Dune serisinin ilk kitabından 10.000 yıl öncesini, Bene Gesserit topluluğunun kuruluşunu anlatacak Dune: Prophecy isimli diziden gelecek hafta fragman gelmesi bekleniyor. Dizi, Frank Herbert'ın oğlu Brian Herbert'ın yazdığı "Sisterhood of Dune" isimli kitaptan uyarlanıyor.
HBO'nun uzun zamandır yapımda olan Dune: Prophecy isimli dizisinden ilk fragman geldi. Bene Gesserit topluluğunun kuruluşunu anlatacak dizi, Frank Herbert'ın oğlu Brian Herbert'ın yazdığı "Sisterhood of Dune" isimli kitaptan uyarlanıyor.
"Düşünsene Chani. O Prenses, Paul'ün soyadını taşısa da, bir odalık gibi bile yaşayamayacak... evli olduğu adamdan asla sevgi göremeyecek. Oysa biz Chani, biz odalık unvanını taşısak da... tarihe eşler olacak geçeceğiz."
-Lady Jessica
"Muad'Dib'in yaşadığı yeri göz önünde bulundurun: Arrakis gezegenini. Caladan'da doğmuş ve hayatının ilk on beş yılını orada geçirmiş olması sizi yanıltmasın. Dune adıyla bilinen Arrakis gezegeni, sonsuza dek onun vatanıdır."
Muad'Dib'in öylesine çabuk öğrenmesinin sebebi ilk eğitimini öğrenmek üzerine almış olmasıydı. Bu konuda aldığı ilk ders de öğrenebileceğine inanması gerektiğiydi. Pek çok insanın öğrenebileceğine inanmaması, daha da fazlasının ise öğrenmenin zor olduğuna inanması afallatıcıdır.
Paul karanlıkta sessizce oturuyordu; aklında tek bir düşünce vardı: Annem benim düşmanım. Farkında değil, ama öyle. Cihada yol açacak. Beni doğurdu; beni eğitti. O benim düşmanım.
Dune Mesihi filmi resmi olarak onay aldı! Serinin 2.kitabı olan 'Dune Mesihi' kitabından uyarlanacak olan film, Denis Villeneuve'ün planladığı Dune film üçlemesini tamamlamış olacak.
Bir efsaneye göre, Dük Leto Atreides'in öldüğü anda Caladan'daki, atalarından kalma sarayının üstünden bir meteor geçmişti.
-PRENSES IRULAN,
“Muad'Dib'in Çocukluk Tarihi'ne Giriş"
Paul Muad'Dib, Kuşlar Mağarası'nda... Orada ölü gibi yatarken, Yaşam Suyu'nun kendisine ifşa ettiklerini görüyordu; hayat veren zehir sayesinde, varlığı zamanın sınırlarının ötesine geçiyordu. Böylece Lisanü'l Gayb'ın aynı anda hem sağ hem ölü olabileceği kehaneti gerçekleşmişti.
"Beni inceliğinizden çağırmadınız," dedi Chani. "Sizi tanırım Rahibe Ana. Söyleyin, sizin yapamadığınız neyi yapabileceğimi düşünüyorsunuz?" Jessica, öyle cesur, tatlı ve... ahhh, zeki ki, diye düşündü. İyi bir Bene Gesserit olurdu.
Paul uykuya dalarken Chani'nin ona bir çöl şarkısı söylediğini anımsadı.
"Ey ruhum,
Bu gece Cennet'i arama,
Şeyh Hulud adına yemin ederim ki
Gideceksin oraya
Bana sadık kalırsan."
Paul, “İnsan gibi düşünen makineler yapmayacaksın,” diye alıntıladı. Yaşlı kadın, “Butleryan Cihadı’na ve Turuncu Katolik İncili’ne gönderme yaptın,” dedi. “Ama T.K. İncili’nin asıl söylemesi gereken şuydu: ‘İnsan aklını taklit eden makine yapmayacaksın.’
Arrakis gezegeninin isminin Arapça " ar-rāqiṣ" isminden geldiği düşünülüyor. Türkçe'ye çevirirsek "raks eden", "dansçı" anlamına geliyor. Ayrıca, Mu Draconis ("Ejderha takımyıldızı") alternatif olarak Alrakis ("dört nala giden deve", "dansçı") ismiyle de bilinir.
Hoşnutsuzluk bilimi diye bir şey olmalıydı. İnsanlar ruhsal kaslarını geliştirmek için zor zamanlara ve sıkıntılara ihtiyaç duyar.
—PRENSES IRULAN,
“Muad’Dib’in Toplu Özdeyişleri”
Paul babasının sırtına baktı; onun yorgunluğunu boynunun açısından, omuzlarının duruşundan, ağır hareketlerinden anlayabiliyordu. “Yorgunsun sadece, baba.” Dük, “Sahiden yorgunum.” diye katıldı. “Ruhum yoruldu.”
"Bir insanın yaşayabileceği en korkunç aydınlanma anı, babasının da insan olduğunu; etiyle kemiğiyle insan olduğunu keşfettiği andır."
— Muad'Dib'in Toplu Özdeyişleri
Jessica... ''Aziz Augustinus ne demişti?'' diye kendine sordu. "Zihin bedene emredince, beden itaat eder. Ama zihin kendi kendine emredince direnişle karşılaşır."
Paul o an bir şeyi fark etti; eskiden Fremen Naibi olan Stilgar zaman geçtikçe kendini Lisanü'l-Gayb'e adamış bir yaratığa, sürekli huşu duyan itaatkâr birine dönüşmüştü. İnsanı küçülten bir şeydi bu; Paul'e cihadın hayalet rüzgârını hissettiriyordu.
Fremenler Lady Jessica ile karşılaştığında ona "Weirding Woman" demişlerdi.
Bene Gesserit'lerin egzersizlerine "Weirding Way" yani "Sırri Yöntem" dendiğini biliyoruz. Peki 'weirding' ne anlama geliyor?
Kökeni 'wyrd' olan bu kelime Angola-Saksonlarda 'kader' anlamına geliyordu.
"Muad'Dib çölde zekice yaşar. Muad'Dib kendi suyunu yaratır. Muad'Dib güneşten saklanır, gecenin serinliğinde yolculuk eder. Muad'Dib çabuk ürer ve tüm diyara yayılır. Muad'Dib'e 'erkek çocukların öğretmeni' deriz. Hayatını kurmak için güçlü bir temel seçtin..."
Yücelik geçici bir deneyimdir. Asla kalıcı değildir. Kısmen insanoğlunun efsane yaratmaya meyilli hayal gücüne dayanır. Yüceliği deneyimleyen kişi, nasıl bir efsanenin içinde olduğunu anlamalıdır.
-PRENSES IRULAN
“Muad’Dib’in Toplu Özdeyişleri”
İnsan bilinçaltının derinliklerinde, anlamlı ve mantığa uygun bir evrene duyulan ihtiyaç yatar. Ama gerçek evren, mantığın hep bir adım ötesindedir.
- PRENSES IRULAN,
"Muad'Dib'in Toplu Özdeyişleri
O nemli serinlik müthiş bir rahatlık hissi verdi bir an. Sonra Kynes, gezegeni tarafından öldürülürken bir şeyin farkına vardı: babası ve diğer tüm biliminsanları yanılmışlardı… Evrendeki en kalıcı ilkeler, tesadüfler ve hatalardı. Bunu şahinler bile biliyordu.
"Bir çocuğun hayatındaki en korkunç anlardan biri,babasıyla annesinin birbirlerine karşı,kendisinin asla paylaşamayacağı bir sevgi beslediklerini anlamasıdır,"dedi Paul."Bu bir kayıptır;dünyanın içimizde ve dışımızda var olduğunu,dünyada tek başımıza olduğumuzu anladığımız andır"
Paul’e tepeden bakmıştı. “Şunu hafızana kazı, evlat: Dünya dört şeyin üzerinde durur… Bilgelerin ilmi, yücelerin adaleti, haklıların duası, yiğitlerin cesareti. Ama hükmetme sanatını bilen bir hükümdar olmadan... Bunlar hiçbir işe yaramaz. Bunu bağlı olacağın ilim haline getir!”
"Ey
Paul, sen Muad'Dib'sin,
Tüm insanların mehdisi,
Nefes verişin
Kasırga gibi."
...
"O Paul, thou Muad'Dib,
Mahdi of all men,
Thy breath exhaled
Sent forth the huricen."
Iron Maiden grubu Dune hakkında yaptıkları şarkıyı, yine aynı isimle yayınlamak istemiş. Ancak Frank Herbert rock/metal gruplarından haz etmediği için buna izin vermemiş. Bunun üzerine, şarkının içeriği ve sözleri değiştirilmeden "To Tame a Land" ismiyle yayınlanmış.
"Ey
Paul, sen Muad'Dib'sin,
Tüm insanların mehdisi,
Nefes verişin
Kasırga gibi."
"O Paul, thou Muad'Dib,
Mahdi of all men,
Thy breath exhaled
Sent forth the huricen."
"Siona, Altın Yol'u en az senin kadar derinden hissediyor Moneo."
"Öyleyse neden ondan korkuyorum Lordum?"
"Çünkü sen mantığı her şeyden önde tutuyorsun."
Etrafında gevezelik eden insanların yüzlerine bakarken, birden hepsinden tiksindi. Bu gördüğü yüzler, habis düşünceleri gizleyen ucuz maskelerdi; herkes içindeki derin sessizliği bastırmak için yüksek sesle konuşuyordu.
Bir insanı hayatının bir saatinden mahrum etmekle hayatının tamamından mahrum etmek arasında sadece boyut farkı vardır.
-İMPARATOR PAUL MUAD'DIB
Divan Bildirgesi'ne Ek
Düşlerle mi boğuşuyorsun?
Gölgelerle mi yarışıyorsun?
Uyurgezer gibi mi hareket ediyorsun? Zaman geçip gitti.
Hayatın çalındı.
Boş işlerle uğraştın,
Aptallığının kurbanı oldun.
-PRENSES IRULAN,
"Muad'Dib'in Şarkıları",
Cenaze Ovası'nda Jamis'e yakılan ağıt
Denis Villeneuve and Legendary Pictures have been working on the script and locking cast for ‘DUNE MESSIAH’
Legendary have locked a December 2026 release with the expectation that it is for ‘DUNE MESSIAH’.
(Source: Deadline)
Muad'Dib'in ailesiyle birlikte Arrakeen sokaklarından geçtiği ilk gün, onları gören bazı insanlar efsaneleri ve kehaneti hatırlayarak "Mehdi!" diye seslendi. Ama bu bir soruydu aslında; çünkü Paul'ün Dışdünyadan Gelen Ses, yani Lisanü'l-Gayb olduğunu yalnızca umuyorlardı.
"Babam Padişah İmparator, Dük Leto'nun ölümünü ve nasıl öldüğünü öğrenince öyle bir hiddete kapıldı ki, onu hiç böyle görmemiştik. Annemi suçladı ve kendisini bir Bene Gesserit'i tahta geçirmeye zorlayan anlaşmaya lanet okudu. Lonca'yı ve habis, yaşlı Baron'u suçladı."
Jessica onun dikkatini başka yöne çekmek için ellerini indirip, "Fremenlerin arasında yaşayabilecek miyiz?" diye sordu. "Fremenlerin Sonsuzluğun Yaşlı Babası Şeyh Hulud'a atfettikleri bir deyiş vardır," dedi Paul. "Karşılaştığın şeyi tanımaya hazır ol" derler.
"I will survive," she said. She met his gaze. "You read us by our emotions, don't you?"
"The igniters of thought," he said. "I can recognize the slightest behavioral nuance for its emotional origins."
-God Emperor of Dune
"Dilekler balık olsa, hepimiz ağ atardık," diye mırıldandı. Annesinin sözüydü bu; Halleck ne zaman geleceğin karanlık olduğunu hissetse öyle derdi. Denizi, balığı hiç olmamış bir gezegende bu lafın tuhaf kaçacağını düşündü...
"Biz insanlar kişisel sorunlarla karşılaştığımızda, onları mantıklı bir şekilde ele almakta zorlanırız. Asıl sorunu görmezden gelip, suçu başka şeylerde ararız; içimizi asıl kemiren şeye gözlerimizi kaparız."
"Ama bilgelik sevgiyi azaltır, değil mi? Nefrete de yeni bir biçim verir. Hem zalimliğin hem de iyiliğin derinliklerine inmeden acımasızlığı nasıl bilebilirsin ki? Benden korkmalısın anne. Ben Kuisatz Haderah'ım."
Evet, Dune: Part Two çıkalı 3 hafta geçti. Çoğu kişi izlemiştir diye tahmin ediyoruz. Peki filmde en beğendiğiniz ve en beğenmediğiniz kısımlar nelerdi? Neyi farklı görmek isterdiniz? Buyrun yorumlara🏜