Time, 2023 yılına damga vuran en iyi 100 fotoğrafı seçti. Depremde Diyarbakır'da çektiğim bu fotoğraf da seçkide yer aldı. Time, yapay zekanın hızlı yükselişi karşısında foto muhabirliğinin her zamankinden daha önemli hale geldiğine vurgu yapıyor.
Sur’un halen yasaklı olan mahallesinde ilk kez sandık kuruldu. Göç etmek zorunda kalan Sur seçmeni oyunu kullanmak için mahalleye geldi. Oyunu kullandıktan sonra da okul bahçesinden mahallelerinin son haline bakan yaşlı bir kadın.
Diyarbakır’da seçim ile ilgili röportaj yapmak için sorduğum “Kimin aday olmasını istersiniz” sorusuna 5 kişiden 4’ü “Niye ne yapacaksan?” diye sordu. Şuan hepsine tek tek röportaj veriyorum.
Hukuksuz bir şekilde 15 yıl ceza verildi. Kendinden o kadar emindi ki avukat bile tutmamıştı. Avukat tuttuk mahkeme tahliye edip davadan da beraat etti. 6 ay kaldı, çıktığında akciğer kanserine yakalanmıştı. Aylar süren korkunç ağrıların ardından bugün vefat etti, dayım...
Yanından eksik etmezdi fotoğraf makinasını. Kanserin pençesine düştü ve yıllarca tarifsiz acılarla mücadele etti. Tedavi sürecinde çok sevdiği ekipmanlarını sattı. "Hele bitsin, yine alırım" diyordu. Alamadı, Burhan bir daha fotoğraf çekemeyecek... Işıklar içinde uyu güzel insan.
Diyarbakır Yeniköy'de elektrik sayaçları direklere çıkarıldıktan sonra bugün DEDAŞ çalışanı sayacı okumak için merdivenle direğe çıktı. Saatlerin direklere çıkarılmasına tepki gösteren mahalledeki kadınlar merdiveni çekti, adam uzun süre direkte mahsur kaldı.
Sabah kaldığım eve baskın düzenlendi. Herhangi birşeye el konulmadı. Emniyete götürülerek, 3 klasörde toplanan, 2009’dan 2013’e kadar gittiğim ve yaptığım haberler soruldu. İfadenin ardından bırakıldım. İlgilenen ve soran dostlara çok teşekkür ederim.
Eskiden Diyarbakır beyefendileri minibüsü durdurup gidecekleri yeri değil, minibüsün nereye gideceğini sorardı. Bugün böyle bir beyefendi gördüm, minibüsü durdurdu ve şoföre “Nereye gidiyorsun?” diye sordu. Şoför “Yaw dayı senden kaldı mı yaw” dedi ve hayran hayran baktı :)
9 yıl önce çekmişim. Birçok haberde karşılaşırdık, gözüm hep boynunda taşıdığı fotoğrafa takılırdı. Bir ömrü boynundakilere olan özlemle yaşadı. Yıllar önce "Benim mezarım hazır" deyip duruyordu, oğlunun mezarı yanında boş bir mezar yaptırmıştı. O özlemle göçüp gitmiş bugün.
Diyarbakır’da 65 yaş ve üstü vatandaşlar 2 ay aradan sonra 4 saatlik izin için sokağa çıktı. Bağlar’da, edebilenler kendine parklara, bahçelere gitti, edemeyenler kendine evinin önünde oturdu.
Diyarbakır'da minibüste giderken şoför ayaktaki amcaya "Dayi orda boş yer var git kendine otır ayaxta kalma" deyince amca "Yok yegen zaten az ileride inceğem" deyip 8-9 durak sonra "Yegen burda indir" deyince şoför dönüp "Yaw dayi niye ecele edisen ne güzel gididıx kendimize." :)
Diyarbakır’da aşıya karşı ciddi bir direnç yok aslında, ciddi bir edememezlik sorunu var. Apartmandan 3 kişi, bakkal ve 2 akrabayı ikna edip aşılarını oldular. Hepsi de “Edemiyorum” diyordu. Geriye kalan 5-6 kişi hala “Edemiyorum” diye ısrar ediyor.
Bağlar’da pazarın başında bir çocuk ağlıyordu, “Ne oldu niye ağlıyorsun?” diye sordum, “Annem kayboldu” diyor. Bir an çocuk kayboldu diye çok korktum, neyse ki annesi kaybolmuş :) Çocuk kaybolacağına ihtimal bile vermiyor ya.
Diyarbakır’da Bağlar’ın ara sokaklarında fotoğraf çekerken bir genç peşime takıldı. Çektiğim fotolara bakınca, o da bana bakıp “Gene olmamiş değil?” diyor. Benden ayrılınca da “Abe saan bir nasihat, olmisa zorlama” dedi. O gün bu gündür zorlamıyorum, zaten edemiyorum artık.
Diyarbakır/Bağlar’da yürürken çocuk gözüme lazeri tuttu “Bu ne la” dedim “Abê lazerdir, onunla uçak düşürdüm” dedi. Bu yaşıma geldim böyle pırêze görmedim :))
Diyarbakır’da Covid-19 vaka sayıları artıyor ve çoğu delta virüsü. Sadece bugün öğrendiğim farklı semtlerde biri 9 aylık bebek 8 kişi enfekte olmuş ve karantinadalar. Vakalar da düğünden kaynaklı. Aşılama için sadece sağlık örgütlerinin değil tüm kesimlerin seferber olması lazım.
Ağrı Valiliği tarafından yapılan açıklamada, Doğubayazıt’ta evinin bahçesinde iple asılı halde ölü bulunan Feyzi Ertik’in AKP’ye yakın olduğu ve bu yüzden PKK tarafından infaz edildiği haberlerinin gerçek dışı olduğunu bildirdi.
Onlarca medeniyete ev sahipliği yapan 12 bin yıllık antik kent, en fazla 50 yıllık ömrü olan bir baraja kurban ediliyor. Hiçbir medeniyetin yıkmadığı tarih şimdi sular altında kalıyor!
#Hasankeyf
Diyarbakır’da, İl Sağlık Müdürlüğü’ne bağlı ekipler aşı için ambulansla Türkçe-Kürtçe anons yaptı, 1 saatte 15 kişi aşı oldu. Aş�� karşıtlığı değil, güven sorunu var ve bu ikna edilebilir düzeydedir.
Sur'da anahtarlar hak sahipleri yerine orta sınıfa verildi. Özgünlükten uzak, İzmir'in İstanbul'un 'şirin' bir semtine benzetilip turizm adı altında kapılar aynı sınıfa açıldı. Kazanan onlar ve şakşakçılarıdır! Diyarbakırlılara da ucuz iş gücüyle bu sınıfa hizmet etmek kaldı.
Bu müthiş yerin adı Geliyê Godernê’dir. Taşköprü olarak da bilinir. Kulp, Hazro ve Lice üçgeninde bulunan bu doğa harikası yer, Silvan barajı tamamlandığında maalesef sular altında kalacak.
Gecenin bu saati, adamın biri bağırıyor "Ulan Kürdüm ben Kürdüm, işsiz kalsam da aç kalsam da yine Kürdüm." Arkadaşları "Tamam kekê biz de Kürdüz, boşver tırrekler konuşsun, saan iş mi yok" diye teselli edip götürdü. Muhtemelen ihraç edilmiş.
CHP alternatif, güçlü ve net bir muhalefet yürütmedikçe, HDP de 'ceketimizi koysak alırız' zihniyetinden vazgeçmedikçe sonuç hep aynı olacaktır. Sonuç olarak tüm liderleri toplasanız bir Demirtaş etmez!
Adana’dayız. Gazeteciyiz deyince bir esnaf “Su kanalında bir cenaze bulundu. Gazeteciler de geldi. Çalışmalar sürerken gelip oturdular, çay ikram ettim. Ertesi gün bir baktım manşet olmuşum, biri şöyle bir manşet atmış ‘cenazeye karşı çay keyfi’. Yok yani çayı da onlar içti.”