![Köklü Değişim Kadın Kolları Profile](https://pbs.twimg.com/profile_images/1577963815920099331/76J3p8pD_x96.jpg)
Köklü Değişim Kadın Kolları
@kdkadin
Followers
5K
Following
395
Statuses
7K
Salih amelde bulunarak Allah'a davet eden ve ben müslümanım diyenden kim daha güzel sözlü olabilir? (Fussilet 33)
Joined April 2016
Köklü Değişim Kadın Kollarından İHH Çubuk Temsilciliği'ne Ziyaret! Ankara'da birçok semtte şubesi bulunan Köklü Değişim Dergisi'nin Çubuk'ta da temsilciliğinin açılacak olması hasebiyle İHH Kadın Kollarına ziyarette bulunup açılışımıza davet ettik. Karşılıklı olarak Ümmet için yapılan ve yapılması planlanan çalışmalardan bahsedip güzel bir muhabbet gerçekleştirdik. Samimi ev sahipliği için Fatma Ateş Hanımefendi'ye ve kardeşi Sümeyye Hanım'a teşekkür ediyor, çalışmalarımızın bereketlenmesini Yüce Rabbimden niyaz ediyoruz. #ElonMusk
#cbdenmebe68bin
#sondakikahaber
#Trump
0
21
50
“KÜSTAH” TRUMP 📌 Kendisini ve ABD’yi dünyanın sahibi gibi gören Trump, Amerika’nın “Gazze’ye sahip olacağını” ve Gazze’yi etrafındaki diğer zengin Arap ülkeleri aracılığıyla inşa edeceğini belirterek “Gazze’yi satın almaya ve sahiplenmeye kararlıyım” şeklinde konuştu. 📌 Gazze halkının zorla yerlerinden edilmesi uluslararası hukuka göre savaş suçlarından sayılmaktadır. 📌 Şüphesiz Trump’ın yaptığı bu küstahça ve pervasızca açıklamalar meydanı boş bulmasından ve ona haddini bildirecek bir Halife’nin olmamasından kaynaklanıyor. Fatma ÇALIŞKAN GENCER #zelena
#ElonMusk
#SONDAKİKA #sondakikahaberleri
#TrumpgetoutofGaza
#GazzeSatılıkDegil
0
32
52
Değerli Yorum ve Görüşlerinizi Bekliyoruz Trump Gazze’yi neden istiyor? #karyağışı #kartatili
#UzakŞehir #SONDAKİKA
2
22
48
Uygurlar da Bu Ümmetin Hayırlı Evlatlarıdır, Onları da Unutmayın Çin’de kadınlar, Kur’an’dan ayetler okudukları için yıllarca hapis cezasına çarptırılıyor. Oysa bu, her insanın doğuştan sahip olduğu, yasalarla korunmuş bir haktır. Ne var ki bu yasalar, İslam ve Müslümanlara yönelik saldırılar dışında nadiren uygulanmaktadır. Müslüman erkekler de gözaltına alınıyorlar ve kaçtıkları cehenneme zorla geri gönderiliyorlar. Tüm dünyanın gözü önünde gerçekleşen bu olay karşısında, dini ibadet haklarına yönelik bu açık ihlale kimse ses çıkarmıyor. Halbuki Suriye’de mücahitlerin halka uzun yıllar zulmeden rejimi devirmesinin ardından, Batılı hükümetlerin küçük etnik grupların haklarını savunmak için nasıl harekete geçtiğine tanık olduk. Uygur Müslümanları, ümmetin diğer fertleri gibi, Müslümanlara ait bir devlet kurulmadıkça ve onları savunacak bir güç ortaya çıkmadıkça, zalimlerin sofralarında yetim muamelesi görmeye devam edecektir. Bilal’in (r.a.) yürekten gelen “Ahad! Ahad!” (Allah tektir!) nidası, Ümeyye bin Halef’in elindeki kırbacı durduramadı. Ancak o kırbacı kıran, Akabe’de verilen sadakat sözü, Bedir’in gökyüzüne yükselen tekbirleri ve İslam’ın sancağını taşıyan mücahitlerin kılıçları oldu. Bu ümmetin ödediği bedeller, döktüğü gözyaşları ve zalimlerin ona reva gördüğü her zulüm, yüce İslam’ın kulesi olan Raşidi Hilafetin kurulması yolunu aydınlatan bir ışık, zalimleri yakan bir ateş olacak ve kıyamet gününe kadar üzerlerine lanet yağdıracaktır. وَيَقُولُونَ مَتَى هُوَ قُلْ عَسَى أَن يَكُونَ قَرِيباً“Ne zamanmış o?” diyecekler. De ki: “Yakın olsa gerek!” [İsra 51] #CumamızMubarekOlsun #CumaHutbesi
#altın #SONDAKİKA #ElonMusk
0
42
73
Halkın Sağlık Sektörüne Güveni Kalmadı! Geçtiğimiz günlerde Adana’da dünyaya gelen bir bebekten topuk kanı alınmasına ailesi izin vermeyince Aile Bakanlığı devreye girdi ve aileye karşı dava açtı. Açılan dava sonucunda 2,5 aylık bebeğe kayyum atandı. Evet yanlış okumadınız. Bildiğiniz kayyum atandı. Kayyum, başkasına ait bir işi görmek veya bir malı idare etmek için tayin edilen kimsedir. Kanunen kayyum atanırken iş veya mal sahibinin rızasına bakılmaz. Fakat bahsettiğimiz ne bir mal ne de bir iştir. Bir bebekten, bir ailenin can paresinden bahsediyoruz. Bugüne kadar çok şeyler gördük ve işittik. Yeni doğan çetesinin katliamlarını duyduk, şimdi de yeni doğan bebeğe kayyum atandığını duyduk. Bu kadar yaşanan şeyden sonra insanların kendilerini ve çocuklarını güvende hissetmemeleri doğal değil mi? Üstelik yeni doğan sonrası yapılan uygulamalar ve aşılarla alakalı o kadar çok şaibe var ki bir ailenin bunlardan uzak durması, çocuğunu bunların yan etkilerinden korumaya çalışması gayet doğal bir durum. Türkiye, Dünya Sağlık Örgütüne üye bir ülke. Dünya Sağlık Örgütünün belirlemiş olduğu standartlara, aldığı kararlara uymak zorunda. Pandemi ile birlikte DSÖ tartışmalı bir kurum haline geldi. Nitekim ABD, DSÖ üyeliğinden çıktı. Böylesine güvensiz bir kurumun dayatmalarını halka uygulamak halkın sağlığını ve gelecek nesillerimizi tehlikeye atacağı aşikâr bir durum. Böyle olmasına rağmen DSÖ’nün belirlediği aşıların uygulanmaya devam etmesi, aşı vurdurmak istemeyenlerin cezalandırılması halk sağlığı için değil kapitalist sistem için çalışıldığını göstermektedir. Türkiye, kendi sağlık standartlarını belirlemek zorundadır. Çocuklara uygulanan aşıların etkilerini ve yan etkilerini kendi kriterleriyle belirlemek ve gerçekten elzem olan aşıların yapılmasını halkı doğru bilgilerle ikna ederek gerçekleştirmeli. Gereksiz aşıların yapılmasının da önüne geçmelidir. Daha da önemlisi şayet bebeğin geleceğini düşünüyorsanız; alkolik, madde bağımlısı anne babaların çocuklarının geleceğini düşünün. Çocuklara verdiğiniz eğitimi gözden geçirin. Verdiğiniz eğitim sistemi ile nasıl bir nesil yetiştirdiğinizi kontrol edin. SMA hastası çocukların ailelerine manevi destek verin, çocuklarının ilaçlarını ücretsiz verin, bakımlarını üstlenin. Maddi durumu kötü olan, çocuklarına üst baş alamayan ailelere yardım edin. Soğuk havaya rağmen küçücük yaşta mendil satmak zorunda olan çocuklara yardım edin. Fakat evladını düşünen, onun için en doğru kararı verebilecek ailelerden ellerinizi çekin! Sümeyye AVCI #karyağışı #Ankara Murat Kurum #Trump
0
45
89
KÖKLÜ DEĞİŞİM KADIN KOLLARI İSTANBUL, “RİSALET’İN İZİNDE DEĞİŞİM” BAŞLIĞI ALTINDA BİR PANEL DÜZENLEDİ. Moderatörlüğünü sayın Kübra Duman’ın yaptığı panele, Köklü Değişim Kadın Kolları yazarlarından Esma Gül Yağmur ve Gamze Gürsoy konuk oldular. Moderatör Kübra Duman, giriş konuşmasında Türkiye dahil İslam dünyasının şu an her yerde akıl almaz bir zulümle karşı karşıya olduğunu belirtti. Bu manzaralar karşısında “Değişim” istemenin sadece bir tercih meselesi olamayacağını, hatta her Müslümanın üzerine farz olduğunu söyledi. Ardından Esma Gül Yağmur daveti taşımanın önemini şer’i deliller üzerinden anlattı. Rasulullah (sav)’in bu yolu, Mü’minlere adım adım takip etmek üzere bağlayıcı, değişmez bir yol, yani davetin metodu olarak bıraktığını açıkladı. Gamze Gürsoy, bugün Müslümanların tüm sorunlarının tek bir soruda toplandığını söyledi. Bu soru da, “Sizin lideriniz kim?”. İnsanoğlu fıtratı gereği, hem fertler olarak hem toplum olarak birisinin liderliğine muhtaçtır. Ancak sahih liderlik, herkesin anladığı gibi “karizmatik bir kişi” değildir diyerek ayet ve hadislerle gerçek liderliğin “fikrî liderlik” olduğunu açıkladı. Yeryüzüne gelmiş geçmiş en karizmatik şahsiyet hiç şüphesiz Allah’ın Rasulü Muhammed (sav)’dir. Bunu o dönemki kâfirler de günümüzdeki kâfirler de şüphesiz kabul etmektedirler. Ancak Mü’minler onun kişiliğine bağlanmak yerine onun (sav) getirmiş olduğu mesaja bağlanmakla, itaat etmekle, o mesajın izinden yürümekle mükelleftir dedi. Program konuklardan gelen sorularla ve hasbihal ile sona erdi. #deprem
#SeninYerinCHP Mansur Yavaş'tan #Trump
0
31
83
Tüm Dünyanın Sırtını Döndüğü Filistinli Kadınlar Hilafeti İstiyor Filistinli Kadınlar, Filistin'deki tüm bölgelerde, camilerde, evlerde ve medreselerde, 28 Recep Hilafetin kaldırılışının yıldönümü vesilesiyle toplantılar dersler ve seminerler düzenleyerek Hilafeti anlatıyor. #satılmıs #pazartesi
#pazartesisendromu
#hilafet
0
41
119
Ne Avrupalı Gibi Olabildiniz, Ne de İslam İle Yönetebildiniz! Bolu Kartalkaya Kayak Merkezinde Grand Kartal Otelinde geçtiğimiz günlerde çıkan yangında 78 kişi hayatını kaybetti ve yaralı sayısının 20’den fazla olduğu söyleniyor. Rabbimizden taksiratlarını affetmesini, yaralıların bir an önce şifa bulmalarını ve yakınlarına ise sabırlar diliyoruz. İhmaller neticesinde bu yaşadığımız kaçıncı acı bilmiyoruz. Daha Maraş depremini unutamamışken acımıza bir acı daha eklendi. İtfaiye araçları geç geliyor, alarmlar çalışmıyor, yetkililer birbirlerini suçluyorlar ve böyle bir otele ruhsat verilebiliyor. İnsanların yanarak ölmelerine mi üzülelim, hiçbir şey yaşanmamış gibi kaymaya devam eden bencil insanlara mı üzülelim yoksa vatandaşların yanmış naaşların kızarmış piliç resimlerinin olduğu tıra alınmasına mı üzülelim? Özendiğiniz, kanunlarını aldığınız, onlar gibi olmaya çalıştığınız Avrupa’ya bakın bakalım bu tür ihmaller yaşanabiliyor mu? Yangın söndürme sistemi olmayan bir otele ruhsat verilebiliyor mu? Biz Müslümanız mı diyorsunuz? O halde İslam’a bakın bakalım İslam insana ne kadar değer veriyor, hile yalancılık ve dolandırıcılığı nasıl haram kılıyor, bunu yapanlara nasıl bir ceza veriliyor? Sizler ne özendiğiniz Avrupa gibi olabildiniz ne de İslam’a uyabildiniz. Sizler ikisi arasında kalmış, ikisi arasında sıkışmış kimliğinizi ve karakterinizi kaybetmiş insanlarsınız. Ne Allah korkunuz var ne de insanlarını haklarını gözetmek gibi bir derdiniz var. Güttüğünüz siyaset yerin dibine batsın. Öyle bir batsın ki oradan hiç çıkmasın. Sizler komşusu vefat ettiğinde saygıdan kaç gün televizyon dahi açmayan nesli “bana dokunmayan yılan bin yaşasın” diyen bir nesle dönüştürdünüz. İnsanın neslini bozdunuz. İnsana insan olarak değil maddi bir menfaat olarak baktınız. Her işinizi menfaat üzerine kurdunuz. Tüm sorunların kaynağı sizler ve sizlerin güttüğü siyasettir. Tüm bu sorunların kaynağı içinde bulunmuş olduğunuz laik demokratik düzenin bizatihi kendisidir. Gelin bu Ümmetin 101 senelik hasretine son vererek İslam ile yönetin. #Bolukartalkayafacia
#CumamızMübarekOlsun #CumaHutbesi
0
50
108
Değerli Yorum ve Görüşlerinizi Bekliyoruz İ*srail - H*amas arasında imzalanan ateşkes anlaşmasının şartlarına İ*srail uyacak mı? #bolu
#yangin
#bolukartalkaya
#salı #Ateşkes #GazzeBiziBekliyor
3
23
49
Bolu’da gerçekleşen yangın faciasında hayatını kaybeden kardeşlerimize Allah’tan rahmet, yaralılara acil şifalar diliyoruz #bolukartalkaya
#boluyangın #bolu
#yangin
1
34
59
VAROLUŞSAL TEHDİTE KARŞI AİLEYİ KORUMAK Aile kurumunun öneminin vurgulanması, aile içindeki birlik ve beraberliğin korunması, mevcut riskler karşısında ailenin topyekûn desteklenmesi amacıyla 2025 yılı “Aile Yılı” olarak ilan edildi. Doğurganlık oranlarının düştüğünden, evlenme yaşının yükseldiğinden, boşanma oranlarının arttığından ve LGBT’nin hedefinin aileyi yok etmek olduğundan bahseden Cumhurbaşkanı Erdoğan; Türkiye’nin genç ve nitelikli nüfus bakımından kan kaybettiğini, varoluşsal tehdide karşı gerekli önlemlerin alınmaması durumunda sadece "nüfus" değil "nüfuz" kaybının da kaçınılmaz olacağının altını çizmiş ve üç çocuk çağrısı yapmıştır. Aynı zamanda evlenecek çiftlere faizsiz kredi desteği ve ailelere çocuk yardımlarının da yapılacağını belirtmiştir. Aileye yönelik tehlikelerin farkında olup aileyi korumak adına çalışmaların yapılması elbette takdir edilmelidir. Ancak bu gayretlerin asıl sebebi ailenin korunması değil genç nüfusun azalmasıdır. Zira kapitalist sistem aileyi değil sisteme katkı sağlayan genç nüfusun (iş gücünün) azalmasını önemsemektedir. Dikkatlice bakıldığında yapılan düzenlemelerin yetersiz olduğu ve aile kurumunu tehdit eden unsurların bertaraf edilmemesi halinde tehlikenin devam edeceği fark edilebilir. Ülkemizdeki asgari ücret ve enflasyon sorunu giderilmeden, kapitalist sistemin getirisi olan haz ve hıza dayalı yaşam biçiminden kurtulmadan, LGBT ve LGBT’nin propagandasını yapan medya içerikleri ortadan kaldırılmadan, cinsiyetsizleştirmeyi dayatan küresel ve sistematik saldırı yok edilmeden aileyi tam manasıyla korumak mümkün olmayacaktır. Aynı şekilde zararlı akımların ve alkol, uyuşturucu gibi bağımlılık yapan maddelerin toplum içerisinde dolaşması engellenmeden de aileyi korumak pek mümkün olmayacaktır. Dolayısıyla “özgürlükler” adı altında her türlü sapkınlıklara ve kötülüğe kapı aralayan, aileyi de hedef tahtasına oturtan sistem kapitalizmin ta kendisidir. Eğer gerçekten ailenin korunması ve güçlendirilmesi isteniyorsa İslâm’a ve İslâmi değerlere geri dönüş yapılması öncelikli hedef olmalıdır. “Ey iman edenler! Sizi, size hayat verecek şeylere çağırdığı zaman, Allah’a ve Rasulü’ne icabet edin.” [Enfal, 24] #ZamGeldi
#ZahideYetişTutuklansın #çarşamba #Ankara
#intihar
2
65
123
Köklü Değişim Kadın Kolları - İstanbul/Esenyurt Temsilciliğinden, "Diriliş Mevsimi Üç Aylar" Konulu Panel Köklü Değişim Kadın Kolları Esenyurt Temsilciliğinin, Avcılar Merkez Ulu Cami Aksev Toplantı Salonu'nda gerçekleştirdiği programın sunuculuğunu Afife kardeşimiz üstlendi. Nazire kardeşimizin Kur'ân-ı Kerîm tilaveti ile başlayan program, Kübra Duman Hanımın sunumu ile devam etti. Kübra Hanım, üç ayların kıymetinden bahsettiği sunumunda, Müslümanların bu kıymetli ayları, Allah'a yaklaşma konusunda paha biçilemez bir kıymette olduğunu, Peygamber Efendimiz ve Sahabelerinin bu rahmet ikliminin gelmesini sabırsızlıkla beklediğini, bizlerin de aynı hasret ve muhabbet ile bu rahmet ve mağfiret aylarını gönülden kucaklayıp her anını dolu dolu yaşamamız ve Rabbimizi razı etmek için azmetmemiz gerektiğini belirtti. Bireysel olarak gayretlerimizin yeterli olmadığını, toplumca hayra ulaşmanın, müslümanlarının hepsinin nazarında, bu kıymetli ayların hakettiği değer ile yaşanması gerektiğini, buna ulaşmanın yolunun ise İslami hayatı yeniden başlatmak için ikinci Raşidi Hilafet Devletini kurmanın hayat memat meselesi olduğunu belirterek sunumunu sonlandırdı. Programımızın son bölümünde Diriliş Mevsimi ve Hilafet isimli tiyatral gösterilerini sahneleyen genç kardeşlerimiz misafirlerimize duygu dolu anlar yaşattı. Programımıza, olumsuz hava koşullarına rağmen, uzak yakın demeden yoğun bir katılımla destek veren değerli STK temsilcileri ve kıymetli misafirlerimizden Rabbimiz razı olsun. #SONDAKİKA #pazartesi
#benzin
0
41
98