Assoc. Prof. Dr.
Lecturer:
NEÜ AKİF, KTO
Master&Dr:Philosophy of Religion
Bachelor:SU,Faculty of Theology
/AU,Business and Management
/IU,Political Sciences
Gençler harıl harıl KPSS çalışıyor.Sayın yetkililer lütfen şu genel yetenek-genel kültür sınavını öğretmenliğe çalışan gençlerden kaldırın.Karstik göl veya volkanik gölleri bir matematik öğretmeni tek tek bilmese de olur. GY ve GK cidden genel falan değil detay derecede soruluyor
Yine bir kimya veya ingilizce öğretmeni Ankara antlaşmasının maddelerini bilmese de olur.Bunları üniversite sınavında sordunuz,yarın yine unutacaklar.Bugün meslekte kim biliyor bunları?Alan ve eğitim bilimleri bile çok geniş bir alan bu sınav için.Gençlern enerjilerni israf etmyn
Az önce
#ales
sınavından çıktım. Sanki Zuckerberg chat gpt yi satın alacak da acaba iyi çalışıyor mu diye test ediyormuş gibi hissettim. Sevgili ösym sorular artık sınav biçimini aşıp iq testine dönmüş. Gençlere Allah zihin açıklığı versin. Ben elendim siz devam edin 🙈🙈🙈
Öğretmen olarak sadece öğretmeyi değil,düşündürmeyi hedefledim.Beni değil hakkı takip eden gençler yetiştirmeye çalıştım.Bana yetişmelerini değil beni geçmelerini arzuladım.Nefreti değil,hoşgörüyü, ötekileştirmeyi değil birlikte var oluşu göstermeye çalıştm.Tüm öğretmenlerin ÖGKO
Hayat da tıpkı trafik gibi. Acemiyseniz sürekli sıkıştırıldığınızı, bütün piskopatların size denk geldiğini düşünürsünüz.Siz ustalaştıkça tehlikeler azalır. Çünkü akışta asıl faktör öngörülerdir. Trafik aynı trafik, değişen ise artık 100 metre değil 1 km önünüzü görebilmenizdir.
Gurbet insanın eşinden dostundan uzak kalması değil, kendisini anlamayan kalabalıkların içerisinde kalmaya mahkum olmakmış. Sevdiklerinden uzak kalmak değil, sevmeyi bilenlerden uzak kalmakmış. Menfaat için her kılığa girebilenleri görmezden gelmek zorunda olmakmış...
Gelen cvplra istinaden küçük bir ekleme ypym.Burada kastedilen adayların Gk-GY bilmemesi değil. Zaten büyük çoğunluğu ortalama bilgiye sahip fakat alanların kendi içindeki rekabet yüzünden bir puan bile çok önemli ve o aradaki farklar için bir üniversite sınavına tekrar çalışılyr
Fakültemizde iki gündür din egitimi kongresi var.Dün fuaye alanına gittiğim anda kendi alanım olmasa da katılımcılardan bir grup bir anda etrafımdaydı.Bir zamanlar dersine girdiğim öğrencilerim artık meslektaşım olmuştu.Bu hissettiğim gurur tüm yazdıklarımdan daha etkileyiciydi..
Elhamdülillah bir damla da olsa katkı sağlamaya çalıştık bu fikir deryasında. Başta
@mahmuthakin
Hocam olmak üzere emeği geçen ve vesile olanlara teşekkürler...
@OduncuEmel
Haklısınız her alanda bilmeli ama burada detay. Mesela öğtermen ilk yardım da bilmeli, sivil savunma da bilmeli, araç tamiri de bilmeli, müzik de bilmeli. Tamam iyi hoş bilgi güzel de bunun sonu ve sınırı olması gerekmez mi? Hangisi hangisinden önemsiz? Burada mesele sınırlar
@engineeresma
Bu sınava girdiniz mi bilmiyorum ama gy gk elbette her meslek grubuna lazım fakat bu sorular sorula sorula durum çyle hale geldi ki sprulan şeyler gy gk olmanın dışına çıkıyor. Bir çoğunu kendini kültürlü ve bilgili sayan insanlara hatta bu konuda iddialı kişilere sorun bilemez
@umranyyz
Tabi bu tartışılabilir. Mesela Türkçe devam eder, diğer soruların niteliği de daha genel ve güncel şekilde tasarlanabilir. Fakat eğitim bilimleri ve alan sınavları zaten çok detaylı ve çok geniş. Bir sene, iki sene mezunlar bu kadar yoğun müfredatta hangi birini çalışsınlar?
Bana adaşım diye hitap ederdi. Ailemiz içinde önemli bir yeri olan, bana ömer faruk isminin verilmesinin sebebi olan, kıymetli aile dostumuz, kıymetli hocamız Ömer Faruk Harman'ın vefat haberini aldım. İyiliğine, Müslümanlığına şahitlik ederiz. Rabbim cennetinde cem eylesin.
İnsanlar da kitaplar gibi. Bazısının her sayfası başka güzelliğe açılır, bunaltmaz, okşar kalbini. Bazısını sonuna kadar okur, hayal kırıklığına uğrarsın. Bazısından üç beş sayfa okuman yeterlidir. Kitap nedir biliyorsan gerisinden ümit olmadığını anlar kapatırsın.
Sıkça maaş zamlarının konuşulduğu bir ortamda beni gerçekten üzen bir konu daha var ki gündeme hiç gelmiyor. Özel okullarda çalıştırılan öğretmen ücretlerine asgari bir limit belirlenmesi gerektiğini düşünüyorum. Bu insanlar vasıfsız eleman ücretlerine mahkum edilmemeli.
İyi insanları gözlerinden tanırım. Tüm gizlemelerine rağmen bir hüzün saklıdır gözlerinin ardında. İyilerin yolları hep inişli çıkışlı, güneşli günleri kısa, imtihanları boldur. Yaşamaktan çok yaşatmak için ayakta kalır, hüzünlerini gizlerler. İyilerdenseniz buna alışırsınız...
Bir şeyin yanlış olması size karşı veya başkasına karşı yapılmasına göre değişmez.Ortada değişen bir şey varsa,başkasına yapılana sessiz kalanın karakteridir.O gözleri,kulakları,aklı ve dili verene hamdolsun ve hesap gününe şükrolsun.O gün arkasına saklandığınız ağaç itiraf eder.
Öğrenci müşteri değildir. Bunun bu şekilde bilinip vizyon ve misyonun buna göre belirlenmesi gerekir. Baba için evlat, yuva için çocuklar nasıl müşteri değilse okul ve hocalar için de öğrenci müşteri değildir. Eğitim ve bilgi gayret meselesidir.
Bazı gençler için KPSS hayat döngüsü haline gelmiş.Her temmuz-ağustos KPSS ayı diye yıllardır bu sınava girenler ve hazırlananlar var.Yılın diğer aylarında ne yaşadıklarından bişey anlıyorlar, ne de yiyip içtiklerinden.10 yıldır sınava girip ucundan dönen var. Bi çözüm lazım.
Bugün KPSS ye giren arkadaşlara geçmiş olsun diyorum. İnşallah herşey gönüllerince olur. Fakat hala alan öğretmeni olacak kişilerin neden matematik, tarih, coğrafya gibi konularda sınava tabi tutulduklarını anlamıyorum. Alanlarından çok bunlara çalışmak zorunda olmaları garip.
Bugün bir öğrencim ziyaretime geldi. Gözlerinde ve içinde bir isyanın ateşi vardı.Derin bir acı yaşıyor, çaresizce çözüm bekliyor ve cevap arıyordu.Sorunun cevabını bilmediğimi utanarak söyledim.Utancım cevabı bilmemem değil o soruyu hiç düşünmemiş olmamdı,halbuki karşımdaydı.
Yine azımsanamayacak sayıda kişi niye öğretmenlere olmasın bize var, bize de olmasın diye tepki göstermiş. Değerli dostlar siz de bunu dile getirebilirsiniz. Diğer bir husus ise bazıları da olaydan hiç haberdar değil. Bilgi sahibi olmadan fikir yöneltiyorlar, orası biraz üzücü.
Bir makale, kitap ve tezde kelime veya sayfa sınırlamasını anlamsız görüyorum. Bu rakamları kim neye göre belirliyor? Ele alınan problem kaç kelime gerektiriyorsa kelime sayısı o olmalıdır. Elbise adama göre dikilir, elbiseye göre adam dikilmez...
Adam arabasını iki çizgi arasına park etmekten, elindeki çöpü çop kutusuna atmaktan, masasının üstünü toplamaktan aciz ama bana "Hocam büyük resmi görmek lazım" diyor. İşte bunlar hep hormonlu özgüvenden.
Dünyanın en leziz yemeği sevdiklerinin emekleriyle kazandıkları helal kazançtan ikram edilendir. Bunun kıymetini bilen için soğan-ekmek en mükellef sofralardan evladır. Bilmeyene elmas, renksiz bir taş parçasıdır...
Ergenlik dönemine gelmiş insanlara hala masal anlatırsanız kolay uyudukları için size şükran duyabilirler. Az öteye gittiklerindeyse karşılarına çıkan ilk kapıda ancak açıl susam açıl diyebilirler. Sonra da açamadıkları kapıya söverler...
Uzaktan herşeyi biliyorcasına ahkam kesmek,tribünlerin istediği cevabı onlara verip, kitlelerin rüzgarını arkaya alıp, alkış toplamak ne kadar da kolay aslında. Halbuki gözünün önünde yanan ateşi görmemek hocalık da, bilgelik de değil. Sen zaten körsün kime ışık olabilirsin?
Öğretmen olarak sadece öğretmeyi değil,düşündürmeyi hedefledim.Beni değil hakkı takip eden gençler yetiştirmeye çalıştım.Bana yetişmelerini değil beni geçmelerini arzuladım.Nefreti değil,hoşgörüyü, ötekileştirmeyi değil birlikte var oluşu göstermeye çalıştm.Tüm öğretmenlerin ÖGKO
Şiî Gelenekte Felsefe Karşıtlığı: Mekteb-i Tefkîk Örneği adlı çalışmasıyla, danışmanı olduğum kıymetli meslektaşım Sinan Yılmaz, jürimizin oy birliği ile kabulü sonrası doktora ünvanına sahip olmuştur. Sayın Dr.Sinan Yılmaz'ı tebrik eder, başarılarının devamını dilerim.
Kimseyle hiçbir konuda yarış halinde
değilim. Kimseden akıllı, kimseden
güzel kimseden iyi olma gibi bir iddiam yok. Kimse için en değilim. Daha değilim. Bu devasa iddiasızlığın bana verdiği özgürlüğün hastasıyım.
Sabahattin Ali
İnsanoğlu cenneti haz odaklı algıladığı sürece satın alınabilir olarak görmektedir.1000 yıllık endüljans bugün metaverse arsası olarak geri döndü.Yeni cennetten arsa yine başkaları üzerinden kazanılanla alınırken cennet arsasının muhtaç ve mazlum meskenlerinden geçtiği görülemyor
Son birkaç gündür twitter maceramdan anladığım şudur ki; gençler hiçbir yetkisi ve etkisi olmasa bile tek taraflı bilgi veren insanlar dışında kendi dertlerini ve sorunlarını dile getirebilecekleri ve samimiyetle dinleyecek, anlamaya çalışacak hocalara da ihtiyaç duyuyorlar.
Plajlara bakan,herkes tatilde sanır, barlara bakan,herkes içiyor sanır, avmlere bakan,herkes alışveriş yapıyor sanır,varoşlara giden, herkes fakir sanır, yardım derneğinde çalışan,herkes muhtaç sanır. Yani demem o ki dünya baktığımız kadar küçük değil ve hayat herkese aynı değil.
Son dönemlerde sıklıkla bazı belediye, vakıf ve derneklerin farklı alanlarda kurslar açtıklarını görüyorum, buraya kadar güzel. Fakat birsürü mülakat vs sonucunda öğretmenlerini alıp haftada 6 gün, günde 10-12 saat çalıştırıp 3000-4000 maaş verdiklerini duyuyorum.
"Göklerde ve yerde olanları bilir, gizlediklerinizi ve açıkladıklarınızı da bilir ve Allah kalplerin derinliklerinde olanı da bilmektedir." Gizli ve açık günahlarımızı affet ya Rab. Berat kandilimiz mübarek olsun.
Üniversite bitirmiş, fakat henüz memuriyete giremediği için bu kurumlarda çalışan gençlere yapılan muamele insafsızca.Sizlerin hizmet ettiğiniz toplum kadar, çalıştırdığınız insanlara karşı da sorumluluğunuz var.İşe muhtaçlar nasılsa diye insanların zaafını kullanmak ayıptır.
Bir işin ücretini insanların mecburiyeti değil, işin mahiyeti belirler.Hadi devlet kadar vermediniz ama 3/2 verin bari. Aynı durum özel kurs ve okullar için de geçerli. Öğretmeninize insani bir ücret ödeyemeyecekseniz açmayın arkadaş o kurumları.Fakat mesele ödeyememek değil gibi
Büyükler gençlere bakıp ne kadar da bozulmaya müsait bir gençlik diye hayıflanıyor,bu konuda da tüm suçu çevrelerine yüklerken günahlarından arınıyorlardı.Oysaki her devirde gençler büyüklerinden gördüklerini tekrarlıyorlar, büyükler aynadaki yansımalarından hiç hoşlanmıyorlardı.
Onlardan bir zarar gelmez diye iyi ve adil insanları görmezden gelip, şerlerinden korkarak kötülerin yanında durmayın. İyileri Allah sever ve sevdiklerinin gönlünü incitenleri affetmez. İyilerin kendisinden gelmese de Rabb'inden bir ceza nereye kaçarsanız kaçın sizi bulur...
''Şaşılacak şey ama çoğu toplumda bazı insanlar tam da "iyi" oldukları için sevilmezler. Nasıl olsa iyidirler: güvenilir onlara, arı-duru gönüllü, çelebi, dürüst kişilerdir. İyilerin çekinecek yanı olmadığına göre, sorun çıkaran kimselere adar toplum kendini.
Çocuklarımızı çok seviyor olabiliriz ama onları hazırcılığa alıştırmak, sizin olmadığınız yerde onları bu yavru kuşun durumuna düşürür. Ağzını açar yemek gelsin diye bekler...
Bu Z kuşağını anlamamız gerçekten zor. Bayramda biriyle 9 gün köydeydik hem odasına giren sivri sinekten korkuyor, hem öldürülmesine karşı çıkıyor hem de onu odadan başkasının çıkarmasını bekliyor. E güzel kardeşim sinek bu dokununca ölüyor odadan çıksın diye dua mı edelim?
Saldırgan bir insanın suçunun bedelini masum insanların ödemesi kadar,saldırgan bir hayvanın suçunun bedelini diğerlerinin ödemesi de saçmadır. İnsanoğlu! Allah'ın emanetlerine sahip çıkmak senin görevin,emaneti yok ederek veya uzaklaştırarak sorumluluğundan kaçamazsın. İnsansan!
Bazı insanların tuttukları bir lider veya spor kulübü olmasa neredeyse konuşacak hiçbir mevzusu, yeteneği veya değeri yok.Kendi varoluşunu ortaya koyamayıp varlığını başka bir bünyede gerçekleştirebilen insan, gerçekten çok üzünülesi...
Bir şeyi elde etmek için bedel ödemiyorsan müşteri değil satılan ürün sensindir.Hakikatin bilgisi araştırıp kendi elde ettiklerindir. Başkalarının sana kolayca sundukları ilaçlı gazozdur.Tabiat gizemi sever,altın elde etmek istiyorsan toprağı çok kazmalısın.
Bazen ne kadar doğru bilirsen bil insanlar senin söylediğin doğruyu değil de yanlış olanı seçerler.Onlar mevcut inançlarının sarsılmasındansa yeni yalanlara inanmaya daha meğillidirler ve retorik ustaları bu durumu güzel kullanır.
Her dost bir gün düşman olabilir. Bazı düşmanlıklarsa son bulabilir. Eylem ve söylemde bunu hesap edemeyenlerden uzak durun. Onlar kime güvenip güvenilemeyeceğini bilmezler. Kendi hesabını doğru yapamayanlardan sırlarınıza sadakat beklemeyin...
Bu aralar elalemin çocuğunun düğününde altın takıp duran ana-babalar gibiyim. Başkalarının öğrencilerinin tezlerini okuyup duruyorum.Benimkiler dağ, bayır gezip story atıyorlar.Acaba danışman olarak ben mi danışsam, gençler güldük-eğlendik tezinizi napsak diye.
İnsan birine ceza vermek isterse kendi canını en çok acıtacak araçla bunu yaparmış. Bu yüzden kimi karşısındakinin gururunu kırarak,kimi yalnız bırakarak,kimi parasız bırakarak,kimi güçsüz bırakarak. Kim ki sizi bunlardan birinden mahrum etmek istiyorsa bilinki en çok ona muhtaç.
Çinli bir köylü baltasını kaybetmiş.Komşusunun oğlundan şüphelenmiş,çünkü çocuk bir hırsız gibi konuşuyor,yürüyor ve davranıyormuş.Ertesi gün tarladaki aletlerin arasında baltayı bulmuş. Sonra çocuğu yine görmüş;bütün diğer çocuklar gibi konuşuyor,yürüyor ve davranıyormuş. alıntı
Bazı arkadaşlar sosyal medya üzerinden yazıp okuması gereken kitaplara dair tavsiye istiyorlar. Arkadaşlar kitaplar elma-armut değildir. İlaç gibidir, herkes her okuduğunu anlamaz, herkese her kitap fayda etmez.
Taş devri taş yokluğundan değil, daha iyisi ortaya konulabildiği için bitti. Daha iyisi getirilmedikçe insan kendi iyisine gider, sen ise olduğun yeri korumaya çalışırken yapayalnız kalırsın...
Acı kor gibidir. Düştüğü yeri yakar, yakar. Kor, günü gelir kül olur ama düştüğü yer hep kalır, geçmez asla. Sadece alışırsın onunla yaşamaya. Sevincine, hüznüne, kızgınlığına, bakışına, kaçışına her haline nüfuz eder.
Hayatımızda hiç görmediğimiz tuhaf sosyal medya fenomenleri ve onların ayıplarından faydalanmak isteyen diğer etkileşim çılgınlarının paylaşımlarını yaymak tam olarak her ikisinin de arzu ettikleri reklamı temin eder.Bu tipler bizim gündemimiz olmaya layık mı?
Fareye sultanlık vermişler aslanı kafese atmış.Sanırmış ki güç bende diye aslanlık kendine geçmiş.Aslan küçülse kafesten çıkarmış ama düzeni bozuk ormanda kedi olup fare peşinde koşmaktansa aslan kalıp kafeste ölmek iyidir demiş. Fare sultan olsa da hayali hep aslan olabilmekmiş.
Kötüler organize hareket eder. Çünkü kötülük ancak organize olduğunda hayatta kalabilir. İyilik ise tabii haldir, organizasyona ihtiyaç duymaz.Fakat organize kötüye karşı zayıf kalır. İyiyi arıyorsan, kalabalıklara değil ıssız yerlere, hakikati duymak için de sessiz yerlere bak.
Siz çocuk olabilirsiniz.Oynadığınız evcilik oyununa samimiyetle inanmış da olabilirsiniz. Fakat biz inanmadık. Bazıları için uykudan uyanma vakti.Üzgünüm ki biraz uykularınız da kaçacak...