Yeni bir Yunus Emre romanı okudum. Problem yine aynı. Onu elinde asa, sırtında aba,evi barkı olmayan, dağda bayırda avare gezen, ırmak, ağaç, kuş, çiçek görünce şiirler söyleyen, zamandan ve mekandan soyutlanmış biri olarak anlatmaya devam ediyor romancılarımız.