bu paylaşımım altında 1000kitap’ta şimdi okuduğum ve gelecekte okuyacağım kitaplardan alıntıladığım kısımları paylaşacağım. bu alıntılarla -istikrarı bozmazsam- kitap alacaklara aracı niteliğinde bir akademik kitap listesi oluşturmayı öngörüyorum.

kitap çekilişlerine ek olarak dizüstü çekilişlerine de katılacağım gibi görünüyor 😬

@bedizci_toruk eyvallah, hocam. bir kere alıp kalitesine göre ömürlük kullanacağımız için fiyatı ne olursa olsun benim için pek bir anlam ifade etmeyecektir. yeter ki iş, o noktaya kadar varsın.

bu tür girişimleri eşe dosta armağanda bulunarak desteklemek gerekiyor. bendeniz yüzük takmayı sevdiğimden şimdilik bunun çıkarılacağı anı sabırsızlıkla bekliyorum. çıksa da yararlansak.

dizüstünün dahili klavyesini tanıtmak için neden harici klavyeye ihtiyaç duyuyorum 😤

400 bin lirayı anlık tatminden öte bir şey yaşatmayacak bu kadına harcamaktansa ihtiyaç sahibi 40 bin öğrenciye tek seferde 10 bin lira bağışlar da allah’ın bu kullarına bir aylığına nefes olurum.

bu tür deryaya damla olan yapıcı ve yararcı çalışmalarda okuyucu ve/veya öğrencilerden azami beklenti içinde olmak, bir süre sonra emeğe hiç gözüyle bakılması, boşluk ve bunalım çıkmazında kalınması, hatta emekçinin kendini değersiz ve önemsiz hissetmesine yol açar. mesela ben dipnotlarda rastladığım yayınları basılı haldelerse alınacaklar listeme ekliyor, yayınevince resmi kampanya yapıldığında ise temin ve istifade ediyorum. muhtemelen diğerleri de benim gibi uygun anın gelmesi, orada kendilerine sunulan tercih ile karar vermeyi bekliyor olabilir. diğer deryaya damla olamayacak, suni gündem ve şahsi çıkarla çıkarılan yayınlar için ise üzgünüm. yok yere kaynak israfı olarak piyasaya sürülüyorlar. bunlara karşı ortak bilinci de azınlık bilinçlilerin yerelden genele farkındalık yaratma ve yayma çalışmalarıyla sağlayabiliriz.

@ebahadirq bu ara sosyal erozyonu körüklemekten öteye gidenlere aydınlığın kolunu oluşturan sanatçı denmiyor 😔

hesabın konseptini fil necati olarak değiştirme fikri, çık kafamdan.

gecenin bünyede bıraktığı bıkkınlık:

sesli yayında birkaç saniye süren boşlukta mikrofona çarpan nefesten tarihte vurdukları damgayı buram buram yaşadık.

tümyad’ın bu paylaşımını görünce aklıma geldi. lisansüstüne başlayabilirsem bir miktar bağış yapacağım diye kendime söz verdim. bu sözü bu ayın üçüncü haftasında yerine getireyim.

ece’nin avrupa hikayeleri eserini okuduktan sonra diğer eserlerini tez zamanda okumama kararı aldım. okursam bu boşluğu kimse dolduramaz.

*yadsımamakla beraber

yayınevleri yayınlarının basım sürecini aktarmadığı sürece neden bu kadar pahalı sattıklarına okuyucularını ikna edemeyecekler gibi görünüyor. zira yanıtlarda bu fiyat kesmez, biraz daha pahalı yapın gibi serzenişlerin önünü anca bu alır gibime geliyor.

bu instagram korkunç bir medya aracı olduğunu, daha önce whatsapp’ta birkaç yol önce birkaç mesaj attığım kişileri bu aracın önerilen kişilerinde görerek hemfikir oldum. bu gidişle güvercinle haberleşeceğiz gibi görünüyor.

kimileri sevdiğinden mesaj gelmesini bekler, gelmediği her an kelimelere dökemediği duygu ve düşünceleri içinden geçirir. bense alacağım kitaplar için kampanya ararken artan fiyatları gördüğüm an artmadan önce bekleyen kendimi yemekle meşgulüm.

bunları okutsan bir dert okutmasan bir dert. geçenlerde bir abim “okuyacak adam, kendini ilkokuldan belli eder. okumayacak adamı ailesinin gazıyla okutmaktansa inşaat ve ziraata amele edeceksin. boş bırakırsan dolu adamı dahi değersiz ve önemsiz ettirir, kendi pespayeliğini pazarlatır” demişti. ilim irfan sahibi adammış vesselam.

bozkurt yayınları’ndan çıkacaksa (ki yanıtlarda öyle gördüm) alınmalık ve eşe dosta dağıtmalık bir yayın olacağı muhakkaktır.