17 senedir Almanya’da yaşıyorum, Merkel daha tek bir müjde vermedi. Kendisiyle bağım aşırı sevgi ya da nefret boyutunda olmadı. Herhangi bir miting yaptığını görmedim. Bi yerde kurdele kestiğini duymadım. Şefkat beslemedim, asla ondan korkmadım. O işini yaptı, ben işimi yaptım.
Dün Kreuzberg’de çorba içtim, getiren garson İstanbul Üniversitesi mezunu bir Sosyolog’du. Çayı Hacettepe mezunu doktor getirdi. Konsere gittik kapı güvenliğini Türkiye’den yeni gelen mühendisler yapıyordu. Berlin çok nazik, eğitimli çalışanlarla doldu. Teşekkürler
@RTErdogan
Almanya'da doğan bir bebek, dünyanın en değerli pasaportuna sahip olarak doğuyor. Doğumu profesyonel bir danışman eşliğinde, kaliteli bir hastanede, önleyici tıbbın tüm nimetlerinden faydalanılarak yapılıyor. Doğumu hastane kayıtlarına tüm ayrıntılarıyla kaydediliyor. Bebek 3
Depremde evini kaybetmiş gençlere ivedilikle yardım edip Almanya’da iş bulmak istiyorum. Avukat ve uçak masraflarını arkadaşlarımın da yardımıyla karşılamak istiyorum. Gözümde yaş, vücudumda derman kalmadı. Belki dayanışmayla hayata döneriz. Lütfen bana yazın.
Selahattin Demirtaş’ın hapis koşullarında Twitter üzerinden yaptığı muhalefeti; altılı masanın tamamı yüzlerce kurmay, makam arabası, takım elbise, kravat, seçim ödeneği ve bağışla yapamıyor.
Dün, 20 yıldır Almanya'da yaşayan bir Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olarak Berlin'de oynanan Almanya-Türkiye "dostluk" maçına gittim. Yanımda Alman arkadaşlarımız vardı; elimizde Türk ve Alman bayraklarıyla stadyuma girdik.
Stadyumun yüzde 80'i Türk seyirciydi ve büyük kısmı,
Almanya Frankfurt’a Ateşe olarak atanan Yusuf Yerkel’i akredite etmemiş. Çünkü Almanya düşeni kaldıran Merkellere alışık. Düşene tekme atan Yerkellere değil.
Yan komşum emekli Alman bir işçi. Bu sene Alpler’e İsviçre’ye gitmiş; ama pek beğenmemiş “Avusturya daha iyiydi” dedi. Biraz sinirliydi. Annemleri aradım elektrik faturası 800 TL gelmiş. Onlar da ona sinirli.
Angela Merkel az önce sırası gelmesi üzerine aşısını oldu. Daha güvenilir olan Alman aşısı Biontech yerine tartışmalı Astra Zeneca’yı tercih etti. Çünkü halkını attığın riske önce sen girmelisin. Almanya yazılı olmayan insani değerlerle yönetilir.
Sekiz sene hapis damında rehin tutulan terörist Demirtaş bir milim geri adım atmadı, çeyreği kadar oyu olmayan büyük Atatürkçü Oğan sekizinci gün Akp’li oldu.
Yahudi, Ermeni, Yunan, Alman devlet televizyonlarında ülkemiz için yas tutup, kampanya düzenliyor; bizim boktan televizyonun vasıfsız muhabiri de betonlar altında anne babasını arayan genç bir kıza canlı yayında sırtını dönüyor. Dışarıda tek düşman aramayın.
Almanya’da sokaklarda kedi-köpek olmamasının sebebi, devletin sokakta gördüğü hayvanı öldürmesi değil. Doğan her kedi ve köpeğin belediyede kayıtlı olması, vergiye tabi olması ve bu canlıların üzerine kayıtlı kişi tarafından terk edilmesi durumunda ciddi cezaların olması. Tüm
17 senedir Almanya’da yaşıyorum. Tek bir Alman yüzünden sorun yaşamadım. Ne zaman bişey canımı sıksa kökeni bizim oralardan birisi. Neden böyle asalak insanlarız?
Gülşen meselesinde karalar bağlayan modern Türkiye’nin modern insanları,
Marx’ın şu ünlü formülünü unutmayın: “Başka bir halkı ezen bir halk, özgür olamaz.”
Kürt değil “Küt böreği o” diye kırk tane mesaj gelmiş. Girin o böreği satan dükkanlara nerelisin diye sorun yüzde 99’u Kiğı ilçesi Bilece köyü diyecek. Ve bu köyün %100’ü Kürt. Bu böreği de İstanbul’a o köylüler getirdi. Benim açıklamam bu. Kütçülerin hikayesini alalım.
1913’ten beri orijinali Arapça, Bulgarca, Ermenice, Gürcüce, Kürtçe, Çerkesçe, Lazca, Süryanice, Yunanca ve Zazaca olan 28 bin yerin adını Türkçeleştiren bir ülkenin sembollere karşı bu kadar duyarlı olması beni çok farklı duygulara gark etti.
İstanbul, tarihinin en büyük depremini bekliyor. Ülkede Instagram kapalı. Emekli birisi 10 defa döner yemeye gitse maaşı bitiyor. Hapishaneler siyasi rehineyle dolu. Mahkemeler 700 bin dolara mafya örgütü serbest bırakıyor. Ülke sadece geçen sene 1 milyon beyin göçü vermiş. Tüm
Türkler fikir suçundan hapse atıldığında mağdur, Kürtler fikir suçundan hapse atıldığında terörist oluyor. İkisini de yargılayan aynı hukuk sistemi. Bakın ucu kendilerine dokunduğunda asla uygulanmayacak bir ceza için nasıl yaktılar İstanbul’u. Tarihin en ikiyüzlü topluluğu.
Yahudi taşak geçiyor, Amerikan randevu vermiyor, Rus koridorlarda ayakta dikiyor, Alman yeşil pasaport verdiğini bile ülkesine almıyor. E bizim faşistler boş durur mu? Yapıştırıyor Hakkari’ye kayyumu. Ezikler.
Almanya’daki en büyük ırkçılar Almanya’da yaşayan göçmen kökenliler. Alman müşteri görünce hoş karşılayıp, Arap görünce yer yok diyen başka bir Ortadoğulu mesela. Ya da “yeni Türkler gelmesin” diyen eski Türkler. Almanlara ırkçı diyoruz da Almanya’nın göçmenleri kraldan kralcı.
Almanya’ya gelip Türkiye’de gibi yaşayamazsın. Zorlama. Bir hiç olmaya alış ve bunun tadını çıkar. Üzerinden tatmin olacağın insan kalmadı. Seni pohpohlayacak kimse de yok artık. Zenginmişsin, güzelmişsin Sabiha Gökçen’de kaldı. Yok sayılmak sana da iyi gelecek. Dayan.
İntihar eden kardeşimizi izledim ve çok üzüldüm. Keşke Almanya’da yaşasaydı. Almanya’da kadrolu çalıştığınız bir şirkette mobinge uğrarsanız hasta raporu alır, psikoloğa gidersiniz. Bunu altı hafta boyunca hiçbir yaptırıma uğramadan yapabilirsiniz. Altı hafta sonra hastalık
Devletlerin babalık görevi bitti. Analık görevi başladı. Dışarıda hayat yok artık. Evdeyiz ve kilerde ne varsa o. Bakalım en çok hangisi biriktirmiş? En çok hangisi yememiş içmemiş giymemiş saklamış?
Not: Almanya 500 milyar Euro, Fransa 300 milyar Euro dedi.
Hazine Bakanı Nureddin Nebati: “Berlin’de asgari ücret 1.585 Euro iken şehir merkezindeki bir kira 1.969 Euro, Türkiye’de asgari ücretimiz 4.250 lira 40 kuruş, Türkiye'de kira şehir merkezinde 1.261 Türk Lirası”
Oğuzhan Can adında bir kardeşimiz Almanya’da onlarca Corona test merkezi açmış ve her bir şubesinde günde 80 test yapıp devlete 1000’e yakın test yaptığını bildirmiş. Bütün Almanya bunu konuşuyor. Utanıyoruz. Türkiye’den gelen bir insan olmak çok zor burada. Utanç verici.
Ahmet Kaya Türkçe dilinin en güzel şarkılarını söyledi. Yılmaz Güney en iyi filmlerini yaptı. Yaşar Kemal en iyi romanlarını yazdı. Cezerî Leonardo Da Vinci’ye ilham oldu. Ahmet Arif en dokunaklı şiirleri yazdı. Demirtaş’tan daha iyi siyasetçi gelmedi. Barış gelsin yurdumuza.
Dünkü videomda bir cümlede “Kürdistan coğrafyası” dediğim için sinirlenenler, üzülenler olmuş. Herkesten çok özür dilerim. Şaka lan şaka “Kürdistan coğrafyası” kullanmayı çok sevdiğim bir tabir. Renklere ve halklara düşman gerizekalıların ne düşündüğü umrumda değil.
Almanya’da güvendiğim her Türk işletmeye tek tek ulaşıp depremde evini kaybetmiş bir genci usulüyle buraya getirmesini rica edeceğim. İlgilenmeyenle de bağımı kökten keseceğim.
Erdoğan gitsin diye faili meçhul cinayetlerin yaşandığı yilların en şahin bakanı Akşener’e, Madımak yangınının yaşandığı şehrin o günkü belediye başkanı Karamollaoğlu’na, Suriye savaşının büyük mimarı Davutoğlu’na, Erdoğan’ın melek yüzlü muhasebe müdürü Babacan’a oy vereceğiz.
Almanya’dan atıp tutması kolay diyenlere bir mesajım var. İstanbul’dan yazıyorum: 2021 Türkiyesi hırsızlar, ırkçılar, sapıklar ve eli kanlılar için bir cennetten, yoksul halk yığınları için bir cehennemden ibaret. Yere batsın bu sırtını dine yaslayan harami düzeni.
Salt siyaset yapan Kürt olduğu için 16 bin insan, bilmem hangi bankada parası falan olduğu için ayrıca binlerce insan hapiste; ama herkes zeytin ağaçları için teyakkuzda. Dostlar alışverişte görsün.
Acayip zamanlar. Beyaz Türkler fakirlikle, mafya sürgünle, ülkücüler faili meçhul cinayetlerle, Kemalistler ikinci sınıf olmakla, müslümanlar müslümanların zulmüyle tanıştı.
Berlin’de 17 senede kuramadığım kadar günlük insani ilişkiyi 24 saatte Paris’te kurdum. 30 yaşından küçük kardeşlerim; göç edecekseniz Almanya’ya değil, gerçek Avrupa’ya göç edin. Irkçılık her yerde ama en çirkini Almanya’da. Boğulacaksanız büyük denizde boğulun.
Almanya’da kurulan yeni hükümet asgari saat ücretini 12 Euro olarak belirledi. Türkiye’de yeni kurla aylık asgari ücret 197 Euro oldu. Yani bir Alman Türkiye’deki asgari ücreti 16 saat 40 dakika çalışarak kazanabiliyor. Çünkü bizim Allah’ımız var, onların yok.
Almanya’da dün yapılan seçimlerde birçok arkadaşım milletvekili seçildi. Türkiye’de olsa hepsini tek tek arar kutlardım ama burada gerek yok. Bürgeramt’tan termin bile alamazlar. Türkiye’deki muhtar, Almanya’nın bakanından daha çok fayda sağlar yakınlarına.
Günaydın ırkçılar. Mesajlarınızı tek tek okudum. Ulan, ırkçılık yaptığınız kadar güzel, resim çizseniz; hepiniz Leonardo da Vinci’siniz. Aynı güzellikte top oynasanız, Lionel Messi’siniz. Dün bana yaptığınız kadar güzel, muhalefet yapsanız; Erdoğan’ı saraya gömersiniz. Cahiller.
Aleviler “bunlara güven olmaz” duygusuyla Pazarcığa, Samandağ’a yardım toplayıp kendi elleriyle götürdü. Kürtler “devlet bize el uzatmaz” diyerek kazmalarla küreklerle Adıyaman’ın Kürt köylerine koştu. Namussuz, ahlaksız, adi kim sizce?
40 bin Euro’ya 80 ay taksitle araba alıyorsun. Cebinde bütün sene biriktirdiğin 5 bin Euro var. Duisburg’da Almanların bile imrenerek baktığı çok başarılı bir işletme sahibisin. Biniyorsun arabana, İstanbul’a gidiyorsun; 14 yaşında çocuk “Almanya’da herkes yapar amk” diyor.
İnsanlar Türkçe bilmiyor. Ben “Almanya hayalimdeki gibi değilmiş” demedim. “Yeni gelenlerin hayalindeki gibi değil” dedim. Benim fikrim belli. Kırkı çıkmamış insana terörist diyenlerin yönettiği ülkede yaşayacağıma, Almanya’da paspas yapmayı tercih ederim.
Almanya’da Mercedes fabrikasında çalışan Akp’lilerle Chp’liler arasında seçim kavgası çıktı ve iki kişi öldü. Dünyanın en müreffeh ülkesinde, şartların en iyi olduğu fabrikada çalışıp Tayyip yüzünden ölmek. Unglaublich.
Dünyaya bir defa geliyorsun. Üç günlük ömrün var. Yaşayıp gideceksin. Bu süre zarfında ola ola AHaber muhabiri oluyorsun ve ilkel bir çadırı lüks bir apartman dairesi gibi anlatmayı kendine görev biliyorsun. İnsan bunu kendisine neden yapar?
Angela Merkel aynı şekilde Almanlara çay fırlatsa, konuyla direkt Alman Psikoloji Derneği ilgilenir. Videolar yok edilir, ülkede yas ilan edilir, halk sükûnetle hastalığın teşhis ve tedavisinin açıklanmasını bekler.
Sıfır deprem riski olan Berlin’de inşaat yapmaya kalkarsan, ilk iş olarak; az miktarda dahi olsa temelden çıkan suyu kilometrelerce boru kiralayıp kanallara taşımak zorundasın. Kaç milyon Euro’ya mal olduğu kimseyi bağlamaz. Görmüşsünüzdür caddelerde o mavi ya da pembe boruları.
Trump buna aptal diye mektup gönderdi, sustu. Putin koridorda yarım saat ayakta dikti, çıt çıkaramadı. Sisi’nin ayağına gitti, sineye çekti. İsrail kendi halkına zulmeden bize ders vermeye kalkmasın dedi, susturdu. Almanya miting yasağı koydu, elçilik dışında vatandaşlarıyla
Senin kara leke diye silmek istediğin Bingöl’ün Kiğı ilçesindenim. Moda’da büyüdüm. Onbeş yıldır Berlin’de yaşıyorum. Görmediğim Avrupa başkenti, tatmadığım dünya mutfağı, içmediğim şarap kalmadı. Bugün sorsan tek hayalim Kerek suyundan bardağıma doldurup rakı içmek.
Ne büyük bir gurur şu akp tayfasının bir bardak suyunu içmeden, bir parça ekmeğini yemeden, ettikleri tek kelimeye bile aldanmadan 40 yaşına gelmiş bir Türk vatandaşı olmak.
Bugün Türk siyaseti hakkında konuşmayı bıraksam, Erdoğan’ın Cumhurbaşkanı olması benim hayatımda hiçbir şeyi değiştirmeyecek. Aynı evde oturup, aynı işi yapıp, aynı arabayı, aynı telefonu kullanacağım. Ben ‘başkalarını onlardan daha çok düşünme salaklığından’ artık vazgeçiyorum.
Yahu ahali! Avrupa’da yaşadığını sandığınız; ama yaşadığı toplumdan yüzyıl geride olan Akp destekçilerine bir ceza arzulamanıza, beddua etmenize falan gerek yok. Sen Berlin’de yaşayıp hafta sonu geldiğinde bir şişe şarap içmiyor, senede bir gidip bir opera izlemiyorsan, haram
Bir göçmen olarak Almanya’da gözünü biraz yükseğe dikersen, bu ülkede buna hakkın olmadığını ince ince aklına sokuyorlar. Sen de ırkçılığın bu kadar bilimsel yapılması karşısında saygıyla düğme ilikleyip evine gidip içiyorsun.
Enkaz altında can savaşı veren, çocuğunun, annesinin, babasının bir soluğunu duymak için kendi nefesini tutan insanların üzerine cami minarelerinden sela okuyan bu zihniyetten kimseye bir fayda gelmez. En ufak bir umut kırıntısı yok artık içimde. Zalimin işi zulmetmek.
Ben muhafazakar Müslüman arkadaşlarımı apolitik sanıyordum. Meğer adamların canını sıkan olay yokmuş. Türkiye’de demokrat insanların üzerinden buldozer gibi geçene tek kelime etmeyenler İsrail’i 48 saatte tarihe gömdü.
“Almanlar çok soğuk millet” diyor. Doğru; fakat ben 18 senedir tek bir Alman’la, tek bir sorun yaşamadım. Biz sıcak milletiz de ne oluyor? Herkesin başında binbir bela.
Türkiye’de nüfusun yarısının çalışmak zorunda kaldığı asgari ücret 3 bin TL. Senede 36 bin TL, bu da 3 bin 600 Euro yapar. Bu parayı en vasat iş temizlik desek, bir temizlik görevlisi Almanya’da iki ayda kazanır. Artislik yapan “gurbetçilerle” muhatap olmayın. Bu tweeti gösterin.
İsviçreliler Almanları, Almanlar Türkleri, Türkler Afganları, Afganlar Taliban’ı istemiyor. Ben burdan şunu anlıyorum: siyasal islam bütün kötülüklerin anasıdır.
Bırakın herhangi bir Alman bakan ya da eşini; siz hiç Angela Merkel’i şu şımarık tavırlar içinde gördünüz mü? Ama suç bunlarda değil, suç bunların halktan gaspettiği arsalara diktiği o otellere gidip bunları bu hale getiren bizlerde.
Jahrein, Erlik diye bir herif ve yanlarındaki başka bir terbiye yoksunu eleman beni Türkiye’ye sokmayacaklarını söyleyip, ana avrat küfür etmişler. Ben şu an Türkiye’de, ülkemdeyim. Denize girmeye, güneşlenmeye geldim. Olduğum yer belli. Sülaleleri gelsin. Buyursunlar.
Siyasi sebeplerle sürgünde ve hapishanede binlerce vatandaşı olan Türkiye, savaşan iki ülke arasında barış köprüsü kuruyor. Yav babam; biz o işi becerebiliyorsak kendimiz barışsak ya!
An itibari ile depremde evi yıkılan ve göçük altında yakını olan dört genç kardeşim için Berlin’de mesleklerine uygun Türk şirketlerle prensipte anlaştım. İşin hukuki kısmını da halledeceğim. Alman devletine bu konuda baskı yapmalıyız. Lütfen siz de destek olun.
@cem_oezdemir
Vergi kaçır, sosyal yardımı sömür, çalışmadığın ülkeden emekli ol, yaşamadığın ülkenin kader seçiminde oy kullan, yeni gelen soydaşlarını dolandır, çocuk parasına kadar aldığın ve yıllardır sefasını sürdüğün ülkeye küfür et; sonra şaraba, ete haram de.
Acı gerçeği de açıklayayım yurttaşlarıma: Türkiye için PKK ne ise İsrail için Hamas o. Kafalar karıştı de mi? Kafa bu karışır. Ha bi de silah işinde acayip para varmış.
Trump gitti. Korona aşısını Almancı ve Alevi profesör Uğur Şahin buldu. Türkiye’nin borcuna en sadık kentinin Hakkari olduğu açıklandı. Krizin nedeninin dış mihraklar değil milliyetçi ve dinci hükümetin atadığı bakan olduğunu piyasalar gösterdi.
Irkçılara tokat üstüne tokat.
Garsonu “hişşş delikanlı” diye çağıran millet “ben aşılıyım” maskesine bozulmuş. Türkiye’de yaşayan insanların büyük kısmı kendinden zayıf olanı olabildiğince ezer. Yöneticileriniz de birbirinize verdiğiniz değeri veriyor size. Numara yapmayalım.
Bu Kılıçdaroğlu altı lider deyip duruyor. Bunların dördünün bütün ülkeden aldığı toplam oyu Demirtaş İstanbul’dan tek başına alır. Onun lafı neden hiç geçmiyor? İmamoğlu Demirtaş’ın desteğiyle seçilmedi mi? Gerçi Kemalist Dersimli’den ne bekliyorsun ki? Temeli sorunlu adamın.
Alman komşularım bugün sürpriz yaparak kapımı çaldılar ve “İyi ki 60 yıldır buradasınız, sizi çok seviyoruz” diyerek çiçek, pasta ve şarap verdiler. Şaka lan şaka, hâlâ bana bakınca Humus, Linsensuppe ve Erdoğan’ı görüyolar.