Adı: Gel gel(öyle alıştı)
Soyadı: -
Yaş: 27 gün 5 saat
IQ: yemek ve suyu seçebiliyor.
Mental: kendini kutup tilkisi sanıp toprağa kafa atıyor
Fiziksel: olmasın gerektiği gibi yumuş yumuş
Lisede kafam biraz karışıkmış. Olması gerektiği gibi. Kitaplığımın bir kısmını köye taşımıştım liseden sonra. Dağınıklığıyla duruyor. Arada gelince bakıp yavaş yavaş düzeltmek çok güzel.
Opeth Closure ilk defa otobüste dinlemiştim. Galiba ilk Opeth’i otobüste dinledim. Şarkı çat diye bitiyor ve bunu bilmediğim için makine bozuk ya da eksik yüklemişler diye düşünüp eve gidene kadar şarkının kalanını merak ettim, ettiğimle kaldım :)
Bir şeylerin yolunda gitmemesine ömrüm boyunca o kadar alışmışım ki, her şey güzel giderken bile bi bokluk olacak ve dünyam alt üst olacak diye elimdekine de bağlanamıyorum.
Sıcaktan uyuyamadık. Yetmezmiş gibi apartman boşluğunda yankılanan fön makinesi sesi ve dün gece nasıl seviştiklerini birbirine bağır çağar anlatan komşularımın sesini dinliyorum. Saat 3. Sabah 3. Davar sürüsü bunlar. Hangi bina olduğunu da kestiremiyorum ki.. 4 apartman var
Lisede bu fotoğrafın öyküsünü yazar mısınız köşesini aylarca takip edip yazmıştım. Her ay yeni sayı en büyük heyecanımdı.Galiba 2011’de tüyap fuarından bütün sayıları arşivlik almıştım. Sonra ev değiştirdikçe yeni sahiplerine gittiler.Ben de zamanla edebiyattan uzaklaştım zaten.
Herkesin tarikati kendine denebilir :) bir topluluğa ait olma ve uyum hissi (genel olarak) çok hafife alınıyor. Şeyh cenazesi için Türkiye’nin öbür ucuna gitmekle Atina’ya konsere gitmek bence bu yüzden bağlantılı.
Coldplay son yıllarda bir müzik grubundan çok bir ürün, instagram objesi haline geldi. Hayatta konser biletine para vermeyen arkadaşlarımın kalkıp Atina’ya gittiğini hayretle gözlemliyorum. Bir konserden çok Kapadokya’ya gidip balonları çekmek gibi bir “deneyim” oldu Coldplay.
Lisansta bir arkadaşım bana sürekli okuduğum kitapların içeriğini soruyordu, konusunu anlattırıyordu. Ben de merak ediyor diye uzun uzun anlatıyordum. Sen de okumak ister misin vereyim sana dedim bir gün. “Yok ben kızlarla konuşurken anlatıyorum bunları yeter bana” demişti
akşam üstü veznecilerden dönüyorum eminönünden vapura binip eve gidicem. sirkecide bir anda indim tramvaydan, hayyam coşkun ustaya gittim ucuz bi makine aldım. o akşamın fotoğrafları. çok güzel fotolar çektim ama hiçbiri bunlar kadar heyecanlandırmadı
@waldagan1
and Armenian people can come and live wherever they want in Turkiye. I grow up with people who have different background. Including Jews and Armenian. You live with your misconceptions in your head
@b_hvrd
@Casey
Really Brandon!!! They just killed children in hospital. They’ve been colonising Palestine for years. Unbelievable man. Didn’t know you’re heartless.
Uzun uzun veda ediyorum. Bol dereotlu bakla vardı akşam yemekte. Biraz süzme yoğurt. Balkon kapısını da ardına kadar açtık. Ayva yapraklarının hışırtısı çoğaldıkça çoğaldı, bahçeden balkona taştı. Sofrada herkes önüne bakıyor. Vedalar uç uca ekleniyor.
Halam yazın taze fasülye konservesi yapıp göndermişti. Ayıptır söylemesi yanına pilav yapıp bir güzel yedim. Halamla muhattap olmak istediğim max seviye bu. Sorry hala ama ne zaman evleneceğimin derdine düştüğün sürece böyle..
Galiba 2013’te Sakarya’da pasajları dolaşırken bir radyo tamircisinin önünde geçtim. Ama duvarda asılı plaklar çarptı gözüme. Justice albümü parlıyordu. 30 liraya bırakmıştı adam bana. O zaman haftalığım 50 lira, liseye gidiyorum. İlk ve tek plağım öylece duruyor evde :)