Gezi ruhunun, dayanışma ve yoldaşlık bilincinin bu seçimdeki simgesel adayı Can Atalay'ı Hatay vekili olarak Silivri zindanından Ankara'ya göndermek 14 Mayıs'ın dar siyaset kaygılarını önemsizleştiren en anlamlı siyasal mesajlarından biri olacaktır.
GEREKÇELİ TİP DESTEĞİ
14 Mayıs’ın gerici tek adam rejiminden kurtulmak, toplumsal siyasetteki tıkanıklığı aşmak yolunda tarihsel bir fırsat olduğu, tüm rejim ve düzen karşıtlarının seçim mühendisliğini fetiş haline getirmemek koşuluyla bu bilinçle davranması gerektiği ortada.
GÜLE GÜLE METİN ÇULHAOĞLU
Birkaç saat önce göçtüğünü öğrendim. Çok üzgünüm. Eksilme duygusu ve bir daha göremeyecek, yazılarını okuyamayacak olmanın burukluğu içinde, güzel uyumasını diliyorum. Özgün sesi ve sözüyle yaşamaya, aramızda olmaya devam edecektir.
Bu olanak ve olasılığı ciddiye alıyor, Emek ve Özgürlük İttifakı içinde kendi adı ve adaylarıyla giren Türkiye İşçi Partisi’ne oy vermenin, desteklemenin doğru olacağını düşünüyorum. Bu çerçevede İzmir 2. Bölge’de oyumu TİP adayı İrfan Değirmenci için kullanacağımı duyuruyorum.
7 GÜN KALA
Toplumdaki değişim isteği derin bir nehir gibi yatağını zorluyor. Erdoğan dönemi bitiyor.
Millet İttifakı toplumsal muhalefetin gerisinde. Yeni meclis çoğunluğu da öyle olacak.
Bu durumda YSP’nin, TİP’in, sosyalist adayların mecliste temsilleri kilit önem taşıyor.
Toplumsal etkiye sahip bir sosyalist parti, yanlış karar verdiği zaman yalnız kendisine değil, sosyalizm davasına zarar vermiş olur. Bu örnekte şeytan ayrıntıda değil esastadır. Esas yanlış, kurallarını başkasının koyduğu bir oyunda rol kapmaya çalışmaktır.
14 MAYIS AKŞAMI YSK, KAZANILMIŞ BİR SEÇİMİ ÇALAN BİR KARAR AÇIKLARSA NE YAPACAĞIZ?
Bu soru ciddidir. Tüm toplumsal muhalefet güçlerine, en başta sol, sosyalist örgütlerimize, hepimize bu soruya yanıt için zihinsel, pratik ve örgütsel hazırlık sorumluluğu düşüyor. Gezi ruhuyla!
14 Mayıs sonrasını kazanmanın yolu ise bu temsil ile parlamento dışı emek ve sosyalizm güçlerinin devrimci mücadele birliğinin kurulmasından geçiyor. Bu doğrultudaki bir açılıma en çok katkı yapacak seçenek olduğunu düşündüğüm için “bir oy Kılıçdaroğlu’na bir oy TİP’e” diyorum.
Biraz önce Gökhan Zan'ın Aysever'le yaptığı yarıda kesilen söyleşiyi izledim. TİP bu kişiyi aday göstermekle telafisi olmayan bir yanlış, adaylıktan çekerek ise doğru yaptı. Söyleşi ise, oyun içinde oyun, TİP'e karşı kumpas izlenimi veriyor. Işık daha çok ışık...Hakkımız.
TİP’in seçimde alacağı sonuç ve seçimden sonra izleyeceği yol, yalnız kendisi için değil Türkiye sosyalist hareketi için de bir sıçrama, birleşme zemini yaratabilir.
Bu seçimin solda öne çıkan öznesi TİP'tir. TİP, son beş yıllık dönemde parlamento kürsüsünü iyi kullanmış, sosyalizm düşüncesini toplumsallaştırma yolunda mesafe almış, marjinallik ve likidasyon çemberlerini zorlamış, seçime kendi gücüyle katılma özgüveni göstermiştir.
Güneş Gümüş'ün aşağıda linkini verdiğim yazısı, seçimdem sonra tüm çıplaklığıyla gündeme gelecek sosyalizm-radikal demokrasi ayrımının teorik şifrelerini veriyor.
DUYAN OLURSA 1
7 Ekim “olay” küresel hegemonya kavgasının Ortadoğu/Avrasya coğrafyasındaki sıcak ve kanlı bir evresinin açılışıdır. Filistin halkı dışında bu savaşın haklı tarafı yoktur. Hiçbir tarafın sivil can kayıplarını meşru gösterecek hiçbir mazereti yoktur.
Seçimde ağır bir yara alan Erdoğan, Wan darbesiyle TÜSİAD'a, "yerli" sermayeye ve ABD'ye "devlet hâlâ benim" demiş, Irak'a müdahaleye hazırlık adımlarından birini atmış oluyor. Bu operasyona karşı direnç, ekmek, barış, özgürlük isteyen herkesin hakkı ve görevidir.
Gökhan Zan'ın son açıklamasından sonra akla gelen soru: Lütfü Savaş karşısında Mustafa Sarıgül'e fit olmak sosyalistler açısından "paradigmayı değiştirmek" mi oluyor?
"Terör", seçilmiş hedeflere çıplak ya da siyasal şiddet uygulayarak çoğunluğu yıldırma eylemidir. Dünkü karar, "Anayasa, AYM yok; ben ne dersem o” diyen tek adam devletinin giriştiği en son, en pervasız terör operasyonudur. Sözle değil, demokratik kitle eylemiyle püskürtülebilir.
Türkiye, seçime katılma oranının yüksek olduğu, yurttaşın elindeki biricik siyasete katılma aracı olan oyu önemsediği ender ülkelerden biridir. Bu çerçevede, 14 Mayıs seçimi Türkiye toplumunun bundan sonraki siyasal yelpazesinin biçimlenişinde önemli bir rol oynayacaktır.
Amaç disiplininden kopmamak koşulu ile herhangi bir mücadele biçimini, aracını önsel ve kategorik olarak yadsımıyorum. Önemli olan, aracın nasıl kullanılacağı, amaç yolunda asıl yürüyüşü nasıl, hangi yönde etkileyeceğidir.
Dünyanın seçim yoluyla değiştirildiği bugüne dek görülmedi. Yalnız tarih değil, yakın dönemin “başarılı” iki örneği olan Syrizya ve Podemos deneyimleri, amaç sosyalizm olduğunda esas olarak bu kulvarda yürümenin düzen değişikliği getirmeyeceğini açık biçimde gösterdi.
HAVA LİMANI İŞÇİLERİNİN İSYANINI SELAMLIYORUM.
Potemkin zırhlısı işçilerinin "kurtlu ete" isyanı gelmekte olanın öncü-erken kıvılcımıydı. Rejimin kalbindeki "tahtakuru" isyanı yeni bir dönemin açılış işareti neden olmasın?
Mücadeleyi ve dayanışmayı yükseltmenin tam zamanı.
"Genç idin, tez idin, sıra bilmezdin/Sana bu ateşten çokça pay düştü."
Bu topraklarda yaşayan halkların sevgiyle içtenlikle bağrına bastığı, yeniden filizlensinler, boy atsınlar diye gönül toprağında yaşattığı devrimci canlarımızı Üç Fidan'ımızı selamlıyorum.
İlerici yurttaşlar, emekçiler, devrimciler, sosyalistler ne olur normal bir seçime giriyormuşuz gibi yapmayalım. Seçimle gitmemek için her şeyi yapacaklardır. Darbe yalnız silahla olmaz. Önlemenin etkili yolu, demokratik, örgütlü caydırıcı bir irade göstermektir.
SEÇMEN SOLA, CHP SAĞA, SOL NEREYE?
Dünkü oylamada nesnel ve sosyolojik olarak sol içerikli tepki sağa açılan CHP'ye yöneldi.
Sosyalist partilerimiz, ne yazık ki, sol şeritteki büyük boşluğu doldurmaya aday bir siyasal varlık ve inisiyatif geliştiremediler.
Seçime 19 gün kala HDP ve Yeşil Sol Parti üye ve yöneticilerine, baro üyelerine, gazetecilere, şu ana kadarki bilgilere göre 126 yurttaşa yöneltilen siyasal operasyonu, gözaltıları kınıyorum. Korkunun ecele faydası yoktur!
Metin Çulhaoğlu, halkçılığın (popülizmin) özünü "Kapitalist sömürüye ve eşitsizliklere karşı geliştirilen yarı içgüdüsel, naif tepkiler/korkular ve 'çare' adına maddi temelden yoksun aranışlara yönelme" diye tanımlamıştı.
Demirtaş'ın dün Diken'de yayımlanan yazısı ve TİP Genel Başkan Yardımcısı Doğan Ergün'ün açıklaması seçim sonucu ve ittifak-yoldaşlık hukuku açısından son derece değerlidir ve hiçbir şey için geç değildir.
Demirtaş, Türklerin ve Kürtlerin bu topraklarda birlikte yaşama iradesine, Kürt dinamiğinin Türkiyelileşmesine çok değerli katkılar yapmış, cesur, ilkeli, içtenli genç bir siyasetçidir. Toprak ve emek kardeşliğinin simgesidir.
Seçime 30 gün kaldı. 15 Mayıs sabahına, tazelenmiş bir enerji, umut ve yapma gücüyle başlamak için bu 30 günün her dakikasını, öncelikli ortak hedeften sapmadan, gevşemeden, dayanışma ve örgütlülüğü yükselterek değerlendirmek gerekiyor.
ZOR AMA OLANAKSIZ DEĞİL
Olanak: Hile ve oy gasplarına rağmen Erdoğan güvenoyu alamamıştır! Zorluk: Gaspa boyun eğen bir muhalefet ikinci turda da kazanamaz!
Öneri: İkinci turu kazanmak için, hep birlikte gaspı açığa çıkaran, ilk turun iptalini isteyen bir kampanya örgütleyelim.
14 MAYIS’TAN ÖNCE 1 MAYIS
Emek, toprak kardeşliği ve sosyalizm bayrağını yükseltmek, birlik ve dayanışmayı pekiştirmek, seçim sonucunu tanımamayı düşünenleri bu emellerinden caydıracak toplumsal bir irade beyanında bulunmak için seferberlik ve Gezi ruhuyla 1 Mayıs’a.
SEÇİME DOĞRU ÜÇ ÖNCELİK
Birinci önceliğimiz tek adam rejimini hiçbir hileye, manipülasyona alan bırakmayan kesin, tartışılmaz bir yenilgiye uğratmaktır. Tartışma, gevşeklik, ikircim ve kuşku zamanı değil. Kararlılık, özgüven ve karınca çalışkanlığı bizimle olsun.
Henüz kitapçılarda ulaşmadı. İstanbul kitap fuarında indirimli fiyattan edinilebilir. Doğrudan Yordam' Kitap'tan siparişlerde de indirim var. https:/www.yordamkitap.com
METİN FEYZİOĞLU SARAY KADROSUNA ALINSIN!
İzmir Barosunun çağrısı etkisini gösterdi. Şu ana dek, İstanbul, Adana, Bursa, Antalya, Muğla, Aydın, Van, Kocaeli ve Ordu Baroları saraydaki ayine katılmayacaklarını açıkladılar.
Arkası gelecektir.
Türkiye’nin Haziran 2003’te onayladığı BM Medeni ve Siyasi Haklar Sözleşmesi’nin 20. maddesine göre “Her türlü savaş propagandası” yasak. Bu Sözleşme, Anayasa Md. 90/5 e göre yasalardan bile üstün. Üstünlerin hukukuna göre ise "savaşa hayır" demek suç.
DUYAN OLURSA 4
İç ve dış dinamiklerin iç içe geçtiği, bölgedeki her gelişmenin herkesi doğrudan etkilediği koşullarda bize düşen, savaşın sınırda ve bunalımdaki kapitalizmin ürünü olduğunu propaganda etmek, savaşa ve kapitalizme karşı mücadeleyi ivmelendirmektir.
14-28 Mayıs için şöyle yazmıştım: "Bu seçimlerin ayırt edici özelliklerinden biri, seçim sürecine siyasetsizliğin egemen olmasıdır. Siyaset, çok önemli ölçüde kimin, kimlerin seçileceğine indirgenmiş, Erdoğan’dan kurtulma hedefine, seçim mühendisliği senaryolarına kilitlenmiştir
Komünist Ufuk'a Ulaşım
Dağıtım şirketleri ve kitabevleri çok satacaklarını düşünmedikleri kitaplara mekanlarında yer açmaya eğilimli değiller. Yayınevlerinden ancak istek ve sipariş geldiğinde talepte bulunuyorlar. Bu nedenle, kitapçılara sipariş vermek önem kazanıyor.
Dün tahliye edilen ÇHD'li avukatlar, aynı mahkemenin kararıyla yeniden gözaltına alındılar.
Bu çıplak hukuksuzluk, yalnız hukukun bittiğini değil, egemen zalimlerin sınıf kinini, haklı olanlar karşısındaki büyük korkusunu gösteriyor.
Korkunun ise ecele yararı yoktur.
Kadın hareketinin düzen karşıtı gizil gücünden ödleri kopuyor. "Aile"yi korumayı, kadın düşmanlığını sivriltmeleri bundan. Korkunun ecele yararı olmadığını kanıtlamak için ise bizim bu hareketin evrensel kurtuluşçu ruhunu bilinçte ve eylemde öne çıkarmamız gerekiyor.
ASGARİ ÜCRET KONUSUNDA FARKLI BİR ÖNERİ
"Dünyada ve Türkiye'de Komünist Ufuk" kitabımın 376-388 sayfaları arasında Asgari Ücret ve Evrensel Temel Gelir başlıklarını tartıştım. Aşağıda oradan Asgari Ücret'le ilgili kısaltılmış pasajlar aktarıyorum.
Burhan Kuzu, törene katılmayacaklarını açıklayan barolara, "Metin Feyzioğlu'nu örnek alın" diye yol göstermiş.
Madem bu kadar çok seviyorlar; saray kadrosuna alsınlar. Böylece görüntüyü gerçeğe uygun hale getirmiş olurlar.
Parmak ayı gösterirken, aya değil parmağa bakmaktan (adaylar, seçim) biraz uzaklaşıp, Ukrayna savaşının kazandığı yeni boyuta ve Anayasa Mahkemesi'nin, cumhurbaşkanının 37 düzenlemesini iptal eden kararına bakmak ufuk açıcı olabilir.
Önceki günkü mesajımı bir kez daha iletiyorum: Önemine rağmen, seçim, oy, vitrin, popülerlik vb. sınıf ve sosyalizm mücadelesinin bağımsız varlık ve örgütlülüğünü ikame edemez. Bu 1 Mayıs'a seferberlik ruhuyla, sınıf, sınır ve zaman bilinciyle hazırlanmak gerekiyor.
Dün gece, ABD ve İngiltere Yemen'deki Husi hedeflerine uçak, gemi ve denizaltılarla saldırdı. Avustralya, Bahreyn, Kanada ve Hollanda saldırıyı desteklediklerini açıkladılar. Bu, Ortadoğu'daki küresel savaşın yeni ve tehlikeli bir evresine girildiği anlamına geliyor.
Hüsnü Mahalli dün TELE 1'de İsrail devleti kurulduğunda Filistin topraklarının yalnızca yüzde 6'sına sahip olduğunu açıkladı. İlber Ortaylı'nın "Filistinliler toprak sattılar" kulaktan dolma iddiasını yerle bir etti.
Dün, güzel bir İzmir gününde dünkü imza-söyleşi toplantımıza katılan, tüm dostlara teşekkürler. Kitap okunduktan sonra küçük gruplar halinde gerçek anlamda interaktif söyleşiler örgütlemek için anlaştık.
DUYAN OLURSA 2
Çatışmanın tarafları şimdilik, ABD-AB-İsrail-Azerbaycan ile Rusya-İran-Suriye-Hamas-Hizbullah olarak netleşmiştir. Durdurulamazsa hiçbir devlet, hiçbir siyasal örgüt savaşın dışında kalamaz. Bölge insanları olarak hepimizi zor zamanlar bekliyor.
Dil, din , etnik köken, cinsiyet farkı tanımayan laiklik, eşit yurttaşlık, sınıf ve toprak kardeşliği ilkelerine dayanan kurucu iradenin parlamentoda temsili önemlidir. Parlamento dışı toplumsal muhalefete meşruluk ve güç kazandıracak araçlardan biri meclisteki temsiliyettir.
Hollanda ve Arjantin seçim sonuçları, sınırda kapitalizmin ırkçılık, kadın, emek düşmanlığı yılanlarına sarıldığını, ama aynı zamanda soldaki tıkanıklık ve boşluğun bu iki toplumda, özellikle Arjantin’de “anti siyaset” e büyük bir alan açtığını gösteriyor.
Sosyalizmi toplumsallaştırmak isteyenler için Mélenchon’un üç önermesi:
Bir materyalist için antagonizma toplumsaldır.
Antagonizma toplumun tamamına yayılır.
Halkı birliğini sağlamanın anahtarı sistemden kopmaktır. Söyleşinin tamamı için:
Doğayı değiştirirken kendisini de değiştiren, öğrenen, birlikte bilen ama öğrendiklerinden, alıştıklarından kolay vaz geçemeyen varlıklarız. Değişimin itici gücü ise en sabırlı ve etkili öğretmen olan yaşamın kendisi.
Saray darbesinin apaçık, normal bir seçimin hayal olduğu bir ortamda,”az kaldı, seçimle gidecekler” demek yalnızca siyasal körlük değil, sözcüğün gerçek anlamıyla ihanettir.