![İçsel Analiz Profile](https://pbs.twimg.com/profile_images/1869126896325197824/K6T6uQBB_x96.jpg)
İçsel Analiz
@icselanalist
Followers
29K
Following
10K
Statuses
4K
İçsel Analiz; yurtdışı borsalarına dair gözden kaçan önemli içgörüleri derleyen bir araştırma sayfasıdır. 📩 [email protected]
Ydışı hisselerini tanıyın →
Joined September 2019
1971'den bu yana ABD hisseleriyle aynı getiriyi sağlayan ama daha az risk içeren bir varlık var. Hepimiz maksimum getiri için hisselere yöneliyoruz. Risk yönetimi içinde dövize güveniyoruz. Lakin hem getiri hem de risk yönetimi için ideal bir üçüncü seçeneği çok konuşmuyoruz. Alıntı tweetteki midas'ın görseli bu yüzden çok önemli. 2025 için genel momentum Altın'a yüksek oranda kaymaya başladı. Derin bir içsel analizle, portföylerimizin stratejik rezervi olarak Altın'ı konuşalım. 5 argüman ile neden portföyümüzde hisselerin yanında altını da belli bir oranda bulundurmamız gerektiğine bakalım. --- İlk argümanım: ‣ Değerli bir maden olmanın ötesinde, stratejik bir varlık olarak altının önemi Modern portföy yönetiminde altın, sadece değerli bir maden değil, stratejik bir yatırım varlığı olarak öne çıkıyor. Bu durum elbette tesadüf değil - altının temel özellikleri ve çeşitli talep kaynakları ona ekonomik hendeğini veriyor. 1971'den bu yana yıllık %8 getiri sağlayan altın, bu performansıyla hisse senetlerine denk, tahvil ve emtialardan ise daha iyi bir performans gösterdi. Üstelik bunu hiçbir kredi riski taşımadan ve karşı taraf riski olmadan başardı. Altının değeri üç temel unsurdan geliyor: 1) Mücevher (%33), 2) Teknoloji (%7) ve 3) Yatırım (%40) talebi. Merkez bankalarının rezerv talebi ise %20'lik bir paya sahip. Bu çeşitlilik, altının hem ekonomik genişleme hem de daralma dönemlerinde değerini koruyabilmesini sağlıyor. En önemlisi ama altın geleneksel varlıklardan farklı davranıyor. Özellikle piyasalarda stres arttığında hisse senetleriyle negatif korelasyonu güçleniyor. 2008 finansal krizi bunun en iyi örneği bilirsiniz zaten - hisse senetleri sert düşerken altın %21 değer kazandı. İkinci argümanım: ‣ Her hedging stratejisi bir efsane olabilir ama altın çoğunlukla farkını kanıtlamış bir varlık Piyasaların belirsizlik dönemlerinde çoğu çeşitlendirme stratejisi başarısız olurken, altının buradaki track record'u daha farklı. Verileri biraz araştırdığımda altının hisse senetleri ve diğer riskli varlıklarla negatif korelasyonun, bu varlıkların değeri düştükçe arttığını görüyorum. Özellikle sistemik risk dönemlerindeki performansı şöyle: - LTCM krizi: Global hisseler %20 düşerken altın pozitif getiri - Dotcom çöküşü: Teknoloji hisseleri %44 değer kaybederken altın yükseliş - 2008 Finansal Krizi: S&P 500 %45 düşerken altın %21 yükseliş - COVID-19 dönemi: Piyasalar çökerken altın dirençli performans Bu performans tabisi tesadüf değil. Risk arttıkça yatırımcılar genellikle "risk-on/risk-off" kararlar alıyor. Bu durumda çoğu varlığın korelasyonu artarken, altın tam tersine negatif korelasyon gösteriyor. Üstelik altının pozitif performansı sadece kriz dönemleriyle sınırlı değil. İyileşme dönemlerinde de kayda değer getiriler sağlayabiliyor. Örneğin dotcom krizi sonrası toparlanma döneminde %167'lik bir getiri elde edildi. Dikkat çekici bir başka nokta, altının volatilite - oynaklık seviyesi. Küresel hisse senedi endeksleri, emtialar ve alternatif yatırımlarla karşılaştırıldığında, altın daha düşük volatilite gösteriyor. Yine işte bu da onu portföy çeşitlendirmesi için ideal bir araç haline getiriyor. Portföye %2.5 ile %10 arasında altın eklenmesi, risk-getiri profilini önemli ölçüde iyileştirebiliyor. Örneğin geleneksel bir portföye %5 altın eklenmesi, istatistiki olarak maksimum kayıp oranını %35.3'ten %33'e düşürebiliyor. Üçüncü argüman: ‣ Sanılanın aksine altın, birçok finansal varlıktan daha likit Altın piyasasının büyüklüğü ve derinliği genelde tahmin edilenden daha fazla. Dünya Altın Konseyi'nin verilerine göre, yatırımcılar ve merkez bankalarının fiziki altın varlıkları yaklaşık 5.1 trilyon dolar (!) değerinde. Buna ek olarak, borsalarda ve tezgah üstü piyasalarda işlem gören türev ürünlerin açık pozisyon değeri 1 trilyon doları buluyor. 2023'te günlük ortalama işlem hacmi 163 milyar dolar seviyesindeydi. Bu hacmin 99 milyar doları tezgah üstü işlemlerden, 62 milyar doları vadeli işlem borsalarından geliyor. Fiziki destekli ETF'ler de günlük 2 milyar dolarlık ek likidite sağlıyor. (Bulabildiğim veriler kadarıyla tabi) Bu rakamlar altını euro/yen paritesi ve Dow Jones Sanayi Endeksi gibi önemli finansal varlıklardan daha likit hale getiriyor. ABD Hazine Bonoları ile benzer likidite seviyesine sahip. En önemlisi işte altının likiditesi kriz dönemlerinde bile kurumaması. Birçok finansal varlığın alıcı bulamadığı 2008 krizi gibi dönemlerde bile altın piyasası işlem yapmaya devam etti. Portföydeki daha az likit varlıklar satılamazken veya yanlış fiyatlanırken, yükümlülükleri karşılamak için altının kullanılabilmesini sağlıyor. Bu da t+1 beklenmesi gereken bir piyasada farklılaşma noktası veriyor bence. E tabi bir de piyasasının küresel yapısı da önemli bir avantaj. Londra, New York, Şanghay, Tokyo gibi merkezlerde 7/24 işlem yapılabiliyor. En büyük kurumsal yatırımcıların bile pozisyonlarını rahatlıkla yönetebilecekleri bir derinlik mevcut. KY için her türlü bir çıkış noktasını her daim sunuyor kısaca. Dördüncü argüman: ‣ Altın eklenmiş portföyler, aynı risk seviyesinde daha yüksek getiri veya aynı getiri için daha düşük risk sunabiliyor. Bu sorunun yanıtı, her yatırımcının risk profiline ve portföy hedeflerine göre değişiyor. Ancak veriler bize yine yol gösterebiliyor. Tipik bir kurumsal portföyü ele alalım: %50 hisse senedi, %40 sabit getirili menkul kıymet ve %10 alternatif yatırım. Hesap kitabını doğru yaparsak böyle bir portföye %2.5 ile %10 arasında altın eklemenin risk-getiri profilini önemli ölçüde iyileştirdiğini gösteriyor. Rakamlarla konuşayım: - Son 20 yılda %5 altın içeren portföy, altın içermeyen portföye göre %0.1 daha yüksek yıllık getiri sağlamış - Volatilite %9.9'dan %9.6'ya düşüyor - Risk-getiri oranı %63.3'ten %66.9'a yükseliyor - En önemlisi, maksimum kayıp (max drawdown deniyor) %35.3'ten %33'e geriliyor Portföydeki risk seviyesi arttıkça optimal altın ağırlığı da artıyor. Örneğin: - Düşük riskli portföyde (Hisse:%35, Kira Sertifikası:%60, Alternatif:%5) optimal altın ağırlığı %5.1 - Orta riskli portföyde (Hisse:%50, Kira Sertifikası:%40, Alternatif:%10) optimal ağırlık %6.6 - Yüksek riskli portföyde (Hisse:%65, Kira Sertifikası:%20, Alternatif:%15) optimal ağırlık %10.1 Tekrar yineliyorum; rakamlar gösteriyor ki altın eklenmiş portföyler, aynı risk seviyesinde daha yüksek getiri veya aynı getiri için daha düşük risk sunabiliyor. Beşinci argümanım: ‣ Her yatırımın riski vardır, altın da bundan muaf değil. Lakin bir farkla. Altının stratejik avantajlarını konuştuk ama her yatırım gibi bunun da riskleri ve zorlukları var. Göz önünde bulundurulması gereken temel konuları atlamak istemem dostlar. En sık dile getirilen eleştiri, altının düzenli nakit akışı sağlamaması. Kira sertifikaları sabit getiri, hisse senetleri temettü öderken, altın için tek kazanç kaynağı fiyat artışı. Ancak bu durum altının en güçlü özelliğinden kaynaklanıyor: Kredi riski veya karşı taraf riski yok. Zaten 1971'den bu yana yıllık %8'lik getirisi de bu eksikliği fazlasıyla telafi ediyor. Fiyat oynaklığı da önemli bir konu. Altın, birçok hisse senedi endeksinden daha az volatil olsa da, bazı yıllar çarpıcı hareketler görebiliyor. Örneğin 2010'da %30'a yakın yükseliş, 2013'te ise %30'a yakın düşüş yaşandı. Ancak burada ilginç bir özellik var: Altının hisse senetleriyle asimetrik korelasyonu. Yani hisseler düştüğünde altın çok daha iyi performans gösteriyor, hisseler yükseldiğinde ise o kadar kötü performans göstermiyor. (Yani, genelde en azından) Özellikle politik ve ekonomik belirsizliklerin arttığı, hisse senedi ve tahvil piyasalarına dair endişelerin yükseldiği mevcut ortamda, altının bu rolünün daha da önem kazanması muhtemel görünüyor. Yani çok uzatmayayım sonuç olarak, burada içsel analizlerle hep hisseleri konuşup pozisyonlanıyoruz ama risk yönetimini iyi yapmamız gerekiyor. Altında bu noktada göze hoş gelen istatistiklere sahip opsiyonlardan en önde geleni. İçsel analiz biter, iyi akşamlar :)
2025, altının yılı mı olacak? Bitcoin’i bir “emtia” olarak değerlendiren Goldman Sachs’ın gerçekleştirdiği ankete katılan yatırımcıların %32’si, altını 2025’te en cazip emtia olarak görüyor.
3
8
79
@Bulls_Traderr Yıllık 28% dolar bazlı getiri düşük değil hocam. Aldığınız riski düşünürsek yani. fon sonuçta. Sp500 20% getirdi. Endeksi yenmiş
0
0
1
Şöyle abi iki nokta var; 1) mag-7 trendi devam etmeyecekse, bu 4 etf teması birbirini çok iyi destekliyor. Riski ve getiriyi dengeliyor. Bu spesifik etfler olmasa bile bu temalar destekleyici birbirlerini. 2) mag-7 tarafındaki trend devam edecekse de, growth quality etf’i buna çok iyi bir exposure sunuyor. Nasdaq’ı yenebilir.
1
0
1
Bu fonların sektör dağılımları stratejiler arasındaki farkı net biçimde ortaya koyuyor. QGRW tam bir teknoloji dominasyonuna sahip. Bilgi teknolojileri, tüketici ürünleri ve iletişim hizmetleri sektörlerinde çift haneli pozisyonlar taşıyor. Özellikle IT tarafında %50'lik ağırlığı, fonun growth karakterini gösterebilir. Buna karşılık DHS tam tersi bir resim çiziyor. QGRW'nin yüksek ağırlık verdiği sektörlerde neredeyse hiç pozisyon taşımıyor. Bu kadar keskin bir ayrışma tesadüf değil - fon bilinçli olarak farklı bir strateji izliyor. İşin ilginç yanı, WTV de DHS kadar düşük değerlemeye sahip olmasına rağmen, sektör dağılımında bu kadar uç noktalara gitmiyor. Bu da bize şunu gösteriyor: Düşük değerlemeli şirketleri bulabilmek için sadece savunmacı sektörlere odaklanmak zorunda değiliz. DGRW ise daha dengeli bir profil çiziyor. Temettü ödeyen şirketlere odaklanması ve dividend-weighting yaklaşımı sayesinde, değerleme çarpanlarının aşırı yükselmesini engelliyor. Aynı zamanda kazanç büyümesi ve kalite faktörlerine de önem verdiği için, Apple ve Microsoft gibi büyüme ve temettüyü birleştiren teknoloji devlerine de yer veriyor. Şirketlerin hissedarlarına para iade etme -veya sermayenin geri dönüşü diyelim- yöntemlerine baktığımızda da önemli farklılıklar görüyoruz. DHS klasik temettü ödemelerine odaklanırken, WTV hisse geri alımlarına ağırlık veriyor.
2
0
20