senedir değil, ömrünü yüksek enflasyonla geçirmek zorunda kaldı? Bizim ekonomimizin en önemli yapısal sorunu dış açık; Bizde enerji yok dışarıdan alıyoruz. Aylık ortalama fatura 5 milyar dolar. Bizim nüfus genç talep yüksek; telefon alıyoruz. Aylık ortalama nihai ürün ithalatı 5 milyar dolar. Bizde teknoloji zayıf üretim yaparken ara mamul alıyoruz aylık ortalama fatura 15 milyar dolar. Karşılığında ülkeye döviz getirecek turizm, ihracat gibi konularımız var ama sonuç hep açık yönünde. Yani günün sonunda bu dış açık, döviz kurunu yükseltiyor. Yükselen kur enflasyona sebep oluyor ve bu bir sarmal. Öncelikle bunun kırılması gerek. Dış dengenin kurulması lazım. Dış açığa yönelik yapısal reformlar ne olabilir? Enerji: Son yıllarda atılan adımlar çok önemli, gemiler arama tarama faaliyetleri vs. Akdeniz çanağında bulunan rezervlerle ilgili atılan siyasi adımlar, Gabar petrolünün çıkarılması vs. Savunma: terör belası bizim yıllardır kaynakları oraya kullanmamamıza sebep oldu oluyor, ateş çemberi bir bölge, savunmada artık bir çok noktada yerelleşiyoruz, milli imkan ve kabiliyetler artıyor, artıya geçtik geçiyoruz. İnovasyon: Bu konuda çok eksiğiz, Teknofest vs gibi konularla yüksek teknoloji geliştirme işinde var olmaya çalışıyoruz ancak sonuç az. Borsadaki şirketlere bakın ya banka, ya demirci vs.. bizim artık lokomotifte yazılım ve teknoloji işi yapan şirketlerimiz de olması lazım. Enflasyonla mücadele için iç kaynakları etkin kullanma noktasında da yapılacak yapısal reformlar var. En basit bir iki örnekle; Gıda: Bir çoğumuzun memlekette bir tarlası toprağı var ama orada yaşamıyoruz, mirasla bölüne bölüne zaten minicik bir toprak kaldı, gidip işlesen gitmeye değmiyor. Bölgede işlenebilecek toprak atıl kalıyor. Bunların birleştirilmesi lazım. Birleşmekle kalmaz, profesyonelce yönetilesi lazım. Sonraki sene hangi ürün hangi miktarda ekilecek bunun organize şekilde belirlenmesi lazım. Konut: Şehir planlaması, insanların büyükşehirlere ihtiyaç duymadan eğitim, sağlık, kültür, istihdam gibi imkanlara ulaşabilmesi, en basiti boş dairelerin kiralanmasını mecbur tutacak basit bir yasanın çıkması vs gibi. Yani Türkiye'de enflasyon, bu konulara çözüm gelmezse bi dönem düşer sonra yine yükselir. Bütün bu etkide iki sene önce denediğimiz faizi düşürelim ki enflasyon düşsün yaklaşımının etkisini baz almıyoruz, o dönem bişe denedik tutmadı, o başka bi boyut. Neyse çok gevezelik ettim, umarım bu yazımı ekonomiye ilgisi olan gençler okur ve kafalarında bir şeyler şekillenir. Bu yazdıklarımın bir kısmını geçtiğimiz hafta @DidemArslanoglu ile Küresel Piyasalarda konuşma fırsatı buldum onu da şuraya ekliyorum.
6
44
438
RT @ekoltvv: Yıllık enflasyon yüzde 42,12 Ekonomist Soner Kuru: Moralleri bozan bir veri, piyasa tepkisi de negatif. An itibariyle yüzde 2…
0
2
0
RT @HaberturkTV: Altın rekor koşusunda... Altında rekor serisi devam eder mi? Rekor serisi tersine döner mi? Ekonomist @sonerkuru #Haftalı…
0
1
0
RT @DidemArslanoglu: Sevgili @ozlemderici ve @sonerkuru ile @BloombergHT ‘de Küresel Piyasalar başlıyor. Sorularınızı bekliyoruz. https://t…
0
3
0
Merkez Bankası bugün 2,50 puan faiz indirerek politika faizini %45 seviyesine çekecek. Ocak ayı enflasyon beklentisi aylık %4,07 bunun yıllığı %41'e geliyor. Şubat ayında toplantı yok, şubat ayı enflasyon beklentisi %2,65 bunun yıllığı %38'e geliyor. 6 mart PPK toplantısı öncesinde faiz %45 enflasyon %38 olacak. O halde 6 mart PPK toplantısında 2,5 puan daha indirimle faizler %42'5'e gelecek. Mart ayı enflasyon beklentisi %2,15 bunun yıllığı %37'ye geliyor. O halde 17 nisan PPK toplantısı öncesinde faiz %42,5 enflasyon %37 olacak. Bu durumda TCMB nisan ayında 2,5 puan indirimle faizleri %40 seviyesine çekecek. Mayıs ayında toplantı yok, yılın geri kalanında haziran, temmuz, eylül, ekim ve aralık olmak üzere 5 toplantı var. Bunların birinde pas geçecek, kalan 4 toplantıda 2,5 puan indirim ile yıl sonunda faizler %30 seviyesine gelecek. Şimdilik beklentilerin matematiği bu şekilde. @safaktukle ile CNBC-E'de konuştuk.
13
37
550
RT @Ekofin_net: Ekofin Söz Zirvede Bölüm 3 için hazır mısınız?🤩 Türkiye'nin önde gelen aracı kurumlarından Marbaş Menkul Değerler'in Genel…
0
14
0
RT @barbarosnilay: HSBC Türk Perakende şirketleri için rapor yayınladı #AEFES için ''TUT'' hedef fiyat 300 TL'den 190 TL'ye #BİMAS için…
0
6
0
@BloombergHT Mekanı cennet olsun. Tüm kayıplarımıza rahmet, yakınlarına baş sağlığı, yaralılarımıza acil şifalar diliyoruz. Allah tekrarını yaşatmasın, hele ki tedbirle önüne geçilebilecek ölümler daha acı.
0
0
4
Borsa ve bütün finansal ürünlerle ilgili, uzmanlar otoriteler, profesörler ne beklerse beklesin; fiyatı tuşa basan, işlemi yapan belirler. Borsa İstanbul fiyatlamalarında da kimin ne yaptığı önemlidir etkilidir, bakılır takip edilir. Bunun da adı TAKAS ANALİZİ'dir. Vadeli İşlem Piyasasından bahsetmek istiyorum. Şubat vade endeks 30 kontratında açık olan 316.000 lot pozisyonun 300.000 kontratı sadece iki kurumda toplanmış. Ekim ve kasım ayında da benzer yoğunlaşma piyasayı baskılamıştı, burada yeniden bir yoğunlaşma görüyoruz. Bu short pozisyonların ortalama maliyeti 11.493 TL Şuanda güncel fiyat 11.200 TL civarı. 300.000 kontratta kazanç 850 milyon TL. Rakam çok büyük. Bu sadece şubat kontratının şimdilik kazancı, ekimde kasımda da bundan daha büyükleri kazanıldı. Bunun karşısında küçük yatırımcı ne yapsın? Bu bir fon, bir müşteri vs olabilir veya kurum içinde bir çok müşterinin pozisyonu denk gelmiş olabilir bilemeyiz. Pozisyon alıyor diye eleştiriyor da değiliz. Ama şuanda bu durum var ve bu pozisyon dağılmadan endekste yukarı gitme ihtimali çok zayıf. Ben son günlerde oturdum burayı izliyorum. Önümüzdeki dönemde bu pozisyonların durumunu paylaşmaya devam edeceğim. @ugurrkorkmaz ile A Para'da konuştuk. #viop #borsa #ekonomi #xu030
2
6
114