Depresyon ciddi bir hastalıktır; şımarıklıktan, zenginlikten, inançsızlıktan, duygusallıktan, hobi eksikliğinden (listeyi uzatabilirsiniz, bunlar benim aklıma gelenler) kaynaklanmaz. Ciddi şekilde tedavi edilmesi gerekir.
Güncel hukuk sisteminde evlilik erkekler için bir eziyete dönmüş durumunda çünkü olası bir boşanmada hayatları bitiyor. Bıktım artık "kadınların haklarını koruyalım ve erkekleri gözetmeyeceğiz" kafasından.
Evrimsel psikolojinin ilişkiler üzerine araştırmalarını okudum okudum okudum ve bir cümleyle özetliyorum: Kadın erkeğin başarısına ve zekasına, erkek ise kadının güzelliğine aşık oluyor.
Bir ayeti hayatıma sokmaya niyet edip çabalayınca Allah rahmetiyle beni sarıyor ve o ayetin güzelliğini hayatımda yaşıyorum. Yemin ederim ki bunu yaşıyorum. Kendinizi bundan mahrum bırakmayın. Allah çok büyük.
Bir kadın alkol alıp milletin önünde soyunduğunda ahlaksız, suçlu, cinsel obje. Erkek alkol alıp soyunduğunda iradesi yerinde değildi, hastaydı.
Kadının videosunu ifşalarken, kadın orospu olurken erkeğin videosunu silelim, koruyalım.
Sırf erkekleri de kadınlarla beraber gözetelim dedim diye yemediğim linç kalmamış; boşanmamı dileyenler, ülkemden kovanlar, çocuğumun şiddet görmesini isteyenler...
Diyecek bir şey yok, sosyal medya böyle bir yer...
Verdiğiniz iyi şeyler kendinizedir. Aslında Allah'ın rızasını elde etmek için verirsiniz. Yaptığınız her türlü iyilik, haksızlığa uğratılmaksızın size ödenir.
(Bakara, 272)
💙🌿
Öğrenilmiş Çaresizliği ben de yaşıyorum. Çabaladıkça kapılar üzerime kapanıyor, pes ediyorum ve umutsuzluğa düşüyorum. Oysa, bizim içimizde Öğrenilmiş Umudu yaşatmamız gerek. Elimden tutan ayet: "Sapıtmışlardan başka kim ümit keser Rabbin rahmetinden!" (15, 56).
Evlilik ve aile kavramının ortadan kalkacağına inanmıyorum. Güvenli bağlanma temel ihtiyaç.
Dinlerin yerini değil ama deizmin ve ateizmin yerini mistik felsefeler ve astroloji almaya başladı bile. İnsanın bir yerden anlam bulması gerekiyor çünkü.
Çok değil en fazla 150-200 yıl sonra..
• Evlilik ve aile kavramları ortadan kalkacak
• Dinlerin yerini mistik felsefeler ve astroloji alacak
• Devletlerin yerini teknoloji şirketleri alacak
..ve insanlık, kendini yok etmeden önce en ilkel haline geri dönecek.
Allah'ı bırakıp da bize faydası da zararı da olmayan şeylere mi yalvaralım? Allah bizi doğru yola ilettikten sonra, ökçelerimiz üzerinde gerisin geri mi dönelim? Doğru yol ancak Allah'ın gösterdiği yoldur. Ve biz Alemlerin Rabb'ine teslim olmakla emrolunduk.
(6,71).
Bir klinik psikolog olarak bu konuda açıklama yapma sorumluluğu benim de üzerimde, Enis düşüncelerimi tam anlamıyla açıklamış.
Ek: Bu ülkede baş örtülü kadın kardeşlerim yeterince travma yaşadı. Bunu iyileştirmek için adım atmak gerekirken bu söylemler terbiyesizlik, ayıp, yazık!
Üstün Dökmen hocanın yaptığı ayrımcılık bence genel etiğe uymuyor. Ama dediğini biraz analiz edelim. Ana argümanı şu: "Başörtüsü dini simgedir. Danışan müslümansa sempati, değilse antipati oluşturur. Bu da empatiye engeldir." Bu argüman makul mu?
Çok değerli bir terapist eğitimindeyim, defterime aldığım bir not: İlahi dinlerin ideal insan tanımı ve bizim terapist olarak kendimizde ve danışanlarımızda parlatmaya çalıştığımız "sağlıklı yetişkin varlık hali" örtüşüyor.
Evlilik teklifini sadece erkeklerin etmesine karşıyım. Nereden geliyor bu adet? Yüksek ihtimal evlenme teklifini ben yaparım. Büyük şovlara da karşıyım.
Kaçış izlemeye başladık, sardı. Kötü adamın isminin Ebu Zalim olmasına güldük. Engin Akyürek komşum, gördüğüm yerde tebrik edeceğim. Senaryosu da ona aitmiş.
Başörtülü kadınların maruz kaldığı zorbalığı birinci ağızdan seanslarda dinlediğim oluyor, hayretler içinde kalıyorum. Çok üzgünüm. Travma çalışması yapıyoruz. Kadınlar özgürce istediği gibi giyinebilir, buna kimse karışamaz.
Bir danışanım seansta hiç beklemediğim bir anda İnşirah suresinin kendisini nasıl rahatlattığından bahsetti: "Biz senin göğsünü açıp genişletmedik mi? Her zorlukla beraber bir kolaylık vardır"
Anlık danışan koltuğuna ben geçmiş oldum. Ne yalan söyleyeyim, çok iyi geldi.
Bu toprakların ortak değerlerinden biri de darda kalanın kendisinden yardım istediği, sıkışan kulun yardımına koşan Hızır’dır. Hızır aşkına tutulan oruçlar Hakk katında kabul, niyetler gerçek olsun.
Herhangi bir şey ve Tanrı arasında bir seçim yapmam gerekirse ben hep Tanrı'yı seçerim. Var olma ilkem bu. Bunun verdiği özgürlüğü ve huzuru yaşayan bilir. Şaşırmayayım.
Eftunla dertleştiğimiz bir gün bana; Allah senin için çok daha güzelini vadederken neden daha azıyla yetinesin ki, demişti. O kadar doğru ki hala aklımda. İşte zor zamanlarda birbirine hakkı ve sabrı tavsiye eden dostlar çok ama çok kıymetli.
Dini inanç intihar karşısında ciddi tutucu bir güç, bir kaynak olabilir. Ancak tedavi yapılmadığı sürece bu kaynak da yetersiz kalabilir.
#birbaskad
ır da bu muazzam şekilde anlatılan konulardan biri.
Göklerin ve yerin yaradılışı hakkında düşünürler: "Rabb'imiz! Sen, bunu boşuna yaratmadın, Seni her türlü noksanlıktan tenzih ederiz. Bizi ateşin azabından koru."
(3, 191)
Kendime iyilik ister gibi ne çok kere kötülük istemişim hem de ısrarla, inatla. Böyle böyle öğreniyorum büyük resmi görene güvenmeyi. Allah çok büyük, çok şefkatli. İyi ki.
Bana kalırsa evlilik, romantik ilişki kurmaktan daha farklı. Evlilik kararı alırken üzerine düşünülmesi gereken zor sorular var. Hastalıkta sağlıkta yanında olacağım sözü verirken "hastalık" kısmını yeterince düşünüyor muyuz?
Bugün az biraz iyi bir insan olabildiysem Allah'ın dediklerini yapmaya çalıştığım için. Bende sevdiğiniz tüm özelliklere Allah dediği için sahibim. Asıl O'nu sevelim.
Ne kadar çok insan temel düzey istatistik ve matematik bilmiyor hayretler içerisindeyim. Adam günlerdir korelasyon diyor ama millet ne olduğunu bilmiyor. Yüzdeden bahsediyor, anlamıyorlar. Sabır sınavı vallahi.
Ahmet Ümit HER yeni kitap çıkardığında evde dönen diyalog:
Babam: Ahmet Ümit'in yeni kitabını sen mi aldın?
Ben: Evet, okuyorum.
Babam: Ben başlayacağım şimdi.
Ben: Hayır.
@gizemsurenkok
Hayatının nasıl gittiğini merak etmemeye, yakın ve iletişimde olmak istememeye ve fiziksel olarak çekici değil itici bulmaya başladığımda artık aşık olmadığımı fark ettim.
Yıl sonu yaklaşırken, geçen yılda Allah'ın ayetlerini hayatımıza ne kadar alabildiğimizle ilgili bir oyun oynayacağız. Bir kutunun içine çeşitli ayetleri atacağım, çeken kişi ayetle ilgili öz değerlendirmesini yapacak. Çok heyecan!
Enis'i biraz takip eden onun sürekli kadına şiddet meselesini konuştuğunu bilir. Arttırıyorum; kadına ŞİDDET meselesini camiada bangır bangır konuşan tek müslüman erkek olabilir. Bize bunlarla gelmeyin.
18 yaşımdan beri araba kullanıyorum, şoförlüğüme güvenirim. Dün park halinden yola çıkmaya hazırlanırken hanzonun biri sırf kadın olduğum için "Gaza basmazsan gitmez bu araba bayan" diye bağırdı.
Bak bak erkek zekasına bak, heyt be.
Bugün sabah kuzenimle Belgrad Ormanında 6km yürüdük. Yürürken de defalarca ağaçlara, göğe bakıp yürüyebildiğimiz için şükrettik. Akşamına Merve'nin bu paylaşımını gördüm. Bir tek bana mı anlamlı geliyor?
Evlenmek, doğru eşi bulduysanız bu hayattaki en güzel şeylerden biri bence. Çocuk sahibi olmak da öyle. Kadınların okumasını desteklerken bunları karalamak zorunda değilsiniz.
Cemaatler insanın bireyselliğini öldürür. Özgürlüğünü elinden alır. Bunları yaparken de dini kullanır. Kendimizi de çocuklarımızı da bu oluşumlardan koruyalım. Çok fazlalar.
#EnesKara
"Kimseyle alay etme, asla kimseyi küçük düşürme, kalbinin en ücra köşesinde bile yapma bunu. İnsan yaşamı alaya alınamayacak kadar hüzünlü ve ciddidir." Fernando Pessoa 🧡
Arkadan çekiştirenlerin, kaş göz hareketiyle alay edenlerin vay haline! (104,1) 💙
Anne babası tarafından sevilmeyen çocuğun zihni, bu duruma bir açıklama arar; çocuk için bu durumun kendisiyle ilgili olduğunu düşünmek durumun ailesiyle ilgili olduğunu düşünmekten daha kolaydır. Kusurluluk şeması böyle oluşur; "ben sevilmiyorum çünkü kusurluyum" açıklamasıyla.
Dönüp dolaşıp kendine zarar veren bir danışanıma: Hayatınız boyunca dikenli yoldan yürümeniz öğretilmiş, ayaklarınız yara bere içinde kalmış. Bugün ben size diyorum ki yanda dikensiz, çiçekli bir yol var. Size alışık olduğunuz dikenli yoldan gitmek daha güvenli gelir.
Bugün caminin önünde cuma namazı saati arabalar şerit üzerinde park halinde araba bırakmışlar. Karşıdan gelen arabaları göremediğim için tehlikeli bir manevra yapmak zorunda kaldım. Bu bir müslümana yakışır bir hareket mi? Hala sinirim geçmedi.
Terapinin maddi olarak ulaşılabilir olmamasından kaynaklı sıkıntı yaşayan kişiler için belli bir kontenjanda uygun ücretli terapi hizmeti sağlayacağız. İlgilenenler Dm'den bana ulaşşın lütfen.
Geri dönüş yapmazsam kota dolmuştur, sevgiler🌸
Kişi başkaları tarafından sevilemeyeceğine inanıyorsa (kusurluluk şeması) gider bin tane onu hakkıyla sevecek kişi varken duygusallıktan yoksun partneri bulur ve seçer. Biz buna şema kimyası diyoruz.
Cinselliğin tabu olması vajinismus başta olmak üzere bir çok cinsel soruna yol açıyor ve dindar insanlarda bu sorunlar çok daha fazla. Cinsellik romantik partnerler arasında olmazsa olmazdır. Bu konuda bol bol konuşmak ve yazmak zorundayız.
Umutsuzluğa düştüğüm zamanlarda, mutsuzken Hasan hocamın profiline girer yazdıklarını okurdum, yeni bir şey paylaşmışsa mutlu olurdum. Büyük kaynaktı benim için. "HAYAT" dolardım. Dün yine okudum ama çok eskilere inemedim, çünkü artık ilerisi için saklamam gerek...
Benim sorumsa şuydu, diyor Viktor Frankl: "Bütün bu acıların, çevremizdeki bunca ölümün bir anlamı var mı? Çünkü eğer yoksa hayatta kalmanın kesinlikle bir anlamı yok! Çünkü anlamı böyle bir rastlantıya bağlı bir yaşam, nihai anlamda yaşanmaya değmez."
Bugün geçirdiğim bir krizi çözmek için 2 dakikam vardı. Tam o an çok çaresizdim: "Allah'ım lütfen bana yardım et lütfen lütfen, nolur nolur". Derin bir nefes aldım, kriz halloldu sayılır. Her şey yolunda.
Hepimizin oluyor değil mi böyle anları?
Duygularla hemhal olduğumuzda, hiç geçmeyecek yanılgısına kapılabiliyoruz. Bu çok anlaşılır. Oysa, geçicilik bu hayatın en büyük gerçeği. Acınız da kaygınız da korkunuz da geçici dostlar.
Such a shame! The place you called "touristic" is our home. Taksim square is the heart of İstanbul, each citizen spends time there.
Turkish people have losses and injuries. This rhetoric is inhumane.
Sevgili ebeveynler, tam da bunun için çocuklarınıza küçük yaştan itibaren psikolojik dayanıklılık becerisi kazandırın. Bırakın işler her zaman istedikleri gibi gitmesin. Onların çözüm becerilerine güvenin. Hayatın acısını tatlısını öğrensinler, hayatla gerçekçi ilişki kursunlar.
Psikolojik dayanıklılık aşının bizi hastalıklardan koruması gibi mental sağlığımız üzerinde bir kalkan görevi görüyor. Hayat önümüze hangi sorunu çıkarırsa çıkarsın psikolojik dayanıklılık sayesinde bir hacıyatmaz gibi düştüğümüz an ayağa kalkabilme gücünü kendimizde buluyoruz.
Bu rezil olay vesilesiyle camilerde kadınların kadınlara yaptığı zorbalıktan da bahsetmek gerekiyor. Ben camileri gezmeyi ve orada ibadet etmeyi seven bir insandım, nefret ettirdiniz.
Ben mucizelere inanırım; çünkü mucizeleri gerçekleştirecek bir gücün varlığına inanıyorum. En karanlık zamanlarımda bile tünelin ucundaki ışığı bugüne kadar hep gördüm. Umutsuzluğu kendime yakıştırmam, siz de yakıştırmayın😊💫
Bu ve vb. söylemler (zira önüme çok düştü) kadınlara yapılan bir şiddettir. Şekilcilik ile yapılan her türlü yüceltme ve dolayısıyla aşağılamanın karşısındayız.
Sosyal medyada mesleğimle ilgili gördüğüm bir furya var. Bu benim için çok rahatsız edici bir hal almaya başladı. Bu furyaya kapılan meslektaşlarımın birbirine benzemeye başladığını ve insanları psikoloji bilimiyle ilgili yanlış yönlendirdiğini düşünüyorum. 👇
Bugün terapistim, utanç duygusunun ölüme en yakın duygu olduğunu söyledi. "Utançtan yerin dibine girdim" diyoruz; öldüğümüzde de toprağın altına giriyoruz, diye ekledi. Hiç buradan bakmamıştım, çok hoşuma gitti.