Az önce Bursa’da 11-12 yaşlarında Suriyeli bir çocuğu kendi yaşıtı üç piç kurusu tekme tokat dövüyordu. Çocuk sessizce yürüyor arkasından gidip vuruyorlar, herkes izliyor. Çocuğu ellerinden alıp onlardan kurtulana kadar uzaklaştırdım. Türkçe’yi de çok az biliyordu.
Yaklaşık 6-7 senedir bilfiil İslam felsefesi sınavlarına girerim, artık o kavramların kitabi karşılıklarını Kur'an'ı ezberler gibi ezberlemişim, aynı eserleri belki 10 defa okumuşum. Herhangi genel geçer bir sınavdan 75 altında alma ihtimalim açık söyleyeyim 0.
Okumanın, akademik çabanın maddi hiçbir faydasını görmedim. 29 yaşındayım, elde avuçta bilgiden başka hiçbir şey yok. Arada bir özel ders açıp insan bulabilirsen para gelir, yoksa o da gelmez. Tercih dönemindeki ve üniversitedeki arkadaşlarıma tavsiyemdir, baban zengin değilse,
İster enaniyet deyin dostlar, ister ukala deyin. 87 ales, 96 dil puanıyla ve senelerdir her gün bu alan için kafayı yemiş gibi yaptığım okumalarla köy üniversitelerinden dahi elendim. Sizin Allahınız yok, siz köpek sürüsüsünüz.
Adamlar milyonlar, milyarlar bağış yapıyor biz de oldukça normal şekilde izliyoruz, hatta az buluyoruz, çünkü bu paralar denizden bir kova su onlar için. Sen de cebinde varsa 3-5 bin lira ile öyle 30 yıllık binanda bunu izliyorsun. Nasıl kabullendik bu gelir eşitsizliğini?
Yeni Çamoluk Otomotiv sahibi Hamit Duras:
Heyecanla, eski paraya göre 50 milyar TL dedim. O anda Mustafa Karataş hoca da öyle belirtti. Gönül ister ki 50 milyar TL'miz olsun, bağışlayalım. Allah rızası için bağış gerçekleştirdik.
Birader benimle dalga mı geçiyorsunuz bilmiyorum, ama sizi isim isim rezil edeceğim. Bu işin peşini de bırakmayacağım. Bak bende o kağıdı kamuoyuna açacak yürek var, sizde de 60 puanı nasıl kırdığınızı izah edecek yürek varsa buyrun, hodri meydan.
Hoş, bunu dert edinen yok, aksine bu kötülüğü medyada, evde imal edenler bizzat biziz. Bugün kitaplarda okuduğum bir şeyi bizzat tecrübeyle öğrendim: Kötülüğe sessiz kalarak iştirak ediyorsunuz, ve bu korkaklıktan değil, düpedüz duyarsızlıktan.
Elinizde Kur’anla falan bir yerde otururken dikkat edin arkadaşlar. Şeriat kitabı taşıyarak anayasal düzeni yıkmak istediğinizi söyleyerek yaygara çıkarabilirler.
O kadar ürkek bakıyor ki, güvensin diye elimi omzuna atarak yürüdüm, sürekli arkasına bakıyor geliyorlar mı diye. Sen çok güçlüsün tamam mı, sakın korkma abicim dedim, sadece kafa sallayabiliyordu. Vallahi ağlayacaktım, elim ayağım titriyor ne yazacağımı bilemiyorum.
Bir kişiyle evlenmede engel olmaması ya da nikah düşmesini “evlenin, onları yatakta hayal edin” emri gibi algılayan öküzlere şunu söylemek lazım. En yakın arkadaşının annesiyle evlenmende hukuki bir engel yok, ama bunu insani-örfi bir bağlamda ayıplarsın mesela.
Seküler taziye epey komik bir şey. Yıldız gök mök bir şekilde dinî idrake atılmak zorunda hissediyorsun ama “ben inançsızım” mesajını da vermen gerekiyor. Bu bileşimden çıkan şey de aşağıdaki gibi starwars karakterini yolculuğa uğurlamış gibi laflar oluyor.
Marmaray’da intihar eden genç olayını yeni gördüm. Genç çocukları bir parti değişimiyle Türkiye’nin olumlu/olumsuz tarihsel bir sıçrama yaşayacağına inandıran herkes suçlu. Sevgili dostum, çıplak gerçek şu ki, en kötüsünü yaşamıyorsun, en iyisini de muhtemelen göremeyeceksin.
Çevredeki insanları ise hiç anlayamıyorum. Koca insanların kavgası olsa çekincelerini anlayabilirim, ama küçük çocuğu evire çevire dövüyorlar ve herkes izliyor. Bunu anlamam mümkün değil. Ben çocuğu diğerlerinden çekerken sadece bir kadın koştu diğer çocukları tutmak için.
Listede 2.sıradaydım. Sınav sonucu açıklandığında ise şok oldum. İlk defa bir islam felsefesi sınavından 40 aldım. 8 sayfa, bizzat referanslarımı kitabi olarak gösterebileceğim kağıdıma 40 verdiler. Sınavı kazanan ise daha ilginç. Listeye sonuncu giren aday :)
Çevremdeki herkes yazma Egemen, fişleneceksin, hiç almayacaklar diye susturdu beni. Sorumluluğum olduğu için bunları yazsam da sildim hep sonrasında. Fakat bende sabır bitti abi, akademiye isterseniz ebediyen almayın beni. Polis olurum ama bu adiliğinizi yine de izhar ederim.
Cinayet anını izleyince tüm o ılımlı ceza savunuculuğunuz ortadan kalkıyor değil mi? En azından bunu izleyince benim kalktı. Delillerin bu denli açık olduğu cinayetlerde gerçekten fiziksel ceza şart görünüyor. Şu beyaz gömlekli ve yeşillinin derisini yüzseler içim soğumaz mesela.
Bu ikisi Türk entelektüel hayatına çökmüş ur gibiler. Her meselede inanılmaz bir özgüvenle ve daima histerik kitlelerden alkış alacak bir söylem düzeyinde konuşuyorlar. Bu konuyu çalışmış onlarca akademisyen ve tarihçi toprak satışının bugünkü politik düzeni etkileyecek ölçüde
▪️ Celal Şengör: Büyük ölçüde toprak satılmıştır. Satılmadı diyen zır cahillerdir.
▪️İlber Ortaylı: Eskiden Filistinli demek arazi satıp yaşayan insan demekti. İki harp arası Filistinli tipi arazi satar, sattıkça Beyrut'ta harcar
İsrail’i savunmaktan utanılmadığı zamanlar.. nasıl bir döneme denk geldik ya Rab, bilginin bu kadar erişilebilir olduğu bir zamanda salaklığın ve cehaletin bu denli kitleselleşmesini akıl almıyor.
Ben tartışırken şu herif böyle bi şey dese, senin tahsilin ne dalyarak ilmi bir meselede doğruyu yanlışı hazırlığı hazırlıksızlığı takdir edeceksin derim. Moderatörlük böyle olmaz, sen ne biliyorsun da konuşuyorsun aw
bakın
@AltayCemMeric
hocanın yer6 denilen kanala neden katılıp prim vermek istemediğini şu kısımdan anlayabilirsiniz. senin ne haddine programına gelen adama hazırlık yap deyip yermeye çalışmak
Ben size biraz bilgi vereyim sevgili Cumhuriyet. Din o şeydir ki, hayatta ve ölümde, belada ve sevinçte, sokakta ve mahremde bir anlamın îfâsına zarf olur. O anlam Tanrı’nın halıkiyyeti ve insanın acziyetidir. Tekbir o anlamın hatırı için her yerde getirilir.
Siirt'te açılan araştırma görevliliği sınavı kadar düzenbazca, aşağılık bir tezgahı hiç görmedim bu güne dek. Ön değerlendirme sonuçları ile sınav arasında sadece 1 gün vardı, ve İzmir'den Siirt'e her gün direkt olarak 1araç gidiyormuş.
Filistinlilerin zamanında topraklarını sattığı ve İsrail’in oluşumunu temellendirdiği iddiası pop bir tarihi sahtekarlık. Birinci Dünya Savaşı sonrası İngiliz işgal yönetimi altında sistematikleşen Yahudi yerleşimlerine karşı Filistinliler onlarca kez ayaklandı, hem İngiliz
Bana dedi ki, bunlar yökün belirlediği tarihler. O kadar adice bir yalan ki bu. Girin herhangi bir ar gör sınavına bakın. Ön değerlendirme tarihi ile sınav arasında en az 3-4 gün koyarlar. Hele Siirt gibi kıyıda köşede bir yer için bu kesindir.
Demek ki birileri bugün 3 bin sene önceki yurdumuz iddiasıyla Anadolu’ya çökse, uluslararası bir destek alsa, 70 sene boyunca bizi Yozgat’ta ekonomik-politik bir mahrumiyete hapsetse, çıkıp saldırı yaptığımızda masum siviller hikayesi döndürülecek. Güzel hikaye…
Sınav saatine yetişmem imkansız göründüğü için önce Antep'e sonra da Antep'ten Siirt'e bilet aldım. Yine de yetişmeme ihtimalim vardı. Fakat kafaya koydum, sadece rahatsız etmek için gittim. Sınavdan önce de dekan yardımcısıyla bu konuyu tartıştım zaten.
Hiç aşamadığım rivayetlerden biri, Rasulullah’ın yere ikisi birbirine yakın diğeri daha uzakta bir çizgi çizip, yakındaki insan, şu da onun eceli, uzaktaki de emelidir, ve insan emeline ulaşmadan eceli gelip onu bulur demesi…….
Zaten girdiğim ar gör sınavlarının çoğunda en iyi kağıdı verdim ve diploma puanından elemeleri kolay olduğu için zorlamadılar düşük vermek için de. Fakat son sınav üzerine bir şeyler söylemek istiyorum.
III. Mustafa cariyesinin hamileliği sırasında korku ile düşük yapma ihtimaline karşı çocuğu doğurana dek İstanbul’da top atışlarını yasaklamış. Türkiye’de hanımcılığın tarihsel kökleri..
#iyibilgi
Şu an etkileşim yağmuru olduğu için teker teker dönemiyorum, dua eden herkesten Allah razı olsun. Olayın şokuyla alelacele yazdığım için bazı boşlukları tamamlayayım. Bursa’da yaşamıyorum, sadece 1 günlüğüne gelmiştim ve pansiyona yürüyordum o sırada.
Bu gibi ifadeler çoğu zaman bir tabirden ibarettir ve fiili bazı sonuçları çağrıştırır. Mesela nikah düşer demek yanında başörtünü çıkarmazsın demektir. Bu kadar basit. 30 iqlar ya şu olayı çözemediler bir türlü.
O kadar şok oldum ve ne yapacağımı bilemedim ki, ismini bile sormadım, sadece babasının savaşta öldüğünü öğrendim, zaten dediğim gibi Türkçe’yi de iyi konuşamıyordu. Cesaret vermeye çalıştım, biraz zoraki gülümsedim, ve ayrıldım. Olay budur.
Arkadaşlar boşa uğraşıyoruz gibi hissediyorum ya. Burada tonla ırkçılıkla mücadele vs yazıyorum. İnstagrama giriyorum amcaoğlum arkadaşım falan hepsi “baş koymuşum türkiyemin yoluna” fonu eşliğinde mülteci istemiyorum şablonu paylaşıyor.
BALDIZIM BACANAĞIM İSTEMEDİ İLK ÖNCE BENİ
Velhasıl abisinin olduğu yere kadar yürüdük ama bir yandan kolundaki çiziklere, öbür yandan sürekli arkasına baktı. Karakola götüreyim seni, korurlar orada kardeşim dedim, abime gitcem dedi. Kesik kesik tedirgin ağladı hep, korkusundan içini dökecek şekilde ağlayamıyordu bile.
Ulu Camii’nin orda bahsettiğim Suriyeli çocuğa tekme atıyorlardı, ben de yanlarından geçiyordum. Hatta ilk başta bazı zeki arkadaşların menşında yazdığı gibi arkadaş dalaşması ve şakalaşma sandım, çünkü çocuk hiçbir tepki vermiyordu.
Şiddeti övme, yüceltme ve teşvik. Ne ararsan var. Arkadaşlar burs arıyorsanız yolda sarıklı falan birine saldırın, hilafet istiyordu deyin. Cemil size burs ayarlar.
Ege'nin bursunu kesebilirler. Ama hiç merak etmeyin. Onlarca arkadaşımız bana burs konusunda ulaştı. Ege'yi asla burssuz bırakmayacağız. Hepimiz Ege'yiz! Hepimiz Atatürk'üz!
#EgeAkersoyYaln
ızDeğildir
Burası da olmazsa tezimi tamamlayıp polis olucam arkadaşlar. Ciddiyim. Sizin akademinizin Allah belasını versin babamı 80 yaşına kadar çalıştıramam artık.
26 yaşında öğrenci gibi yaşamaktan bıktım, borç harç 30 saat yollarda ülkenin gitmediğim yeri kalmadı. Bir tanesine mi giremezsin be, bir tane ya. Sizde ar, namus, izan kalmadı mı.
15-16 yaşlarında lise çağında bir ergenin şu alıntılardan ve gündemden sonra yaşadığı travmayı ve korkuyu düşünemiyorum. Aptalca ve terbiyesizce bir şey yapmış, fakat şu yaşında arkadaşları arasındaki bir hareketinden dolayı çocuğun hayatını karartmak istemek gerçekten inanılmaz.
Konuşma olurken biraz hızlandı, meğer çocuklar takip ediyormuş. Koştular bu çocuğa tokat tekme atmaya başladılar, hemen aralarına girip panikle “niye vuruyorsunuz lan çocuğa” diye çocuğu kurtarmaya çalıştım. Veletler bir de arsız, çekinmiyorlar da. Birini tutuyorum öbürü vuruyor.
Sonra biraz ilerleyince Suriyeli çocuk önüme koşar adım geçti ilerlemeye başladı, sürekli arkasına bakıyordu. İşin ciddiyetini farkettim ve yanından yürümeye başladım. “Ne oldu kardeşim” dedim, cevap vermeyince “Türkçe biliyor musun” dedim, az dedi.
O saatlerde Ulu Camii’nin orayı bilirsiniz, kalabalıktır. Sadece bi kız benim çocuğu korumaya çalıştığımı görünce diğerlerine doğru bağırarak birini tuttu. Ben o sırada Suriyeli çocuğa elimi attım ilerlemeye başladım.Diğer çocuklardan birini de ittim. Sonra takip etmeyi kestiler.
Çeviri hizmeti yapalım:
“Rasulullahla ilgili bana en ilginç gelen şeylerden biri, başlangıçta kendisiyle birlikte olanların yolun sonunda da onun yanında bulunmasıdır. Bu durum onun kim olduğuna tanıklık eden bir şey, çünkü sahte rehberler yolda daima insan kaybederler.”
“I think one of the most interesting things to me about the Prophet ﷺ… is that all the people that were with him at the beginning were with him at the end, and it's a testimony to who he was because false teachers always lose people…”
ft. Shaykh Hamza Yusuf
@sh_hamzayusuf
En dar zamanlarda beni ferahlatan bir ayet var
قَالَ رَبِّ اِنّ۪ي وَهَنَ الْعَظْمُ مِنّ۪ي وَاشْتَعَلَ الرَّأْسُ
شَيْبًا وَلَمْ اَكُنْ بِدُعَٓائِكَ رَبِّ شَقِيًّا
Rabbim! Kemiklerim zayıfladı, saçlarım da ağardı, ve ben Rabbim, sana ettiğim dualarla hiç bedbaht olmadım
Her ince düşünceli insanın travmatik bir psikoloji öyküsü olduğuna inanırım. Çünkü görünen yüzeyselliğin derinine bu kadar odaklanmanın, ancak buna dair sancılı bir duygusal idrakle mümkün olduğunu düşünürüm.
Ben evimde youtubedan video izleye izleye, karşılaştırmalı kitap okuya okuya İngilizce ve Arapça öğrendim. Bir tane kursa gitmedim. Bu emekleri yedirir miyim lan size köpekler.
Adamdan bağımsız söylüyorum izleyince öğrencilerin tavırlarından tiksindim ya.. 20 yaşında, her konuda fikir sahibi, kendinden emin, çok önemli olduğunu zanneden dalyarak sürüsü vibeı veriyorlar..
Kitle nefretini yalanlarla körükleyen, kabile tipi infazlarla yargısız hukuk dağıtan, dalga geçen, normalleştiren herkes bunun sorumlusu. Sosyal medya yasası bir işe yarıyorsa bununla ilgilensin. hepsinin yargılanması lazım. Olaya bak.
Diamond mantığında bir önermenin ilk öncülü:
“Kusursuzluk bir kusurdur.”
Yani, “A, A olmayandır.”
Çelişmezlik ilkesini sikip attınız Diamond bey teşekkür ederiz, sizi Aristoteles organon külliyatıyla uğurluyoruz.
Üstüne bir de alkış tutuyoruz bağış yaptıkları için. Burada çoğumuzun cebinde para kalmadı verirken, o adam 1 milyar veriyorsa bin katı kasasında duruyor. Gerçekten bu alıklığa katlanamıyorum ben.
Ü.Özdağ çoğunluğun medya okur-yazarlığı hakkında hiçbir fikri olmadığını biliyor. Çevresine topladığı 30 iqluları yalan ya da içeriği çarptırılmış haberlerle gazlayarak iğrenç bir insani faciaya sebep oluyor. Hukuki bir yaptırımı nasıl olmaz aklım almıyor.
Bunu nasıl sindirebiliriz ya, 3 çocuğu olan bir adamın hem kendi hem ailesinin hayatı yok yere, saniyelik bir durumla karartıldı. Bunu hangi ceza telafi edebilir, insan aklını kaybeder.
2 genç kız, 2 kişinin kendilerini takip ettiğini söyleyerek pastanede çalışan Engin Taş’tan yardım istedi.
Magandalar, kendilerini uyaran 3 çocuk babası Engin Taş'ı boynundan bıçaklayarak öldürdü.
Senelerce çocuğu olsun diye uğraşan, 5 ay önce muradına eren ve benden 2-3 yaş büyük bir komşu abimizin ani ölüm haberini aldım. Kutsal Kitap’ın şu sözünden başka ne denir bilmiyorum: “Her şey boş, diyor Vaiz, bomboş bomboş!”
Lisanstayken bir süre garsonluk yapmıştım. Allah affetsin masaları dolaşırken ikili ilişkilerdeki sohbetlere çok kez denk gelip kulak kabartmıştım. Bu sohbetlerde en dikkat çeken şey şuydu: Erkekler yersiz bir özgüvenle her konuda otorite gibi çok ama boş konuşurdu. Sad but true.
Bir daha Batılı yüksek insani değerlerden bahseden olursa, gözleri önünde bir halkı kitlesel açlığa mahkum eden, yerleşim yerlerini bombalayan bir rejime desteklerini ilettikleri bugünleri unutmayın. Bunlar yeni şeyler değil ama tarih bize hikaye gibi gelir, şimdi hepsinin
Mavi Marmara şehidinin çocuklarının da bulunduğu Filistin protestosunu eleştirmek için protestoya katılanların tüm geçmiş tivitlerini stalklayarak toplumca makbul olmayan görüşlerini araştırmak ne düzey bir iktidar yalakalığıdır ya
“Hangi sabah, kendimi ahireti kazanmak için gerçek bir özlemle dolu bulduysam, akşam olduğunda, birçok dünyevi arzuların hücumundan dolayı bu özlemin azalıp yok olduğunu gördüm” diyor Gazali. Ben de öyle üstad.