Abdulgani Bozkurt
@Abd_el_Gani
Followers
2K
Following
558
Statuses
953
RTEÜ, Uluslararası İlişkiler. (Doç. Dr.) Şehrin öbür ucundan koşarak gelen iki adamın izinde...
Rize, Bayburt, Türkiye
Joined November 2023
Tarihi bir süreçten geçiyoruz. Bir medeniyetin çöküşüne şahitlik ediyoruz/edeceğiz. Yüzyıllardır egemen olduğu için öylesine patırtılı gürültülü çökecek ki. Bu sağır eden çöküşün altında çok kişi kalacak. Ama hikayenin sonunda bu ceberrut sistem yerle yeksan olacak inşallah. İmkanı olan lütfen seyretmekle yetinmesin, elinden geleni yapsın. Bir taş. Bir dua, bir boykot. Elden ne geliyorsa. Hepsinin kolektif olarak anlamı çok büyük. La galibe illallah...
3
25
146
RT @ESAMist: ESAM İstanbul olarak gündemin nabzını tutmaya devam ediyoruz; 7 Şubat Cuma günü İstanbul Üniv. Rektörlük Binası Mavi Salon'da…
0
14
0
RT @KudusBilinci: Kudüs'ü anlamak, tefekkür etmek ve konuşmak için üçüncüsünü düzenlediğimiz Kudüs Bilinci Motivasyon Kampı’nı gerçekleştir…
0
2
0
Kuşların filleri nasıl yendiğini merak edenlere Gazze'yi anlatmalı. Bir avuç imanlı yetim genç, dünyanın tüm müstekbirlerine diz çöktürdü. İsrail'in arkasında ABD, İngiltere, Avrupa, CIA ve diğer güç sahipleri vardı; Hamas'ın ise Allah. Mutlak kudret ve kuvvet sahibinin Allah olduğunu tüm dünyaya efsanevi bir şekilde gösterdiler. Arada kalanların da tecdid-i ve/veya tahkim-i imanına vesile oldular, elhamdülillah.
0
17
77
RT @mercanmh: Gazze'deki ateşkes sürecini zamanlama, muhtemel riskler ve gelecek projeksiyonu bağlamında değerlerdirdiğim analize aşağıdaki…
0
13
0
Savunma Sanayi'de elde ettiğimiz başarının aynısını gıda ve ilaç sektöründe yakalayamazsak tam bağımsız Türkiye hayalimiz hep eksik hep noksan kalacaktır. Bugün uzun süredir takibini yürüttüğüm ve ülkemizin tam bağımsızlığına giden yolda önemli bir kilometretaşı olacağını düşündüğüm sağlık alanında elde ettiğimiz çok önemli bir gelişmeyi paylaşmak istiyorum. 1986 yılından beri sağlık alanında araştırma yaparak 47 farklı buluşa imza atan ülkemizdeki Lokman Hekim geleneğinin önemli temsilcilerinden biri olan muhterem babam Münir Bozkurt’un tümoral kanserlerle ilgili çalışmasında kat ettiğimiz mesafe hakkında paylaşımda bulunacağım. Yaklaşık 40 yıldır sahada birçok kişinin kullanımıyla sonuçları gözlemleme imkanı bulduğu tümöral kanserlerle ilgili çalışması, ülkemizin önde gelen üniversitelerinden birinde ve alanında uzman profesör bir hocamızın analiziyle meme ile akciğer kanser hücreleri üzerinde denenmiş ve her iki organda da kanser hücrelerini öldürdüğü bilimsel açıdan ispatlanmıştır. Bu çalışmanın 4 kıymetli sonucu bulunmaktadır. 1.İnsanlık, neredeyse tüm dünyada kanserde yaygın şekilde kullanılan ve hastalar üzerinde oldukça yıkıcı etkisi olan kemoterapiye artık ihtiyaç duymayabilir. 2.Analiz sonuçlarına göre çalışma hiçbir toksik barındırmamaktadır. 3.Elde edilen sonuçlar balı ihtiva eden bir formülasyon ile ortaya koyulmuştur. Böylelikle Batı ve modern tıp eğitiminin bala yönelik menfi algısının altının dolu olmadığı ispat edilmiş ve hem kadim tıp hem de geleneğimizde önemli bir yeri olan balın kanser hücrelerini çoğaltmadığı ispatlanmıştır. 4.Tümöral kanserler kapsamında çoklu organdan sonuç alınabileceği ispatlanmıştır. Aynı çalışmanın hem akciğer hem de en agresif meme kanseri türünde birbirine yakın sonuçlar vermesi, her organın ayrı değerlendirilmesi gerekliliğini yanlışlamış ve aynı formülasyon ile birden fazla organdan sonuç alınabileceği ortaya koyulmuştur. Çalışmalar farklı aşamlarda devam etmektedir.
0
13
67
Onun içindir ki egzistansiyalist sancılar yaşayıp epistemolojik sorgular yapmalı, Heterodoks ve Ortodoks iktidasi anlayışlardan koparak İslam iktisadı nizamına girmeli :) Nass'ın zamana-mekana göre değişmediğini de bilmeli.
Dünyanın maddi-manevi en büyük musibetlerinden biri faizdir. Faiz fakirden alır zengine verir; Oysa zekat zenginden alır fakire verir.
0
5
17
Bu ara münazaralar moda. İddiam o dur ki; Political order imagination Yani Siyasal düzen tasavvuru'na Sahip hareketlere "İslami Hareketler" (Islamic movements) denir. Dışında kalanlara farklı bir kavrmsallaştırma gereklidir. Buna göre Türkiye'deki tek İslami hareket Milli Görüştür. Son yüz yılın üç büyük İslami hareketi ise Cemaati İslami, Müslüman Kardeşler ve Milli Görüştür. İddiamı bir adım daha öteye taşıyorum. @ProfHilmiDemir çıldıracak ama Hamas, dünyadaki İslami hareketler arasında şu anda en SAHİH İslami harekettir. Aksini iddia edecek herkesle üstelik kendi belirleyeceği moderatör ile münazaraya açığım. Dahası karşıya 5 dakika, bana iki buçuk dakika yeter:) Öyle yağma yok, ağzı olan her istediğine laf atacak. Haydi bakalım, rastgele :)
0
3
38
Suriye'de yeni yönetim nasıl olmalı tartışmalarına dair. Bulduğum her fırsatta Türkiye için önerdiğim sistemi Suriye için de öneriyorum: Çoklu hukuk düzeni. Bütün kavgalar hayat tarzı üzerinden devam ediyor. Şeriatçı olan seküler düzeni, seküler olan şeriata dayalı düzeni istemiyor. Reşit olan her birey hayatı boyunca muhatap olmak istediği hukuk düzenini kendisi belirlesin. Medeni, ticari, ceza vs konularında kendi tercih ettiği hukuk düzenini kabul ederek hayatına devam etsin. Ve bu haklar anayasal güvence altına alınsın. Böylece kimse kimsenin hayat tarzına müdahale etme hakkını kendisinde bulamasın. Hukukçu değilim ve böyle bir düzenin kurulmasının kolay olmadığının farkındayım. Ancak konunun uzmanlarından oluşacak bir ekibin bu mevzuya kafa yorması gerektiğini düşünüyorum. Medine vesikası bize bu konuda çok mühim fikirler vermektedir. Farklı dinlerin, grupların bir arada adalet ve barış içerisinde yaşamasını sağlayacak şey çoklu hukuk sistemidir. Yaptıkları anlaşmaya ihanet eden Beni Kurayza Yahudilerini Efendimiz (sas) İslam şeriatına göre değil kendi şeriatlarına/hukuklarına göre cezalandırmıştır. Kendi hukuk sistemine göre cezalandıran Kurayza'nın itiraz etmesi dahi söz konusu olmamıştır.
0
2
26
Esed rejiminin düşmesinin sahaya dönük en önemli handikaplarından biri Hizbullah-İran lojistik hattının çökmesidir. İsrail ile mücadelede Hamas'tan sonra en büyük bedeli Hizbullah'ın ödediği ile alakalı sanırım gören gözlerin ve işiten kulakların kabulü söz konusudur. Bundan böyle Hizbullah, yeni hatlar kuramaz ise İsrail karşısında mevzi kaybetmeye devam eder. Hatta Lübnan siyasi hayatından silinme riski ile karşı karşıya bile kalabilir. Tüm bunlar Suriye'deki değişim ile alakalı şayialara neden olmakla birlikte yakın zamanda sis perdesinin aralanacağını düşünüyorum. Suriye'nin nüfussuzlaştırılması İsrail'in çıkarınadır tezini savunan bir kişinin tersine göç ile Suriye'nin nüfuslaştırılmasını da İsrail'in zararına okuması icap eder. Bu dakikadan sonra İsrail'e karşı mevzi kaybettirecek en önemli aktör Türkiye'dir. Daha önce de işaret ettiğim üzere HTŞ üzerindeki etki alanı daralır ve HTŞ üzerinde Batı etkisi artarsa kazanan yine İsrail olacaktır. Ve şuyuu vukua dönüşecektir. Bu nedenle Türkiye tarihi bir sorumluluk ile karşı karşıyadır. Suriye'de oluşan yeni denklem Türkiye-İran ilişkilerinin daha rasyonel bir zeminde kurulmasına da imkan tanıyacaktır. Bölgesel rekabet alanlarının azalması iki devletin de odağını ikili ilişkilere yoğunlaştırmasını beraberinde getirecektir. İsrail'e mevzi kaybettirme sürecinde hem İran'a hem de Mısır'a hala ihtiyaç var. Bu bağlamda yakın zamanda Türkiye-İran (ilaveten Mısır) ilişkilerinde bir kopuş değil aksine bir yakınlaşma beklediğimi söylemeliyim. Bu bir temenni ya da düşünceden ziyade tarafların çıkarları için bir gereklilik gibi görünmektedir. Şu süreçte en gergin kişinin Kral Abdullah olduğunu söylemek de oldukça mümkündür.
0
3
26
Şam'ın fethini taçlandıracak iki hamle. 1. Pazarlığa girmeden, ABD imiş, Batı imiş, hadi oradan deyip Fırat'ın doğusunu tamamen alarak Suriye'nin toprak bütünlüğünü sağlamak. 2. Suriye hükumetinin resmi daveti ile TSK'nın Suriye'ye girmesi. En azından devlet kadroları belirlenip istikrar tesis edilene kadar. Hatırlanacağı üzere Esed Rusya'yı davet etmişti. Yeni hükumet de pekala Türkiye'yi davet edebilir.
0
15
60
RT @tv5televizyonu: 🗣️@Abd_el_Gani: 📌2013/14'ten sonra Türkiye, Suriye'de ortada bırakılarak tüm maliyeti ödemek zorunda kaldı 📌Türkiye ve…
0
20
0
Cümlemizden Mehmet hocam. Birkaç hususu netleştireyim. 1. Günümüz dünyasının en zalim aygıtları devletlerdir. Kimisi daha fazla kimisi daha az, ama muhakkak zulüm icra ederler. Çünkü hepsi beşeri sistemlerdir. (Hoş sistem İlahi olsa bile zalim sultan eliyle zulüm yine icra edilebilir). 2. Zalim bir sultan her halükarda alaşağı edilmeli midir? Bana sorarsan dananın kuyruğu burada kopuyor. Zaten İslam hukukunda "bağy" meselesi de bu noktada çerçeveleniyor. Mevzu uzun ama genel hattı şöyle. Bir memlekette halk, zalim sultana başkaldırıp onu indirmeye karar verdiyse yapılacak olan şey fayda-maliyet analizidir. Mesela 20 milyonluk bir ülke varsayalım. 5-10 bin şehit ile rejim devrilecekse orada kıyam edilir, aksi halde eğer yüz binler hayatını kaybedecekse kıyam edilmez ve hazırlık safhası devam eder. Bundan dolayı merhum Erbakan Hoca, kıyam etmeyi düşünen Suriye İhvan'ına hazırlık yapın güç biriktirin demiştir. Refah Partisi'nin kapatılması sonrası gönül verenleri teenni ve sükunete davet etmesi de ondandır, korktuğundan değil. 90'larda İslami camia hem sermaye hem de diğer araçlar açısından güçsüzdü. Olası bir kıyamın maliyeti faydasını çokça geçecekti. 3. Bazen zalim bir sultan devrilince daha büyük zulümler ortaya çıkar. Türkiye IMF'den 8 milyar dolar kredi karşılığında Saddam'ın devrilmesine yeşil ışık yakmıştı. ABD askerlerinin Irak'a Türkiye üzerinden operasyonunu içeren 1 Mart (2003) Tezkeresi yine Erbakan hocanın Ak Parti içindeki Milli görüş geleneğinden gelen 70 civarı vekili etkilemesi sonucu meclisten geçmemiş ancak 19 Mart (2003) gecesi hava üslerini ABD uçaklarına açan tezkere mecliste kabul edilmişti. Tezkereden hemen sonra saldırılara başlayan ABD toplamda 5 bin civarı sorti yapmış ve nihayetinde ZALİM Saddam devrilmişti. Yani Saddam'ın devrilmesinde Türkiye'nin rolü büyüktü. Peki sonra? Evet, Saddam zalimdi ama 4 hususta emniyet subabı idi. A) İsrail pervasızlığı B) Körfez Artistliği C) Şii yayılmacılığı D) Kürt yayılmacığı. Denklemden bazen bir zalimi çekersiniz maliyeti çok daha fazla olur. 4. Arap halk hareketleri de zamanla siyonizmin kılık değiştirmesine dönüştü. Halkların haklı talepleri ve elde ettikleri kazanımlar, karşı devrimler ile bastırıldı. Türkiye bu süreçte büyük oynadı ama büyük kaybetti. Üstelik bölgeyi dizayn etmek isteyen ABD gibi aktörlerle birlikte hareket etti. ÖSO, ABD ile birlikte eğitildi, parlatıldı. Sonra Türkiye'deki hocalar da ateşe odun taşıdılar. Suriye camilerinden cami seçer oldular şükür namazı için. Sonra ABD ile İsrail tercihini Esed'in gitmemesi üzerine yaptı. Çünkü Esed düşerse (İslamcıların bölgedeki artan etkisiyle) İsrail daha da zora girebilirdi. Türkiye bir anda ortada bırakıldı. Sonra savaşın ağır maliyetini ödedi. 5. Türkiye hem Irak hem de Suriye (buna Kaddafi'nin düşürülmesi de dahil edilebilir) olaylarında ABD'nin dolduruşuna ve oyununa geldi. (15 Temmuz hain darbe girişimine değinmiyorum bile). 6. Suriye operasyonu Halep'te tekrar kilitlense ve İdlib'in aşağısından bir tazyikle 4 milyon yeni mülteci ülkemize gelseydi bugün çok farklı şeyleri konuşuyor olabilirdik. 7. Çok şükür ki olmadı ve Şam fethedildi. Çünkü bu defa farklı durumlar söz konusuydu. Her şeyden evvel ABD ile ortak kurulan ÖSO değil neredeyse tamamen Türkiye tarafından oluşturulan SMO vardı. Yine CIA'in İslam coğrafyasına attığı en büyük kazık olan IŞİD yerine daha yerli ve girdiği bölgelerde savaş hukukuna riayet eden bir HTŞ vardı. 8. Uzun süredir ABD merkezli izlenen siyaset bazı insanları haklı olarak tedirgin ediyor. Allah Allah nidaları ile başlayan ve sonunda başarıya ulaşan bir devrim hikayemiz neredeyse yok. Acaba? Acaba bu da bize İsrail-ABD kazığı şeklinde döner mi diye endişe içinde olanlar var. 9. Zamanın ruhuna inanıyorum. Ne muhalifler 2013'teki muhalifler ne de Türkiye 2013'teki Türkiye. Zaman bağlamı önemli. Evet hala riskler var ancak Esed'in devrilmesi mutluluk verici. Sadece bir zalim yıkılmadı, Türkiye de önemli bir mevzi kazandı.
0
7
46
Suriye'nin birçok şehri Gazze'den farksız. Suriye hapishaneleri İsrail zindanlarını aratmıyor. Esed ülkesini öyle bir hale getirdi ki, İsrail Suriye'ye girmiş olsaydı başka ne yapabilirdi diye sormak gerekiyor. Evet, Esed'in düşmesi büyük riskleri de bedaberinde getirdi. Birçok insan da bu riskleri görüyor ve vatan adına bu risklerden tedirgin oluyor. Çünkü İsrail'e alan açılıyor. İsrail'e alan açılması, Esed gibi bir zalimin devrilmesine sevinmeyi asla engellememelidir. Açılan alanda yeni denklemler oluşur ve yeni hesaplaşmalar yaşanır. Hepsi bu. Suriyeli kardeşlerimin heyecanını tüm kalbimle paylaşıyorum. Şam'ın fethi mübarek olsun.
0
18
92
Zafer Turizm'i, Zafer Partisi'nden önce Suriyeli muhalifler kurdu ve ilk iş Esed'i gönderdiler. Suriye menşeli Zafer Turizm, henüz farkında olmasalar da tek siyaseti mülteci düşmanlığı olan Zafer Partisini de Türk siyasi hayatından uğurladı. Taklitlerinden sakının...
Zafer Partisi sözünü tuttu mu bilen var mı? Suriye'ye gitmek isteyenlerin otobüs ücretlerini karşılayacaklardı. Sahi ne yaptılar? :)
0
2
24