Uzun bir aradan sonra yeniden merhaba.
Trollerin sahtekarlığı sonucu kapatılan eski hesabımı geri alıncaya kadar buradan devam edeceğim. Bu yeni hesabım.
Takibe alır ve duyurulması için destek olursanız müteşekkir olurum.
Aylar sonra ilk yazı.
Maalesef bir acı olay üzerine...
"Ona “yabancı” diyenler, Albert Camus’nun “Yabancı"sından daha da yabancı gömdüler en yakınlarını."
Nur içinde yatsın, Nahit Emre!
Her şeyden önce vicdanlı bir insan hakları aktivisti olan Şebnem Korur Fincancı, taramalı propaganda makinesinin algı operasyonu eşliğinde tutuklandı.
Şimdi gelin bu algı operasyonunun “mermi” ayağı nasıl yapıldı bir bakalım.
1/7
Tek tek, cevap veremediğim herkesten özür dilerim. Geçmiş olsun dileklerinde bulunan, hoşgeldin diyen, beni sağlıklı görmekten duyduğu memnuniyeti dile getiren herkese ayrı ayrı teşekkür ediyorum. İyi ki varsınız.
2.Bölüm
"E. Cioran’ın kullandığı anlamdan farklı bir şekilde söyleyeceğim; `İçinde peygamber uyuyan insanlar` bunlar. İhtiyaç duyduklarında uyandırır ve konuştururlar. Konuşan kendileridir ama size peygamber gibi sunarlar.
İtiraz etme şansınız var mı?"
Merhaba. Bundan önceki asıl Twitter hesabım
@AhmettDonmez
yeniden açıldı. Bundan sonra oradan paylaşımlara devam edeceğim. Bu hesap yedek olarak kalacak. Gösterdiğiniz ilgi ve destek için çok teşekkür ederim.
Soylu, bir akıl tutulması mı yaşıyor? Açık açık, Türkiye Cumhuriyeti olarak ABD’de terör saldırısı organize edeceklerini ve misli ile can alacaklarını söylemiş.
Hem nasıl bir terör hükümeti olduklarının hem de ne kadar boş boğaz olduklarının itirafı.
Dizinin 3. ve son bölümü…
“İşin ilginç tarafı, 15 Temmuz’la ilgili AKP tarafı da Cemaat tarafı da kendilerini ayetler ve dinî kaynaklar üzerinden ‘teyid’ ediyor.”
Yeni yazı...
"Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın `kader` açıklaması ile Gülen Cemaati’nin önde gelenlerinden Abdullah Aymaz’ın, `Asr-ı Saadet’ten örnekler ve günümüz` başlıklı yazısını aynı gün okudum."
1. Bölüm
1- Mirgün Cabas, gazeteciliğine saygı duyduğum biri ama bu yayında Hakan Şükür’le neden şimdiye kadar röportaj yapmadıklarını açıklarken kullandığı “nafile çaba olacaktı” mazereti meslekî olarak kabul edilemez.
Haşim Söylemez, alanında Türkiye’nin en iyi gazetecilerinden biri, belki de birincisi idi.
Yıllardır boğuştuğu ağır hastalığa mı üzülelim yoksa şöyle bir video çekilmek zorunda kalınmasına mı?
Gerçekten çok acı verici.
Yeni video;
Mafyanın iktidar olduğu, suç örgütlerinin çakarlı arabalarla gezdiği, terör örgütlerinin şehre yerleştiği Türkiye'de
@RTErdogan
rejiminin polisleri kemoterapi gören hasta gazetecinin peşine düştü.
Tebrikler
@suleymansoylu
!!
Erdoğan öyle bir politikacı ki, 20 yılda ters yüz olmayan, bir birine karışmayan, içi boşalmayan, anlamını yitirmeyen bir şey bırakmadı nerdeyse. Daha doğrusu herkes için iyi bir turnusol oldu.
Toplumda var olan çürümüşlüğü çok hızlı şekilde açığa çıkardı.
O hepimizin imtihanı.
Çözüm Sürecinde basılan ve o zaman TRT Haber’de de tanıtımı yapılan “Dağın Ardına Bakmak” isimli kitap zaten epey gündem oldu. Mermi meselesi de bu şekilde.
Ne kaldı geriye?
Dezenformasyon Yasası diyorlar ya; asıl dezenformasyonu yapan devletin ve hükümetin ta kendisi.
7/7
Yeni yazı...
"Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın `kader` açıklaması ile Gülen Cemaati’nin önde gelenlerinden Abdullah Aymaz’ın, `Asr-ı Saadet’ten örnekler ve günümüz` başlıklı yazısını aynı gün okudum."
1. Bölüm
Metamfetamin kullanımı 11 yaşa kadar düşmüş;
anne babalar “Çocuğum bari evde içsin, sokakta düşüp ölmesin” deme noktasına gelmiş;
kimi aileler çocuklarını bu belaya karşı evine zincirlemeye başlamış…
Bu da “kader” herhalde. AKP Türkiyesi’nin kaderi!
Türkiye’de bir metamfetamin salgını var. Sarayın düzeni bu salgını besliyor. Bakmayın “okul önünde uyuşturucu satanın bacaklarını kırarız” palavrasına. Bugün size Sarayın kara para ile bu zehiri nasıl sokaklarımıza davet ettiğini anlatacağım. Kirli paranın sonucudur bu.
It’s quite obvious that this is not a journalistic work. The Turkish intelligence service targets dissident journalists in exile by publishing their photos and addresses on the regime's apparatus to silence them.
Now it's the turn of journalists in Sweden.
Who / what is next?
Turkish intelligence MIT stepped up the campaign of intimidation and harassment targeting investigative journalists abroad.
The agency leaked surveillance photos of me and my house in
#Sweden
to regime mouthpiece Sabah daily today.
I will not be cowed into silence.
Üzgünüm Emrah ama ben medyanın susturulmuş olmasının arka sıralarda kaldığını düşünüyorum. Bana göre asıl sebep, seçmenin Erdoğan’a yönelik “tanrı-kral” algısının devam ediyor oluşu. Medyanın susturulması ve diğer bütün etmenler de bunun bir sonucu.
İngiltere'de ekonomik sebeplerle bir başbakan gider diğeri gelirken TR'de çok daha derin bir kriz varken yaprak kımıldamıyor. Bunun ana nedeni medyanın susturulmuş olmasıdır. Bu şekilde 2002'deki gibi ekonomik krizin önce siyasi krize sonra erken seçime yol açması engelleniyor.
Norveçli belgeselci Jorgen Lorentzen’in çektiği 15 Temmuz belgeseli “Allah’ın Bir Lütfu / A Gif’te From God”, artık YouTube’da.
Belgeselde benim “İŞTE 15 TEMMUZ’U SARSACAK BELGE: Savcı, olaylar daha olmadan tutanağa yazmış” haberim de yer alıyor.
Link:
Hayır, eskiden de şimdi de “namuslular ve namussuzlar” olarak ikiye ayrılıyordu.
Bugün için bütün mesele; ‘yerli-milli’ goygoyu ile halkını soyan, hırsız, yalancı, hukuksuz, vicdansız, zorba, despot bir rejimden yana olup olmamak.
Türkiye siyasal haritası artık sağ-sol, laik-dindar, Türk-Kürt, Alevi-Sünni diye ayrışmıyor. Türkiye siyasal haritası artık milli ve gayrımilli olarak ayrışıyor.
Eğer bu görüş doğruysa Emniyet, Keleş mermisi olmayan bir mermiyi öyle lanse etmiş demektir.
Sırf PKK kullandığı için...
Sırf PKK ile özdeşleştiği için…
Emniyet terör dairesi mermiyi bilmez mi? Bilir ama işlerine gelmiyor.
Amaç zaten baştan ‘terör’ algısı oluşturmak.
6/7
Dizinin 3. ve son bölümü…
“İşin ilginç tarafı, 15 Temmuz’la ilgili AKP tarafı da Cemaat tarafı da kendilerini ayetler ve dinî kaynaklar üzerinden ‘teyid’ ediyor.”
5- Yayında en çok hoşuma giden şey,
@ilkercanikligil
‘in Türkiye’deki bütün kesimlerin aynı olduğunu ve her grubun “Ülke sadece benim olsun” zihniyetinde olduğunu söylemeseydi.
Bence Türkiye’nin tek kurtuluşu bu kabulün çoğalmasında yatıyor.
TEM Daire Başkanlığı, Fincancı’nın evinden Kalaşnikof mermisi çıktığını açıkladı.
Aslında sadece 3 merminin Keleş olduğu belirtiliyordu ama sanki hepsi öyleymiş gibi bir algı oluşturuldu.
Peki o 3 mermi de gerçekten Keleş mermisi miydi?
2/7
Oğlum Esat Ziya ile “Sineklerin Tanrısı” kitabı üzerine bir sohbet…
Tam da kitabın kahramanlarının yaşına geldiğinde okudu ve bu yaş gözüyle kitaptaki olayları yorumladı.
İyi bir Pazar seyri olabilir…
Bununla ilgili bir uzman görüşünü paylaşmak istiyorum:
“Fincancı’dan çıktığı belirtilen mermilerin Keleş mermisine tip olarak benzememesi bir yana, kutudaki, arkasında 9 KB, yani 9 Kısa Browning yazan tabanca mermilerinin çapı 9 mm’dir. Kovan yüksekliği ise 17 mm++”
3/7
2.Bölüm
"E. Cioran’ın kullandığı anlamdan farklı bir şekilde söyleyeceğim; `İçinde peygamber uyuyan insanlar` bunlar. İhtiyaç duyduklarında uyandırır ve konuştururlar. Konuşan kendileridir ama size peygamber gibi sunarlar.
İtiraz etme şansınız var mı?"
Yeni yazı...
"Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın `kader` açıklaması ile Gülen Cemaati’nin önde gelenlerinden Abdullah Aymaz’ın, `Asr-ı Saadet’ten örnekler ve günümüz` başlıklı yazısını aynı gün okudum."
1. Bölüm
Swedish PM Ulf Kristersson finally met Erdogan. As soon as he took office, he knew what's o'clock and noticed that he was dealing with a madman who called a veteran and well-known journalist
@bkenes
a "terrorist". Welcome to the club Mr.
@SwedishPM
Sveriges statsminister Ulf Kristersson
@SwedishPM
, träffade äntligen Erdogan. Han insåg tidigt att han hade att göra med en galning som kallade en högre och välkänd journalist för “terrorist”.
@bkenes
Sveriges statsminister Ulf Kristersson
@SwedishPM
, träffade äntligen Erdogan. Han insåg tidigt att han hade att göra med en galning som kallade en högre och välkänd journalist för “terrorist”.
@bkenes
4- Üzgünüm ama bu yayındaki konuşmalara baktığımda
@ilkercanikligil
gazeteci olmadığını sık sık vurgulamasına rağmen
@MirgunCabas
’a göre daha “gazeteci” gibi yorumlar yaptı.
Bazen politik tavırlarımız meslekî körleşmeye yol açabiliyor.
Erdoğan, “Kuracağımız kameralar ve yüz tanıma sistemleri ile, suçluları sokağa çıkamaz hale getireceğiz” demiş.
Şubat ayında yaptığım videoda anlatmıştım; konu sadece İmamoğlu değil diye
Kod Adı Maya: Yapay zekalı yeni gözetleme sistemi yakında devrede
“Kutudaki mermilerin çapından hareketle yaptığım fotoğraf analizinde mermilerin fişek yüksekliğinin 51 mm civarı olduğunu düşünüyorum.
Oysa Kalaşnikofların kovan yüksekliği 39 mm’dir. Yani kutudaki tüfek mermileri 7.62x39 olan Kalaşnikof mühimmatı değil, ++”
4/7
7- Son olarak;
@hakansukur
’ün de Mirgün Cabas’ın “Gördünüz mü bak, röportaj gerçekten de nafile çabaydı” derken kullandığı bazı argümanlar üzerinde düşünmesinde yarar olduğu fikrindeyim. Dünyaya söyleyecek sözü olan ve derdini anlatmak isteyen biri olduğu için…
“++ muhtemelen 7.62x51 (.308 Winchester olarak da bilinir) olan standart NATO mühimmatı veya bu ölçülere yakın bir mühimmattır. Bunu kullanan bir çok silah vardır. Sivillere satılan yivli tüfekler de dahil.”
5/7
2- Bir röportajı yapmadan nafile olup olmayacağını bilemezsiniz.
Ayrıca bu biraz da beceri itirafı gibi bir şey. Çünkü o röportajı nafile olmaktan çıkarmak, biraz da gazetecinin marifetleri ile ilgilidir. Usta röportajcıların yığınla böyle örneği var.
3- Ayrıca muhatabınız sadece sizin istediklerinizi söylerse değerlidir anlamı çıkar ki bu da meslekî olarak problemli bir durum.
Kaldı ki size “nafile” dedirtecek bir röportaj olması bile bazen bir şey ifade eder, bir anlamı vardır. Muhatabınızın fotoğrafını çekmiş olursunuz.
6- Ama ironik olarak, herkesin Hakan Şükür röportajından dolayı kendisini linç ettiği bir cinnet ortamında İlker Canikligil’i yayına alıp objektif, içten ve böylesine sempatik bir yayın yapmak da
@MirgunCabas
’a teşekkür etmeyi gerektirir.
Dizinin 3. ve son bölümü…
“İşin ilginç tarafı, 15 Temmuz’la ilgili AKP tarafı da Cemaat tarafı da kendilerini ayetler ve dinî kaynaklar üzerinden ‘teyid’ ediyor.”
Aylar sonra ilk yazı.
Maalesef bir acı olay üzerine...
"Ona “yabancı” diyenler, Albert Camus’nun “Yabancı"sından daha da yabancı gömdüler en yakınlarını."
Nur içinde yatsın, Nahit Emre!
Başınız sağolsun.
Onu hep güler yüzü, coşkulu anlatımı, kulakta yer eden sesi ve çocuksu enerjisi ile hatırlayacağız. Sanki eski Türkiye’nin gülen, hatırlanası tarafı gibi…
Nur içinde yatsın!
Teşekkürler… Tahmin edersiniz, başsağlığı mesajları çok, gerçekten çok. Herkese tek tek teşekkür etmeyi isteriz, ama inanın imkânsız. Topluca teşekkür ettiğim için kusura bakmazsınız umarım. Eksik olmayın.
Yeni yazı...
"Burada hala güvenle bel bağlanan ve belki de bu fotoğraftaki yıkımın gerçekten çöpe gitmesini sağlayabilecek tek kişi Kılıçdaroğlu.
Peki ya seçimden sonra?
Hala öyle olmaya devam edebilecek mi?
Ne ilgisi mi var seçimle?
Bir bakalım..."
Soylu ayrıca ABD’nin neden böyle bir saldırı planladığını da açıklamalı. Amaç ne olabilir? Zira seçim dönemlerinde patlayan bombalar iktidar partisine yarıyor. 7 Haziran’da gördük. Sedat Peker’in uyarı videolarında gördük. Defalarca gördük.
Sitede bir sorun oldu ve şu anda girilemiyor. Sorunu gidermek için çalışıyorum. Sabrınız üçün teşekkür ederim.
Problem hallolana kadar şimdilik sesli yazı ile yetinelim:
Dizinin 3. ve son bölümü…
“İşin ilginç tarafı, 15 Temmuz’la ilgili AKP tarafı da Cemaat tarafı da kendilerini ayetler ve dinî kaynaklar üzerinden ‘teyid’ ediyor.”
Çelebi’nin vb AKP’ye geçişi partililerde hiç bir sorgulamaya, düşünmeye veyahut sindirim sorununa yol açmıyor.
1- Lider en doğrusunu bilir, kararı sorgulanmaz
2- İşler iyi giderken bunlar konuşulmaz 3- İnsanoğlunun “doğrulanma” ihtiyacı
inanılmaz
4-Savaşlarda ilke aranmaz (!)
Normalde devletler ve gizli servisler, eğer gerçekten delillendirmişlerse, hedef ülkeye
bu tür mukabelelerde bulunur. Bu da bir terör olsa da maalesef bir realite olarak sayısız örneği var.
Yapıldığı zaman sadece ilgilisi bilir. Öyle uluorta sokakta ve medya önünde ilan edilmez
Erdoğan: Çocuklar kaç tane?
Çelebi: 1 tane efendim, doktora biraz kariyer...
Erdoğan: Olmaz ya, bu işin kariyeri çocuk doğurmaktır. Çocuk çok önemli. Allah'tan isteyelim, devam. PKK'nın 5 tane, 10 tane, 15 tane var.
Çünkü yarın herhangi bir ülkede bomba patlasa sorumlusu siz olursunuz.
Ha, AKP rejiminin böyle bir kaygısı yoktur ve zaten bundan besleniyordur, o ayrı.
Ama eğer sağduyulu bir devlet aklı varsa (ki olmadığı ortada) bu durumdan rahatsız olması gerekir.
BREAKING:
The leaders of the EU, USA, Germany, France, UK, Italy, Japan, Spain, Canada and the Netherlands have started their emergency roundtable meeting about the missile strike killing 2 people in Poland tonight.
The meeting is taking place at the G-20 Summit in Indonesia.
@fatihceyhangeo
“Ne zaman yazdınız?” gibi bir soruya cevap vermeyi gereksiz gördüğüm için vermedim. Diğer sorunuz da ona kurban gitti. Yeri gelmişken ona cevap vereyim: Hayır, H. Öztürk’ün videosunu izlemedim.