Gel zaman git zaman dağların ardındaki ağaçlar üzerine kurulu bu ev yokuşları çıkamayanlara, efsanelerden kovulanlara, uykusu fesleğen kokanlara, bulutlardan geçen eski savaşçılara ve geç saatlerde sancılananlara merhem olmuştu…
Ve şarkılar orada, şarkıların sırası onlardaydı.
Atatürk ve Erdoğan resimlerini eşit büyüklükte ve aynı hizada asmak;
1- Devlet geleneklerine ve ciddiyetine aykırıdır.
2- Saygısızlıktır, hadsizliktir.
Biri kurucu diğeri görevdeki cumhurbaşkanı.
Bunu valilerin makam odalarında da görüyorum.
Bitmedi gitti bu kabızlık.
Umutlu bir haber ver dediğim bölgedeki bir arkadaşımın mesajı: Bu bizim madenciler insan değil sanki,
20 kişi enkaza bir giriyor görsen kepçeler-vinçler kıskanır adamları.
Omuzlarında kazmalar, kafile halinde geziyorlar. Müthiş çalışıyorlar ve o kadar güzeller ki…
Eğer hala 20'li yaşlardaysanız, bunu okuyun:
1. Sosyal medyada gereksiz tartışmalardan uzak durun. Gündeminize bile almayın, gerçek hayatınıza bunları asla taşımayın. Bugün peşine takıldığınız ya da tarafı olduğunuz insanların zamanla nasıl değiştiğini zaten göreceksiniz.
İHH Off Road ekibimiz zorlu şartlar altında Adıyaman Yaylakonak Beldesine bağlı Zivar Köyü’nde bulunan Cemevi ve köy okuluna ihtiyaç malzemelerini ulaştırdı.
Hiçbir şey İsrail bombalarıyla kafası bedeninden kopmuş Gazzeli bebeklerden daha önemli değil, hiç bir gündem Gazze’den daha önemli değil. Allah seni her iki dünyada rezil etsin İsrail. Yerle yeksan ol.
Sarıyerli Balıkçı Lütfi Reis’in oğlu Baba Özdemir Bayraktar, Kabataş Erkek Lisesi mezunu. Sonra İTÜ Makine Müh. Oğlu Selçuk Bayraktar ise eğitim hayatını neredeyse tamamını burs kazanarak başarılarla okumuş birisi. Ama sizin derdiniz bu değil. Soda için kuzum siz.
Robert Koleji’ne yılda 300 Bin TL verebilmek de önemli, fabrikatör babaya sahip olmak da önemli. Babanızı seçemezsiniz ama belki kayınbabanızı seçebilirsiniz, o sebeple cumhurbaşkanı kayınbaba da önemli…
Sizden başka kimse bu fotoğrafa gülmez, üzülür. Biz sağda ömrününün yarım asrını ülkesine adamış bir “adam” görüyoruz. Solda ise 11 seçim kaybetmiş ve hala işin goygoyunda dertsiz tasasız kullanışlı bir aparat görüyoruz.
Büyük dertlerin terbiyesinden geçen insanların sükuneti vardır. Bu insanlar sükunetten başka yapacak bir şey kalmadığını anlarlar. Çok konuşmazlar, konuştuklarında iddalı cümleler kurmaktan çekinirler. Bu hal sükunete dönüşür. Bu hali kabullenirler. Böylece seyirleri başlar.
doğum günüm. kaç yaşımda olduğumu hatırlamıyorum. hep gitmişim ama hiç varamamışım gibi. bugün yine bir başıma dağlardayım. akşam inmek üzere. ve içimden şunu geçirdim: bir gün yine dağlara gideceğim ve geri dönmeyeceğim.
3. Hayatta seviye atladıkça arkadaşlarınız değişecektir. Belki bir noktada bir arkadaşınızla son defa görüşeceksiniz. Eğer biriyle beraberken enerjiniz vücudunuzdan çekilmiş gibi hissediyorsanız, bunu o kişiyle daha fazla vakit geçirmemeniz için bir işaret olarak kabul edin.
son paylaştığım videoda göçük altında kurtarılan ama göçükten insanların arasına başı açık çıkmak istemeyen ve bir başörtüsü isteyen teyzemizin imanından istiyorum allah'ım. işte o iman cennetin ta kendisi. nasip et allah'ım. nasip et.
2. Telefonunuzdan uzakta kaliteli zaman geçirmeye çalışın. Harika bir hayat dışarıda yaşanır. Ekran başında değil. Mutlaka bir el beceresi gerektiren bir zanaat öğrenin. Etrafınızdaki enerji ve mutluluk vampirlerinden mutlaka ‘hemen’ uzaklaşın.
Şam’da okulda Arapça dersinde hocamız bir an tedirginlikle sağına solunu kontrol ederek kitaptaki hikayede geçen esed (aslan) kelimesini, nemir (kaplan) diye okuyunca anlamıştım diktatör nedir nasıl olunur diye. Siz kimi güzelliyorsunuz be.
4. Ebeveynleriniz kendilerine öğretilenlerle yapabileceklerinin en iyisini yaptılar. Elbette mükemmel değillerdi ama siz de mükemmel değilsiniz. Onları eksik ya da hataları ile kabul edin. Hatalarını yüzlerine vurmayın. Onlarla geçirebileceğiniz zaman sürekli azalıyor, unutmayın.
5. 40 yaşına geldiğinizde vücutlarına iyi bakanlar ve bakmayanlar arasında bir uçurum göreceksiniz. Yeterli saat uyumak, ibadetlerinizi hakkıyla yapmak ve dışarıda yürüyüş yapmak size gezegendeki tüm meditasyonlarından daha fazla yardımcı olacaktır. Bu tür insanlara kapılmayın.
Çiçekler açmak istiyorsan, önce kendini sulamayı öğrenmek zorundasın. Bu sebeple bu bayram, en çok da 'kendine küsenlerin' bayramı kutlu olsun. Elbet bir şey olur, bir yola çıkılır, elbet tomurcuklar yeniden filizlenir, elbet dallar meyveye durur...
8. Başkalarının ne düşündüğünü ne kadar az umursarsanız o kadar çok huzurlu hissedersiniz. Bol bol tefekkür edin. Şükretmeyi asla aksatmayın. Sık sık gönlünüze ve dilinize şükrü ekleyin. Zihin sağlığınız için de uzun yürüyüşler yapın. Hayat baştan sona bir yürüyüştür.
15. Burada şu an yaptığım gibi böyle madde madde yazılan şeyleri çok da önemsemeyin. Manâ peşinde koşun. Arifleri, zâhidleri ve sâlihleri takip edin. Onlarla bir olmaya çalışın. Her insanın hikayesi başkadır. Güzel bir hikâye yazmak için yaşayın. Kendinize iyi bakın. Son.
7. Beyniniz bir yazılımın parçasıdır. Onu kitap okuyarak, duâ ederek, yeni beceriler öğrenerek,yeni tecrübeler kazanarak güncellersiniz. Vücudunuz ise bir donanım parçasıdır. Ağırlık kaldırma, kardiyo, beslenme ve esneme hareketleriyle onu güncellersiniz.
Dostlarımla birbir vedalaştım. Halil Kantarcı, Ömer Çakıroğlu şimdi de Bülent Parlak. Kollarım iki yana düştü. Ve elbette kavuşacağız. Neydi? “Yarısında izin alıp gideceğiniz bir hikayedir burası/
Burası
Dünya bizi nasıl kırdıysa öyle de gönlümüzü almamayı bildiği yerdir.”
O kadar haklısınız ki. Aynı durum avukatlar, işadamları, mühendisler, öğretmenler, kargocular, manavlar, futbolcular, polisler, executuve mentorler ve power rangerslar için de geçerli. Hiç biri tek bir coronavirüs hastasını iyileştiremedi.
11. Endişelenmek boşa harcanan enerjidir. Hiçbir durum endişelenerek daha iyi hale getirilemez. Umut etmek en güzelidir. Olmayacağını bile bile umut etmek ise acı bile olsa umut, umuttur. Gönül hep avuntu ister. Olan her şey Allah’tandır. Yine, hep, her zaman Allah’a sığının.
6. Diyetiniz vücudunuza koyduğunuz yiyeceklerden, aldığınız bilgilerden ve çevrenizdeki arkadaşlardan oluşur. İyi sonuçlar almak istiyorsanız daha iyi arkadaşlar bulun. Bu, yakınlarınızdan kurtulmak anlamına gelmez. Etrafınızdaki insanların seviyesini yükseltmek anlamına gelir.
annem, ayaklarındaki rahatsızlıklarına rağmen eve gelen misafirleri 3. kattan inip uğurluyor, yetmezmiş gibi misafir arabaları evin köşesini dönene kadar arkalarından yolculuyor. bense bu manzaraya her şahit olduğumda ''anadolu'' ismi nereden geliyor, bir kez daha anlıyorum.
hasta yatağında yatarken, gencecik doktorlar odaya girince yatağından kalkıp hazıroldaymışcasına ayakta duran babama; neden kendini yoruyorsun, yatsana diyorum: "bunlar okumuş, âlim gençler bu insanlara hürmette kusur etmemek gerek" diyor. işte anadolu irfânı.
şu sokak, yeni valide caminin dizinin dibi ve üsküdar'ın en sevdiğim sokağı ama yıllardan beri böyle kaderine terkedilmiş halde. belki de dünyanın en güzel sokaklarından biri olabilecek yerde otobüs firmaları ne alaka kardeşim. içimi acıtıyor vallahi.
10. Kendinize acımak ve mazeretleriniz için tartışmak öğrenilmiş çaresizlik belirtileridir. Ne pahasına olursa olsun bundan kaçının. Eğer büyüyorsanız hayatın rahatsız edici olması gerekir. Bu böyledir. İstediğiniz şeyler korkularınızla yüzleşmenin diğer tarafındadır.
İnsanız… Bir söz, bir bakış, bir çağrışım yılları önüne katar, getirir gözümüzün önüne. Bak der, bunlarla ‘sen’ oldun. Sen, tüm bunlar oldun. Duygu oldun. Kocaman bir gülümseme, ani bir gözyaşı oldun…
Sahi gözyaşlarımızı bitti mi sandın? Menzilin mübarek olsun Özkan abi.
Üsküdar/Çengelköy'deki bu çeşmeyi vaktiyle kaldırıma kim gömdü? Hadi gömdünüz yanına koyduğunuz elektrik trofosu nedir? Lahanacıları temsilen Ser Kavas Ahmet Ağa tarafından yaptırılan bu 160 yıllık çeşmenin akıbeti şimdi ne olacak?
9. Nasıl sıkılacağınızı da öğrenin. Hiçbir şey yapmama becerisi, dikkat dağıtıcı bir dünyada süper bir güçtür. Çevrenizdeki akil gördüğünüz söz eri insanlarla istişareler yapın. Onlar sizi A noktasından B noktasına herhangi bir kitap ya da kurstan daha hızlı ulaştıracaktır.
bizim bahçedeki erikleri, kirazları, ayvaları önce mahallenin çocukları yer, sonra annem tadımlık böyle poşetlerde komşulara dağıtır, en son kalırsa da biz de yeriz. şu ezikliği ve bu memleketi hakir görmeyi bir bırakmadınız artık. yeter.
siz bu kadar kitabı nasıl okuyor, o kadar filmi nasıl izliyorsunuz? bana yemek yapmaktan, bulaşık yıkamaktan, temizlik yapmaktan hiç fırsat kalmıyor ki dostlarım.
12. Hayat, kişiliğinize uygun bir yerde yaşamamak için çok kısa. İmkân varsa gençken çevre ve fırsatlar için şehirde yaşayın. Büyüdüğünüzde ve bir aileniz olduğunda huzur ve sükûnet için küçük yerlerde yaşayın. Yaşadığınız yer neresi olursa olsun güzelleştirme gayretinde olun.
Baba İsa. Bir garip ademoğlu. İki senedir her geldiğinde aşk ile beni Hacc’a gönderin diyordu. Dönüş bileti istemiyor, orada sırlanmak istiyordu. Bu sene Üsküdar’dan dostlar vesile oldu. Dönüş bileti alınmadı. Cennette görüşürüz deyip bugün Hacc’a uğurladık. Velillahil-hamd.
14. “30 yaşına kadar X yapmalısın..." gibi maddeler içeren listeleri önemseyin. Önemli olan tek zamanlama sizin zamanlamanızdır. Size ait olan zamanı onurlandırın. Dünyadaki gerçek amacınızı unutmayın, ahiret heybenizi iyi hazırlayın.
@kadikoybelediye
şu da çok incitti beni: çeşmenin hemen arka kısmında bir kıble taşı vardı. yani burası bir namazgâh (açık hava mescidi) idi. artık o da yok.
13. Vücudunuzu, gıda ve ilaç şirketlerinin sizden para kazanamayacağı bir seviyeye getirin. Sık sık toprakla uğraşmaya çalışın. Ağaç dikmeyi, bakımı vb. gibi şeyleri öğrenin. Dağlara çıkın, yükseklere yaklaşın, kayaların üzerinden uzaklara haykırın.