Bir şeylere sıfırdan başlamak, inşa etmek, emek vermek çok yorucu ama çok da keyifli. Uzun süredir ilmek ilmek işlediğimiz il Giardino’muzu yavaş yavaş açıyoruz. Fethiye’ye yolunuz düşerse bekleriz. (The Bear gibi düşünün ama mutfak İtalyan.)
Kafenin tuvaletine kadınlar için ihtiyaç kutusu koydum. Yorumlar (cinsiyeti tahmin etmek zor değil) bu kutunun kötü bir fikir olduğu, sürekli yağmalanacağı yönündeydi. Kadınlar ise ilk günden beri ellerindeki hijyen ürünleriyle kutuya takviye yapıyor.
Tatil ödevi olarak öğrencilerden 100 Euro bütçe ile herhangi bir Alman marketten alışveriş listesi çıkarmalarını istemiştim. Bir tanesi ödevi hızlı bitirmek için 18 kilo domates almış fakat hala çok parası var.
Ben 17 yaşındayken, boyumun uzunluğuyla yaklaşık 10 dakika dalga geçen bir kadına “Kes artık at ağızlı” dediğimde, insanların elinde olmayan özellikleriyle dalga geçen, korkunç biri olduğum söylenmişti.
Küçük esnaftan işittiğim yersiz azarlarda bugün: “Bir litrelik maden sularından sizde var mı?” diye sorduğumda “Öyle şeyler bizde olmaz git Almanya’da ara onları” cevabı aldım.
Kimse üç tane tamponla dünyayı kurtarmıyor. Ve yine kimse üç tane tamponu o kutudan kötü niyetle almıyor. Benimle benzer noktada olanlar varsa bu minicik dayanışma kibritinden yakabilir.
Kafe açıldığından beri her gün köpeğiyle gelen bir kadın var. Her geldiğinde kadını buraya nasıl da alıştırdığımı düşünüp içten içe gururlanırım. Bugün sohbet ederken “Burası serin diye köpeğim hep buraya gelmek istiyor. Evden çıkınca hemen buraya doğru yürüyor.” dedi.
Kilisedeki metalleri söken beyefendiye rahip üzgün bir şekilde “Are you gonna take the cross?” diye soruyor ve tam o sırada altyazıda “Kavşağı kullanacak mısın?” cümlesi beliriyor.
Karşı komşum bir tane projektör aldı ve her akşam balkonunda film izliyor. Benim de kendisiyle beraber izlediğimden haberi yok. Geçen Shrek izledik. Hala Shrek 2’yi açsın diye bekliyorum. Kendisine bangır bangır Holding Out for a Hero dinleterek manipüle etmeyi bir deneyeceğim.
Bir keresinde beni pek sevmeyen iş arkadaşıma evimi tarif etmeye çalışırken “No worries I’ll just follow the ravens” demişti. Böyle hakaretler hoşuma gidiyor.
Oldukça ilginç bir çocukluk geçirmemin nedenleri:
1- “Seni dövmeye çok üşendiğim için elimi havaya kaldıracağım, sen uzaktan koşup kendine tokat atacaksın” diyen bir abiye sahip olmam
2- Bunu her duyduğumda uzaktan koşup kafamı abimin eline vuracak kadar aptal bir çocuk olmam
Buna inanamıyorum ama 8 yaşında çocuklara siyaset yaptırdığımı düşünenler için birkaç bilgi ekliyorum:
-Çocuklar lise öğrencisi
-Bu öğrencilere matematik değil Almanca öğretiyorum.
-Kelime dağarcığınızı ilerletmek için hedef dili günlük hayata çekmek iyi bir fikir olabilir.
Otobüsün dışındaki bir hanımefendi, akrabası zannederek bana el salladı. Kendini şey hissetmesin diye ben de ona el salladım. Yanlış kişiye el salladığını fark etti. Kendini şey hisseden ben oldum.
Dünya çok karmaşık. Ömrümüz kısa. Sevmediğimiz bir şey yapmak için vaktimiz yok. Güzel yemekler ve güzel insanlar arasında yaşamak mutluluk verir. Bir süre görmeyince daha da değerini anladım. Ben tekrar en sevdiğim yerde kalmaya karar verdim. Selam Türkiye, selam arkadaşlar.
Öğrencilerle konuşurken ağzımdan küfür kaçar endişesiyle günlük hayatta kullandığım dile dikkat etme kararı almıştım. İpin ucu kaçınca yanlışlıkla Zeki Müren’e döndüm.
Yıllar yıllar sonra ilk kez yatıya gitmişlik hissim yok. Artık evim var. Evdeyim. Bahçemde portakal ağacı da var. Evim var. Evdeyim. Kendimi evde gibi hissediyorum. Evim var.
İş arkadaşlarımdan biri, öğrencilerin rekabeti artsın diye Kahoot’a bizi de davet etti. Gerçek bir sığır olduğum için, diğer öğretmenler yanlış yanıtlar verirken ben yaldır yaldır yarışıp ikinciliğe geldim. Bilerek birinci olmamış gibi davranıyorum.
Kafeye gelen Amerikan bir çift, evlerinin bahçesinde yavru kediler olduğunu söylemişti. Epey uğraşıp ilan hazırlamışlar. Elden ele bir yayalım mı? İlgilenenler benimle iletişime geçebilir.
İngilizce/Almanca özel ders almak gibi bir planınız varsa, Ebru'nun bağış kumbarasına destek olmanız durumunda ben size 2 dili de şahane öğretebilirim. Böylelikle hem yabancı dil öğrenme, hem de sahipsiz hayvanları koruma şansınız olur. Detaylı bilgiyi sorunuz 🙃