bir araştırma görevlisinin yeterlik sınavında heyecandan kalp krizi geçirip vefat ettiğini öğrendim. meslektaşımı hiç tanımıyorum ama o kadar üzgünüm ki. bizleri bunca strese sokan sisteme öyle öfkeliyim ki.
@zelcobar
tüm evlilik masrafımız 150 TL nikah ücreti denmiş Allah aşkına bunlar nerede oturuyor neyle yemek yiyor nerede uyuyor. mekan, gelinlik vs israf edilmemiş tamam ama sanki ev ve eşyalar hiç para harcanmadan ortaya çıkıvermiş gibi bu da başka bi şov.
üç sene hazırlıktan sonra yüz bin sıralamalı hukuk fakültesine ücretli yerleşen öğrenciye yapılan kutlamaları ve jestleri görüyorum da ailelerimiz ne kadar alışıkmış bizim başarılarımıza.
insanlar hakkında hüküm verirken ne kadar küstahsınız. aklınızca espri yaptınız demek. vallahi doğruyu söyleyen siz, dokuz köyden kovan da bizsek eğer ne iyi etmişiz.
haydaa nereye gittiniz ya abla kardeş? daha müslümanlık kisvesi altında hiç tanımadığımız insanlar hakkında su-i zanda bulunup ayet paylaşacaktık burada
akademik başarının kişiyi manevi olarak besleyen bir yakın çevresi, özel hayatı olmadan gelmesi o kadar zor ki. hele ki yaptığınız işi çevreniz anlamıyor ve “takma kafana bu kadar” gibi basit cümlelerle destek olduklarını zannediyorlarsa.
benim son gece çalışarak miras hukukunu geçen arkadaşım var. arabuluculuk sınavına aynı bu motivasyonla tam olarak dün sabah çalışmaya başladım. hadi inşallah diyenler tweeti favlıyor :d
mükemmel bi teklif aldım. o kadar heyecanlıyım ki sanki göğsüme miras kalan o ağırlık kuş oldu gitti, zihnim berraklaştı. ilk gençliğimin bütün hevesleri geldi içime yerleşti.
sınav notlarını açıkladık. yoğun mail trafiğinde cevaplamadığım öğrenci var mı diye kontrol ediyordum ki spam kutusuna düşmüş bir evlilik teklifi buldum. kuzum hiç ummadığınız anda oluyor inanın.
geçenlerde bi trafik kazası geçirdim, her duyan diyo ki “neden bizi aramadın koşar gelirdik”. istemeyi bilmeyen, istediğinde elde edemeyen şahsım için öyle zor ki bu. ben hep yek hep tek başıma.
bugün aleste görevliydim. adayın birisi pencereden gelen cıvıl cıvıl kuş sesleri için dedi ki “hocam rahatsız oluyorum mümkünse susturur musunuz”. imkânı olan tertemiz deliriyormuş sahiden.
bir kızım olsaydı ona var olduğu her haliyle biricik olduğunu, dünya üzerinde ben dahil kimsenin onun kıymetinden bir şey eksiltemeyeceğini, kirpiklerinin daima göğe bakacağını anlatırdım.
Fakültemiz tarafından çıkarılacak Çukurova Üniversitesi Hukuk Araştırmaları Dergisi (ÇÜHAD)'nin yılda iki defa yayımlanması planlanmaktadır.
Hukuk alanında çalışan araştırmacıların çalışmalarını beklemekteyiz.
Makale gönderimi ve iletişim: cuhad
@cu
.edu.tr
birine çok sinirliyim. öfkemi dindirebilmek için tam 2 saat 45 dakika ütü yaptım, diyebilirim ki ütülemediğim bi tek sinirlendiğim şahsın suratı kaldı.
altı senedir çalışıp para kazanıyorum ilk kez yarın tatile gideceğim. hayalleri gerçekleştirmeli, baya gezmeli falan bi tatil. heyecandan ölmem inşallah.
@HlyaKahveci10
@zelcobar
demek istediği şeyi anlıyorum esasen ama evlilik masrafı aynı zamanda da “ev kurma” masrafı. evine mobilya vs aldığına göre evlilik masrafımız sadece 150 TL diyerek şov yapmasını eleştiriyorum
Hocam
@DrHakanAlbayrak
ile birlikte kaleme aldığımız “Konkordatoda Çekişmeli Alacaklar Hakkında Dava” isimli makalemiz Adalet Dergisi’nin son sayısında yayınlanmıştır.
@merkurmerkuri
aynı bu şekilde ağlamaktan yorgun düştüğüm ve hiçbir şey yiyemediğim bir anda arkadaşım yanıma gelip bak muz aldım sana demişti ve işe yaramıştı asjsjs
babam emekli o da senelerdir çalışıyor, ondan öğrendim çünkü bunca emeğin ne anlama geldiğini. ben başardıklarımı görmüyorlar diye şikayet ederken bizle içten içe gurur duyup "el övsün çocuğumu, ben övemem" diyorlar halen.
benliğini zedelemeden, birbirine dünyayı zindan etmeden sürdürülebilen huzurlu bi evlilik, mutlu çocukların olduğu bi yuva kurmak büyük başarıdır. hadi abicim işinize bakın, maslow ters döndü mezarında ya
sınav haftası diye covid halimle soru hazırladım öğrenciler için. benim de öğretmenler günüm kutlu olmasın mı? biliyorsunuz avukatlar gününü de sahiplenmişimdir. kapitalizme söyleyin akademisyenler günü ilan etsin, bırakayım diğer günleri.
sınavıma 3 gün kaldı, evde yine yatılı misafir varmış. maddi manevi o kadar zor şartlarda çalıştım ki şu sınava. kendimi sonsuz bir aile evi döngüsünün içinde sıkışmış gibi hissediyorum artık.
doktora tez konusu araştırırken literatürü o kadar çok taradım ve o kadar çok pdf indirdim ki bu kaynaklarla birçok konuda tez önerisi yazabilirim ama karar veremediğim için hiçbirini yazamayabilirim de. İMDAT.
sınavları online değil de fiziken yaptığımız o güzel yıllarda 150 dakikalık sınavlarda o kadar sıkılıyordum ki öğrenci listesinden doğmamış çocuklarıma isim beğeniyordum, bunu bile özledim.
iyilik, dünyayla boks yapan bir kelebektir belki.
oysa, seyirci üstünlüğü vardır hep kötülüğün
sabah ezanında sesi kısılan müezzinin utanışını alıp burdan şuraya koyalım. utanıyor musun? böyle iyi.
ne zaman işle ilgili bi story atsam mutlaka bi akrabam “sen de hep ders çalışıyorsun bitmeyecek mi sınavlar” diyo, bu insanları işimin tam olarak bu olduğuna nasıl inandırabilirim?
araştırma görevlisi olabilmek için haritada yerini zor bulduğum şehirlerin dağ başında açılan hukuk fakültelerine kimin alınacağını bile bile mülakata gittim. nasipmiş kendi memleketimde işe başladım, 5 sene olacak her gün ilk günden daha çok çalışıyorum.
annem yaylada olduğundan ben de çalıştığımdan evde yemek yok. babam aç geldi dedi ki dur sana et sote yapacağım parmaklarını yersin. parmaklarımı yedikten sonra 2 saat dağıttığı mutfağı temizlemem dışında bi sorun yok.
acayip bi enerji var üzerimde. nadiren görülen bu enerji patlamalarımın birinde aşkımı itiraf etmiş, diğerinde işimden istifa etmiş, en sonuncuda da bi ilişkiyi bitirmiştim. herkes kendine sahip çıksın geliyor gelmekte olan.
şahsıma bir hukuk öğrencisinin online sınavına girmem teklif edildi. benim akademisyen, teklif edeninse psikolog olması dışında hiçbir problem yok. kant mezarında ters döndü şu anda.
günaydın. size 102 yaşındaki nenemin bayram ziyaretinde beni misafirlere gösterip bu kızım evlenmeden ölmicem işte dediğini ve gelenlerden birine vermeye çalıştığını anlatmış mıydım
arabuluculuk eğitiminde açlıktan bayılıcam şimdi diye story attım, kız arkadaşlarım canın ne istiyo hemen fakülteye söyleyeyim kıyamam derken erkekler yanında püskevit bulundurmamanın zararları falan yazmış. erkekler biraz şeydir biliyorsunuz ki.
<bin kez budadılar körpe dallarımızı
bin kez kırdılar.
yine çiçekteyiz işte yine meyvedeyiz
bin kez korkuya boğdular zamanı
bin kez ölümlediler
yine doğumdayız işte, yine sevinçteyiz.
bitmedi daha sürüyor o kavga
ve sürecek
yeryüzü aşkın yüzü oluncaya dek!>
günaydın. güne bana ankarayı hatırlattığı için atmaya kıyamadığım termosumun kahveyi akıtarak bilgisayarımı sırılsıklam etmesiyle başladım. atsaydım böyle olmazdı işte, fazlalıkları ve artık miadı dolanları hayatımızdan çıkarmalıyız.