Bu adamın Anarko-Kapitalizmin kobay faresi olması çok iyi, bir şeyler yapıyor ve biz de sistemin gerçekten işleyip işlemeyeceğini canlı canlı izliyoruz
ARJANTİN'DE HAFTANIN ÖZETİ
• Enflasyon %11'e düştü.
• Milei, şirketleri eşit sayıda kadın ve erkeği işe almaya zorlayan cinsiyet eşitliğini kaldırdı.
• Milei, devlet kurumlarıyla olan tüm politika aracılarını yasakladı.
• Milei ve Elon Musk buluştu.
21 Eylül 1937'te, 2. Tarih Kongresi sırasında İsmet İnönü, bir kağıda: "Bana dargın mısın?" yazıp, Atatürk’e uzattı. Atatürk’ten gelen cevap kağıdını ise ömür boyu sakladı.
"Hayır, her şeyi unuttum; bildiğin gibi, arkadaşım ve kardeşimsin."
Türkiye gündemi bu şahsın ölümünden sonra şizofrenik zırvalarla meşgul olmaktan biraz olsun kurtuldu.
"Şeriat gelsin de isterse Türkiye batsın." diye zırlayan, Shakespeare'i Şeyh Pir zanneden, Stalin'in II. Dünya Savaşı sırasında kumlara Ayet el-Kürsi okuttuğuna inanan bir
Suriye'de Türklere ait olan her nokta saldırı altında, Hatay'da Türk vatandaşlar sokaklara inmeye başlamışlar ama televizyondaki hiçbir kanalda en ufak bir haber yok. Geleneksel medyanın ne kadar vasıfsız bir hâle geldiğini daha iyi görüyoruz
Hakan Ural’dan pahalılık eleştirisi:
“2 tane döner aldım. Oğlum dedim, iki porsiyon döner 1370 TL olur mu?
İçim parçalanarak verdim, mekanda yesem 1.600 TL. Çok pahalı abi her şey.”
CHP Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Bozbey, yaptığımız haberler sonrası yeğenini belediye şirketine başkan olarak atadığını kabul etmişti.
Mustafa Bozbey'in:
• CHP Bursa Milletvekili Kayıhan Pala'nın eşi Şafak Pala'yı, Bursa BB'ne daire başkanı olarak göreve
18. yüzyıldan itibaren koloni kahvesi olarak bilinen kahveler ortaya çıkana kadar, Türk kahvesi olarak tüketilen Yemen kahvesi bütün Avrupa'da çok sevilen bir içecekti.
En sevinçli günü, Çanakkale Zaferini aldığı andı. Mutluluktan resmen çılgına dönmüş, eşi Hayriye hanıma dönerek: "Hayriye... Öyle planlarımız var ki... Ah şu harbi kazandığımız gün, bilsen ne olacak.
Tahminlerimize göre 15 ya da 16. yüzyılda Yemen üzerinden Osmanlı topraklarına geldi 1543 yılına gelindiğinde İstanbul'a gemilerle kahve taşınıyordu, 1553 yılındaysa İstanbul sokaklarında ilk kahvehaneler açılmaya başlanmıştı.
İlk yıllarda kahvenin yurtdışına götürülmesine pek müsaade edilmedi, ancak iznin verilmesiyle beraber Venedikli tüccarlar, bu kahvelerini ülkelerine götürdüler ve 1615 yılında Venedikte ilk kahvehane açıldı.