“Anayasa meselesi, Türkiye’nin gündemini daha uzun süre meşgul edecek gibi görünüyor. Bu süreçte muhtelif kesimlerin, söylem ve taleplerini “1921 Anayasası” göndermeleriyle bezeyeceğini tahmin etmek zor değil.”
Neden 1921 Anayasası?
@a_citak
yazdı.
Bugünden itibaren AHBVÜ Hukuk Fakültesi İdare Hukuku Anabilim Dalındaki görevime doktor öğretim üyesi sıfatıyla devam edeceğim. Öğrencilerime ve mensubu olduğum üniversiteye faydalı olabilmek ümidiyle...
Mücbir sebep, idarenin sorumluluğunu tamamen ortadan kaldırır. Bir hadisenin mücbir sebep olarak kabul edilebilmesi için ortaya çıkardığı zararın "öngörülemez" ve "önlenemez" olması gerekir.
Kusura bakmasın ama savcı arkadaş için hiç üzülemedim; on üç yıldır hakim - savcı yetiştiriyorum, çocuk sahibiyim, lojmanda kalmıyorum ve kendisinden çok çok daha az maaş alıyorum.
"İdare Hukukunun İçtihadî Karakteri" başlıklı doktora tezimi başarıyla savundum. Başta danışmanım Prof. Dr. Bahtiyar Akyılmaz olmak üzere bütün hocalarıma, aileme, sevgili eşime ve destek olan herkese çok teşekkür ederim.
Saçmalamış. Bir dakika içerisinde bu kadar yalan yanlış konuşmak gerçekten büyük yetenek. Gelin size tek tek anlatayım:
1) Roma hukuku, Corpus Iuris Civilis'e (MS 6. yüzyıla) kadar tıpkı Common Law gibi içtihatlara dayanıyordu.
🗣️ Celal Şengör: "Bir sürü Marksist geçinen dangalak tanıdım.
Siz elinizde reçeteyle hasta arayan doktorlara benziyorsunuz. Bütün bu Sosyalizm, Marksizm falan böyle bir aptallığa dayanır.
Roma Hukuku da böyledir. Ama Common Law böyle değildir.”
Akademik özgürlükler açısından önemli bir karar:
Anayasa Mahkemesi, bir hukuk fakültesinde öğretim üyesi olarak görev yapan başvurucuya "derste siyasî konulara girdiği" gerekçesiyle kınama cezası verilmesinin ifade hürriyetini ihlal ettiğine hükmetti.
Hadiseler, bu coğrafyada hür ve müstakil yaşayabilmenin iki şarta bağlı bulunduğunu tekrar be tekrar gösteriyor:
- Millî devlet / ulus-devlet
- Sekülerizm / lâiklik
Doktora tezim
@onikilevha
tarafından yayımlandı. Çalışma boyunca aşağıdaki sorulara yanıt aranıyor:
- Yargısal içtihat nedir?
- Yargısal içtihat, hangi hâllerde ortaya çıkar?
- İçtihadîlik (bir hukuk dalının içtihadî olması) ne anlama gelir?
Üniversite kampüsleri ve bu kampüslerdeki binalar, kamunun dolaysız kullanımına sunulmuş "orta malları" değildir. Bunlar, belli bir kamu hizmetinin (yükseköğretim faaliyetinin) aslî unsurunu oluşturacak şekilde özgülendikleri için "hizmet malı" statüsündedir.
Arkadaşlar, "evrensel hukuk" cahillerin uydurduğu bir herzedir. Var olan şey, "uluslararası hukuk"tur. Onun dahi mevcudiyeti -adı üzerinde- egemen ulusların karşılıklı iradelerine bağlıdır.
Canan Kaftancıoğlu:
"Evrensel hukuk kuralları çerçevesinde bu insanların tamamını göndermek diye bir gerçek yoktur. Kalanların entegrasyonu, yeniden gelişin engellenmesi ve ülkesindeki koşulların oluştuğunda gidecek olanların gitmesi ulusal bir politik mesele."
Eskişehir Osmangazi Üniversitesi Hukuk Fakültesinden öğrencilerim çıkardıkları dergide karikatürlerimi çizmişler. Bugün dönemin son dersinde dergiyi hediye ettiler. Güzel olmuş, teşekkürler 😊
Modern devlet fikriyle uzaktan yakından ilgisi olmayan "idaremsi" bir organizasyonun yapıp-ettiklerini idare hukuku açısından değerlendirmek, deveye "neden boynun eğri" diye sormak kadar anlamsızdır.
Türkiye'de mevcut aktif fay hatlarının nerelerden geçtiği ve hangi büyüklükte depremler üretebileceği biliniyor. Bu depremlerde ayakta kalarak can ve mal kaybına yol açmayacak nitelikte binalar inşa etmek de mümkün. Yani zarar hem "öngörülebilir", hem de "önlenebilir" durumda.
Dün akşam ev sahibimle tartışırken ne kadar fakirleştiğimi gördüm. Oturduğum semtte Aralık 2018 itibarıyla maaşımın üçte birine denk gelen rayiç kira bedeli, bugün -akademik unvanım yükselmiş olmasına rağmen- maaşımın yarısı ediyor.
Aşağılanmış hissetmemek mümkün değil.
Başta Anayasa olmak üzere, hukukî metinlerin bir tür "seküler kutsiyet" kazanamadığı memleketlerin iki yakası bir araya gelmez. Böyle ülkelerde kanun ve nizam, "ayak bağı" olarak görülmeye yazgılıdır.
Bugün ulusal danışman sıfatıyla dâhil olduğum Avrupa Konseyi projesi kapsamında Danıştay'da düzenlenen Uluslararası İdarî Yargı Sempozyumu'nda bir genel değerlendirme konuşması yaptım. Emeği geçen herkese teşekkür ederim.
Belediye tüzel kişiliğinin "bağış kabul etme" yetkisi, Belediye Kanunu'nda açıkça düzenlenmiştir (m.15). Şartlı bağışlar belediye meclisi (m. 18), şartsız bağışlar ise belediye başkanı (m. 38) tarafından kabul edilir. Bağışlar, belediyenin gelirleri arasında yer alır (m. 59).
Bence eski sistem de şu anki sistem de hukuk eğitiminin gereklerine uygun değil. Diğer hukuk fakültelerinde olduğu gibi "yıllık ders + bütünleme" sistemine geçilmeli ve yaz okulu kaldırılmalı.
#GaziEskiSisteminiGeri
İstiyor
Geçen yıl Bilkent'te sunduğum "Cumhurbaşkanlığı Kararnameleri Karşısında İdarî Yargıcın Konumu" başlıklı tebliğin tam metni, hakem incelemesinden geçerek sempozyum kitabı içerisinde yayımlandı. İlgilenenlerin dikkatine arz olunur.
Doktora tezim, TÜBİTAK tarafından "desteklenmeye değer" bulunmadı. Umarım halkın parasından "bilim" için tahsis edilen burslar, hak edenlere verilmiştir.
Koca koca hocalar, anlı şanlı profesörler günlerdir düzenleyici işlem olan "Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi" ile bireysel işlem olan "Cumhurbaşkanı kararı"nı birbirine karıştırıp duruyorlar. Çok enteresan.
Yazık, çok yazık... İki çocuk babası bir öğretim üyesi, Ankara'nın göbeğinde, gündüz vakti katlediliyor. Akıl alır gibi değil. Sinan Ateş'e rahmet, yakınlarına sabır dilerim.
Her şeye rağmen, işimi hakkıyla yapabilmek için, dönüşte hayata sıfırdan başlamak pahasına Fransa'ya gideceğim. İnşallah güzel bir tez yazarak Türk literatürüne katkıda bulunabilirim.
Herkes bilir ki, bu memleketin "yazılı" hukukuna göre hürriyet kural, sınırlama istisnadır. Ve maalesef, yine herkes bilir ki, bu memleketin "yazısız" hukukuna göre sınırlama kural, hürriyet istisnadır.
"Reel" Türk hukukunda muktedir olan(lar)ın arzu etmediği her şey memnudur.
Eski hükûmet sisteminde seçim kararı alınınca Adalet, İçişleri ve Ulaştırma Bakanları istifa eder ve onların yerine bürokrasiden gelen bağımsız isimler atanırdı. Erzurum'da bugün yaşanan kaygı verici hadise, bu uygulamanın ne kadar gerekli olduğunu gösteriyor.
Eski çalışmalarımı okuyunca "ne kadar cahilmişim" diyorum. Muhtemelen şu an yazdıklarım için birkaç yıl sonra yine aynı şeyi söyleyeceğim. Keşke yazmaya mecbur tutulmasak. Hep okusak.
19. asır pozitivizmine saplanıp kalmış insanlara; dua etmenin, yağmurun yağış sürecine dair bilgi edinmeye / araştırma yapmaya / tedbir almaya engel teşkil etmediğini anlatamazsınız.
Fransız idare hukukunun önemli isimlerinden Fabrice Melleray'a ait bir makaleyi Türkçeye tercüme ettim. İdare Hukuku ve İlimleri Dergisi'nde yayımlanan çeviriye aşağıdaki bağlantıdan ulaşabilirsiniz. İstifade olunması dileğiyle.
Danıştay İçtihatları Birleştirme Kurulu, idarî yargıda davaya müdahale konusunda önemli bir karar verdi. Buna göre müdahil, tarafın işlem ve açıklamalarına açıkça aykırı olmamak kaydıyla, tek başına kanun yollarına başvurabilecek.
Depremzedelerin uzun süre yardıma ihtiyacı olacak. Her ay bütçelerimizden gücümüz yettiğince belli bir miktar ayırarak desteğin devamlılığını sağlayalım.
Hâkimiyeti bir kişi yahut zümreye değil; eşit fertlerden müteşekkil bir varlığa, "millet"e hasretmek. Soyut düşünebilmek.
Kula kul olmamak. Şahsiyetini koruyabilmek.
Söylemesi kolay, idrâk ve tatbiki güç bir ideal.
Cumhuriyet, zeki ve erdemli toplumların harcı olsa gerek.
Fayda etmeyeceğini bilmeme rağmen, tarihe not düşmek için yazıyorum: mevcut hâliyle "çoklu baro" kanun teklifi, fevkalâde yanlış ve sakıncalıdır. Gerçekten yazık oluyor.
Yüzüncü yaşında Gazi Meclis'in hâl-i pür melâli:
- Bütçe konusunda son sözü söyleme yetkisi elinden alınmış durumda.
- Gensoru şöyle dursun, CB'ye "soru" dahi soramıyor. CB yardımcıları ve bakanlara ise sadece "yazılı soru" yöneltebiliyor.
Sayın Dekanımız diğer tüm yöneticilere örnek olurcasına öğrencileriyle aynı şeyleri söylemiş ve Gazi'ye sahip çıkmış. Kendisine teşekkür ediyoruz.
#GaziyeDokunma
#GaziyiLekeleme
"Dersim" tartışmaları için temel idare hukuku bilgileri:
• Merkezî idarenin taşra teşkilat birimi olan "il" ile mahallî idare olan "belediye" farklı şeylerdir.
• İllerin adı ancak kanunla değiştirilebilir.
Uluslararası Kadın ve Hukuk Sempozyumu'nda sunduğum "Panthéon'da Bir Kadın: Simone Veil" başlıklı tebliğ, Türkiye Barolar Birliği tarafından tam metin halinde yayımlandı.
Bir hesap da ben yapayım dedim:
2011 yılında, henüz lisans son sınıf öğrencisiyken aylık gelirim (KYK'dan ve üniversitemden aldığım başarı bursunun toplamı) 774 dolar imiş.
Yüksek lisans ve doktora yapmış on yıllık bir öğretim elemanı olarak maaşım bugün 529 dolar ediyor.
Tarihimizde bilinen ilk idare hukuku ders kitabı, İttihat ve Terakki döneminde sadrazamlık da yapmış olan İbrahim Hakkı Paşa tarafından yazılmıştır (1892).
Batılı ülkeler iç işlerimize müdahale imkânını yitirmemek için gerek Lozan görüşmelerinde, gerekse daha öncesinde hep eski "çok hukuklu" düzenin devamını telkin etmişlerdi. Biraz tarih bilgisi herkese lâzım.
Bağımsızlık sadece toprağın değil düşüncenin de yabancı işgalinden kurtulmasıyla gerçekleşir. Bir savaşı kazandıktan sonra kendi hukukunuzu tamamen bir kenara bırakıp hasmınızınkini alıyorsanız burada bir sorun var demektir.