Uzun tutulmuş bir önsöz yüzünden kitaba başlamakta geç kalanlardan. UEFA A Licenced Coach. BirGün gazetesi yazarı, Salı günleri aynı köşede, Uzaklardan.
@HKane
Harry Kane, not only a very good footballer, also a true gentleman, always humble, always helpful. As a football journalist, I will never forget the short interview after a Tottenham match in 2019. Thank you.
61 yaşıma yaklaştım. Ada’da her sezon yığınla maç izlerim, kulüpleri bilirim. UEFA A lisansımı İngiltere’de yaptım, İngiltere Futbol Yazarları derneğinin tek Türk üyesiyim. Premier Lig akreditasyonuna sahibim. Hiçbir Türk takımı bugüne kadar transfer konusunda fikrimi sormadı!
Gençlerbirliği’nin durumu ülke futbolunun özeti, içi boşaltılmış, denetimden uzak. Oysa Türk futbolunun okuludur Gençlerbirliği, güzel insanların takımıdır.
Koskoca Başkent takımısın, 10 bin üyen yok ama bol tribün grubun var. Evren döneminden beri siyasetin oyuncağı olmuşsun. Hep aynı teranenin içinde geçmiş zamanlar, hep borç, hep hüsran, hep keder.
Gençlerbirliği gibi Başkent takımı Fulham, Gençlerbirliği gibi 2. Lig’deler. Kendi statları var, 16 yaşından küçüklere 49 sterline sezonluk biletle çocuklara futbolu sevdiriyorlar. Fulham’ın kadro değeri 132.2 milyon, Gençlerbirliği ise 7.93 milyon Sterlin.
Coğrafya kaderdir.
3. Lig’in iki takımı Sunderland ve Portsmouth Wembley stadında 90 bin taraftarın önünde. Bizim vasat ligde lider Başakşehir bir avuç taraftara oynarken bu diyarlarda 3. Lig izlenme rekorları kırıyor. Marka değeri budur...
Çünkü Biz Ankaragüçlüyüz 2005 senesinde İletişim Yayınlarından çıktı ve tek baskı yaptı. Ne yazık ki kulüp yakın tarihini anlatan kitaba sahip çıkmadı. Geçenlerde kitabı Store'da satmak için benimle irtibata geçtiler. Kitabın yazarı olarak kendilerini yayınevine yönlendirdim.
İstanbuldayım, Ankaragücü maçına gitmedim, şike sürecinden beri Türk futbolunu izlemiyorum, zira maçlar sahada kazanılmıyor. Tüm mesele üç İstanbulluyu yarışta tutup yayıncı kuruluşu mutlu etmek, futbol diye sundukları sonu başından belli hastalıklı bir hikaye.
@mmertaydin
Mourinho Tottenham'ın başına geldiğinde şöyle yazmıştım,
Lise yıllarında âşık olduğun güzel kızın iki boşanma, üç farklı adamdan dört çocuk yaptıktan sonra 60 yaşında seninle aşk yaşaması gibi!
Geçtiğimiz günlerde "Football Writers Assocation" (İngiltere Futbol Yazarları Derneği) üyeliğine kabul edildim. Bildiğim kadarıyla dernek tarihinin ilk Türk üyesiyim. 2004 senesinden beri Birgün'de futbol yazıları yazıyorum. Kendi ülkemde basın kartı sahibi değilim...
Bu akşam Liverpool karşısında sahaya çıkan Aston Villa’nın gençlerini stada aileleri getirmiş, hiçbiri ehliyet alabilecek yaşta değilmiş. Futbolun güzel hikayeleri...
Oyundan çıkarken yavaş hareket ettiği için 2. sarıdan futbolcuyu ihraç eden hakeme şunu sormak isterim. Aynı kırmızıyı üç İstanbul takımımın oyuncusuna gösterebilir misin? Ülke futboluna gereken yabancı kısıtlaması değil önce adalet!
Ankaragücü PAf takımında UEFA B lisansımı yaparken Çünkü biz Ankaragüçlüyüz kitabı için, ‘senin işin gücün yok mu da bu kitabı yazdın? diyen yönetici de gördüm, aleyhte oy kullanırsın diye üyelik başvurumu geri çevireni de. Ankaragüçlüyüm ama benim sevdiğim Ankaragücü bu değil!
UEFA B lisansımın stajını Ankaragücü PAF takımında 2007’de yaptım. Kadroda zehir gibi gençler vardı. Yabancı transferi yerine o gençlere şans verilseydi bugün bilhassa Ankara takımları borç batağında olmazdı.
Mesele küme düşmek değil, futbolun içinde düşmenin elemi de var. Mesele yaşadıklarından ders almak, eğilmeden bükülmeden biat etmeden dik durmak. 3. Lig’de oyna ama duruşun olsun.
Ülke futboluna dair kısa kelam. Ankara'nın iki takımı nicedir kötü yönetiliyor ve sonunda düştüler. Futbolun içinde düşmek de var ama onların hikayesi düşmenin ötesinde. Onların kötü kaderi sahada değil, saha dışında yazılıyor.
Ankaragücü Başkanı Mehmet Yiğiner “Parası olmayan oturup evinde maç izleyecek” diye açıklama yapmış. Ülke futbolunun marka değeri budur, yayıncı kuruluş paraları önlerine döktükten sonra taraftara ne ihtiyaç olur ki!
Yaş 60, ömrüm boyunca sevdalısı olduğum, hatırladığım tarihini kitaplaştırdığım takıma kongre üyesi olamadım, aleyhte oy kullanırsın dediler. Nicedir Türk futbolunu yazmıyorum, benim sevdiğim takım çok zaman önce şehri gibi başkalaştı. Takılmayın, hayatta daha güzel şeyler var.
Ankara deprem bölgesi değil, İstanbul deprem bölgesi. Hal böyleyken, Merkez Bankası dahil onca kamu kuruluşunu Ankara’dan İstanbul’a taşımanın mantığını biri anlatsın.
Ülkenin Başkenti Ankara,
Dünya başkenti Londra'ya direk uçuşu yok!
1. Lig'de tek, 2. Lig'de iki takımı var ama şehirde oynayacakları stat yok!
Tarihinde ülke futbolunun en üst liginde şampiyonluk yaşamış takımı yok!
Kültür yok, sanat yok, spor yok!
Sorsan dünya başkenti!
Çok futbol mabedini tavaf etmiş bir futbol mümini olarak iki mabedin gönlümde yeri ayrıdır. Biri şimdilerde tarih olmuş Ankara 19 Mayıs, biri de bu, enfes mahallenin futbol kokan kutsalı.
Uzun süredir ülke futbolunu izlemiyorum. Az önce bakayım dedim, yorumcu üç şehirde büyük heyecan dedi kapattım. Üç şehirde büyük heyecan üç Anadolu takımı şampiyonluğu kovalarsa olur. Sezonun başında üç İstanbullu’dan biri şampiyon zaten, heyecan bunun neresinde! Annemizin Ligi.
Cumartesi oynanacak Fulham-Reading maçının biletleri 16 yaşından küçükler için bir sterlin, üstelik maça gelen çocuklara meyve bedava. Gel de sevme enfes mahallenin siyah beyazını.
Leicester City tribünleri...
Tek ses, tek yürek. Bir takımın 15 tribün grubu olmaz, olursa orada çıkar savaşı, rant olur. Önce bu meseleyi çözeceksin, sonrasına bakarsın.
Ankaragücü Türk futbolunun Leeds United'ıdır. Gittiği her deplasmanı doldurur, eski günlerine dönmek için gün sayar, taraftarı umut yolcusudur, yorulmaz. İkisi de şehrini tribünden sevenlerin takımıdır, dönsünler artık...
Galatasaray'ın karşısındaki Ankaragücü'nün siyasetin elinde lime lime doğranmış, borç batağında bir takım olduğunu unutmayın. ankaragücü nicedir ruhunu, kimliğini, yönünü kaybetmiş. Önce kır saçlı adamın, sonra Gökçek familyasının elinde perişan oldu ve olmaya da devam ediyor.
Fenerbahçe yenilse yarıştan kopacak, onca taraftarı yayıncı kuruluş üyeliğini iptal edecek, dekoderler iade edilecek, haliyle yayıncı kuruluşun saadetine gölge düşecek. Buna izin vermezler elbet, zira ülke futbolunda aslolan üç İstanbulu ve yayıncı kuruluşun zarar etmemesidir.
Şöyle bir senaryo düşün, Fenerbahçe - Galatasaray Şampiyonlar Ligi finalinde, Beşiktaş - Trabzonspor UEFA finalinde karşılaşıyor ve dört takım da Süper Lig şampiyonu değil!
Bir ülke için futbolun marka değeri budur, ama Türk futbolu için uzak bir hayal.
Başkent Londra'da 13 futbol stadı bulunuyor, en büyüğü Wenmbley 90, en küçüğü The Hive 5 bin kapasiteli. Banliyöleri dahil olunca, sayı 21'e çıkıyor. Bizim Başkent Ankara'da şehrin takımı oynayacak stad bulamıyor, Ülke futbolun marka değerinin özeti budur sanırım!
The Guardian'ın futbol dergisi FootballTimes'dan enfes bir Ankaragücü analizi.
gazete dediğin böyle olur, yazılması gerekenleri yazar. Bizim basın ders almalı...
Denizli Ankaragücü maçında Ankaragüçlü futbolcunun vurduğu top kaleye giderken Denizlili oyuncu topu elle kesiyor, hakem devam ettiriyor. Bu futbolun marka değeri olmaz, izlenmeye ve üzerinde yazılmaya bile değmez!
Doğruları ve yanlışlarıyla Gençlerbirliği’ni yaşatandı İlhan Cavcav, eleştirilecek çok yanı vardı elbet ama Gençlerbirliği’ni yaşattığı unutulmasın.
Saygı ve özlemle…
Exxen’de adam maçı değil Malazgirt meydan muharebesini anlatıyor. Oynamayı geçtim, bizimkiler daha maçı yorumlamayı bilmiyor. Hadi aslanım, hadi koçum. Rezillik.
60’lı senelere kadar Ada’da tüm maçlar cumartesi günleri saat 15.00’te başlarmış, Millwall maçları hariç. Tersane işçileri cumartesi günleri yarım gün çalıştıkları için takımın maçlarını kaçırmasınlar diye biraz geç başlarmış onların maçları. İşçi sınıfının oyununa ihanet etmeyin
Ankaragücü Evren döneminde yaşadıklarından hiç ders çıkarmadı, hep siyasetin oyuncağı oldu. Ne duruş sergiledi, ne bağımsız yönetildi. Yönetimler kendi kişisel çıkarları için kullandı ve ve ne yazık ki yapanın yanına kar kaldı, hesap soran olmadı.
Yüz yıllık maziye sahip Başkent takımı Gençlerbirliği, 40'a yakın AVM'nin olduğu şehirde adını taşıyan bir futbol mabedini bile çok görmüşler, Futbol kulüplerinin denetlenmediği coğrafyada kaderi 'Yolunda AŞ' olmuş. Sonra sana marka değerinden söz ediyorlar.
Koskoca sezonda 33 maç oynamış takım, galibiyet sayısı 6, ligde son sırada. Sonra diyorlar ki, ‘bu sezon düşme kaldırılsın.’ Oysa düşmeyi hak etmişsen düşeceksin, yaşadıklarından ders alarak. Sonra kimselere minnet etmeden, biat etmeden borçsuz harçsız çıkacaksın, çıkabiliyorsan.
230 bin nüfuslu Milton Keynes kasabasının 30 bin kapasiteli MK Dons Stadı. İçinde alışveriş merkezi, restoranları, sineması ne ararsan mevcut. Kasabanın takımı MK Dons 3. Lig’de mücadele ediyor. Uzaklarda doğup büyüdüğüm 7 milyonluk Başkent’in iki futbol mabedi vardı, yıktılar….
Avrupa Süper Ligi kurulacakmış. 80’li senelerde ilk Arsenal sezonluk biletim 120 sterlin civarındaydı. futbol işçi sınıfının oyunuydu ve üniversiteden arkadaşlarımla Highbury’de maçlara giderdim. Şindii sezonluk bilet 1500 sterlin civarında, oyun nicedir işçi sınıfının değil.
Bizim üç İstanbullu’dan biri küme düşse deplasmana 500 kişi gitmez. Nottingham Forest Şampiyonlar Ligi’ni kazanacak kadar büyüktü, nicedir 2. Lig’de mücadele veriyor ama sevdalıları hep yanında...
Şammpionlar Liginde 6 maçta 1 puan almış Galatasaray bugün borç batağındaki Ankaragücü’nü yenince bizim medya Galatasaray’ın dirilişi diye kandırır. Ülke futbolunun kocaman bir yalan olduğunu söylemezler ama!
30 bin nüfuslu kasabanın sarı siyahı Brentford Liverpool’a üç puanı vermedi. 17 bin kişilik statta bayram havası. Bir kasabayı tribünden sevmektir taraftarlık.
Bournemouth İngiltere’nin güneyinde, Londra’ya iki saat uzaklıkta, Dorset bölgesinde 184 bin nüfuslu şirin sahil kasabası. Eski zamanlarda, nüfusun büyük bölümü yaşlı ve emeklilerden oluştuğu için ülke folklorunda “God’s waiting room” (Tanrı’nın bekleme odası) olarak bilinirmiş.
Deniz bugün dedesini ziyaret etti. Babam hayatta olsaydı birlikte maçlara giderlerdi, bana sevdirdiği gibi ona da futbolu sevdirirdi.
Huzur içinde yat baba...
Londra Leeds arası yaklaşık 320 kilometre, buza kesen Londra akşamında, Fulham deplasmanında tribünleri doldurmuş Leeds United sevdalıları. Marka değeri boş tribünlerle değil kalabalık takımlarla yaratılır.
İletişim Yayınlarından aldığım bilgiye göre "Çünkü Biz Ankaragüçlüyüz" kitabının 2. basımı yapılacak ve Ankaragücü Store'da satışa sunulacak.
Bilginize...
2008'de yazmıştım.
Üç kişilik paranoyak bir aşk masalı Türk futbolu. Her sezon ayni teranenin içinde yuvarlanıp gittiğimiz. Ta en başından sürekli ‘Üç Büyük’ yalanı ile yoğrulan,yaşamlarında taraftarı oldukları takımın stadını dünya gözü ile bir kez bile göremeyenlerin diyarında
2005 senesinin yazında evimize gelmişti, dün akşam meleklerin yanına gitti...
Güzel kızım, bizimle geçirdiğin zamanlar, verdiğin huzur için teşekkür ederim...
Okumayı sevmeyen milletiz, üstüne ekonomik şartlar, kitap fiyatları, Ankara takımlarının yönetimlerinin ilgisizliği de eklenince kitaplar değersizleşiyor. Oysa tarih eskiyi bilmeyenler için ışıktır,
Avrupa Kupalarında başarı gelmesi için kendi ligin güçlü olacak, her maçta deve dişi gibi takımlarla karşılaşacaksın, deplasmana çıktığında deplasmanda olduğunu anlayacak, ona göre oynacaksın. Ligde rekabet yüksek olacak, sezonda üç takımın derbisine kilitlenip kalmayacaksın.
Özil was a ghost in the Arsenal machine, never turned up at the big matches, never a game changer. Not in the same class as Bergkamp, Henry, Vieira, Fabregas and other Arsenal legends. Turkish League will suit him as the standard is bottom half of the Championship.
Göz ucuyla Fenerbahçe maçına baktım, Katarlılar Beinspor üyeliği satsın diye Fener'i yarış içinde tutuyorlar sanki, geçen hafta Ankaragücü, bu maçta Başakşehir, ülke futbolu kurgulanmış.
Premier Lig’de salı akşamı oynanacak Tottenham Hotspur - West Ham maçına akreditasyonum çıktı. Birgün gazetesi o akşam Tottenham Hotspur Stadı’nda olacak, maç gözlemlerim sonrasında Birgün’de.
Gazla, marşla, hamaset edebiyatıyla futbol oynanmaz. Kendi liginin kalitesizliği aşikar. Championship takımı Brentford ‘un kadrosuna giremeyen çocukla Avrupa Şampiyonasına gidiyorsun. Bu seviyede çok yetersiz takım. Ağır sikletin karşısına tüy siklet çıkmış gibi.
Tutunamayan, kendisine bakmayan Süper Lig’e atıyor kendini, boğazda rakı balık. İyi çalışan, kendine bakan Premier Lig’de yıldızlaşıyor. İlkay Gündoğan’ı takdir etmek gerek.
Çuval dolusu para verip Exxen gibi yüksek maliyetli bir platform kuruyorsun. Sonra Şampiyonlar Ligi maçlarının haklarını satın alıyorsun. Ve yorumcu olarak seçtiğin meydan muharabesi anlatıyor. Neresinden tutsan yazık bir hikaye ülke futbolu.
4.5 milyon Euro ödediğin futbolcuyu kadro dişi bırakıp yerine Portekiz Ligi’nin 18. takımından 3.5 milyon Euro’ya oyuncu transfer edeceksin ve kulübün mali kaybını devlet bankasından karşılayacaksın öyle mi! Ülke futbolu hazin gerçekten...
Huddersfield Town matemetiksel olmasa da küme düştü gibi. West Ham deplasmanına yaklaşık 2000 taraftarla geldiler. Londra - Huddersfield arası 310 kilometre ve taraftarı küme düşmüş takımın peşinde. Futbol günlük hayatın bir parçası bu diyarlarda, marka değeri de o yüzden....